zaman bulgarístan

12
GAZETENİZLE İLGİLİ DAĞITIM VE DİĞER PROBLEMLER İÇİN BİZİ ARAYINIZ! TEL.: (02) 832 31 11, E-MAIL: [email protected] 13 — 19 HAZİRAN 2016 WWW.ZAMAN.BG YIL: XXIV SAYI: 24 (1213) 0.70 LV SAHURDA VE İFTAR- DA NE YİYELİM Ramazan geldi hoş geldi. Oruç tutacaklar sahur ve if- tar yapacak. Bu ayı daha ra- hat ve sağlıklı geçirmek için, sahurda ne yediğimize dik- kat etmekte fayda var. 07 DOSTLUKLARI YOK EDİYOR İnsanların ayrılmaz bir parçası haline gelen akıllı telefonların boyun ve göz rahatsızlıkları başta olmak üzere sağlık üze- rindeki olumsuz etkileri gide- rek artıyor. Akıllı telefonlar en büyük zararı ise toplum yaşamı üzerinde hissettiriyor. 12 SEVGİ ÇOCUK- LARINDAN 30’DAN FAZLA ÜLKEDE BARIŞ MESAJI 104 ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN DURUMLAR 1AHLÂK 08 DÜNYAYI DEĞİŞTİREN YUMRUK 1SPOR 10 1 Milli İstatistik Enstitüsü’nün (NSİ) verilerine göre Bulgaris- tan’da, 571 yerleşim yerinde ya 10 kişiden az nüfus bulunuyor veya hiç kimse yaşamıyor. BTA‘nın Milli İs- tatistik Enstitüsü’nün sicillerinde yaptığı incelmeye göre 2015 sonu itibarıyla ülkede 5 bin 259 yerleşim yeri bulunurken, bunlardan 257’si şehir, 5 bini ise köy. İki manastırın ise köy statüsü bulunuyor. Köyler- den 411’inde tek rakamlı kişi yaşar- ken, 160 köyün hiç daimi sakini bu- lunmuyor. Tek kişilik köylerin sayısı ise 69. Bunun dışında iki kişilik nü- fusa sahip köyler 67, üç kişisi olan köyler 44, dört kişilik köylerin sayısı ise 46. Nüfusu azalan köyler 11 ilde bulunup, 10 kişiden az insan oturan köyler ise 21 ile dağılmış durumda. Yapılan incelemeye göre, nüfussuz kalan köyler en çok Gabrovo ilinde bulunuyor. İlin toplam 349 yerleşim yerinden 176’sında ya 10 kişiden az veya hiç insan yaşamıyor. Veli- ko Tırnovo bu konuda ikinci olup ilin 54 köyünde devamlı insan otur- muyor. Kırcali ilinde 10 köyde in- san yaşamazken, 23 köyde birer kişi oturuyor. 1HABERLER 02 BULGARİSTAN’DA 160 KÖY İNSANSIZ Nüfusu azalan köyler 11 ilde bulunup, 10 kişiden az insan oturan köyler ise 21 ile dağılmış durumda. Yapılan incelemeye göre, nüfussuz kalan köyler en çok Gabrovo ilinde bulunuyor. Bulgaristan’da, 411 köyde tek rakamlı kişi yaşarken, 160 köyün hiç daimi sakini bulunmuyor. FOTOĞRAF: BEYNUR SÜLEYMAN

Upload: biser

Post on 02-Aug-2016

276 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

Zaman Bulgaristan gazetesí, 13 Haziran 2016

TRANSCRIPT

Page 1: Zaman Bulgarístan

GAZETENİZLE İLGİLİ DAĞITIM VE DİĞER PROBLEMLER İÇİN BİZİ ARAYINIZ! TEL.: (02) 832 31 11, E-MAIL: [email protected]

13 — 19 HAZİRAN 2016 WWW.ZAMAN.BG YIL: XXIV SAYI: 24 (1213) 0.70 LV

SAHURDA VE İFTAR-DA NE YİYELİM Ramazan geldi hoş geldi. Oruç tutacaklar sahur ve if-tar yapacak. Bu ayı daha ra-hat ve sağlıklı geçirmek için, sahurda ne yediğimize dik-kat etmekte fayda var.

07

DOSTLUKLARIYOK EDİYORİnsanların ayrılmaz bir parçası haline gelen akıllı telefonların boyun ve göz rahatsızlıkları başta olmak üzere sağlık üze-rindeki olumsuz etkileri gide-rek artıyor. Akıllı telefonlaren büyük zararı ise toplum yaşamı üzerinde hissettiriyor.

12

SEVGİ ÇOCUK-LARINDAN30’DAN FAZLA ÜLKEDE BARIŞ MESAJI 104

ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN DURUMLAR 1AHLÂK 08

DÜNYAYIDEĞİŞTİRENYUMRUK1SPOR 10

1Milli İstatistik Enstitüsü’nün (NSİ) verilerine göre Bul ga ris-

tan’da, 571 yerleşim yerinde ya 10 kişiden az nüfus bulunuyor veya hiç kimse yaşamıyor. BTA‘nın Milli İs-tatistik Enstitüsü’nün sicillerinde yaptığı incelmeye göre 2015 sonu itibarıyla ülkede 5 bin 259 yerleşim yeri bulunurken, bunlardan 257’si şehir, 5 bini ise köy. İki manastırın

ise köy statüsü bulunuyor. Köyler-den 411’inde tek rakamlı kişi yaşar-ken, 160 köyün hiç daimi sakini bu-lunmuyor. Tek kişilik köylerin sayısı ise 69. Bunun dışında iki kişilik nü-fusa sahip köyler 67, üç kişisi olan köyler 44, dört kişilik köylerin sayısı ise 46. Nüfusu azalan köyler 11 ilde bulunup, 10 kişiden az insan oturan köyler ise 21 ile dağılmış durumda.

Yapılan incelemeye göre, nüfussuz kalan köyler en çok Gabrovo ilinde bulunuyor. İlin toplam 349 yerleşim yerinden 176’sında ya 10 kişiden az veya hiç insan yaşamıyor. Veli-ko Tırnovo bu konuda ikinci olup ilin 54 köyünde devamlı insan otur-muyor. Kırcali ilinde 10 köyde in-san yaşamazken, 23 köyde birer kişi oturuyor. 1HABERLER 02

BULGARİSTAN’DA160 KÖY İNSANSIZNüfusu azalan köyler 11 ilde bulunup, 10 kişiden az insan oturan köyler ise 21 ile dağılmış durumda. Yapılan incelemeye göre, nüfussuz kalan köyler en çok Gabrovo ilinde bulunuyor.

Bulgaristan’da, 411 köyde tek rakamlı kişi yaşarken, 160 köyün

hiç daimi sakini bulunmuyor.FOTOĞRAF: BEYNUR SÜLEYMAN

Page 2: Zaman Bulgarístan

02HABERLER 13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

Bulgaristan’da 160 köy insansız

1Ülkede, en büyük köy Sofya’ya bağlı Lozen olup burada 6 bin 250

kişi yaşıyor. Lozen, Bulgaristan’daki 142 şehirden daha büyük nüfusa sa-hip. Büyüklük bakımından ikinci sıra-da Silistra’ya bağlı Aydemir köyü 5 bin 727 kişi nüfusla yer alıyor. En büyük 10 köy arasında ayrıca, Bistritsa (4 bin 979), Kaziçene (4 bin 737), Draginovo (4 bin 714), Rozino (4 bin 278), Malo Konare (4 bin 145), Trud (4 bin), Kalipetrovo (3 bin 938) ve Gradets (3 bin 935) yer alı-yor. 208 kişilik nüfusu ile Bulgaristan’ın en küçük şehri sayılan Melnik, 2 bin 391 köyden daha küçük. Ülke nüfusunun beşte biri 65 yaş ve üzerinde bulunuyor. Genel itibarıyla bu yaş grubunda sayıca kadınlar çoğunlukta. Bunun sebebi er-keklerden daha uzun ortalama yaşam sürelerine sahip olmalarıdır. Ayrıca Bul-garistan, Avrupa Birliği’nde yaşlı nüfusa sahip olan ülkeler sıralamasında ilk beş-te yer alıyor. İlk dörtte İtalya, Almanya, Yunanistan ve Portekiz bulunuyor. ZAMAN

BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM

1Türk yatırımı Acıbadem Sağ-lık Grubu, resmi olarak Tokuda

Hastanesi ve City Clinik’i bünyesine kattı. Bulgaristan’da en büyük sağ-lık hizmeti haline gelen yeni Acıba-dem City Clinic’in, geçen haftalar-da Rekabeti Koruma Komsyonu ta-rafından yapılan anlaşması onaylan-mıştı. Acıbadem Sağlık Grubu Yö-netim Kurulu Başkanı Mehmet Ali

Aydınlar, City Clinik Müdürü İli-yan Grigorov ve Tokuda temsilci-si Artır Sturn resmi olarak anlaşma-yı imzaladı. İmza töreninden sonra açıklama yapan Aydınlar, bir AB ül-kesi olarak konumun loaksyon için önemli rol oynadığına değinerek, “Biz 18 hastane ve 19 sağlık merke-zine hizmet ediyoruz. Hizmetlerimiz en yüksek seviyededir. Türkiye’de

çok yabancılar var, fakat bizim bü-yük problemimiz AB üyesi olmama-mızdır. Bu Bulgaristan için bir ön-celiktir.” dedi. Yeni sağlık kurumu Rusya, Libya, Ukrayna gibi üçüncü ülkelerden de hasta çekmeyi hedef-liyor. Bulgaristan’da 4 hastane, 4 sa-ğık merkezi ve 2 bin 300 personel ile hizmet verecek olan Acıbadem, 750 yatak kapasitesine sahip olacak.

1Mihaliç köyünde, bir depoda yer alan ve Bulgaristan ile Tür-

kiye arasındaki tel örgü için kullanı-lan 20 metal panelin çalındığı açık-landı. Panellerin uzunluğu 4 met-re olup, her birinin ağırlığı 80 kg. Kaçak göçmenlere karşı Türkiye sı-nırına örülmek için bölgeye getiri-len malzemelerin bir kısmının ça-lınması, inşaatı olumsuz etkileme-yecek. Haskovo Valiliği tarafından

yapılan açıklamada, metal panel-lerin çalınmasına rağmen projenin 15 Haziran’a kadar tamamlanaca-ğı açıklandı. Sofya yönetimi, Brüksel ile Ankara arasındaki mülteci anlaş-ması kapsamında Yunan adalarına geçen kaçak göçmenlerin Türkiye’ye geri gönderilmesinin ardından göç-menlerin Bulgaristan’a yönelmesin-de endişe ediyor ve bu yüzden sınıra tel örgü örmeye devam ediyor.

Belgrad Mahkemesi, Tsvetan Vasilev’in iadesini onayladı

1Belgrad Mahkemesi’nin, iş adamı Tsve tan Vasilev’in Bulgaristan’a ia-

desini onayladığı açıklandı. Va silev’in Sır-bistan’a sığınma talebi ve Sırp vatandaşlı-ğı için talebi konusunda mahkemenin bir tavır almayacağı duyuruldu. İş admının avukatları, bu karara itiraz ederek temyiz mahkemsine başvuracak. Bul ga ristan’a iadesi konusunda son kararı ise Ada-lert Bakanı alacak. Bulgaristan Sav cılığı, Vasilev’in KTB Bankası’ndan 206 milyon leva gasp ettiği için iadesini istemişti.

Romanya’da, gıda zincirlerinde ürünlerin yarısı yerli olacak

1Romanya parlamentosu, Kaufl and ve Lidl gibi gıda zincirlerinde satılan

ürünlerin en az yüzde 51’inin yerli ürün olmasını öngören tasarıyı onayladı. Ta-sarı sahibi milletvekili Marin Anton, ye-ni düzenlemeden hem tüketicilerin hem de üreticilerin faydalanabileceğini açıkla-dı. Yabancı market zincirleri bu değişikli-ğe birçok kez karşı çıktı. Yeni düzenleme yıllık cirosu 2 milyon Euro üzerinde olan marketler için geçerli olup daha küçük-ler bu yenilikten muaf tututlacak. Kanuna uygun hareket etmeyen zincirlere 38 bin dolara varan cezalar kesilecek.

Yeni 16 uçak satın alınacak

1Bulgaristan ordusu 16 yeni uçak ve 2 devriye teknesi satın alacak.

Parlamento, söz konusu işlem için yeşil ışık yaktı. Hava ve kara silahlı kuvvetle-rinin modernizasyonu için kullanılacak yeni askeri araçların temini iki dönemde yapılacak. İlk etapta 8 uçak alınıp, bun-lar 2018-2021 yılları arasında orduya dahil edilecek. Diğer uçakların ise 2023 yılına kadar alınması planlanıyor. Sa-vunma Bakanlığı, ikinci el F16 veya yeni Gri pen uçakları arasında tercih yapacak.

Türkiye’de şehit düşen 2 polis Bulgaristan göçmeni çıktı

1Türkiye’de, geçen hafta mey-dana gelen terör saldırısında

hayatını kaybeden görevliler ara-sında iki Bulgaristan göçmeni ol-duğu anlaşıldı. İstanbul’un merke-zinde polis otobüsüne düzenlenen saldırıda şehit olan polis Kadir Ci-han Karagözlü’nün ailesinin Şu-men bölgesinden olduğu belirtildi. İstanbul’da polis okulundan me-zun olan Kadir’in 6 ay önce dün-ya evine girdiği öğrenildi. Mid-yat ilçesinde teröristlerce bomba yüklü araçla emniyet müdürlüğü-ne düzenlenen saldırıda kadın po-lis Nefi ze Özsoy şehit düştü. 32 ya-şındaki Nefi ze Özsoy’un 1984 yı-lında Kırcali’ye bağlı Çifl ik kö-yünde doğduğu ve ailesiyle birlik-te 1989’da Türkiye’ye göçtüğü ak-tarıldı. Bir ay sonra Edirne’deki ai-lesinin yanına gelmesi beklenen Özsoy’un, 4 yaşında Elif adında bir kız çocuğu bulunuyor. Şehit kadın polisin doğum köyü olan Çifl ikten de cenazeye iştirak edildi. Çanak-kale 18 Mart Üniversitesi Eğitim Fa-kültesi Sınıf Öğretmenliği bölümü-nü kazanan Nefi ze Özsoy, 6 yıldan beri polis görevinde yer alıyordu.

Sınırdaki tel örgü malzemelerini çaldılar

Haskovo Valiliği tarafından yapılan açıklamada, metal panellerin çalınmasına rağ-men projenin 15 Haziran’a kadar tamamlanacağı açıklandı.

Acıbadem resmi olarak en büyük sağlık kurumu oldu

Acıbadem Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, City Clinik Müdürü İliyan Grigorov ve Tokuda temsilcisi Artır Sturn resmi olarak anlaşmayı imzaladı.

Page 3: Zaman Bulgarístan

03HABERLER 13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

İLHAN ŞENOL

1Yaz aylarına girerken sofrala-rın vazgeçilmezidir kiraz. Ay-

tos bölgesinde 10 gün erken ol-gunlaşan kirazların birçoğu top-landı. Van ve Lambert cinsi kiraz-lar ise toplanmayı bekliyor. Aytos bölgesinde Çerna Mogila’da 50-60, Mıglen’de 400, Karageorgievo’da 450-500, Topolitsa’da 400, Polyanovo’da 400 ve Çernograd köyünde 700 dekar civarında ki-raz bahçesi mevcut. Şu anda kiraz ağaçlarının kimisi daha meyve ver-

mese de 3-4 yıl sonra bölgede de-kar başına bir ton kiraz üretilebile-cek. Çerna Mogila köyünün muh-tarı olan ve aynı zamanda kiraz ye-tiştiren Hüseyin Hüseyin, bu se-neki hasılatın iyi olduğunu ve ge-çen senelere kıyasla hava şartları-nın da iyiye gitmesiyle çok zayiat olmadığını ve toptan kiraz fi yatları-nın 0,90-1 leva arasında seyrettiği-ni belirtiyor. Üretilen kirazların ço-ğunu İtalya’dan Franko ve Mike-la fi rmalarının satın aldığını söylü-yor. Topolitsa köyünden Salibryam

Salim İlyaz, Pazarcik şehrinde de-po tutan bir İtalyan fi rması ile çalı-şıyor. Salibryam İlyaz, ‘’Bir İtalyan fi rma ile çalışıyorum. Kendi kö-yümde kirazları satın alıyorum, bir tırlık kiraz toplanınca Pazarcik’teki depoya koyuyoruz. Sonra İtalya ve diğer Avrupa ülkelerine pazarla-nıyor. Bir kısmından da reçel, şe-ker, pastalara ve keklere konuyor. Early Lorry ve Early Burlat 0,60-0,70 levadan, Van ise 1-1,20 leva-dan olarak alıcı buluyor’’ sözleriyle özetliyor piyasanın durumunu.

Bu yıl, kirazcılar hasılattan memnun, toptan fi yat 0,90-1 leva

Topolitsaköyünden Sa-

libryam Sa-lim İlyaz, Pa-

zarcik şehrin-de depo tutan bir İtalyan fi r-ması ile çalışı-yor. FOTOĞRAF:

İLHAN ŞENOL

Lütenitsa, artık Türkiye’dede üretiliyor 1

Bulgaristan’da, vazgeçilmez ye-meklerden sayılan lütenitsa ar-

tık Türkiye’de de üretiliyor. Ülke-nin en büyük reçel, turşu ve konserve üreticilerinden biri olan Penguen Gı-da, Balkan Sosu Lütenitsa’yı sofralara taşıyor. Közlenmiş patlıcan, közlen-miş biber, domates ve farklı baharat-lar içeren yeni ürün, yüzde 100 katkı-sız olarak piyasaya sunuluyor. Sabah kahvaltılarında bu ürününün Türk damak tadına hitap ettiğini belirtiyor. 300 gramlık kavanoz içinde satılan ürünün içeriğinde ayrıca soğan, sarım-sak, ayçiçek yağı ve şeker yer alıyor. Şu ana kadar Bulgaristan göçmenle-ri lütenitsayı Bulgaristan’daki yakınla-rı sayesinde temin edebiliyorlardı. Lü-tenitsa ayrıca göçmen mahallelerinde-ki bakkallarda da satılıyordu. Merkezi Bursa’da olan Penguen Gıda’nın diğer ürünleri arasında Haşlanmış Börül-ce, Kornişon Turşusu gibi kavanazolar dikkar çekiyor. Bulgaristan göçmeni olan Mümin Gençoğlu ailesinin kur-duğu Penguen Gıda, yaklaşık 10 bin çiftçiden oluşan ve 40 bin dekar ala-nı kapsayan ekim alanı ile Türkiye’nin en büyük zirai hammadde alıcıların-dan biri konumunda bulunuyor.

Türkiye’nin en büyük reçel, turşu ve konser-ve üreticilerinden biri olan Penguen Gıda, Balkan Sosu Lütenitsa’yı sofralara taşıyor.

2 yıl sonra meclis binası değişecek1

Halk Meclisi binasının yeri, 2018 yılının ortasına kadar değişe-

cek. Eski Komünist Partisi Merkez bi-nasına taşınacak olan meclisin tava-nı şeffaf cam kubbeyle örtülecek. Pro-jenin yapımı için yarışma düzenle-yen paralamento yetkikileri, Sve-ta Sofya Salonu’nun düzenlenme-si için 24 milyon leva ayırdı. 2018’de Bulgaristan’ın AB başkanlığı öncesi hazır olması beklenen yeni meclis sa-lonunun çelik yapısının 56 ton olaca-ğı açıklandı. Yeni mecliste, 240 millet-vekilinden başka 30 fazla sandalye yer alacak. Cumhurbaşkanı ve loja yerleri de bulunacak. Işıklandırma sistemi ise tasarrufl u lambalar sayesinde sağla-nacak. Yarışma koşullarında belirtilen konuyla ilgili ilginç detay, projeyi ya-pan inşaatçıların gizli bilgilere ulaşımı için izni olması gerekiyor. Devlet sırrı olarak kabul edilen yapıyı inşa edecek adayların son 3 yılda en az 30 milyon cirosu olması gerekiyor. Bu yaz ise şu andaki halk meclis binasında acil bir onarım için 150 bin leva ayrıldı.

BNR, Tuna suseviyesi bülteni-ni kaldırıldı1

Bulgar Milli Radyosu’nun (BNR) Horizont Programı’nda

yayınlanan, Tuna seviyesini haber ve-ren bülten tarih oldu. Her gün saat 15.00 haberlerinden sonra 3 dilde ha-ber verilen Tuna nehrinin su seviye-si verileri programdan kaldırıldı. Yıl-larca aksatmadan sürdürülen bilgiler, Tuna’nın su seviyesi bülteni sadece Sırbistan ve Bulgaristan radyoların-da kalmıştı. Artık 15.00 haberlerinin sonunda Tuna nehri su seviyelesinin verilerinin, İcra Ajansı internet site-sinde yer aldığı bilgisi aktarılacak.

Kazanlık’dagül müzesi faaliyete geçti1

Kazanlık’da yeni Gül Müze-si açıldı. Dünyada kendi türün-

de bir ilk olan müze bir yıl içinde ta-mamlandı. Tasarımı İvelin Nedyal-kov adında bir mimar tarafından ya-pıldı. Hükümet ise binanın yapımı için 1 milyon leva ayırdı. Gül vadi-sinde gül üretimini konu alan müze-de yaklaşık bin eser ziyaretçilerin il-gisini çekiyor. Müzede yüzlerce es-ki fotoğrafın ve gül şişelerinin yanın-da gül yağının yapılışı canlı olarak da gösteriliyor. Bu yıl 2 bin 500 dekar daha fazla gül üreten Bulgaristan, dünya çapında liderliğini sürdürüyor.

1Zooloji uzmanı Nikolay Tsankov, Bulgaristan’da

17 tür yılan bulunduğunu ve bunların ancak 5’inin zehirli olduğunu açıkladı. Toksin sal-gılayan yılanların ikisi ise insan için oldukça tehlikeli bulunu-yor. Ülkede yer alan bu zehir-li yılanların kanunlara göre ko-runma altına alnımış olduğu-nu belirten Tsankov, Boynuzlu Engerek (Pepelyanka) ve Ba-yağı Engerek’in (Usoynitsa) in-sanları soktuğunda hayat teh-likesi olabileceğini kaydetti.

1Cumhurbaşkanı Rosen Plevneli-ev, Ramazan ayının ilk iftarında

farklı din temsilcilerini bir arada buluş-turdu. Cumhurbaşkanı olduktan son-ra üçüncü kez iftar veren Plevneliev, Ramazan’da ilk kez iftara ev sahipliği yapan bir Cumhurbaşkanı olarak gurur duyduğunu ifade etti. İftara diplomat-lar, siyasiler, din adamları ve aydınlar katıldı. Plevneliev, “Dünya gözümü-zün önünde değişiyor. Rekor düzeyde krizle karşı karşıyayız. Çatışma nokta-ları, milyonlarca insanı kendi evini terk etmeye zorladı. Maalesef terörün kötü yüzüne de şahit olduk.” diye konuştu. Nefret dilini kullanan siyasilerin de ol-

duğunu, fakat Sofya’da farklı dini ma-betlerin yanında ülkede farklı din tem-silcileri inancı farketmeksizin birbirle-rine el uzattığını aktardı. İftar öncesi söz alan Başmüftü Mustafa Hacı, vatan sevgisini pekiştirmeyi amaçlayan yola bir örnek olarak tüm Bulgaristan vatan-daşlarının birleşme teşebbüsüne şahit olduğunu belirtti. Hacı, iftarın birbirle-rine iyi davranmaları ve beraber olma-ları konusunda vatandaşlara bir me-saj niteliği taşıdığını kaydetti. Başmüf-tü, birlikteliğin Bulgaristan için yeni bir şey olmadığını, fakat bunu devam etti-rebilmenin önemini vurgulayan sözle-riyle konuşmasını sonlandırıdı.

Plevneliev, geleneksel iftardadin temsilcilerini buluşturdu

17 tür yılandan 5’i zehirli

Page 4: Zaman Bulgarístan

04HABERLER 13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

Д-р Гюнай Мехмедхирург

GSM: 0887 479 889

Д-р Бирсен Реджебневролог

GSM: 0889 251 614

Д-р Кямуран Местанкардиолог

GSM: 0888 884 727

ЛЕКАРСКИ КАБИНЕТИНА ДОГОВОР С НЗОК

Дават се под наем напълно обзаведени кабинети GSM: 0888 884 727

Кърджали, ул. „Осогово“ № 8

Аптека № 7

1Bu yıl 30’dan fazla ülke-de barış mesajları veren

Dünya Çocukları, son gösterisi-ni Brüksel’de gerçekleştirdi. Yak-laşık 5 bin kişi Forest National salonunu doldururken, Belçi-ka Prensi Laurent, Dışişleri Baka-nı Didier Reynders, Federal Mec-lis Başkanı Sigfried Bracke, Par-ti Başkanları ve NBA oyuncu-su Enes Kanter de bu unutulmaz anlara şahitlik yaptılar. Geçtiği-miz yılki program Avrupa Parla-mentosunun himayesinde ger-çekleşirken, bu sene de UNESCO programa ev sahipliği yaptı. Ya-şanan terör saldırıları sonrasın-da zor günler geçiren Belçika’ya, Dil ve Kültür Festivali nefes aldır-dı. Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Uluslar arası Festival, 30’dan faz-la ülkede yaptığı gösteriler son-rasında son gösterisini Brüksel’de gerçekleştirdi. 150 farklı ülke ve 5 kıtadan toplam 400 barış elçisi, Brüksel’i kendine hayran bıraktı.

BU ÇOCUKLAR BİZİM GÖREME-DİĞİMİZİ GÖRÜYORLARPrograma ailesiyle birlikte katı-lan ve gösteri boyunca sık sık aya-ğa kalkarak alkışıyla tempo tu-tan Belçika Prensi Laurent yaptığı açıklamada, barış çocuklarının ge-lecek adına umut olduğunu ifade etti. Laurent, gösteriden çok etki-lendiğini ve aynı zamanda orga-nizatörlerin de bu tarz bir gösteri-yi hazırlayabilmiş olmalarının da kendisini etkilediğini söyledi. La-urent, “Bu çocuklar çoktan sınır-ları kaldırmışlar. Aralarında sınır yok. Onlar bizden çok uzaktalar. Bizim hala anlayamamış oldukla-rımızı bu çocuklar anladılar” dedi.

Sevgi çocuklarından 30’dan fazla ülkede barış mesajı

Bu yılki Dünyanın Renkleri festivaline, Bulgaristan’dan toplam 24 (12 kız, 12 erkek) öğrenci katıldı. Sof ya’nın 140. İvan Bogorov Lisesi ve Özel “Drujba” Lisesi’nin azimli öğrencileri Almanya’nın Düsseldorf kentinde yapılan festivalde fi nale kalırken, Brüksel’de düzenlenen kapanış töreninde seyircilerden güçlü alkış aldı.

Uluslararası Dil ve Kültür Festivaline, Sofya’nın 140. İvan Bogorov Lisesi ve Özel “Drujba” Lisesi’nden toplam 24 öğrenci katıldı.

Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’ne gön-derdiği mesajda, UNESCO Genel Direk-törü İrina Bokova şunları söyledi: “70 yılı aşkın zamandan beri UNESCO’nun kuru-cuları basit bir düşünceyi dile getiriyor: İn-sanların ve kültürlerin karşılıklı korunma-sına yönelik barışçıl çağrı arayışı güçlen-dirilsin, karşılıklı uzlaşmalar teşvik edilsin. Bu manada çokdilliliği, farklılıkları, çoğul-culuğu ve karşılıklı saygıyı yaymak ama-cıyla UNESCO Dünyanın Renkleri başlıklı Uluslararası Dil ve Kültür Festivali ile gü-cünü memnuniyetle birleştiriyor. Bu fes-

tival Etiyopya’dan Avustralya’daki Sid-ney Operası’na ve Washington’daki Beyaz Saray’a kadar bütün dünyadan sanatçıla-rı, bakanları ve gazetecileri bir araya geti-riyor.” UNESCO Başkanına göre farklılık-ların hakim olduğu günümüz dünyasında tekdüzelik çıkışı olmayan bir sokak gibidir. “Kültür mirasını ve kültürlerarası diyaloğu teşvik etmek suretiyle bizler, gençleri barış içinde yaşayacakları hasletlerle donatma-lıyız.” diyen İrina Bokova, uluslararası fes-tivalde yer alan gençlerin, yalnızca ne ka-dar yetenekli olduklarını göstermekle kal-

mayıp, aynı zamanda sanatın ve müziğin sınırları nasıl aştığını ve gerçek bir dostlu-ğa ve etkileşime yönelik anlamlı bir araç olduğunu sergilediklerini kaydetti. Mesa-jında UNESCO Başkanı, “Kültürel çeşitli-lik tehdit altında kaldığında biz, daha çok kültürle ve daha çok çeşitlilikle cevap ver-meliyiz. Dünyanın Renkleri adlı Uluslara-rası Dil ve Kültür Festivali’nin ruhu budur ve ben bu mesajı yaydıkları için organiza-törleri ve katılımcıları tebrik etmek istiyo-rum ve insanın o engin yaratıcılığını tebrik ediyorum.” ifadelerine yer verdi. ZAMAN

UNESCO, Dünyanın Renkleri ile gücünü memnuniyetle birleştiriyor

Page 5: Zaman Bulgarístan

05EKONOMİ 13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

25 YILDA, 500 BİN KİŞİ TARIMI BIRAKTI

1Bulgar Bilimler Akademisi’nin (BAN) 2015 yılı ekonomi raporu-

na göre son 25 yılda, tarım politikasın-dan dolayı ülke 10 milyar leva katma değer ve dışarı giden 500 bin eleman kaybetti. BAN’ın yetkili iktisatçıları, ge-çen yıl ekonomideki büyümede eksi rol oynayan tek alanın tarım olduğunu vur-guluyor. Prof. Veselin Minçev, 2001 yı-lından sonra göçün ülkeyi yıprattığını ve buna sebep olarak diğer AB ülkeleri-ne göre maaşların 19 misli daha düşük olduğu gösteriliyor. Şu anda ise bu açık 6 kata düşmüş olsa bile yine de oldukça büyük bir fark göze çarptığını dile geti-

ren iktisatçılara göre, göçün tek artısını ülkeye gönderilen para transferleri oluş-turuyor. Bu paralarda en büyük sorun olarak ise geri kalmış bölgelere yatırım yapılması yerine geçim temini için kul-lanılması görülüyor. Prof. İskra Beleva, şu anda birçok alanda uzman kadro ye-tersizliğinden dolayı Bulgaristan’ın ele-man ithal etmek zorunda kalacağını sa-vundu. Beleva, geçen yıl yurtdışında ça-lışanların ülkeye 1 milyar levanın üze-rinde para gönderdiğini açıkladı. 2000 yılında ailelere dışarıdan yollanan mad-di kaynağın 300 milyon leva olduğu, 2007’de 600 milyon leva, 2015’de ise

1,3 milyar levayı aştığı belirtildi. Dışarı-dan gelen kaynak konusunda söz alan Beleva, “Bu paralar hazır kaynak olarak kullanılıyor ve hiçbir şekilde iş yapmaya teşvik etmiyor. Aile içinde yetişen bir çocuk, büyüdüğünde dışarda 4-5 ayda çıkaracağı parayı biliyor ve bu yüzden de eğitime yatırımı boş iş sayıyor. Ni-ye bu çocuk doktor veya öğretmen ol-mayı istesin?” diye sitem etti. Raporun diğer rakamlarına göre Bulgaristan’da tarım ekonomisinde açık paradoks-lar yaşanıyor. Mesela, ülkede geçen yıl meyve ve sebzecilerde elmaların ancak yüzde 7’si Bulgaristan üretimi.

Japonlar, Plovdiv’de 2 bin 500 kişilik fabrika kuruyor

1Japonlar Plovdiv yakınların-da pnömatik makine fab-

rikası kuracak. Kendi alanında Balkanlar’ın en büyük işletim ye-ri olması beklenen fabrikada, 2 bin 500 kişi istihdam edilecek. SMC In-dustrial Automation adlı şirketin, şimdi Maritsa Sanayi Bölgesi’nde 180 bin metrekare arazi satın aldı-ğı açıklandı. Arazinin hazır altyapı-sının olduğu belirtilirken, SMC’nin eleman yetiştirmek için özel mer-kez kuracağı aktarıldı. 28 ülkede iş-letim yeri olan SMC Industrial Au-tomation, dünyada pnömatik ve elektrikli sistemler üretiminde lider konumunda. Şirket, bin 360 mü-hendis çalıştırıyor.

Bulgaristan’dan Türkiye’ye rezervasyonlar yüzde 32 düştü

1Turizimde Analiz Enstitü-sü Müdürü Rumen Dra-

ganov, bu yıl Bulgaristanlıların Yunanistan’ı tercih edeceklerini kaydetti. Yaz sezonu boyunca kom-şu ülkeye tatile gidenlerin sayısı-nın 550 bine ulaşmasını beklediği-ni söyleyen Draganov, geçen yıl bu sayının 510 bin olduğunu açıkladı. Türkiye ve Mısır’daki jeopolitik ne-denlerden dolayı, yerli turistler Yu-nan tatil mekanlarını tercih ediyor. Türkiye’ye rezervasyonların yüzde 32 düştüğünü belirten Draganov, ülke içinde her hafta yerli vatan-daşların tatile gittiğini anlattı.

Sofya Havalimanı 35 yıllığına kiralanacak

1Sofya Havalimanı, 35 yıl sü-reyle imtiyaz anlaşmasına su-

nulacak. Ulaştırma Bakanlığı’nın açıklamasına göre kazanan şirket ihale sonrası belli olacak. Katılımcı-larda aranan asgari koşullar arasın-da yılda 6 milyonun üzerinde yol-cusu olan en az bir uluslararası ha-valimanda operatörlük yapmış ol-ması yer alıyor. Müstakbel imtiyaz sahibinin tek defaya mahsus 550 milyon leva ödemesi gerekiyor. Bu-nun yanında ihaleyi kazanan en az 306 milyon leva yatırım yapmasıya yükümlü kılınacak. Yatırımlar ara-sında ise Terminal-1 için yeni yolcu altyapısı oluşturulması yer alıyor. İmtiyaz anlaşmasından devletin 1,2 milyon leva kazanması bekleniyor.

Şili’de elektrik bedava

1Şili’de, güneş panellerin-den elde edilen elektrik aşı-

rı üretimden dolayı ücretsiz ha-le geldi. Ülkedeki bazı bölgeler-de bu tip elektrik fi yatının sıfır ol-duğu açıklandı. Yerli operatörle-rin bilgilerine göre bu ücretsiz arz Nisan ayından itibaren 113 gün sürecek. Geçen yıl bu sürenin 119 gün olduğu açıklandı. Şili’de 29 güneş enerji santrali bulunurken, bunlara 15 daha ilave edilme-si düşünülüyor. Arzın talebi geç-tiği için fi yatlar düşmüş durumda.

2001 yılından sonra göçün ülkeyi yıprattığı ve buna sebep olarak diğer AB ülkelerine göre maaşların 19 misli daha düşük olduğu gösteriliyor.

1Tarım Bakanlığı’nın 2015 yı-lı verilerine göre Bulgaristan’da

geçen sene 213 bin ton meyve üre-tildi. Bu rakam 2014’e göre yüzde 26 daha fazla olup toplam 35 bin hek-tardan elde edildi. 58 bin ton elma, 49 bin ton kiraz, 36 bin ton erik, 35 bin ton şeftali, 14 bin ton kayısı ve yaklaşık 7 bin ton ahududu üretildi. 2015’de üretilen meyvelerin yüzde 97’si pazarlandı. Bunların yüzde 51’i ticaret piyasasına, yüzde 34’ü kon-

serve fabrikalarına, yüzde 5’i ise doğ-rudan tüketime ayrıldı. Yapılan açık-lamaya göre meyve ağaçlarının an-cak yüzde 45’i sulanıyor. En çok ki-raz, elma, ceviz ve erik sulanıyor. Geçen yıl, 46 bin hektar sebze tarla-sı mevcut iken, hasadın önceki peri-yoda göre yüzde 46 daha fazla oldu-ğu açıklandı. Sebzeler arasında 11 bin dekar patates, 3 bin 600 dekar biber, 3 bin dekar fasulye yer alıyor. 2015’de 2 bin 500 ton kültür mantarı da üretildi.

Altı yılda 4 bin şirket kapandı

1Son 6 yılda 4 bin 85 şirket ka-pandı. Bul gar Ekonomi Oda-

sı (BSK), Bul ga ris tan’da 85 büyük, bin orta ölçekli, 3 bin küçük ölçekli şirketin kepenk kapattığını belirtti. BSK; küçük ölçekli şirketlerin yüz-de 92’sindeki eleman sayısının 0 ila 9 arasında olduğunu dile getir-di. Resmi rakamlara göre Bul -ga ris tan’da 800 bin şirket yer alır-ken, bunların ancak 363 bini eko-nomik olarak faaliyet yürütüyor.

Üretilen meyvelerin yüzde 97’si pazarlandı

Geçen yıl yurtdışında çalışanların ülkeye 1 milyar levanın üzerindepara gönderdiği açıklandı. 2000 yılında, ailelere dışarıdan

yollanan maddi kaynağın 300 milyon leva olduğu, 2007’de 600 milyon leva, 2015’de ise 1,3 milyar levayı aştığı belirtildi.

FOTO

ĞRAF

: BEY

NUR

SÜL

EYM

AN

Page 6: Zaman Bulgarístan

06YORUM 13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

1California önseçimleriyle Hillary Clinton’un Demokrat Parti’nin baş-

kan adayı olacağı kesinleşti. Cumhuriyet-çilerin başkan adayının da Donald Trump olacağı kesin gibi. Şimdiye kadar yapılan bütün anketler Clinton’un Trump’a karşı bariz farkla kazanacağını gösteriyor. Hat-ta Trump’ın, bırakın başkan seçilmesini, kendi partilerinin başkan adayı olması-nı dahi kaldıramayan Cumhuriyetçi Parti elitlerinin bir kısmının seçimlerde oyları-nı, ‘Bir defadan zarar gelmez,’ deyip De-mokrat Parti’ye vereceklerini söyleyen-ler bile var… Spekülasyonun sonu yok… Amerikan derin devletinin Hillary’nin başkan olmasına çoktan karar verdiğini, hatta Trump gibi bir adayın Hillary’nın karşısına sırf halk mecburen Hillary’ye oy versin diye çıkarıldığını iddia edenle-rini görmek bile mümkün… Diğer taraf-tan kasım seçimleri öncesinde yaşanabi-lecek sansasyonel bir terör eylemi Ameri-kan seçmeninin kimyasını bozabilir ve bir de bakmışsınız Amerikalıların da nur to-pu gibi bir Kasımpaşalı başkanları olmuş.

Mümkündür.Ama Ortadoğu’ya bakan yönüyle ikili-

den hangisinin başkan olacağının pek de bir önemi yok. Hillary Clinton’un artık söz götürmez hale gelmiş Asya-Pasifi k ilgisi muhtemel bir ikinci Clinton döneminde ABD dış politikasının ekseninin Pasifi k’e kayacağını gösteriyor. Çin-Amerika çe-kişmesinin Clinton dö-neminin en baskın ko-nusu olacağı kesin gibi. Buna karşılık Clinton’un Huma Abedin gibi Or-tadoğu bağlantıları güç-lü bir sağ kolunun oldu-ğunu unutmamak la-zım. Türkiye’de pek iş-lenmeyen e-mail skan-dalından öğrendiğimize göre Clinton en ciddi devlet meselelerini bile Huma Abedin ile istişare etme eğili-minde. Son onbeş yıldır Clinton’un en ya-kınında olan Abedin’in, Hillary Clinton’ın üzerinde kocası Bill Clinton’dan daha çok etkisi olduğunu söyleyenler var. Huma

Abedin’in Ortadoğu siyasetini Suudi Ara-bistan endeksli olarak okuyup yorumladı-ğını söylemek mümkün. Eğer önümüzde bir Hillary Clinton başkanlığı varsa, bu-nun Ortadoğu’da daha az görünmek is-teyen, istediğinde de Suudi Arabistan – İsrail görülmez ittifakına destekle sınırlı bir görünürlük arz eden bir ABD siyase-

ti anlamına geldiği açık. Elbette Hillary’nın başını çokça ağrıtan Libya me-selesiyle kişisel sebepler-le daha fazla ilgilenme-si de mümkündür. Olur da Donald Trump ka-zanırsa durum bundan çok farklı olmaz. Trump Ortadoğu’yu karıştıkça bela çıkaran bir cadı ka-

zanı olarak görüyor ve onun çözüm anla-yışı Amerikan müdahaleciliği değil, Ame-rikanın kendini duvarlarının içine kapa-ması. Trump için Ortadoğu’daki sorun-lar, Amerika’ya bulaşmadığı müddet-çe pek de önemli değil. ‘Bırakalım Pu-

tin ve Hollande uğraşsın,’ demeye teşne bir başkan olacaktır Trump. Bunun an-lamı Suriye’de Rusya ve Esad rejimiy-le başbaşa kalmak demek. Bunun anla-mı İran ve Suudi Arabistan arasındaki ge-rilimde dengenin İran lehine bozulma-sı demek. Bunun anlamı NATO ittifakı-nın en azından Ortadoğu’ya bakan yö-nüyle anlamsızlaşması demek. İşin özü şu: 2017 Ocak ayında Oval Ofi s’te her kim olursa olsun Suriye’de daha aktif, daha müdahaleci, daha Esad karşıtı bi-ri olmayacak. Her kim olursa olsun, İsra-il-Filistin ilişkilerinde tarafl ara barışı da-yatma yanlısı bir yönetim sergilemeye-cek. Her kim olursa olsun, İran’ın nüfuz alanını yayma gayretlerinden bizim duy-makta olduğumuz tedirginliği duymaya-cak. Her kim olursa olsun PYD konusun-da Türkiye’nin endişelerini paylaşmaya-cak. Washing ton’da her kim olursa olsun, Şam’da Esad olacak… Ve biz, daha önce de öngördüğüm üzere bizi Da’eş ve Cebhe-tu’n-Nusra belalarından kurtarması için Esad’ın kapısını çalmak zorunda kalacağız.

Amerikan başkanlık seçimleri ve Ortadoğu

Kerim Balcı

1Oliver Roy ve Kepel, Nilüfer Gö-le ve bu çizgide İslami hareketleri

kategorileştirenler “kültürel İslam-siya-sal İslam” ayrımını yaparlar. Roy ve Ke-pel gibi İslamologların gayesi ayrıştırarak tanımlamaktır, ancak hareketlerin karak-teristik özelliklerini anlamak/anlaşılır kıl-mak için gruplandırmak mümkün. Kate-gorileştirme ile sınıfl andırma/gruplandır-ma ayrı şeylerdir. Bu mülahaza ile Roy’un “Siyasal İslam’ın İfl ası”nı ilan ettiği ilk günden İslami akımları kategorileştir-meden anlamak ve anlaşılır kılmak mak-sadıyla gruplandırmanın yapılabileceği-ni savundum. Roy maksatlı olarak “kül-türel” ve “siyasal” olanın arasında varo-lan kadim-tarihi ve etkin İslami oluşum-ları görmezlikten geldi ki, bunlara ben “sosyal-sivil İslam” denilmesi gerektiği-ni düşünüyorum. Sosyal Müslümanlığın diğerlerinden farkı özünde karşıt olma-yıp siyasete mesafeli olmasıdır. Hükümet dışı, gönüllü ve özerk yapılar olması da, modernleşme sürecine girmiş Müslüman toplumların sivil karakterine işaret eder. İslamologlar geleneksel tarikatlardan ve göçle ortaya çıkmış bulunan cemaatler-den oluşan bu esaslı toplumsal grupla-rı yani sosyal İslam’ı görmediler. Kültür, sosyal ve siyasi alanlar arasında ortaya çı-kan bu farklılaşma sadece Türkiye’ye öz-gü değildir. İslam dünyasının her yerinde benzer farklılaşmalar gözlenmektedir, bu da toplumsal hayatın tabiatına uygundur. Türkiye tecrübesi diğerlerine göre daha belirgindir, Osmanlı’nın yıkılışından beri kesintisiz devam etmektedir. Türkiye’nin otoriter modernizmi tecrübe etmesi, tek-parti yönetimi ve demokrasiye geçildik-ten sonra da İslami hayatın ve görünür-lülüğün kamudan uzak tutulması, siyasi inisiyatif kazanmaları durumunda Müslü-man grupların nasıl yöneteceği konusunu önemli kılmaktaydı. Biz hep Türkiye’nin kendine özgü yapısı ve tecrübesi olduğu-

nu, iktidar olunduğu takdirde diğer böl-gelerde yaşanan trajedilerin yaşanmaya-cağını düşünürdük. 1979’da İran’da dev-rim oldu. Devrim tabii ki büyük bir çal-kantıydı, bazı yapıları al-tüstü etti. Bu altüst oluş-ta Şeriatmedari, Munta-zıri ve Süruş gibi büyük isimler dahi hasar gördü. Ama Sünni dünyadaki çalkantı ve çatışmalar-la mukayese edildiğin-de yine de İran’ın daha az hasarla yoluna devam ettiğini söyleyebiliriz. Sudan, Hasan Turabi’nin fi kri önderliğinde muazzam bir siyasi de-ğişimi gerçekleştirdi fakat modern tarihe örnek sayılabilecek bir anayasa süreci-ne imza atma başarısını göstermişken, askeri darbe ile her şey altüst oldu. Ta-

bii ki en dramatik olay Afganistan’da ya-şandı. 1984’te eğer Hizb-i İslami ve Ce-maat-i İslami basiretli davranıp araların-da ittifak kurabilselerdi, ne Taliban türer,

ne Afganistan’ın içine düştüğü kaos Pakistan’ı da derinden sarsardı. Mısır’da İhvan ve Sele-fi lerin bir araya geleme-meleri, askeri darbeye kolaylık sağladı. Libya ve Suriye’de durum or-tada. Şii-Sünni çatışma-ları, Yemen’deki Zeydi-Şafi i savaşı bambaşka bir dram. Türkiye farklı

olabilirdi. Maalesef olamadı. Eğer her bir grup, kendi özerkliğini koruyup diğeriy-le işbölümü yapma basiretini gösterebil-seydi 2002 ile başlayan süreç Türkiye’yi Ortadoğu’da yol gösteren role sahip kı-

lardı. Kabul edelim, Müslümanlar iktida-rı paylaşamadılar, adil bir iktidar oluştu-ramadılar. 1960’tan bu yana kazanımları-nın neredeyse tamamını kaybettiler; par-lamenter demokrasiye geçildiği 1950’den bu yana özgürlükler ve haklar meyanın-daki kazanımlar da elden çıktı. Bunun birden fazla sebebi var. İki sebep önem-li: Biri Türkiye İslamı’nın iki ana dama-rı Milli Görüş-İslamcı akım ile Nurcu akım(lar) arasında bir türlü giderilemeyen uyuşmazlık; diğeri tarikatların ve cemaat-lerin 21. yüzyılda iktidar ışığını görür gör-mez Osmanlı geleneğine dönüp devle-tin toplumdaki uzantısı ve imtiyazlı gru-bu olma yolunda yarışa girmeleri. Müs-lüman fi kir adamları ise kolayca “aydın-akademisyen” sıfatıyla devletin resmi ve-ya sivil memuru olmayı kabullendiler.

Türkiye’yi model seçen, bir yanlışı tek-rar etmiş olur.

Türkiye model olabilir mi?

Ali Bulaç

Türkiye farklı olabilirdi. Maalesef olamadı. Eğer her bir grup, kendi özerkliğini koruyup diğeriyle işbölümü yapma basiretini gösterebilseydi 2002 ile başlayan süreç Türkiye’yi Ortadoğu’da yol gösteren role sahip kılardı.

Page 7: Zaman Bulgarístan

07SAĞLIK 13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

1Mutfaklarda baha-rat olarak önem-

li yer tutan zencefi l, bu-lantı ve kusmalara kar-şı son derece etkili. Zen-cefi lin antioksidan etkisi-ne vurgu yapan Türk Fi-toterapi Derneği Başka-nı Prof. Dr. Ekrem Sezik, antioksidan alımı için ye-şil çayı ile dönüşümlü ola-rak zaman zaman zence-fi l çay içmekte fayda ol-duğunu söylüyor. Zen-cefi lin, Çin’de hem gıda

hem ilaç olarak emniyet-le kullanılabilecek 70 bit-kisel ürün listesinde ol-duğunu belirten Prof. Dr. Ekrem Sezik, Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu’nun ise zencefi li “genel olarak güvenilir” grubuna dahil ettiğini söylüyor. Bunla-rın zencefi l için çok pozitif değerlendirmeler olduğu-nu vurgulayan Ekrem Se-zik, son olarak şu bilgileri paylaşıyor: “Kısacası, zen-cefi le artık sadece değişik

yararlı etkileri bulunan bir baharat olarak bakılmıyor. Bulantı ve kusmaya kar-şı olan etkilerinin bilimsel verileri yeterli olduğu için ilaç olarak kullanılmakta-dır. Diğer etkilerinden en önemli olanı antioksidan olması. Antioksidan alı-mı için yeşil çay ile dö-nüşümlü olarak zaman zaman zencefi l çayı iç-mekte yarar var. Hamile-ler, safra taşı bulunanlar aşırı kullanmamalıdır.”

• İçeriğinde yağ, karbonhidrat ve protein bulunan tek meyve olma özelliğini taşıyor.

• Saf hurma cildi besler, gebelik ve güneş lekelerini yok eder.

• İçermiş olduğu demir oranı saye-sinde kansızlık problemine karşı etkilidir.

• B1 ve B2 vitaminlerinin beraber olması nedeniyle karaciğerleri güçlendirir.

• Öksürük ve boğaz ağrısına karşı etkilidir.

• İçermiş olduğu bol miktardaki fosfor ve kalsiyum sayesinde ke-mik rahatsızlıklarına karşı koru-yucu bir özelliği vardır.

• Orucun hurmayla açılması du-rumunda, açlığın etkisiyle kişide meydana gelen halsizlik, hurma-nın içeriğindeki şeker sayesinde hemen engellenebilmektedir.

Uzun süreli açlıktan sonra iftarda fazla yemek zararlı mı?1

Uzun süreli açlık-tan sonra iftar vaktin-

de hızla ve fazla miktarda yemek yenirse, kan şekeri hızla yükselebilir (hiperg-lisemi). Bu durumu engel-lemek için, iftarda hemen yemeğe yüklenmek yeri-ne, yavaş yavaş, azar azar ve yemeği zamana yayarak yemek yemelidir.

Bazen de tersi olur: Hız-lı yemek yerseniz şekeri-niz düşebilir! Bazı kişiler-de fazla yemek yemeyi taki-ben, insülin hormonu sevi-yesi hızlı bir şekilde yükselir ve kan şekeri hızlı bir şekil-de düşer (hipoglisemi). Bu duruma bağlı olarak, yeme-ği takiben halsizlik, ağırlık basması, uyuma isteği, baş

dönmesi, soğuk terleme gi-bi şikâyetler oluşabilir.

Doktoru tarafından oruç tutmaması söylenenler…Yüksek riskli diyabet hasta-ları oruç tuttukları takdirde, özellikle çok ciddi kan şe-

keri dengesizlikleri (hiperg-lisemi-hipoglisemi), şe-ker koması (ketoasidoz), su kaybına bağlı sıvı yetersiz-liği (dehidratasyon) ve da-marlarda pıhtılaşmaya me-yil (trombus) gibi hayatı tehdit eden durumlarla kar-

şı karşıya kalabilirler.

Hem diyabeti hem de refl üsü olanlar oruç tutabilir mi?

Hem diyabeti hem de ref-lüsü olanlar oruç tutar-ken çok dikkatli olmalıdır. Uzun süre aç kalıp birden ve hızlı bir şekilde yemek, hem diyabet hem de refl ü için çok sakıncalıdır.

Sahurda yemek yenil-dikten sonra hemen yatılır-sa, refl ü belirtileri artış gös-terir. Sahur sonrası hemen yatılmamalı, bir süre dik konumda istirahat ettikten sonra yatıldığında da yük-sek bir yastık tercih edil-meli ya da yatağın baş böl-gesi yükseltilmelidir.

Antioksidan için zencefi l çayı

1Ramazan geldi hoş geldi. Oruç tutacaklar her gece sahura kal-

kacak. Bu ayı daha rahat ve sağlık-lı geçirmek için, sahurda ne yediğimi-ze dikkat etmekte fayda var. Sahurda hem tok tutan hem de sindirim siste-mini rahatlatan yiyecekleri seçmek ge-rekiyor. Onlardan bazıları şöyle:

• İçerdiği proteinden dolayı uzun süre tok tutan yumurta, yoğurt ve peynir

• Yüksek lif oranı ile tok tutan tam buğday veya çavdar ekmeği

• Ceviz-badem gibi yağlı tohumlar• Taze veya kuru meyve çeşitleri• Yağsız söğüş salata ve yeşillikler• Yeşil mercimek, fasulye, nohut

ve bezelye gibi baklagiller• Mideyi rahatlatan ve tok tutan

sebze çorbası ve mercimek çor-bası vb.

SAHURDA YAĞLI YEMEYİNSahurdan sonra mide ağrısı sorunu-nun önüne geçmek için bazı yiyecek-

lerden uzak durmalı:• Tuzlu zeytin, turşu ve kuruye-

mişler gibi susatan yiyecekler• Yağ bakımından zengin

salam, sucuk, pastırma gibi işlenmiş etler

• Yine yağlı olması nedeniyle kı-zarmış patates, patlıcan gibi yi-

yecekler• Poğaça, börek gibi yağ içeriği

yüksek seçenekler• Şekeri ani yükseltip düşüren

baklava gibi tatlılar• Kan şekerinde ani oynamala-

ra sebep olan ve mideyi rahatsız eden asitli ve şekerli içecekler.

Sahurda sağlıklı ve tok tutan yiyecekleri tercih edin

Orucu hurmayla açın, halsizliği yenin1

Ramazan ayının gelmesiy-le hurma da iftar sofraların-

daki yerini aldı. Çoğumuzun haya-tında Ramazan’a özel bir yeri olan hurmanın düzenli bir şekilde tüke-tildiğinde kalp-damar rahatsızlık-ları ve kansere karşı koruyucu özel-likleri var. Hurmanın içerisinde mi-neral, fenol ve lifl e birlikte potas-yum, magnezyum, kalsiyum, fosfat, demir ve sodyum gibi mineraller de oldukça fazla. Şeker oranı fazla ol-masına rağmen kilo alımına sebep olmayan bir yapıya sahip olan hur-manın, sindirim sistemi rahatsız-lıklarına yani kabızlık ve ishal gi-bi problemleri engellemeye ve ön-lemeye yardım ettiği biliniyor. Fa-tih Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hayrettin Mutlu, “Gündelik yaşamın insanda oluş-turduğu stres ve yorgunluk duygu-sundan kurtulabilmek için hemen hemen her gün hurma yemekte ya-rar var.” tavsiyesinde bulunuyor.

Page 8: Zaman Bulgarístan

13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

NAMAZ VAKİTLERİGünler İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı

13 Pazartesi 3.27 5.43 13.34 17.35 21.12 23.1214 Salı 3.27 5.43 13.34 17.36 21.12 23.1315 Çarşamba 3.27 5.43 13.34 17.36 21.13 23.13 16 Perşembe 3.27 5.43 13.34 17.36 21.13 23.1417 Cuma 3.26 5.43 13.35 17.36 21.13 23.1418 Cumartesi 3.26 5.43 13.35 17.37 21.14 23.1519 Pazar 3.27 5.43 13.35 17.37 21.14 23.15

SOFYA’DAN ÖNCE: Peştera, Velingrad 4 dk Pleven, Smolyan 5 dk. Karlovo, Plovdiv, Pazarcik 6 dk. Kırcali, Kazanlık, Momçilgrad, Sviştov 7 dk. Has-kovo, Krumovgrad, St. Zagora, V. Tırnovo 9 dk. Ruse, Harmanli, N. Zagora 10 dk. Popovo 11 dk. Omurtag 12 dk. Kubrat, Razgrad, Tırgovişte, Yanbol 13 dk. İsperih, Tutrakan, Şumen, Preslav 14 dk. Karnobat 15 dk. Aytos, Novi Pazar, Silistra 16 dk. Burgas, Provadiya 17 dk. Varna, Dobriç 18 dk.

NAMAZ TESBİHATINI YAPANLARA EFENDİMİZ’İN (SAS) MÜJDESİ VAR

Namazlardan sonra pek çoğumuz tesbihat yap-mayı ihmal ediyoruz. Namaz sonrası 3-5 daki-kamızı alacak tesbihatın ne kadar kıymetli oldu-ğunu Peygamber Efendimiz (sas) bize şöyle ifade ediyor: “Kim her namazdan sonra 33 defa Allah’ı tesbih eder (Sübhanallah), 33 defa Allah’a hamd eder (Elhamdülillah), 33 defa da Allah’ı tek-bir eder (Allahü ekber) ve 100’ü tamamlamak için de “La ilahe illallahu vahdehû lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehülhamdü ve hüve ala külli şey’in kadîr” derse, hata ve günahları deniz kö-püğü kadar çok olsa bile bağışlanır.” MÜSLİM

GÖKLER ÖTESİNDEN NURLARO sayılı günler, Ramazan ayıdır. O Ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yo-la götüren Ve hakkı batıldan ayıran en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur’ân o ayda indi-rildi. Artık sizden kim Ramazan ayının hilâlini görürse, o gün oruca başlasın. Hasta veya yolcu olan, tutamadığı günler sayısınca, başka gün-lerde oruç tutar. Allah sizin hakkınızda kolay-lık ister, zorluk istemez. Oruç günlerini tamam-lamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden ötü-rü Allah’ı tazim etmenizi ister. Şükredesiniz di-ye bu kolaylığı gösterir. BAKARA 185

SÖZ SULTANI’NDAN (SAS)Allah Resulü (sas) şöyle buyurmuşlardır: “Nice oruç tutan kimseler vardır ki ona orucundan ka-lan sadece bir açlıktır. Nice gece ibadetine kal-kan vardır ki ona bu ibadetinden kalan sadece bir uykusuzluktur. İBN MÂCE, SIYAM, 21

HUZUR İNSANA ALLAH’TAN GELİRHuzur, her ferdin vicdanında Allah’ı bulması, O’nunla maiyete ermesi her dem O’nunla dol-ması, coşması ve zamanla tamamen O’nun nu-runa gark olmasıdır. Huzur insanın kendisin-den değildir. Huzur, bize O’ndan gelir. Bu da, herkesin derecesine göre tecelli eder.

SALAVATNÂMEAllahümme salli alâ Muhammedin abdike ve resülike ve salli alel mü’minîne vel mü’minâti vel müslimîne vel müslimât.

RABB’E MÜNACÂTEy rahmeti sonsuz Rabb’imiz! Başı rahmet, or-tası mağfi ret, sonu da cehennemden kurtu-luş olan Ramazan ayını hakkımızda hayırlı kıl. Rahmetin yağdığı bugünlerin sonunda bizleri hakiki bayramlara ulaştır.

ORUCU BOZAN VE BOZMAYAN DURUMLAR

Mübarek Ramazan ayındayız ve oruç tutarken bazı zaman günlükihtiyaçlarımız oluyor ve bu durumlarda oruç bozulur mu diye şüpheleniyoruz.

İşte orucu bozan ve bozmayan durumlar hakkında geniş açıklamalar.

GUSÜL ABDESTİ ORUCU BOZMUYORAğız veya burundan su yutulma-dıkça yıkanmakla veya gusül ab-desti almakla oruç bozulmaz. Geceden cünup olarak imsak vaktine girmek oruca zarar ver-mediği gibi, oruçlu iken boy ab-desti almak da orucu bozmaz.

Ramazan orucunun mazeret-siz olarak bozulması durumun-da hem kefaret, hem de bozu-lan orucun kaza edilmesi gerekir. Orucun mazeretsiz olarak bozul-ması durumunda hem kefaret (2 kameri ay veya 60 gün ara ver-meksizin oruç tutmak), hem de bozulan orucun kaza edilir.

DIŞ FIRÇALAMAKLA ORUÇ BOZULMAZAncak diş macununun veya su-yun boğaza kaçması halinde oruç bozulur. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişler imsaktan önce ve iftardan sonra fırçalanmalıdır.

KUSMA ORUCU BOZMAZKişinin kendiliğinden kusması orucu bozmaz, ancak kendi isteği ve müdahalesiyle gelen kusma, ağız dolusu ise oruç bozulur.

DİL ALTI HAPLARI ORUCU BOZMAZSağlık problemleri çerçevesinde, astım hastalarının kullandıkları spreyler, göz ve burun damlaları, kalp hastalarının dil altı hapları ve fi til kullanmak orucu bozmuyor.

ENDOSKOPİ ORUCU BOZAREndoskopi veya kolonosko-pi yaptırmak, makat veya ferç-ten ultrason çektirmek ise oru-cu bozan haller arasında. Ancak söz konusu işlemlerde sindirim sistemine su, yağ ve benzeri gı-da özelliği taşıyan bir madde gir-memesi durumunda, endosko-pi, kolonoskopi yaptırmak, ma-kat veya ferçten ultrason çektir-mek de orucu bozmayan tedavi-ler arasında sıralanıyor.

İdrar kanallarına giren cihaz-lar veya akıtılan ilaçlarla lokal anestezi orucu bozmazken, böl-gesel ve genel anestezide serum verildiği için oruç bozuluyor.

KULAKTAN SU GİRMESİORUCU BOZARKulak zarının delik olması du-rumunda, kulak yıkattırılırken suyun mideye ulaşması halin-de oruç bozuluyor, ancak kulağa damlatılan ilaç veya kulağın yı-kattırılması orucu bozmuyor.

Lavman yaptırmak konusun-da kalın bağırsaklarda su, glikoz ve bazı tuzlar emildiği için, gı-da içeren sıvının bağırsaklara ve-rilmesi veya orucu bozacak ka-dar su emilecek şekilde verilen suyun bağırsakta kalması du-rumunda oruç bozuluyor. An-cak, suyun bağırsaklara verilme-sinden sonra bekletilmeyip ba-ğırsakların hemen temizlenmesi durumunda, oruç bozulmuyor.

KAN VERMEK ORUCU BOZARGıda ve keyif verici olmayan en-jeksiyonlar, yemek ve içmek an-lamına gelmediklerinden orucu bozmayan tedaviler arasında sayı-lıyor. Ancak gıda veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozuyor. Has-taya serum veya kan verilmesinde de, aynı hüküm geçerli oluyor.

Hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleş-tirilen hemodiyalizde oruç bo-zulmuyor, diğer diyaliz çeşitle-rinde ise vücuda gıda içerikli sıvı verildiği için oruç bozuluyor.

DİŞ ÇEKTİRMEK ORUCU BOZMAZAnjiyografi ve anjiyoplasti ope-rasyonlarında, biyopside, kan aldırmada, akupunktur tedavi-lerinde, merhem ve yapıştırı-lan ilaçlı bant kullanımında oruç bozulmuyor.

Oruçlu bir kimsenin morfi n-li veya morfi nsiz olarak dişlerini tedavi ettirmesi veya çektirme-si de orucu bozmayan hallerden biri. Ancak tedavi esnasında, kan veya tedavide kullanılan madde-lerden herhangi birinin yutulma-sı orucu bozuyor. Susuz da ol-sa ilaç kullanmak da orucu bozan durumlar arasında yer alıyor.

DİŞ MACUNU ORUCU BOZARDiş fırçalamak oruç bozmazken, diş macunu veya suyun boğaza kaçması halinde oruç bozuluyor.

Page 9: Zaman Bulgarístan

-

8.GÜ

N9.G

ÜN

10.G

ÜN

ARAYALIM

11.G

ÜN

12.G

ÜN

13.G

ÜN

14.G

ÜN

Her günün ayrı güzel Ram

azanRam

azan’ın Günlüğü 2. Hafta

HAYDİ EZBERLEYELİM:

EZAN DUASI

ANLAMI:

-

AİLECEK YAPILACAK FAALİYET:AKŞAM

NAM

AZINI

AİLEMİZLE BİRLİKTE

KILALIM

34

Page 10: Zaman Bulgarístan

10SPOR 13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

Dünyayıdeğiştirenyumruk

Dünya spor tarihinin gelmiş geçmiş en büyük efsanesi, olimpiyat ve dün-ya şampiyonu boksör Muhammed Ali, hayata veda etti. 74 yaşındaki efsa-nenin ölümü büyük yankı uyandırdı. Müslüman, Hristiyan, Doğulu, Batılı, Siyahi, Beyaz, Türk, Kürt bütün dinlere, ırklara ve etnik kökenlere mensup sevenleri ölüm haberini alır almaz sosyal medyada gündem oluşturdu.

1Dünyanın en ücra köyle-rinde bile insanların ge-

ce yarıları kalkıp maçlarını izle-diği, “Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım” vecizesi dillerde dolaşan Muhammed Ali, tüm insanlar için efsane bir boksör-dü. Kendi deyişiyle ‘en iyinin de iyisiydi’. ‘Şampiyon’ onun ikinci adıydı. Muhammed Ali’yi benzersiz kılan ve bir boksör-den çok daha ötesi haline geti-ren kişiliğiydi. Agresifti, kendi-ni önemsiyordu. Hatta kibirliydi fakat vicdanı, insan hakları ko-nusundaki duyarlığı, savaş kar-şıtlığı, ırkçılık karşısında takın-dığı tavır, onun dünya çapında bir aktivist olmasını sağlamış-tı. Bu yönüyle uzun yıllar maz-lumların, yenilmişlerin temsilci-si oldu. O kazandığında, kendi kazanmış gibi seviniyordu in-sanlar. Bugün onun ardından gösterilen ilgi ve sevgi çembe-rinin sebebi buydu. Uzun süre-dir Parkinson hastalığıyla ver-diği mücadeleye yenik düşen Muhammed Ali, sporcu kim-liğinin yanında aktivist tavrıy-la da biliniyordu. Müslümanla-ra ve ABD’deki siyahi hareket-lere destek veren Ali, bu uğur-da olimpiyat madalyasını nehre atmakta bile tereddüt etmedi. Gelmiş geçmiş en büyük spor-cuların başında gösterilen Mu-hammed Ali, Parkinson’a kar-şı verdiği 32 yıllık maçın son ra-undunu önceki hafta oynadı. 74 yaşındaki efsanenin ölüm ha-berini kızı Rasheda şu sözler-le dünyaya duyurdu: “Artık acı çekmeyecek. Babam, en iyi ar-kadaşım ve kahramanım, ya-şayan en mükemmel insan ha-yatını kaybetti.” Tüm dünya-nın saat farkı gözetmeksizin maçlarını seyrettiği ve herke-sin kendinden bir şeyler bul-duğu Ali’nin hikayesi de ka-riyeri gibi sıradışı. 1954 yılı-nın ekim ayında panayırda bi-sikleti çalınan Muhammed Ali ya da o dönemki adıyla ‘Cas-sius Clay’ boksör olmaya ka-rar verir. Genç yaşında dik-katleri üzerine çeken Ali, he-

nüz 18 yaşındayken 1960 Ro-ma Olimpiyatları’na katılır ve altın madalya alarak ismini tüm dünyaya duyurur. İtalya’dan döndükten iki gün sonra yaşa-nanlar Ali’nin kişiliğinin özeti-dir adeta. Bir lokantada sadece beyazlara yemek verildiğini öğ-renen genç şampiyon, olimpi-yat madalyasını Ohio Nehri’ne atmakta tereddüt etmemiştir.

22 yaşında Dünya ŞampiyonuMuhammed Ali, 1964 yılında Sonny Liston’u yenerek ‘dünya şampiyonu’ ünvanını kazandı. Bu maçın ardından ise Ali, tüm dünyayı şaşırtacak bir açıklama yapar. O dönem Amerika’daki müslümanların siyahi lide-ri Malcolm X’le tanışan Ali, İs-lamiyeti seçtiğini şu sözler-le duyurur: “Cassius Clay be-nim köle adımdı. Artık köle de-

ğilim. Bundan sonra adım Mu-hammed Ali.” Aynı yıl Ernie Terrell’la yaptığı maçta ise ade-ta şov yapar. Terrell, maç önce-si toplantıda Ali’ye müslüman-lıktan öncesi ismiyle hitap eder. Bu duruma sinirlenen şampi-yon boksör, ertesi gün maç bo-yunca attığı her yumrukta ‘Şim-di benim adım ne?’ diyerek ra-kibine adını söyletmişti. 1967 senesinden takvim yaprakla-rı düşerken Ali’yi bir başka mü-cadele bekler. Vietnam’a savaşa gitmeyi kabul etmez ve gerek-çesini şu sözlerle ortaya koyar: “Onlar bana hiçbir şey yapma-dılar ki savaşayım. Louisville’de insanlar hâlâ ‘pis zenci’ diye ça-ğırılıp köpek muamelesi görü-yorken ve en basit haklarından bile mahrumken benden üzeri-me bir üniforma geçirip 10000 mil ötedeki bir ülkede bomba atıp kurşun sıkmamı nasıl bek-

lerler? Benim halkımın gerçek düşmanı burada, Amerika’da. Kendi özgürlüğü, kendi ada-leti ve eşitlik için savaşan o in-sanları köleleştirmede kullanı-lan bir maşa olmayacağım. Di-nimi, halkımı ve kendimi küçük düşüremem. Kendi inandığım değerler için direniyorum. Kay-bedecek hiçbir şeyim yok. Beni hapse atacaklarmış, ne olmuş sanki? Zaten 400 yıldır hapiste-yiz.” ABD hükümeti, Ali’nin li-sansını ve pasaportunu elinden alır ve 5 yıl hapis cezası verir. 1970’te açtığı temyiz davasını kazanır ve boksa geri döner.

Ünvan için kırık çeneyle dövüştüKaybettiği ünvanı hemen almak ister Ali. Hemen bir sene son-ra Joe Frazier’la ‘Asrın Maçı’na çıkar. Otoriteler 3 yıl ara veren Ali’nin Frazier gibi rakiple dö-

vüşmesini en hafi f ifadeleriyle ‘Adaletsiz’ bulur. Nitekim pro-fesyonel kariyerinin ilk yenil-gisini de Frazier’a karşı alır Ali. Ardından Ken Norton’a çenesi-nin kırıldığı maçta sayıyla mağ-lup olur. Otoriteler boks hayatı-nın bittiğini düşünürken yenil-diği rakiplerden sırayla rövan-şı alır. 73’te Fraizer’i iki rauntta nakavt eder. Ardından George Foreman’ı devirip tekrar Dünya Şampiyonu olur. 78’de Spinks’i de ringe gömer ve 3. kez dün-ya şampiyonu olan ilk boksör olur. Aynı yıl eldivenlerini asar ve çok sevdiği spora veda eder. Profesyonel olarak sadece 5 kez yenilen, Olimpiyat ve dünya şampiyonu Muhammed Ali, 36 yaşına kadar bütün şampiyon-lar için tek bir isim olmayı ba-şardı. 37’si nakavtla olmak üze-re 56 maçtan galip ayrıldı.

Muhammed Ali’nin unutulmaz sözleri• Ben dünyanın en yakışık-

lı, en güçlü, en hızlı boksö-rüyüm. Maçın hangi rauntta biteceğini bilen tek boksör. (Sonny Liston’la yaptığı ma-çın ardından)

• Bana iki seçeneğin var de-niyor: Ya cezaevine gidersin ya da askere. Başka bir seçe-nek daha olduğunu hatırlat-mak isterim: Adalet (Beyaz öğrencilere yaptığı bir ko-nuşmadan)

• Çok hızlıyım çok. O kadar hızlıyım ki, dün gece yatak odamda ışığı kapadım ve daha ışık sönmeden yatağı-ma yattım.

• Ben boksu özlemeyeceğim, boks beni özleyecek.

• Alt tarafı bu da bir iş. Otlar büyür, kuşlar uçar, dalgalar kumları yalar. Ben de insan-ları döverim.

• Ben en iyisiyim. Bunu gözle-rimle görmeden önce de söy-lüyordum. Sakın bana şu işi yapamazsın demeyin. Ola-naksız olduğunu anlatmayın. En iyisi olmadığımı söyleme-yin. Ben en iyinin de iyisiyim.

Page 11: Zaman Bulgarístan

11EĞLENCE 13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

SÖZCÜK AVI

Aşağıdaki sözcükleri bulmaca karelerinde arayın ve bulduklarınızın üzerini karalayın. Geride kalan harfler bir şarkıdan sözleri oluşturacaktır.

ALTILI

BEŞLİK

CENNET

ÇATLAK

DİZLİK

EKSTRA

FİLTRE

GAMBOT

HİLKAT

IZGARA

İKTİZA

JALUZİ

KASTOR

LAKLAK

MANTAR

NEKTAR

OYLAMA

PESTİL

REZENE

SUSKUN

ŞUBAT

TURAÇ

Ç İ A L E L İ B A M A L Y O

A E Ş L H İ L K A T I M G İ

B R J T T S İ G G A M B O T

M T A U Ö I U N E Ü L S I T

A L L R R D L S A K Ş I E M

N İ U A G K I I K İ S N B İ

T F Z Ç İ A Z K A U N T N G

A Ö İ L Z R G Y A E N Ş R I

R M Z G O İ A B C İ Ç A Ğ A

L İ A T K R R A A Z İ T K İ

D N S U E K A N Ç Ş U B A T

U A M Z İ A R T I A K Ç A L

K K E L K A L K A L T A N U

N N Ş U M Ç A L D E R L D İ

E E N İ S L İ T S E P Ö A Y

B L E N E K T A R B A N A K

CEVAPLAR

minibulmaca

SÖZCÜK AVIÇileli başım gibi, gönül sırdaşım gibi / Akan gözyaşım gibi, çağla kanunum artık / Çal kanunum çal, derdini söyle bana

Mini Bulmaca

Page 12: Zaman Bulgarístan

13 — 19 HAZİRAN 2016 ZAMAN

1İnsanların ayrılmaz bir parça-sı haline gelen akıllı telefon-

ların boyun ve göz rahatsızlıkla-rı başta olmak üzere sağlık üzerin-deki olumsuz etkileri giderek artı-yor. Akıllı telefonlar en büyük zara-rı ise toplum yaşamı üzerinde his-settiriyor. Aileler birlikte oldukla-rı zamanlarda telefonlarla meşgul olurken, arkadaş ve dost meclisleri de akıllı telefonların saldırısı altın-da. Almanya’daki Würzburg Üni-versitesi ve İngiltere’deki Nottin-gham Trent Üniversitesi’nin Kas-persky Lab şirketi adına gerçekleş-tirdiği çalışmaya göre araştırmaya katılanların yüzde 37,4’ü akıllı tele-fonların arkadaşlarından çok daha önemli ya da eşit derecede önem-li olduğunu söyledi. İlginç sonuç ise aile yaşamı ile ilgili verilen cevap-larda görüldü. Araştırmaya katılan-ların yüzde 29’u telefonların anne ve babalarından daha önemli oldu-ğunu söyledi. Yüzde 17’ye göre ise eşlerinden daha önemli. Araştırma-ya katılanların yüzde 1’ine göre ise akıllı telefonlar her şeyden çok da-ha önemli. Bazılarının araç kulla-nırken, duş alırken, uykuya dalar-ken ellerinden düşürmediği tele-

fon bağımlılığı sosyal yaşamı tehdit ediyor. Kaspersky Lab’ın daha ön-ce yaptırdığı bir çalışmada da akıl-lı telefon bağımlılığı veba salgını-na benzetilmişti. Akıllı telefon ba-ğımlılığı insanlarda inovatif düşün-

ceyi yok ederken, hafıza kaybına da neden oluyor. Akıllı telefonlar ar-tık beynimizin bir uzantısı haline gelmiş durumda. Araştırmaya katı-lan yetişkinlerin ofi s numaraları ya da çocuklarının numaralarını tele-

fonlarına bakmadan hatırlayamadı. Yaklaşık üçte bir de eşlerinin nu-maralarını ezberleme ihtiyacı duy-mamış. Sonuçlara göre vatandaşla-rın yüzde 91’i internet ve cihazlara hatırlatma aracı olarak bağımlı.

DOSTLUKLARI YOK EDİYOR

Rusya’nın yazılım gü-

venlik şirke-ti Kaspersky

Lab’ın yap-tığı çalışma-ya göre akıl-lı telefonlar

arkadaşlıkla-rı yok ediyor.

FOTOĞRAF: ERKAN TUNCA