dilara Çanial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza...

8

Upload: others

Post on 07-Jun-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Dilara ÇANial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde
Page 2: Dilara ÇANial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde

Sahibi İçel Anadolu Lisesi adına Yusuf ADA Genel Yayın Yönetmeni Servet Hasan KUŞ İnceleme Kurulu Rahşan DOĞAN Nuray ÇINARLI Seçici Kurul Simge AKSOY Dilara ÇAN Beyzanur YILMAZ

Haberleşme İçel Anadolu Lisesi Mezitli/Mersin Tel.: 0(324) 358 16 37- 38 www.ial.meb.k12.tr Grafik/Tasarım/Baskı Bedirhan Arda TEKER

Değerli Okurlar… Eşsiz Lider Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 80’inci yıldönümünde anarken, aslında tek yapmamız gereken O’nu anlamaya çalışmak olmalıdır.

Bugünü bu büyük liderin dünyadan ayrılışını

anmak onun kendimize örnek almamız gereken hangi

özellikleri varsa öğrenmek, bildiklerimizi hatırlamak

şeklinde değerlendirmeliyiz.

Bizler, bugün barış içinde bu güzel ülkede

yaşayabiliyorsak, kadını ve erkeği ile omuz omuza

dayanışma içinde çağdaş dünyada varlığımızı

sürdürebiliyorsak, bilimde, sanatta, sporda dünya

çapında başarılar elde edebiliyorsak, tüm bu güzel

duyguları O’na ve O’nunla birlikte canları pahasına bu

ülkeyi kuran kahramanlara borçluyuz. Ve bu

borcumuzu ödemenin tek yolu çalışmak, daha çok

çalışmaktır. Hepimize düşen görev, Ülkemizi barış

içinde muhafaza ederek, dünyanın gelişmiş ülkeleri

düzeyine çıkarmaktır.

Sevgili öğrenciler, ulusumuzun geleceğinin sizlerin

elinde olacağını bilen Ulu Önder Atatürk, gençliğe olan

inanç ve güvenini; “Benim en büyük eserim” dediği

Cumhuriyeti “Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir.

Cumhuriyeti biz kurduk, O’nu yükseltecek ve

sürdürecek sizlersiniz” sözleri ile gençliğe emanet

ederek göstermiştir. Atatürk’ün, “Hayatta en hakiki

yol gösterici, bilimdir, fendir.” sözleri de bu kutsal

emaneti geleceğe taşırken gençlerin yürüyecekleri

zorlu yoldaki rehber niteliğindedir.

O’nun aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyor,

derginin hazırlanmasında emeği geçen herkesi sevgiyle

selamlıyorum.

Yusuf ADA Okul Müdürü

Y

u

s

u

f

A

D

A

O

Page 3: Dilara ÇANial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde

İnsanlar anılarıyla vardır. Anılarıyla hem kendisini hem bizi var eden Ata’ya

sonsuz Teşekkürler…

ATATÜRK’ÜN ANILARI

Türk Hanımının Yeri Muallimler Ankara'da bir toplantı yapmışlar, bu içtimaya iki üç muallim hanım da iştirak ederek salonda ayrı bir yere oturmuşlardı.Muallim hanımların içtimaya gitmelerini hoş görmeyen meclisteki bazı vekiller Gazi'ye şikayete giderler. Gazi kızarak: ''Kimmiş muallimler cemiyet reisi ? Çağırın onu!''der. Mazhar Müfit birkaç dakika sonra içeri girince gürleyen bir sesle ona çıkışır: ''Siz Muallimler içtimada ne yapmışsınız ? Ne ayıp şey bu?'' Mazhar Müfit şaşakalır. Gazi'den bu hareket mi beklenirdi? Şikayetçiler muzaffer bir beşaretle gülmektedir. Şikayet edenler neşe içinde iken, Gazi'nin sesi hep aynı tonda devam eder: ''Olur şey değil,olur şey değil! Mazhar müfit hala ayakta ve hala ne diyeceğini şaşırmış bir halde cevap vermeye çalışır: ''Efendim vallahi...'' ''Bırak bırak ben hepsini biliyorum, içtimaya muallime hanımları da çağırdınız. Fakat onları niye ayrı sıralara oturttunuz ? Sizin kendinize mi itimadınız yok,Türk hanımlarının faziletine mi ? Bir daha öyle ayrılık gayrılık görmeyeyim, anladınız mı ?''

Yurdumun Toprağı Kral Edward İstanbul'a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı'na yanaşır. Atatürk

de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır.

İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek tozlanır. O sırada Atatürk elini uzatmış

bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Ama Atatürk hemen devreye girer

ve: ''Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.'' diyerek kralı elinden tutup rıhtıma çıkarır.

Page 4: Dilara ÇANial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde

Bize onlarca şey bahşetti ve gurur bunlardan sadece bir tanesiydi…

ATATÜRK’ÜN ARDINDAN YAZILANLAR

“Tarih, silinmez harflerle bu devlet adamın ismini hak edecektir. Atatürk bir halk adamıdır. Kırılmaz azmi,

keskin zekâsı ve kudreti kendisini yendiği alın yazısının önüne getirmiş, böylece yeni Türkiye'nin yaratıcısı olmuştur."(Yugoslavya, Politika Gazetesi, 11 Kasım 1938)

“Vatanını muhakkak bir parçalanmaktan kurtararak gemisini güvenilir bir limana götürdükten sonra

milletinden bir taht istemedi. O, kelimenin bütün anlamıyla bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve siyaset adamı idi. Hayatını milletinin mutluluğuna adadı, bu uğurda genç yaşta hayata gözlerini kapadı."

(Elifba Gazetesi, Şam-1938)

“Türk halkı, Mustafa Kemal’in ölümüyle, bugün sahip olduğu her şeye minnettar olduğu adamı kaybetti.

Anadolu’nun millî bilincinden ve merkezinden doğan yeni dinamik devlet ve “Boğazın hasta adamının” yerine içeride ve dışarıda istikrar kazanmış olan cumhuriyet onun eseridir. O, her yönüyle yeni bir Türkiye

ortaya çıkardı.

(Frankfurter Zeitung Gazetesi, Almanya)

“Bizim aslımız rengi uçmuş bir kıvılcım iken, O'nun bakışı ile cihanı kaplayan ve aydınlatan bir güneş haline

geldik."

(İkbal, Pakistan Millî Şairi)

( Lozan Üniversitesi salonunda Lozan Türk Talebe Cemiyetinin hazırladığı törende. )

“Siz Türk gençleri, bugün Büyük Şef'inizi kaybettiğinizden dolayı ne kadar ağlasanız haklısınız. Üniversite,

sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde bildirmeye imkân yoktur. Bu dâhinin, vatanının tarihinde işgal ettiği parlak sayfaları size hatırlatmak isterim.

Türkiye'yi yaratan, tarihimizin bu en Büyük Adam'ını başımı en derin hürmetle eğerek selâmlarım."

(Profesör MORRF)

“Kemal Atatürk'ün karakterinin bir cephesini göstermek itibariyle bir noktayı hatırlatmak isterim. Bize

savaşlarından birini anlatıyordu. Birdenbire durdu: Görüyorsunuz ya, dedi, birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum. Cesaret ve zekasından başka yüreği bu kadar yüce olan böyle bir Şef'in, yurdu için mucizeler yaratmış olmasına şaşılabilir mi?”(31. Raymond CARTIER, Le Nouvelliste Gazetesi)

Page 5: Dilara ÇANial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde

Ata’dan hepimize bir öğüt var. “Birtakım kuş beyinli kimselere kendinizi

beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur.”

Ata’nın enleri; En büyük hayali Dünya turuna çıkmaktı. Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi

üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.

En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu. Klasik Batı müziği dışında Anadolu

ezgilerini de severek dinlerdi. (En sevdiği şarkılar: Yanık Ömer, Fikrimin İnce Gülü, Vardar Ovası…)

Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. ''Foks'' adını verdiği köpeği Gazi'nin yatağının ayak

ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için

yeni doğmuş bir tay ve annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.

Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayatı boyunca en sevdiği yemek kuru

fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama cani istediğinde çok sevdiği gül reçelini

tercih ederdi.

Atatürk'ün binlerce kitabı vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayatı boyunca hatta cephede

bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin'in ünlü ''Çalıkuşu'' romanını hep yanında taşır, her

gün rastgele bir yerinden açar, birkaç sayfa okurdu.

➢ Atatürk hayatının çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği

yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından

uzaklaştığını düşünüyordu.

➢ Atatürk özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz

ederdi.

➢ Evinde, çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat

edemezdi.

➢ Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı. Oyun sonunda

kazandıklarını iade ederdi.

➢ Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra

yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu`nda bir terziye diktirilmeye

başlanmıştı.

➢ İlk Mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını

söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap

vermişti: "Adam olmak demektir hocam, adam olmak! "

➢ Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızcayı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi

vardı. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi.

Page 6: Dilara ÇANial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde

Eğitim hayatı boyunca en başarılı dersi Matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi

hayatı boyunca sürdü.

Eser, “Başlangıç Tarifler” başlığı altında, cisimlerde var olan üç boyutun açıklanması ile başlar. Daha sonra

hacmin açıklaması yapılır. Hacim ile yüzey arasındaki fark belirtildikten sonra çizginin tarifi yapılır.

Geometrinin nasıl bir ilim olduğu açıklanır. Eser üç kısımdan meydana gelmiştir. Birinci kısmında; çeşit

çizgilerin anlatımı yapılmasının ardından , çember başlığı altında daire, yay, derecenin anlatımı misallerle

verilip çap, yarıçap, kiriş, ok, kesek, değme kelimelerinin anlamı açıklanmıştır. Paralel sözcüğünün

açıklanmasından sonra, açı tanımı yapılarak, çeşitli açılar misallerle anlatılmıştır. Devamında doğru çizginin

türlü durumları ele alınarak doğru, eğik, yatay çizgiler misallerle açıklanmış, bu çizgilerden meydana gelen

açıların tanımı ve derece olarak hesapları birer misalle anlatılmıştır. Çok kenarlarla çitlenmiş olan bir düzey

parçası olarak tanımlanan poligonlar; üçgen, dörtgen, beşgen, altıgen, yedigen ve sekizgenlerin

açıklanmasının ardından, üçgenlerin çeşitleri ve açı değerleri ile paralelkenar, dikey dörtgen, eşkenar

dörtgen, kare ve yamuk da dörtgenler ismi altında yine misallerle açıklanmıştır. İkinci Kısım; Düzeylerin

Ölçülmesine ayrılmıştır. Birinci kısımda tanımı yapılan geometrik şekillerin alan hesaplarının nasıl yapılacağı

yazılı olarak ifade edilirken, matematik işlemleriyle de bu anlatım misallendirilmiştir. Bazı düzeylerin alan

hesaplarının işlemlerinde değişik çözümler de gösterilmiş ve buna ait örnek de eserde yer almıştır. Ayrıca,

imsel şekillerin çevreleri ile alanları arasında oran hesaplamaları işlem olarak örneklerle gösterilmiştir.

Üçüncü kısım ise katılar başlığı altında; silindir, prizma, koni, piramit ve kürenin anlatımları yanında, alan ve

hacım işlemlerinin nasıl yapılacağı verilen misallelerle ifade edilmiştir. Eserin son kısmında yer alan

‘Atatürk’ün Geometri Kitabında Kullandığı ve Tanımladığı Terimler’ başlığı altında bir dizin verilmiştir.

Atatürk’ün kullandığı ve tanımladığı terimlerin sayısının yüz yirmi dokuz olduğu, bu terimlerin abece

sırasıyla verildiği, terimlerin tanımları Atatürk’ün üslubuna ve yazımına olabildiğince sadık kalınarak yapıldığı

ifade edilmiştir. Ancak bazı tanımların sözlük düzeni içerisinde verilebilmesi için yalnızca söz diziminde

küçük değişikliklere gidildiği belirtilmiştir.

Atatürk'ün Türkçemize kazandırdığı geometri terimleri; açı, açıortay, alan, artı, beşgen, boyut, bölü, çap,

çarpı, çekül, çember, dış ters açı, dikey, dörtgen, düşey, düzey, eğik, eksi, eşit, eşkenar, gerekçe, iç ters açı,

ikizkenar, kesit, konum, köşegen, oran, orantı, paralelkenar, taban, teğet, toplam, türev, uzam, uzay, üçgen,

varsayım, yamuk, yatay, yöndeş'tir.

Kaynak: “Tarihsel Bir Anı”, Bilim ve Teknik, Öner Kol Kasım 1981, Sayı: 180, sayfa:16.

Page 7: Dilara ÇANial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde

Hakikat Nerede ?

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır ?

Tuna ezelden Türk diyarıdır.

Bilinen tarihler söylememiş bunu

Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,

Dinleyin sesini doğan tarihin,

Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak

Yalan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.

Asya'nın ortasında Oğuz oğulları,

Avrupa'nın Alplerinde Oğuz torunları

Doğudan çıkan biz

Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz

Türk sadece bir milletin adı değil,

Türk bütün adamların birliğidir.

Ey birbirine diş bileyen yığınlar,

Ey yığın yığın insan gafletleri

Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,

Hakikat nerede?

SİZCE DE NEREDEDİR

BU HAKİKAT? KİMİN

ELİNDE? SAKLANMAYI

MI TERCİH ETMİŞ?

ATATÜRKÇÜ VE

BİLİNÇLİ BİREYLER

OLARAK DÜŞÜNÜN

Page 8: Dilara ÇANial.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/33/12/967897/dosyalar/...sizin bu büyük yasınıza katılmaktadır. Atatürk'ün bu Büyük Adam'ın hayatını burada az bir vakit içinde

ATATÜRK'TEN SON MEKTUP

Siz beni hâlâ anlayamadınız,

Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,

Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs’ın 19 u

diyorsunuz,

Ve eskimiş sözlerle beni övüyor,

övünüyorsunuz. Mustafa Kemal'i anlamak bu değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,

Bırakın rahat etsin anılarda şehitler,

Siz bana neler yaptınız ondan haber verin,

Hakkından gelebildiniz mi yokluğun,

sefaletin,

Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak

değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bana muştular getirin bir daha,

Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan;

Kuru söz değil iş istiyorum sizden

anladınız mı,

Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle

yazdınız mı,

Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda,

Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana

ağlıyorsunuz, Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın,

Uluslar, fethine çıkıyor uzak dünyaların.

Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak

değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız,

Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde

değil,

Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar;

Ancak böyle aydınlanır o sonsuz

karanlıklar.

Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü

Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz hiç

ilerlememiş;

Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek

dururken,

Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani

kaygısız gülen?

Mustafa Kemal'i anlamak işitmek değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar

uluslarla,

Bilime, sanata varılmaz rezil

dalkavuklarla,

Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak

ister,

Paydos öğünmeye, paydos avunmaya,

yeter,

yeter,

Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil,

Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Halim Yağcıoğlu