tatli hayat sayi 37 mayis 2015

92
SAYI: 37 MAYIS 2015 16 80 MÜKEMMEL BAKLAVA İÇİN TSE'DEN BAKLAVA STANDARDI FARKLI BİR SANAT DALI TAŞ BOYAMA 72 66 GIDA KATKI MADDELERİNİN KULLANIM AMAÇLARI TARİHİN AYNASI İSTANBUL KAPILARI

Upload: ferhat-gedik

Post on 22-Jul-2016

285 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

BAKTAD adına çıkardığımız dergimizin Mayıs 2015 sayısıdır. Yayına Hazırlayan GoldenCityMedia

TRANSCRIPT

Page 1: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

SAYI: 37MAYIS 2015

16 80MÜKEMMEL BAKLAVA İÇİN TSE'DEN BAKLAVA STANDARDI

FARKLI BİRSANAT DALITAŞ BOYAMA72

SAYI

37

/ M

AYI

S 2

015

TATL

I H

AYA

T D

ERG

İSİ

66GIDA KATKI MADDELERİNİN KULLANIM AMAÇLARI

TARİHİN AYNASI İSTANBUL KAPILARI

Page 2: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 3: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 4: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 5: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 6: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 7: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 8: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 9: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 10: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 11: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

Yönetim Kurulu BaşkanıMehmet YILDIRIM

Yeni bir sayıda tekrar siz değerli sektör temsilcileriyle bu-luşmanın mutluluğunu yaşamaktayız. Bu sayımızda sizlere güzel haberler vermek istiyorum. Uzun süren çalışmalar sonucunda Türk Standartları Enstitüsü tarafından, Gazi-antep Sanayi Odası, BAKTAD ve ünlü baklava üreticileriyle birlikte hazırlanan “Türk Baklavası Standartı” kabul edildi. Artık Antep Baklavası standarta göre üretilecek. Standart dışında üretim yapan tatlıcılar Antep Baklavası adını kulla-namayacak. Bu şekilde iyi ile kötü, kaliteliyle kalitesiz ara-sındaki fark daha net bir şekilde görülecek.

Kabul edilen standarta göre baklava kendine özgü renkte, tepsinin her bir dilimi bakılan her yönden aynı, kendine özgü altın sarısı renkte olacak. Ton veya pişme farkı olmamalı, içindeki antepfıstığı bakıldığında zümrüt/çimen yeşili ren-gini korumalıdır. Çeşniler renklerini ve fiziki özellikleriyle tat ve kokularını korumalı, değişime uğramamalıdır. Ağza alındığında ağızda donma ve kaplama yapmamalı, şerbeti ve yoğunluğu sert olmamalı, ağızda ve dişlerde hissedil-memeli, boğazı yakmamalı; kendine has pişkinliği ile ağız-da çiğnemeye mahal vermeden bile dağılmalı ve erimelidir. TSE standartı ile baklavanın kalitesi garanti altına alındı. 100 yıl sonra bile bu standarta göre üretim yapılacağı için kaliteden ödün verilmeyecek. Bu standartın kabul edilme-

sinde emeği geçen herkese BAKTAD olarak teşekkürlerimi-zi sunuyoruz. Bilindiği üzere Mayıs Ayı içinde derneğimizin Genel Kurulu-nu yapacağız. Yönetim Kurulu Üyelerimizle birlikte baklava ve tatlı üreticilerimizi en iyi şekilde temsil ediyoruz. BAK-TAD olarak yaptığımız çalışmalar sayesinde milli tatlımız baklava başta olmak üzere tatlılarımızı hak ettiği değere kavuşturduk. BAKTAD kurulmadan önce yok denebilecek kadar az olan ihracatımız yaptığımız doğru çalışmalar neti-cesinde, 2014 yılı sonu itibariyle 10 milyon dolar seviyesine yaklaşmış bulunmaktadır. Bu rakamın her yıl düzenli olarak artması için çalışmalarımıza devam edeceğiz.Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneğimizin en önemli etkin-liklerinden biri olan ve ülke çapında ses getiren Geleneksel Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışması’nı yine Fatih Bele-diyesinin katkılarıyla Eminönü Meydanında, halka açık ola-rak gerçekleştireceğiz. Yine ses getirecek bir organizasyon yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Son olarak Ustamız, Değerli Büyüğümüz, sevgili eniştem Mehmet Yolgösteren’i kaybettik. Yüzlerce baklava ustası-nın yetişmesine vesile olan, İstanbul’a baklavayı sevdiren, gençleri meslek sahibi yapan Mehmet Ustamıza Allahtan Rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Sonraki sayımız-da buluşmak üzere. Hayırlı ve bol kazançlar.

MERHABA

09

Page 12: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

YAYINA HAZIRLIKGOLDEN CITY MEDIAPERPA İş Merkezi B Blok Kat: 13 No: 2307 Okmeydanı - Şişli / İSTTel: 0212 320 00 34-35Faks: 0212 320 00 [email protected]

MAYIS 2015YIL: 12SAYI: 37

İTO MECLİS BAŞKANI ŞEKİB AVDAGİÇ

MÜKEMMEL BAKLAVA İÇİNTSE’DEN BAKLAVA STANDARDI

GIDA KATKI MADDELERİNİNKULLANIM AMAÇLARI

FARKLI BİR SANAT DALITAŞ BOYAMA

TARİHİN AYNASIİSTANBUL KAPILARI

İÇİNDEKİLERKÜNYE

50BAKTAD Adına İmtiyaz SahibiMehmet YILDIRIM

Genel Yayın Yönetmeni / Alpay ERÜ[email protected]

Editör / Sinan DEMİ[email protected]

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Mustafa ŞÖ[email protected]

Reklam Müdürü / Sema ERÜ[email protected]

Reklam Sorumlusu / Derya [email protected]

Reklam Sorumlusu / Seval [email protected]

DANIŞMA KURULUMehmet YILDIRIM, M. Nadir GÜLLÜ, Murat BOZANOĞLU, Mustafa SEYİTOĞLU, Nevzat YEMEN, Süleyman KÖŞKEROĞLU, Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ, Prof. Dr. Osman ALTUĞ, Prof. Dr. Songül ÇAKMAKCI, Prof. Dr. Dilek HEPERKAN, Muhsin OKKIRAN

YÖNETİM YERİ VE ARDESİBaklava ve Tatlı Üreticileri Derneği İktisadi Müessesesi (BAKTAD) Bayram Tepe Mah. Malazgirt Cad. No: 26 PK:34664 K.Çekmece/İSTTel: 0212 687 23 07 Faks: 0212 687 58 61www.baktad.org.tr - [email protected]

BASKI VE CİLTŞAN OFSET MATBAACILIK HAMİDİYE MAH. ANADOLU CAD. NO:50KAĞITHANE / İSTANBUL TEL: 0212 289 24 24www.sanofset.comSÜRELİ YEREL YAYINTatlı Hayat Dergisi iki ayda bir yayınlanır. Yayınlanan yazı ve reklamların sorumluluğu sahibine aittir. Dergideki yazılar, görseller ve reklam çalışmaları izin alınmaksızın kullanılamaz. Gönderilen yazı ve görseller yayınlansın ya da yayınlanmasın iade edilmez.

YAYIN KURULUM. Nadir GÜLLÜ, Hüseyin BOZDAĞ, Murat BOZANOĞLU, Serdar SEYİTOĞLU, Cengiz BAYINDIR, Mehmet YILDIRIM, Mustafa EREN, Nevzat YEMEN, Yasin BİNGÖL, Ferhat KAHRAMAN, Şeref DİLBER, Ömer PAPUÇCU, Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ, Prof. Dr. Osman ALTUĞ, Prof. Dr. Songül ÇAKMAKCI, Prof. Dr. Hikmet BOYACIOĞLU, Doç. Dr. Aydın ÖZTAN, Dr. Can DEMİR, Av. Bülent DENİZ, Ömer BİLGİSEVEN, Burhan METİN, Nusret ÖZCAN, Hakkı Can KESKİL, Hüseyin IŞIK, Ümit SEVİNÇ, Emine BEDER, Ahmet YAVUZ, Ramazan BİNGÖL, Hür GİRGİN, Oktay AYMELEK, Erhan ÖZMEN.

ISSN NO 1306-777X

16

66

72

80

Page 13: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 14: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

YÖNETİM KURULU

Mehmet YILDIRIMYönetim Kurulu Başkanı

Yıldırım Gıda / Gaziantepli Tatlıcı

Nadir GÜLLÜOnursal Başkan

Karaköy Güllüoğlu

Necati GÖKSUBürokratik İşler Komisyonu Başkanı

Seyitoğlu Helva ve Reçel

Süleyman KAYAMali İşler Komisyon Başkan Yrd.

Köşkeroğlu Kebab ve Baklava

Cengiz BAYINDIRBasın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkan Yrd.

Ünlü Baklavacı Bayramoğlu

Nevzat YEMENYön. Krl. Başkan Yrd. / Mali İşler Komisyon Bşk

Tatsam Tatlıcılık

Ramazan COŞKUNSosyal İşler ve Kültür Org. Komisyonu Bşk

Asıltat Baklava

Mehmet GÜNGÖR Mali İşler Komisyon Başkan Yrd.

Güntat Tatlıcılık

Mehmet GÜLAR-GE Komisyonu Başkan Yrd.

Habiboğlu Tatlıcılık

Murat BOZANOĞLUGenel Sekreter

Hacı Bozanoğulları

Yüksel AKTAŞBasın Yayın ve Halkla İlişkiler Komisyonu Başkanı

Hacı Hasanoğulları

Erhan AZTEKİNEğitim Komisyonu Başkan Yrd.

Aztekin Baklava

Mehmet ÇİFTÇİAR-GE Komisyonu Başkan Yrd.

Çelebioğulları Gıda

Ömer PAPUÇCUKomisyonlar Başkanı

Diyar Burma

Mahmut KARAHANAR-GE Komisyonu Başkanı

Tatlıcı Köse

Ahmet ÇELEBİBürokratik İşler Komisyonu Başkan Yrd.

Seyran Pastaneleri

Salih YÜCETeşkilatlanma Komisyonu Başkan Yrd.

Baksan Anteplioğlu

Osman BUZULEğitim Komisyonu Başkanı

Hacıbey Tatlıcılık

Hasan KÜNÇTeşkilatlanma Komisyonu Başkanı

Gaziantepli Hacı Bekir Künç

Hannan ÖZTÜRKSosyal İşler ve Kültür Org. Komisyonu Bşk Yrd.

Öztürk Tatlıcılık

Fatih KARACAYönetim Kurulu Üyesi Karacaoğlu Baklava

Mustafa GÖRGENYönetim Kurulu Üyesi

Asi Künefe

Veysel MURATYönetim Kurulu Üyesi

Ağam Baklava

Mustafa ERENYönetim Kurulu Üyesi

Hacı Erenler

Nadir OKKIRANYönetim Kurulu Üyesi

Gaziantepli Çavuşoğlu Kebab ve Baklava

Ümit FARİSGenel Koordinatör

12

Cuma YILDIRIMYönetim Kurulu Üyesi

Çavuş Usta

Page 15: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 16: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

BAKTAD HABERLER

14

Belirli periyotlarla bir araya gelerek gündem-deki konular hakkında görüş alışverişinde bulunan BAKTAD Yönetim Kurulu Üyeleri, Hacı Bozan Oğulları ev sahipliğinde, ye-mekli toplantıda buluştu. Toplantının açılış konuşmasını yapan BAKTAD Yönetim Ku-rulu Başkanı Mehmet Yıldırım, katılan her-kese teşekkür etti. Öncelikli konularının Mayıs Ayında yapıla-cak Genel Kurul olduğunu belirten Başkan Yıldırım, Genel Kurula özel bir konuk davet etmeyeceklerini, kendi aralarında yapacakla-

rını belirtti. Genel Kurul’un tarihi ve saatinin belirlenmesi için üyelerin görüşü alınarak 28 Mayıs Perşembe günü saat 17:00’da yapılma-sı kararlaştırıldı. Daha sonra BAKTAD ve Fatih Belediyesi iş-birliğiyle, Eminönü meydanında gerçekleşti-rilmesi düşünülen Altın Oklava Baklava Us-taları Yarışması için tarihin belediye ile yapı-lacak görüşmeler sonrasında belirleneceğini belirten Başkan Yıldırım, yine ses getirecek bir organizasyon yapacaklarını ifade etti. Or-ganizasyonu en iyi şekilde gerçekleştirmek

için bütün üyelerinin katkı sunması gerek-tiğini söyleyen Başkan Yıldırım, sponsorluk konusunda da çalışma yapılması gerektiğini belirtti.

Son olarak Bosna Hersek’e düzenlenmesi düşünülen iş seyahatiyle ilgili görüş alışve-rişinde bulunuldu. Bosna gezisinin Mayıs Ayı ortalarında gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Gündemdeki konuların görüşülmesinin ardın-dan gündem dışı konuşmalara geçildi. Görüş alışverişinin ardından toplantı sonlandırıldı.

BAKTAD NİSAN AYI YÖNETİM KURULU TOPLANTISIBAKTAD Yönetim Kurulu Üyeleri Nisan Ayında bir araya gelerek gündemdeki konular hakkında görüş alışverişinde bulundu. Hacı Bozan Oğulları ev sahipliğinde bir araya gelen BAKTAD Yönetim Kurulu Üyeleri, Genel Kurul ve Altın Oklava Baklava Ustaları Yarışması ile ilgili düşüncelerini dile getirdi.

Page 17: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 18: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

BAKTAD HABERLER

Türk Standartları Enstitüsü tarafından, Gaziantep Sanayi Odası ve ünlü baklava üreticileriyle birlikte hazırlanan “Türk Baklavası Standart Tasarısı” kabul edildi. Söz konusu standart ile Türk Baklavasında kullanılması gereken malzemeler ve baklavanın hazırlanışı kurallara bağlandı.

TSE Standart Hazırlama Mer-kezi Başkanlığı, Gıda, Ta-

rım ve Hayvancılık İhtisas Kurulu, fir-malardan gelen talepler ve duyulan ihtiyaç çerçevesinde, baklava sektö-rünün önde gelen firmaları, sektörde yer alan diğer firmalar, fakülteler ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri-ni de alarak Türk Baklavası Standar-dı hazırladı. Söz konusu standart ile Türk Baklavasında kullanılması gere-ken malzemeler ve baklavanın hazır-

lanışı kurallara bağlandı. TSE Teknik Kurul toplantısı, TSE Başkan Vekili Mehmet Fahrettin Önder ve Teknik Kurul Üyeleri katılımıyla yapıldı. An-tep Baklavası’nın uluslararası coğrafi işaret tescilini alan GSO ve baklavacı-larla yapılan çalışma sonucunda son hali verilen ‘Türk Baklavası Standardı Tasarısı’nın da görüşüldüğü toplan-tıda, tasarı karara bağlandı. Böylece TSE, Türkiye genelinde uygulanacak olan ‘Türk Baklavası Standardı’ yayım-

lanmış oldu. Gaziantep Milletvekilleri Mehmet Erdoğan, Mehmet Sarı, Nejat Koçer, Halil Mazıcıoğlu, Ali Şahin ve Derya Bakbak ile Gaziantep Büyük-şehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Ko-nukoğlu, Yönetim Kurulu Başkan Yar-dımcısı Cevdet Akınal, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Özpolat, Mustafa Özpolat ve Mustafa Özmermer, Genel Sekre-ter Kürşat Göncü’nün yanı sıra İmam Çağdaş’ın sahibi Burhan Çağdaş ve

MÜKEMMEL BAKLAVA İÇİN TSE’DENBAKLAVA STANDARDI

16

Page 19: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

Güllüoğlu Baklavalarının sahibi Ömer Güllü de TSE Teknik Kurul Toplantısı öncesinde düzenlenen resepsiyona ve törene katıldı.

GSO Başkanı Konukoğlu, törende yap-tığı konuşmada, böyle güzel bir günde Ankara’da olmaktan mutluluk duy-duklarını söyledi. GSO olarak Antep Baklavası’nın uluslararası coğrafi işa-ret tescilini 2013 yılında AB’den aldık-larına, bunun Türkiye’den alınan ilk ve tek tescil olduğuna işaret eden Konu-koğlu, şunları söyledi: “Şu anda Türk baklavası olarak standartları belirle-

dik. İnşallah bundan sonra Türkiye’nin her noktasında TSE belgesi alan bütün arkadaşlar, standartlara uygun olarak baklavayı üreterek halkımıza sunacak-lar. Bundan dolayı çok mutluyuz. Tek arzumuz var; dünyada baklavayı her ülkeye taşıyabilmek.”

“Standart yeni ufuklar, yeni kalkın-ma yolculukları açıyor”Gaziantep Büyükşehir Belediye Başka-nı Fatma Şahin ise baklavayı baklava yapan şehrin akşamdan sabaha olma-dığını, insanlık tarihi kadar eski bir yol-culuktan geldiğini belirtti. Şahin, şun-

ları kaydetti: “Dede mesleği dediğimiz ve atalarımızdan gelen, 4-5 kuşaktır bu işi yapanların süze süze getirdiği bir lezzet birikimi var. Büyük bir alın teri, emek ve büyük bir gayret var. Dün-ya ticaretinde büyük rekabet yaşanıyor. Yarışı yaşarken ölçümüz kalite, lezzet, işte bugün karşımıza çıkan standart ola-rak geliyor. Standart bize yeni pençeler, yeni ufuklar, yeni kalkınma yolculukları açıyor. Bu yapılan çalışmayı çok önemli buluyoruz. Oluşması noktasında da yük-sek emek var. Bütün üreticilere teşek-kür ediyorum. Bu potansiyeli dünyaya tanıtmak, dünyayı ülkemize ve şehrimi-

17

Page 20: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

BAKTAD HABERLER

18

ze getirmek de en büyük görevlerimizde birisi.” Bu arada, TSE Genel Merkezi’nde yapılan toplantı sırasında GSO ve Gazi-antepli baklavacılar da stand açtı. Ulusal basın ve davetlilerin büyük ilgi gösterdiği stant da ziyaretçiler, baklava çeşitlerinin tadına da baktı.

Baklava ‘ürün’ olaraknasıl tarif edildi?Kendine has içerik ve üretim yöntemi ile Türk baklavasının tarifi TSE standardında şöyle yer alıyor. “Sert buğday unu veya özel amaçlı un, yumurta, tuz ve su karı-şımından elde edilen sert hamura; sert buğdaydan elde edilen buğday nişastası serpilerek, hamurun tekniğine uygun ola-rak açılması; içine ve/veya arasına kay-mak, tereyağı veya tereyağının eritilerek saf hale getirilmiş sadeyağı, çeşnisine göre antepfıstığı içi, ceviz içi veya bölge-sine göre fındık içi veya badem içinin ek-lenmesinden sonra; mevzuatlarda katıl-masına izin verilen katkı maddelerinin bir veya birkaçının katılarak veya katılmadan çeşidine göre dilimlendikten sonra uygun sıcaklık ve sürede pişirilip, toz şekerinin su ile kaynatılmasıyla (limon suyu veya limon tuzu eklenmiş) elde edilen şerbet ilave edilmiş mamul.”

İşte mükemmelbaklavanın özellikleriAyrıca standarda “Geleneksel Baklava”, “Havuç Dilimi”, “Şöbiyet”, “Bülbül Yuvası”, “Sarığı Burma”, “Fıstık Dolması”, “Dürüm”, “Hünkar” gibi baklava çeşitlerinin tarifleri de veriliyor. Tarifine göre yapılan baklava-ların ağızlara layık duyusal özellikleri şöy-le veriliyor: “Kendine özgü renkte (altın sarısı) ve görü-nüşte olmalı. Yanık, koyu renkte olmamalı, tepsinin her bir dilimi bakılan her yönden aynı özgü altın sarısı renginde olmalı, üstü ve altı aynı renkte olmalı, ton veya pişme farkı olmamalı, içindeki antepfıstığı bakıl-dığında zümrüt/çimen yeşili rengini koru-malıdır. Çeşniler renklerini ve fiziki özellik-leriyle tat ve kokularını korumalı, değişime uğramamalıdır. Ağza alındığında ağızda donma ve kaplama yapmamalı, şerbeti ve yoğunluğu sert olmamalı, ağızda ve diş-lerde hissedilmemeli, boğazı yakmamalı; kendine has pişkinliği ile ağızda çiğnemeye mahal vermeden bile dağılmalı ve erime-lidir.” Görünüş bakımından ’Kendine has görünüşte olmalı. Her bir dilimin yüksekli-ği en az 35 milimetre olmalı (bu yükseklik, Şöbiyet, Fıstık Dolması, Padişah, Hün-kar ve Sütlü Nuriye’de 25 milimetre-dir) ve tepsi içinde her bir dilimin eni

boyu yaklaşık aynı ölçüde ve homojen olmalı.’

Toz Şeker KullanılacakTürk baklavasında; sert buğday unu, yumurta, tuz ve sudan oluşan sert hamur kullanılacak. Hamur, buğday nişastası ile açılacak ve eritilmiş tere-yağı ile kaplanacak. Arasına kaymak, fıstık, ceviz, fındık ya da badem içi katı-lacak. Baklavaya toz şekerden yapılan şerbet ilave edilecek. Altın Sarısı Baklava altın sarısı renkte olacak. Koyu renk olmayacak. Ton farkı bu-lunmayacak. Fıstıklıysa zümrüt/çimen yeşili olacak.

Ağızda DağılacakAğızda donmayacak, kaplama yap-mayacak. Ağızda ve dişlerde hissedil-meyecek, boğazı yakmayacak. Ağızda dağılıp eriyecek.

Elek TestiBaklavanın arasına serilen çeşninin iriliği, en çok yüzde 5’i 3 milimetrelik kare delikli elekten geçecek şekilde olacak.

Page 21: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

23

Page 22: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

BAKTAD HABERLER

Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından verilen “4. Türk Patent Ödülleri” töreninde Gaziantep’in “Marka Şehir” ödülünü Gaziantep adına Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin aldı.

Ödül töreninde Gaziantep’i örnek şehir gösteren Cumhurbaş-

kanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep ve Kayseri’nin bu alanda ortaya koydukları başarılar nedeniyle ödül verildiğini söy-ledi. Erdoğan, bu iki şehrin açtıkları yol-dan diğer şehirlerin de ilerlemesini arzu ettiklerini dile getirdi.Valilere, belediye başkanlarına, oda baş-kanlarına, kendi öz değerlerine sahip çık-ma çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Coğrafi işaretlerinizi ulusal ve uluslararası düzeyde tescil ettirin ve markalaşması noktasında her türlü gay-reti gösterin. Türk Patent Enstitüsü ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bu süreçte her türlü teknik desteği sağla-

maya devam edecektir” dedi.Türk Patent Enstitüsü Başkanı Habib Asan da Erdoğan’a Türkiye’nin sınai mülkiyet alanındaki ilk yasal düzenle-mesi olan 1871 tarihli Alamet-i Farika Nizamnamesi’nin bir nüshasının içinde yer aldığı, 300 yıllık ardıç ağacından ya-pılan sandık takdim etti.Erdoğan, ödül töreni öncesinde, paten-ti alınmış Kayseri sucuk ve pastırması ile Gaziantep baklavalarının tanıtıldığı stantları ziyaret etti. Kayseri ve Gazian-tep Sanayi ve Ticaret Odası başkanları-nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, baklava standındaki Cumhurbaşkanlığı Forsu şeklinde, sarı-kırmızı renklerde hazırlanan baklavanın organik, renklen-

dirmede kullanılan boyanın da gıda için uygun olup olmadığını sordu. Stant gö-revlilerinin renklendirmede organik gıda boyaları kullanıldığını söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, baklavanın gü-venle yenebileceğini belirtti.Erdoğan, Gaziantep Büyükşehir Bele-diye Başkanı Fatma Şahin’e, “Gıdanın TSE standardı olmaz çünkü mekanik değildir, değişkendir” dedi. Cumhurbaş-kanı Erdoğan, 264 çeşit yemeği bulunan Gaziantep’in, gıda sektöründe de üs nok-tası olduğunu söyledi. Forslu baklavanın görüntüsünün güzel olduğunu ifade eden Erdoğan, sarı kırmızı renklere dikkati çe-kerek, “Bunu yaparken Fenerli yapmalıy-dınız” diye konuştu.

GAZİANTEP’İN “MARKA ŞEHİR”ÖDÜLÜNÜ FATMA ŞAHİN ALDI

20

Page 23: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

GAZİANTEP’İN “MARKA ŞEHİR”ÖDÜLÜNÜ FATMA ŞAHİN ALDI

29

Page 24: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

BAKTAD HABERLER

22

BAKTAD baklavayı ülke için-de ve dışında daha

iyi tanıtarak, ihracatın artmasını sağlamıştır. Baklava ihracatı 2002’de neredeyse hiç yok denecek kadar az iken (100.743 Dolar), 2005 yılında 1 milyon dolar sınırını aşmıştır. Her yıl önceki yıla göre artış gerçekleşen bak-lava ihracatı 2014 yılı itibariyle de 8 milyon 857 bin 836 TL yani 4 milyon ABD Dolarının

üzerine çıkmıştır. Günümüzde, Fransa, Hol-landa, Almanya, İtalya, İngiltere, Yunanistan, Belçika, Avusturya, İsviçre, Litvanya, Maca-ristan, Moldova, Rusya Federasyonu, Gürcis-tan, Azerbaycan, Türkmenistan, Tacikistan, Libya, Moritanya, ABD, Kanada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Suriye, Irak, Suudi Arabis-tan, Kuveyt, Bahreyn, Katar, BAE, Maldivler, Singapur, Çin, Güney Kore, Japonya, Hong

Kong ve Avustralya ile Ukrayna ve Arjantin’e, baklava ihracatı yapılmaktadır. En çok ihracat yapılan ilk üç ülke arasında Yunanistan, Rus-ya ve ABD yer almaktadır. Kuşkusuz baklava ihracatının artışında en önemli paya BAKTAD sahiptir. Yapılan çalışmalar, yayın faaliyetle-ri, yurtdışında yapılan tanıtım faaliyetleri ve organizasyonlara katılım ihracatın artmasına sebep olmuştur.

BAKLAVA İHRACATI ARTMAYA DEVAM EDİYOR

Türkiye’nin en ünlü tatlıları arasında yer alan baklavanın son yıllarda BAKTAD ve medyanın da desteği ile yurt dışında tanıtma çabaları, uluslararası pazarda da yerini sağlamlaştırmasına katkıda bulunmuştur. Türkiye’nin ihracat rakamlarına bakıldığında özellikle son yıllarda önemli denecek bir artış görülmektedir.

Ulke Ulke adı Ölçü adı İhracat Miktar 1 İhracat Miktar 2 İthalat Miktar 1 İthalat Miktar 2 İhracat Dolar İhracat Euro İhracat TL/YTL İthalat Dolar İthalat Euro İthalat TL/YTL

1 Fransa KG 322 0 0 0 3,274 2,401 7,161 0 0

3 Hollanda KG 406 0 0 0 10,031 7,389 21,497 0 0

4 Almanya KG 49,480 0 0 0 386,859 292,830 845,879 0 0

5 İtalya KG 60 0 0 0 2,022 1,581 4,537 0 0

6 İngiltere KG 859 0 0 0 8,100 5,920 17,647 0 0

9 Yunanistan KG 965 0 0 0 14,649 11,613 33,212 0 0

17 Belçika KG 279 0 0 0 3,516 2,695 7,709 0 0

38 Avusturya KG 272 0 0 0 3,986 2,922 8,396 0 0

39 İsviçre KG 17,242 0 0 0 160,582 121,160 347,517 0 0

55 Litvanya KG 27 0 0 0 459 334 1,015 0 0

64 Macaristan KG 735 0 0 0 8,539 6,846 19,308 0 0

74 Moldova KG 136 0 0 0 1,732 1,311 3,739 0 0

75 Rusya Fed. KG 1,001 0 0 0 10,712 8,287 24,074 0 0

76 Gürcistan KG 142 0 0 0 3,371 2,438 7,222 0 0

78 Azerbaycan KG 1,392 0 0 0 22,163 16,689 48,228 0 0

80 Türkmenistan KG 1,314 0 0 0 13,454 9,919 28,289 0 0

82 Tacikistan KG 4,000 0 0 0 9,800 7,583 21,740 0 0

216 Libya KG 1,806 0 0 0 17,435 12,802 36,723 0 0

228 Moritanya KG 50 0 0 0 350 271 769 0 0

400 ABD KG 60,142 0 0 0 623,980 468,554 1,361,297 0 0

404 Kanada KG 255 0 0 0 4,080 3,056 8,842 0 0

601 Kuzey Kıbrıs Türk Cum.

KG 397 0 0 0 4,302 3,189 9,091 0 0

608 Suriye KG 23 0 0 0 293 216 627 0 0

612 Irak KG 1,437 0 0 0 15,609 11,530 33,250 0 0

632 Suudi Arabistan KG 21,555 0 0 0 341,604 258,826 753,646 0 0

636 Kuveyt KG 8,517 0 0 0 104,993 81,164 231,756 0 0

640 Bahreyn KG 12 0 0 0 149 120 338 0 0

644 Katar KG 1,543 0 0 0 18,891 14,160 40,853 0 0

647 BAE KG 16,932 0 0 0 192,294 141,507 413,789 0 0

667 Maldivler KG 187 0 0 0 3,500 2,592 7,609 0 0

706 Singapur KG 1,532 0 0 0 28,773 21,677 62,931 0 0

720 Çin KG 1,440 0 0 0 14,342 11,600 32,459 0 0

728 Güney Kore KG 180 0 0 0 2,007 1,475 4,392 0 0

732 Japonya KG 1,423 0 0 0 18,403 13,528 40,848 0 0

740 Hong Kong KG 1,638 0 0 0 18,958 14,236 40,979 0 0

800 Avustralya KG 8,869 0 0 0 89,984 68,196 195,879 0 0

961 AHL Serbest Bölgesi

KG 99,146 0 0 0 1,465,285 1,104,958 3,202,735 0 0

966 Mersin Ser.Blg KG 23,541 0 0 0 415,406 306,567 890,518 0 0

979 Bursa Serbest Blg. KG 2,993 0 0 0 18,678 13,958 41,335 0 0

Toplam 332,250 0 0 0 4,062,565 3,056,100 8,857,836 0 0 0

Page 25: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

33

Page 26: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

AKTÜEL

Koska 2015’te yüzde25 büyüme hedefliyor

PAKMAYA’DANBİTKİSEL SIVI KREM ŞANTİ

2014 yılını 180 milyon TL ciro ile kapatan Koska, 2015 yılında 425 adet ürün çeşidi ile 225 milyon TL ciro ve yüzde 25 büyüme hedefliyor. 78 ülkeye ihracat yapan Koska, 2015’te satış oranını yüzde 30’a çıkartarak 100 ihraç pazarına sahip olmak için çalışacak. 108 yıllık geç-mişiyle Türkiye’nin en köklü markaları arasında yer alan Koska, düzenlediği basın toplantısında, 2014 yılını de-ğerlendirdi ve 2015 yılına ilişkin hedeflerini kamuoyuy-la paylaştı. Koska Yönetim Kurulu Üyesi Emin Dindar, Koska’nın 2014 yılını 180 milyon TL ciroyla kapattığını belirterek, şöyle konuştu: “Koska olarak 2015’te de bu başarılı performansımızı sürdüreceğiz. Hedefimizi yüz-de 25 büyüme ve 225 milyon TL ciro olarak belirledik. Türkiye’nin geleneksel lezzetleri helva, tahin-pekmez, reçel, lokum, krokan, kağıt helva, badem ezmesi ve piş-maniyede 108 yıllık birikimini dünyaya açan Koska mar-kamız ile ciromuzu gelecek 5 yılda yüzde 100 artışla 400 milyon TL’ye yükseltmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Lezzetin ustası Pakmaya’nın şekerli ve şekersiz seçenekleriyle sun-duğu , % 100 bitkisel Sıvı Krem Şanti ürünü pastacılık ürünlerinden tatlılara makarnalardan meyve salatalarına birçok farklı şekilde kullanılabiliyor. Şekerli Pakmaya Bitkisel Sıvı Krem Şanti pastacılık ürünlerine, tatlılara, meyve salatalarına lezzet katıyor. Pasta sıva-ma, süsleme ve dolgu kreması olarak değerlendirilebilen bu ürün, diğer kremalarla veya toz krem şanti ile de karıştırılabiliyor. Çırpma esnasında hızlı kıvam alabilen ürün, ayrıca pasta üzerinde sulanma ve çatlama gibi sorunların yaşanmasını engelliyor. Makarna, pilav, sebze ve et yemeklerine lezzet katan Şekersiz Pak-maya Bitkisel Sıvı Krem Şanti ise ganaj yapımında da değerlendiri-lebiliyor. Şekersiz bitkisel sıvı krem şanti tıpkı şekerlide olduğu gibi çırpma esnasında hızlı yapı alabilme özelliğine sahip.

SARAY TATLISIKADAYIF DOLMASI İÇİN UYARIAntep baklavasının ardından Osmanlı saraylarında ikram edilen kadayıf dolması için de tescil uyarısı geldi. Tescillenen kadayıf dolmasının şehir dışında üretilmemesini isteyen Erzurum Ticaret Borsası, “Kadayıf dolmasının şehir dışında satılmasında sakınca bu-lunmuyor” açıklamasını yaptı. Erzurum Ticaret Borsası, TOBB’a bağlı oda ve borsalara, Türk Patent Enstitüsü tarafından coğrafi tescil alan “civil peynir, göğermiş peynir ve kadayıf dolmasıyla” ilgili uyarı yazısı gönderdi.Bir süre önce Gaziantep Sanayi Odası’nın Antep baklavasıyla ilgili yazısını hatırla-tan mektupta şöyle denildi: “Ülkemizin en önemli geleneksel ürünlerinden olan civil peynir, göğermiş peynir ve kadayıf dolması borsamız tarafından Türk Patent Enstitü-sü nezdinde tescillenerek kendine özgü özelliklerinin korunması sağlanmıştır. Türk Patent Enstitüsü’nün Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamesi’nde belirtilen ‘mahreç işareti’ özellikleri gereği civil peynir, göğermiş pey-nir ve kadayıf dolması olarak tescil ettirmiş olduğumuz ürünlerin Erzurum dışında baş-ka bir yerde imalatının yapılmaması gerekmektedir.

24

Page 27: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 28: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

AKTÜEL

SEYİDOĞLU’NDAN 40 YILHATIRI OLAN GELENEK

PASTAMAK MAKİNE

Seyidoğlu, benzersiz tatlardan oluşan geniş ürün yelpaze-sine Türk misafirperverliğinin simgelerinden kahveyi de ek-ledi. 40 yıl hatırı olan kahvenin benzersiz lezzeti Seyidoğlu kalitesiyle sunuluyor. Bol köpüklü Habeş Türk Kahvesi’nin eşlik ettiği dost sohbetlerinin keyfine doyum olmuyor… 100 gramlık ambalajda sunulan Habeş Türk Kahvesi’ne ve Seyidoğlu’nun geniş ürün yelpazesine yurt içindeki tüm A’la, Vusta, Suğra mağazalarından ulaşmak mümkün.

Hamur işleme makineleri sektörünün makine ihtiyacına cevap verebilmek için kurulmuştur. Bu sektörde 20. yılını doldurmuş olan firmamız başarılı bir geçmişe sahip olup, tecrübesini yaptı-ğı ürünlerle müşterilerine aktarmaktadır.Hamur açma makinası imalatı ile yola çıkan firmamız kendi tasarım ve projeleriyle yuf-ka, milföy, mantı vb. ürün imalatçılarına yönelik makina imalat parkurunuda arttırmıştır.Pastamak Makine, müşteri beklentilerini en üst seviyede kar-şılayacak imalat yapmanın öneminin bilincinde olup yatırım-larında ve imalat süresince son derece titiz davranmaktadır.Firmamızın kuruluşundan bu yana odaklandığı en önemli konu yıllardır tüm sektörlerde en büyük sorun haline gelen servis ve yedek parça problemini müşterilerine yaşatmamaktır. Bunun en önemli güvencesi makinalarımızın % 100 yerli ve kendi ima-latımız olmasıdır.Belirlediğimiz vizyon çerçevesinde, müşterimizle uzun soluklu partnerlikler yaparak birlikte sağlıklı adımlarla gelişim ve de-ğişim gösterme sorumluluğu oluşmuştur. Firmamızın 20 yıldır bu sorumluluğunu yerine getirdiği kanatindeyiz. Pastamak Ma-kine , ürünlerinin öncelikli tercih edilmesinin haklı gururunu ya-şamakta, kendini sürekli yenileyerek emeğini geleceğe umutla taşımaktadır.

DUBAİ’DEN İSTANBUL’A SUNAR’LA LEZZET HATTI Türkiye’nin mısır yağı denilince ilk akla gelen markası Sunar Yağları; ev dışı tüketim sektörünün önemli buluşmalarından İTÜ Gastronomi Kulübü Mutfak Zirvesi 2015’in sponsoru olurken, dünya-nın en önemli gıda fuarlarından biri olan Gulfood 2015’e katılarak ihracat faaliyetlerine bir katkıda daha bulundu. 2010 yılından bu yana her yıl dü-zenli olarak Dubai Gulfood fuarına katılan Sunar Grup, dünyanın en prestijli fuarları arasında gös-terilen bu organizasyonda bir kez daha ürünlerini tanıttı. Fuarda, bir yandan sektörün yabancı tem-silcilerine Sunar’ın geniş yelpazedeki ürünleri an-latılırken, diğer yandan fuara katılan gıda sektörü-nün Türk temsilcileri de Sunar standında ağırlan-dı. Türk misafirperverliğinin sergilendiği stantta gelen konuklara çeşitli ikramlarda bulunuldu. Ge-leneksel Türk mutfağına geniş ürün gamıyla lez-zet katan Sunar Grup, standında kendi ürünleriyle hazırlanmış mamul ürünleri ikram ederek hem dünyanın öte ucundaki Türk misafirlerini evlerin-de hissettirdi, hem de gıda sektörünün dünyadaki önemli temsilcileriyle bağlarını geliştirdi.

26

Page 29: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 30: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

AKTÜEL

TÜRK UNCULARDAN FİLİPİNLİ FIRINCILARA EKMEK DERSİUn ve Unlu Mamuller Tanıtım Grubu (UTG) Filipinler’de yü-rütmekte olduğu tanıtım faaliyetleri kapsamında Filipinler’in Türkiye’nin un ihracatındaki yerini geliştirerek Türk buğday unu açısından fark yaratmak amacıyla Türk mutfağından unlu mamuller yapımına ilişkin eğitimler düzenledi. Eğitimler çer-çevesinde 19-20 Mart ve 21-22 Mart tarihlerinde Filipinli fırın-cılara ve pastacılık sektöründe faaliyet gösteren şeflere, Filipin Çin Fırıncılar Derneği (FCBAI)’ın binasında yer alan eğitim ala-nında Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Hamit Köksel ve Türkiye’den Şef Emin Aydemir tara-fından teorik ve pratik eğitimler verildi. İkişer günlük eğitimle-rin ilk gününde “ekmekçilik bilimi ve teknolojisi”, “ekmekçilikte kullanılan girdilerin özellikleri ve son ürün kalitesi üzerine etki-leri”, “laboratuvarda yapılan un analizlerinin yorumlanması ve son ürün kalitesi ile ilişkilendirilmesi ve çeşitli Türk unlarının

kalite özellikleri ve bazı unlu mamullerde kullanımları” konu-larında Prof. Hamit Köksel tarafından teorik bilgiler paylaşıldı. Sonrasında, eğitimlere katılan kursiyerlere Türk mutfağından Türk ekmeği, simit (pastane ve sokak simiti), gözleme (farklı iç malzemeler ile), poğaça (farklı iç malzemeler ile), ponçik, paskalya çöreği, şekerpare, revani, havuçlu kek, un kurabiyesi, Bursa lokumunun yapılışına dair Şef Emin Aydemir tarafından ptarik eğitim verildi.Filipinler’de gerçekleştirilmesi planlanan çok sayıda eğitimin başlangıcı olan bu eğitimler, çok sayıda fırıncının Türk ununun kalitesi hakkında fikir sahibi olmasını ve Türk mutfağından çok sayıda ürünün üretimi konusunda da pratik deneyim kazanma-sını sağladı. Bu eğitim programlarının ülkemizden Filipinler’e yapılmakta olan un ve maya ihracatını olumlu yönde etkileme-si bekleniyor.

İNOSMART KOMBİ FIRINEndüstriyel mutfak sektöründe 35 yıldır yeniliklerin öncüsü olan İnoksan tarafından son teknolojiye uygun geliştirilen elektrikli kombi fırın İnosmart, profesyonel mutfaklara za-man, enerji ve mekan tasarrufu sağlayan ve şeflerin hayatı-nı kolaylaştıran bir ürün olarak göze çarpıyor. Birçok çeşidi aynı anda pişirebilme özelliği, hızlı soğutma sistemi, buhar-lı pişirme ve et probu ile hem ekonomik hem de pratik bir fırın olan İnosmart, hesaplı çalışma prensibiyle her geçen gün kendi kendini ödeyerek kazandırıyor. İnoksan’ın tüm karmaşık butonları kaldırarak ‘Tek tuşla 5 farklı pişirme yöntemi’ uygulanmasını sağlayan yeni ürünü İnosmart fırınlar, %15 hammadde, %80 yağ tasarrufunun yanı sıra doğalgazlı çeşidinde %40, elektriklide ise %15 seviyelerinde enerji tasarrufuyla ilgi çekiyor. İnosmart’ta, buharlı ve turbo pişirimin bir araya gelmesi sayesinde yemeklerin kuruması engelleniyor, ağırlık kaybı en aza inerken yemekler eşit oranda pişiyor. Geleneksel pişirme yöntemleriyle karşılaştırıldığında pişirme süresi büyük öl-çüde kısalırken, kızartma yapımında ise yüzde 50’ye varan oranda yağ tasarrufu sağlanıyor. İnosmart, manuel veya otomatik yıkama seçenekleriyle en yoğun günün ardından bile kolayca temizleniyor.

28

Page 31: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 32: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

FİRMA

Kendinizi tanıtır mısınız?1972 Gaziantep doğumluyum. Bu mes-leğe çok küçük yaşta başladım. 1982 yılında mesleğe ilk adımımı attım. Antep’de marka olmuş ustaların yanın-da çalışarak kendimi en iyi şekilde ye-tiştirme fırsatım oldu. Daha sonra 1994 yılında kendime ait bir işyeri açtım. O günden beri kendi işyerimi işletmekte-yim. Bütün mamullerimiz kendi imalatı-mızdır. Evliyim ve bir de oğlum var.

Firmanızın kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi verir misiniz? Ne za-man, kimler tarafından kuruldu?Meşhur Gaziantep baklavalarına daha farklı bir lezzet açısı kazandırmak için 1994 yılında Hazeloğlu Baklavayı kura-rak yola çıktım. Hala ilk gün ki iş sev-gimle ve heyecanım ile çalışmalarıma devam ediyorum. Bu meslekte işini severek ve kaliteden taviz vermeden üretim yapmak büyük önem taşımak-tadır. Müşterilerimizin yeri bizim için

apayrıdır. Bu nedenle onların sağlığını düşünerek ürettiğim tatlılarda kesin-likle % 100 doğal şeker kullanıyoruz. % 100 doğal şeker kullanarak sağlığınızı önemsiyor, lezzetin damağınızda iz bı-rakmasını hedefliyoruz.

Bu işe nasıl başladınız. Bu işi yapma-nızda size yol gösteren ustalar ara-sında kimleri sayabilirsiniz?Daha ilkokuldayken dedemin tavsiyesi ve yönlendirmesiyle baklava ustası ol-maya karar verdim. Bilal Demirpençe ve Cevat Güllüoğlu ustalarımın üzerimde emeği çoktur. Onlar sayesinde kendi-mi en iyi şekilde geliştirerek bugünlere geldim.

Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verir misiniz?Baklava başta olmak üzere, havuç dili-mi, şöbiyet, yaprak şöbiyet, dolama, fıs-tık ezmesi, dilberdudağı, bülbülyuvası, dürüm, burma kadayıf, özel kare bak-

lava ve fıstıkzade üretimi yapmaktayız.

Yaptığınız ürünleri kimlere pazarlı-yorsunuz? Fiyatlarınızı neye göre be-lirliyorsunuz?Ürettiğimiz tatlıları başta kendi şubele-rimizde müşterilerimizle buluşturuyo-ruz. Bunun yanı sıra catering firmaları-na da toplan ürün vererek satışını yap-maktayız. Ayrıca şehir dışına da paket ürün satışı yapmaktayız.

Fiyatlarımızı kullandığımız ürünlerin maliyetlerine göre belirlemeye çalışı-yoruz. Ancak bazı dönemlerde kullan-dığımız sadeyağ, Antep fıstığı gibi bizim kullandığımız ana ürün gruplarında ya-şanan aşırı artışlar bizi maalesef olum-suz etkiliyor. Çünkü bu ürünlerde yaşanan fiyat artı-şını biz aynı şekilde ürünlerimize yan-sıtamıyoruz. Bu durum bizi olumsuz etkiliyor. Ayrıca derneğimizin belirlediği fiyatları da dikkate alıyoruz.

HAZELOĞLU BAKLAVAKurulduğu günden bu yana ilk günkü kalitesinden taviz vermeden üretim yapan Hazeloğlu Baklava, bütün ürünlerinde doğal şeker kullanmaktadır. 20 yıldır müşterilerine her daim taze ve kaliteli baklava sunan Hazeloğlu Baklava markasının sahibi Uğur Erkengel sorularımızı yanıtladı.

30

Page 33: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

77

Page 34: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

FİRMA

Kendinizi tanıtır mısınız?1954 Sakarya doğumluyum. 1984 yılı-na kadar Deniz kuvvetlerinde çalıştıktan sonra iki ulusal firmanın Ankara Bölge Müdürlüğünü yaptım. 2010 yılından iti-baren yeniden yapılanan Kardel Gıda Ltd. Şti. firmasının Fibrelle markası ile doğal ve lifli tatlandırıcı sektörün yeni pazarlar açmasında genel müdür olarak çalışmaya başladım.

Şirketinizin kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?1990 yılında kurulan ve AR-GE çalışmaları ile Türk tatlılarının diyet / diyabetik yapıl-ması konusunda uzun çalışmalar yapmış ve en iyi sonucu sağlayan formülde tat-landırıcı üretimi yapmayı başarmıştır. Bu yıllarda Doğal Stevia Türkiye ve Avrupa’da onaylı olmadığı için sadece Sucrolozlu tatlandırıcı üretimi yapmaktaydık. 2012 yılından sonra Doğal Stevia’nın onaylan-masından sonra üretimlerimizi Doğal Stevia ile yapmaya başladık. Endüstriyel üretimlerde pazar lideri olmamızın yanı sıra perakende ürünlerde pazar payını her geçen gün arttırmaktadır.

Faaliyet sahanız hakkında neler söy-leyebilirsiniz?Doğal tatlandırıcılar, diyet ve diyabetik

ürün üretmek isteyen ( Diyet / Diyabetik Baklava – Sütlü tatlılar – Dondurma – Unlu Mamüller - İçecekler …) üreticilere şeker ikamesi (tatlandırıcı) alternatifleri ve AR-GE hizmetleri sunmaktayız.

Müşteri portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz? Müşteri portföyümüz üretimlerinde şe-ker kullanan tüm firmalardır. Uzmanlık alanımız ve diğer firmalardan farkımızda Türk tatlılarıdır. Yabancı markaların yapa-madığı baklava – sütlü tatlı – unlu mamul üreticileridir. Tatlı üretim: Güllüoğlu Baklava - Mado – Bolulu Hasan Usta Hastane Diyet Mutfakları: Acıbadem – Memorial – Liv Hospital

Sizce müşteriler neden firmanızı ter-cih etmeliler? Stevia % 100 doğal tatlandırıcı, hiçbir yan etkisi acı veya metalik tat profili yoktur.Zengin lif kaynağı % 100 Doğal İnülin bulunmaktadır. Günlük lif ihtiyacınızın karşılamanıza yardımcıdır. Diyabetikler için uygundur; tüm formlar diyabetiklere uygundur. Çay kahve formlarımızdan ne-redeyse ‘0’ kalori pişirilebilir formda şe-kerden gelen kalori % 50 daha düşüktür. Kalori kontrolünüze yardımcı ve alıştığı-

nız şeker tadında. Şeker ile bire bir hacim ve kilogram ile tarif değişikliğine gerek kalmadan reçete değiştirmeden pişirebi-lirsiniz. Şekerin tat dışındaki ağdalaşma, karemelizasyon, kıvam, vizkozite, hacim, nemlilik, özelliklerine sahip, kristalleşme yapmaz.

Sektöre getirdiğiniz yenilikler den bahseder misiniz?Diğer tatlandırıcıların aksine şeker ile aynı oranda kullanılır ve aynı tadı verir. Kuru madde ile aynıdır. Kullanım rahatlığı sağlar.

Pazarda güven ve kalitenin adresi ol-mak için yaptığınız çalışmaları anla-tır mısınız?Çalıştığımız firmalara aynı kaliteyi sürekli ve kesintisiz vermekteyiz. Sektördeki tüm yenilikleri takip edip müşterilerimize sağ-lıklı şekilde aktarmaktayız.

Firma olarak önümüzdeki dönem he-defleriniz nelerdir?Tatlandırıcılar haricinde, kendi ürünleri-mizle yapılan Fibrelle markalı sağlıklı ürünler çıkartmak (Diyet kek mix – diyet Çikolata) tatlandırıcı haricinde yeni ürün-lerimizin sayısı her yıl biraz daha arttır-mak.

FİBRELLE DOĞAL TATLANDIRICI Günümüzde şekeri ikame etmek için kullanılabilen sayısız tatlandırıcı bulunmakla birlikte hemen hemen hiçbiri tek başına şekerin lezzet profilini sağlayamamaktadır. Fibrelle prebiyotik lifli stevialı tatlandırıcı özenle geliştirilmiş kompozisyonu ve titizlikle seçilmiş kaliteli hammaddeleri ile alışmış olduğunuz şeker lezzetini sağlar” diyen Genel Müdür Yusuf Tevfik Kızılsaç sorularımızı yanıtladı.

32

Page 35: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 36: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

FİRMA

34

Şirketinizin kuruluş ve ge-lişim süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?Şirketimizin yapısını oluştu-ran ortaklarımız bu sektörde uzun yıllar fıstık alanında fa-aliyet göstermiş, bu tecrübe ve bilgi birikimini, daha geniş ve kurumsal olarak endüstri-yel fıstık üretiminde yeni bir oluşum yaparak 4 yıl önce YEŞİL TAT markasıyla üre-time başlamıştır. Dedeleri-mizden bizlere miras olarak kalan bu değerli yeşil altını kendine yakışır modern, hij-yenik ve en son teknolojiyi kullanarak paketinden en son hünerli ellerde lezzetiyle doyumsuz tatlara ulaşıncaya kadar, en iyi şekilde sunmaktır. Bu sorumluluğun bizlere yüklediği her zaman en iyiyi ve en kaliteliyi sunma bilinciyle üretimimizi en ince noktasına kadar bu sorumlulukla yapmaktayız.4 yıl içerisinde YEŞİL TAT markasını hak ettiği güvenirlik, kalitenin simgesi konu-muna getirmek için yaptığımız satışları-mızda müşteriler tarafından istenilir bir marka olma trendini yakalamıştır. Bu iv-meyle daha da pazarda istenilir ve bilinir bir marka olmak için pazarlamacı ve bayi ağımızı genişleterek daha kolay ulaşıla-bilir, anında ihtiyaca cevap verebilen bir marka olmak için çalışmaktayız. Bunun için üretim parkurlarımızı genişleterek kapasitemizde oldukça geniş bir imkan sağlamış bulunmakta olup bunu en son teknolojiyi takip ederek sortex A seri-si ve ekipmanlarını en son laboratuvar cihazlarını bünyemize katarak üretime daha bir kalite ve kayıt kontrolü sağla-narak arge çalışmalarına hız verilmiştir.

Ürün portföyünüzden bahseder misiniz?İç Antep fıstığı, tuzlu Antep fıstığı, ba-dem, fındık, ceviz içi, yerfıstığı, siyah Antep üzümü, çam fıstığı gibi ana ürün-lerden oluşmaktadır. Bu ürünler özel

işlemlerden geçirerek her firmanın iste-ğine göre hazırlanmakta olup bu ürün-lerin özel dilimlenmiş file, prinç, toz, yatay veya dikey kesim gibi endüstriyel olarak üretilebilmektedir.

Müşteri portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz?Pastane, catering grubu, baklava ima-latçıları, lokum, helva üreticileri, ballı çerez imalatçıları, kuruyemişçiler, çiko-lata ve draje fabrikaları, yemek fabrika-ları, olarak geniş bir kullanım kitlesine hitap etmekteyiz.

Fiyat politikanız hakkında neler söy-leyebiliriz?Fiyat politikamızın en temel ilkesi en kaliteli ve en iyi ürünü direk müstahsil alımı yaparak, aracı kullanmadan en ucuza maliyet oluşturarak, müşteriye en iyi fiyat ayrıcalığıyla satış yapmaktır.

Kuruyemiş fiyatlarındaki aşırı artışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun sebepleri sizce neler?Kuruyemişteki artışın en önemli etke-ni, kuruyemiş ürünlerinin artık tam bir endüstriyel ürün olarak kullanımının

artmasıdır. Buna paralel olarak ise üretimde istenilen artış ve iklimlerden dolayı oluşan ürün kaybından kaynaklanan olum-suzlukların birbirini tetikleyici etkisinin olmasıdır.

Ekonominin gidişatı ve size yansımasını nasıl değerlendi-riyorsunuz?Coğrafi konum olarak etrafımız-da oluşan olumsuz durumlar ül-kemizi etkilediği gibi bizi de aynı oranda etkilemektedir. Suriye pazarının iç savaş neticesinde sınır ticaretini bitirme noktası-na getirmesi ayrıca Azerbaycan da yaşanan devalüasyonun etkisi, Rus yada yaşanan ekonomik sıkıntılar bunların her biri pazarda satış gra-

fiğinin düşmesinde baş rol oynayan ana unsurlardır. Hükümetimizin bunlara rağmen üretici ve arge ye önem veren fir-malara yaptığı destek ve teşvikler oldukça başarılı çalışmalardır. Bunların daha da artı-rılarak genişletilmesi firmalara kabiliyet ve daha aktif rol oynama şansı verecektir.

Pazarda güven ve kalitenin adresi ol-mak için yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız?Pazarda güven ve kalitenin adresi olmak için kalite güvenlik sistemleri olan TS EN ISO 9011:2008, TS EN ISO 14001:2004, OHSAS 18001:2007, TS EN ISO 22000: 2005, QA/HALAL/0027 sisteme dahil edilerek bunla-rın belgelendirmeleri alınmıştır. Her türlü müşterilerin istek ve önerilerine cevap vere-bilmek için müşteri iletişim hattı kurularak sisteme katılmıştır.

Önümüzdeki dönem hedefleriniz nelerdir?Önümüzdeki dönem hedeflerimizin ana maddesini arge çalışmalarına çok daha fazla önem ve hız vererek ürünlerde daha fazla kalite ve hijyen için yeni am-balaj ve tekniklerine yönelik çalışma-larda bulunmaktır.

YEŞİL TAT HALEPLİOĞLU FISTIK“Dedelerimizden bizlere miras olarak kalan, bu değerli yeşil altını, kendine yakışır, modern, hijyenik ve en son teknolojiyi kullanarak paketinden hünerli ellere ulaşıncaya kadar, en iyi şekilde sunmaktır” diyen şirket Ortaklarından Ayhan Balık sorularımızı yanıtladı

Page 37: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 38: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

FİRMA

36

Şirketinizin kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?25 yılı aşkın süreyle faaliyet gösteren firmamız 2002 yılı itibarı ile şirketleşe-rek, faaliyet alanını ve müşteri portfö-yünü daha da genişletmiştir.

Bugün kurumsal olan fırmamız, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000:2005 (HACCP SYSTEM) Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi standartları-na uygun olarak üretimini gerçekleştir-mekte olup müşterilerinin memnuniye-tini en üst seviyede tutmaktadır.

Faaliyet sahanız hakkındaneler söyleyebilirsiniz?Başta gıda sektörü olmak üzere; kutu ve ambalaj ihtiyacı olan birçok sektöre,her geçen gün artan ürün çeşidi ile hiz-met vermektedir.

Müşteri portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz?Özgül kutu lider kuruluşa yakışan entegre bir yapıya sahiptir. Bu eksiksiz sistemde her çeşit ambalaj ve kutu kusursuz olarak üretilmektedir. Bu imkanlarla üretim ve ta-sarımda bitmeyen tutku birleşince, yurtiçi ve yurt dışı müşteri portföyümüzü daha da genişleterek çalışmalarımıza devam et-mekteyiz.

Sizce müşteriler neden firmanızı ter-cih etmeliler?Yenilikleri ve kaliteli üretimi uygun fiyat-larla sektörüne sunmayı misyon olarak be-nimsediğimiz için tercih etmelidirler.

Sektöre getirdiğiniz yeniliklerden bah-seder misiniz?Özgül kutu, gelişmiş bir teknolojik donanı-ma sahiptir. Kutu ve ambalaj konusundaki

dünyadaki tüm yenilikleri yakından takip eder ve hemen uygular. Müşterilerine da-ima yenilikler sunar ve sunmaya da devam edecektir.

Pazarda güven ve kalitenin adresi ol-mak için yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız?Tesisimiz, ambalaj sektörünün son tek-noloji tam otomatik makinaları ile faali-yetlerini gerçekleştirmektedir. Bu sayede müşterilerimize kaliteli ürün, hızlı hizmet ve uygun fiyat sunmayı ilke edinerek, çalış-malarımıza devam etmekteyiz.

Firma olarak önümüzdeki dönem he-defleriniz nelerdir?Yılların bilgi birikimine sahip, uzman, dene-yimli üretim ekibiyle bir aile sıcaklığı içinde her zaman en iyiyi, en güzeli hedeflemek-tedir.

ÖZGÜL KUTU“Marka olarak kutu ve ambalaj konusunda dünyadaki tüm yenilikleri yakından takip eder ve hemen uygularız. Müşterilerimize daima yenilikler sunar, onların isteklerini en iyi şekilde yerine getiririz” diyen firma sahibi Özcan Köse sorularımızı yanıtladı.

Page 39: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 40: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

38

FİRMA

Pastaurunleri.com gıda sektörün-de uzun yıllar boyunca kazandığı

tecrübeyle talepteki artışı görmüş bir ekibin yarattığı çiçeği burnunda bir pro-jedir. Pastacılık ürün ve ekipmanları ko-nusunda 1988 yılından beri İstanbul’da hizmet veren Aslan Gıda Şirketi’nin yarattığı bir marka olarak bol çeşit ve uygun fiyatla sektörde yerimizi aldık. Şube satışlarımızın yanında online satış mağazamızla da hizmetimiz Türkiye’nin her yerine ulaşabilmektedir.Bu konuda amatör olan ev hanımların-dan işinin ehli profesyonel pasta usta-larına kadar pastacılığa gönül veren herkesin istediğini bulduğu geniş ürün

yelpazemiz bulunmaktadır. Un eleğin-den çikolata püskürtme makinesine, kek kalıbında ithal üç boyutlu şeker hamuru kalıplarına kadar müşterileri-mizin aradığı her ürün raflarımızda yer almaktadır.

Sektörde hali hazırda bir semtte olan satış odaklarının uygun fiyat hizmetini İstanbul’da talebin fazla olduğu diğer ilçelere taşıdık. Artık sadece iki veya üç parça ürün alacak kişi yol ücretinden de kurtularak yakın muhitte istediğini bu-labiliyor.Pazarda güven ve kalitenin adresi ol-mak için mağazalarımızda çalışan ekip

arkadaşlarımızın tavır ve müşterileri-mize yaklaşımlarını çok önemsiyoruz. Bizim için ürün kalitesi ve güler yüz her şeyden önce geliyor. Ayrıca ürünler hakkında gerekli donanıma sahip olan ekip arkadaşlarımız müşterilere ürün ile ürün kullanımları hakkında satış ön-cesi ve sonrası destek sağlamaktadır.

Pastaurunleri.com olarak önümüzdeki dönemde ulaşmak istediğimiz hedefler, düşük fiyat avantajımızı elimizde tutup İstanbul’da yeni şubeler açmak ve diğer şehirlerimiz için gelen franchise ortak-lığı teklifleriniz en iyi şekilde değerlen-dirmektir.

ASLAN GIDA PAZARLAMA

Page 41: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

49

Page 42: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

Bozkan Süt Ürünleri Yöne-tim Kurulu Başkanı

Turan Bozkan, çeyrek asrı geride bıra-kan lezzet yolculuğunda süt ürünlerin-de ve özellikle baklavanın en önemli harcı sade yağ konusunda çok önemli bilgiler aktarıyor. “ Baklavanın iki kalbi vardır; Tereyağı ve Antep Fıstığı” diyen Turan Bozkan, baklava-sadeyağ ilişkisi-ni şu ifadelerle dile getiriyor: “Anadolu lezzet medeniyetinin emsalsiz lezze-ti baklava, bu şöhreti fazlasıyla hak ederken, onun ruhunu oluşturan lezzet, işte bu iki güzide hammadde ile müm-kün oluyor. Eğer bunlardan birisi eksik olursa, baklava baklava olmaktan çıkar. Bir ruhu vardır; ‘lezzet’ dedik. Baklava-yı vazgeçilmez ve özel kılan bu ruhtur. Eğer siz layıkıyla hammadde kullan-mazsanız, işte o zaman baklavanın ru-hunu da yok etmiş olursunuz. Sadece kuru bir şekil kalacaktır ortada.”

Baklavanın faydalarıBaklavanın tam bir enerji kaynağı oldu-

ğuna vurgu yapan Turan Bozkan, “Bak-lava, kararında tüketildiği zaman insan sağlığına büyük katkı sağlıyor. Tabii ki, azı karar, ortası yarar, çoğu zarar pren-sibine sadık kalarak tüketilmeli.” diyor.

Tereyağının faydalarıTürk baklavasının olmazsa olmazı sayı-lan tereyağı ile ilgili çok şeyin yazıldığını ve söylendiğini hatırlatan Bozkan, şu cümleleri aktarıyor:“Bu konuda ünlü psikiyatrist ve sağ-lıklı beslenme konusunda sıra dışı araştırmalara imza atan Prof. Dr. Sefa Saygılı’nın şu cümlelerine dikkat çek-mek istiyorum:“Tereyağı yıllardır tıp çevrelerince hep suçlandı. Kolesterolü yükselttiği; do-layısıyla hipertansiyon, enfarktüs, felç gibi hastalıklara zemin hazırladığı iddia ediliyordu.Halbuki atalarımızın yaygın kullandığı yağ, tereyağıydı. Özellikle kırsal bölge-lerde bol tüketilmesine rağmen insan-larımızın sağlıklı olduğu biliniyordu. Bu

yüzden tereyağının zararlı olduğu görü-şü tıbbi mantığıma hiç uymuyor, soran-lara “hakiki tereyağı ve sızma zeytinya-ğından vazgeçmeyin” diye ısrarla söy-lüyordum. Tabi bunun esas gerekçesi, Peygamber Efendimizin, “Sığırın sütün-de deva, yağında şifa vardır” hadisiydi.

Hafızayı güçlendiriyor,öğrenme kapasitesini artırıyorAyrıca tereyağının oldukça besleyici muhtevası vardı: A vitamininin en iyi kaynağıydı. Lesitin’den zengindi. Yük-sek oranda antioksidan (dinçleştirici) maddeler ihtiva ediyordu. İyi bir iyot kaynağıydı. Konjuge linoleik asiti bol bulundurduğu için iltihap kurutucuydu, alerji ve kansere karşı koruyucuydu. Diş çürükleri ve osteoporoz riskini düşü-rüyor, hafıza ve öğrenme kapasitesini artırıyordu. Yeterli miktarda kalsiyum, fosfor, demir ve çeşitli vitaminler (A1, B1, B2, nikotinik asit, C gibi) içeriyordu.Yine tereyağının sindirimi kolaydı, mi-deyi yormuyordu. Kokusu güzel, tadı

FİRMA

BAKLAVANIN KALBİ TEREYAĞI, ŞİFA KAYNAĞIDIRBu sayımızda Türk baklavasının en önemli harcı sayılan tereyağı ile ilgili Bozkan Süt Ürünleri Yönetim Kurulu Başkanı Turan Bozkan’a kulak veriyoruz. Türkiye’nin geniş bir coğrafyasında ürünleri sevilerek tüketilen markanın başarı hikayesini anlatan Bozkan, baklava- tereyağı ilişkisiyle ilgili de sıra dışı bilgiler aktarıyor.

40

Page 43: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

ise oldukça lezzetliydi. Çiğ olarak da yenebiliyor, yemek ve unlu mamullere katılabiliyordu. Tereyağıyla pişmiş ye-meğin, böreğin veya baklavanın kokusu ve tadı ulaşılmaz haz veriyordu.Çabuk eridiği için margarinlerin yaptığı gibi kan pıhtılaşmasını kolaylaştırarak çeşitli hastalıklara da yol açmıyordu.Tıp ve bilim adamlarının da kafası ka-rışık olmalı ki yeni araştırmalara gerek gördüler. Kanadalı bilim adamları, tere-yağının kalp krizi riskini ve kolesterolü yükseltmek bir yana aksine düşürdüğü-nü, ayrıca şeker hastalığı ve obezitenin tedavisine yardımcı olduğunu gösterdi-ler.

TEREYAĞI ŞİFADIRAlberta Üniversitesi’nden Prof. Dr. Spencer Proctor ve asistanı Flora Wang çalışmalarının sonucunu şöyle açıkla-dılar: “Araştırmanın bizi en çok sevin-diren sonuçlarından biri, bugüne kadar zararlı etkilerinden korktuğumuz doğal yağların, aslında sağlığımız için son de-rece faydalı olduğunu görmemizdi. Te-reyağının kalp krizi riskini düşürdüğü, şeker hastalığı ve şişmanlık tedavisine yardımcı olduğu, kolesterole iyi geldiği

artık tespit edilmiş bir gerçek.”Evet, tıp önemli bir yanlışından daha vazgeçti ve 14 asır öncesinden gelen şu tavsiyeye uydu: “Tereyağı şifadır.”

DOKTOR VE DİYETİSYENLERİN TERE-YAĞINA ÖZÜR BORCU VARGıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, beslenme alışkanlıklarının oluşu-munda doktorların ve diyetisyenlerin çok büyük etkisinin olduğunu belirte-rek, “Doktorların ve diyetisyenlerin te-reyağına bir özür borcu olduğunu” ifade etmişti.

Sade yağ tedariğinde, yılın her mevsi-mine ve coğrafya şartlarına göre farklı-lıklar olabileceğine işaret eden Bozkan, başta baklava üreticileri olmak üzere gıda dünyasına istikrarlı bir şekilde hammadde tedarik ettiklerini sözlerine ekliyor.

Türk gıda sektörünün en önemli ta-mamlayıcı unsuru olan tereyağı, namı diğer “sadeyağ” Bozkan Süt Ürünleri farkıyla Türkiye’nin dört bir yanında farklı gıda ürünleriyle damakları tatlan-dırmaya devam ediyor.

Turan Bozkan Kimdir?Mütevazi bir ailenin çocuğu olarak 1968 yılında Van’ın Erciş ilçesinde dünyaya gelen Turan Bozkan, ilkokulu bitirdikten sonra 1988 yılına kadar Erciş’te peynir ve tereyağı imalathanelerinde çalışarak mesleğinin bütün inceliklerini öğrenir. 1988 yılında vatani görevini yapmak üzere meslekten kısa süre-liğine uzaklaşır. 1990 yılında tekrar aynı sektörde devam etme kararı verir ve al-sat tarzıyla küçük çaplı da olsa ticarete atılır.

Lezzet, Güven, Bozkan…1999 yılında üretim tesislerini TSE ve Türk Gıda Kodeksi üretim standartlarına göre son teknolojik sistemle yenileyen Turan Bozkan, ‘Bozkan Sade Yağları’ olarak marka çalışmasını yenileyerek sek-törde tercih edilen en önemli markalardan birisi haline gelir. 350 m2 kapalı alanda son teknolojiy-le donatılan makinalarla ve el değmeden üretim ve ambalajlama işlemini gerçekleştiren Bozkan, bütün üretim safhalarında gıda mühendislerinin kontrolü ve mutlak müşteri memnuniyeti sorumlu-luğuyla üretim gerçekleştirmektedir. Birkaç teneke sade yağ ile başlayan Bozkan Sade Yağlarının lezzet serüveni, kalite ve güven esaslarıyla baklava dün-yasına hizmet vermeye devam ediyor.

41

Page 44: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

ÇINAR MEYVE DÜNYASI“Türkiye’de yılların deneyimi, bilgi birikimi ve hizmeti ile kurumsallaşarak markalaşmış olan şirketimiz; tesislerde kalite, düşük maliyet, yüksek verimlilik ve hijyen için uygun ürünleri üretmektedir. En önemli ilkemiz, kaliteden ödün vererek kısa sürede çok kazanç sağlamak değil tam tersine kaliteye önem vererek kalıcı ve seçkin olmaktır “ diyen Genel Müdür Mehmet Ali Yüksel sorularımızı yanıtladı.

Şirketinizin kuruluşu ve gelişim süre-ci hakkında bilgi alabilir miyiz?1968 Yılında Bursa’da kurulmuş olan ve bugüne dek gıda sektöründe kalite-sinden ödün vermeden üretim yapan bir kurumdur. Firmamız bugüne kadar sektöründe her zaman öncü ve lider olmayı başarmış: yenilikçi ve araştır-macı kimliğiyle de pastacılık, dondur-ma, şekerleme ve konserve sektörün-de birçok alanda buluş niteliği taşıyan ürünleriyle yenilikler getirmiştir. Ürün grubunda kestane şekeri, konserve meyveler, konserve sebzeler, mey-ve dolguları, marmelatlar, reçeller, meyve püre ve sosları, meyve jöleleri, şekerlemeler, dekoratif hazır soğuk jöleler, pasta sosları, dondurma katkı maddeleri, kurutulmuş meyve şeker-lemeleri, kabartma tozu pastacılık ve

unlu mamul katkıları yer almaktadır. 2013 yılında firmamızın buluşu dün-yada ilk kez börek, pide, hamburger ve yemeklerde kullanılmak için “kav-rulmuş soğan konservesi” üretimine başlanmış ve yıllık üretim 4.800 tona çıkmıştır. Bursa’yı Ankara’ya bağlayan yolun 16.km’ sinde Kestel Organize Sana-yii içerisinde bulunan fabrikamız ana yol üzerindeki binasının ön kısmında-ki fabrika satış mağazası ile de çok değerli bir konumdadır. Fabrikamız, 5.000 m² arsa üzerine kurulmuş olup 3.800 m² kapalı alana sahiptir. Çınar tesislerinde kestane şekeri ve tüm meyve ürünleri işlenmektedir. Muh-telif meyve ve talep halinde işlenen sebze ürünlerini işlemek kaydıyla yıllık 10.000 tonluk kapasitesi ile ala-

nında Türkiye’deki öncü firmalar ara-sındadır. Kuruluşundan bugüne kadar ve yaptığımız yatırımlarla da 14 ülke-ye ihracat yapıp ülke ekonomisine de katkıda bulunmaktadır. Bunun getirisi olarak da ulaşmış olduğumuz ihracat rakamlarımızla 2008 yılında en iyi çı-kış yapan firma seçilmiş ve kayıtlara geçmiş bulunmaktadır. Firmamız, faaliyet gösterdiği sektör itibariyle, sezona bağlı olarak 50-150 arasında sürekli ve mevsimlik çalıştırdığı işçi sayısıyla ülke istihdamı açısından cid-di sayılabilecek kesime gelir kaynağı sağlamaktadır. Firmamız yüksek kali-te anlayışını ve müşteri memnuniyeti-ni de ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000-2005 Gıda Gü-venliği Yönetim Sistemi belgeleriyle de perçinlemiştir.

FİRMA

42

Page 45: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

Faaliyet sahanızın sorunları hakkında neler söyleyebilirsiniz?Günü kurtarmak adına, steril olma-yan ve teknolojiye uzak alanlarda üretim yapan firmalarla mücadele her ne kadar kolay görünse de, ma-liyetlerinin düşük ve giderlerinin az olması bunun mümkün olmadığını bize göstermektedir. Sebze ve meyve işleme sanayinin ihracatının arttırıla-bilmesi, sektörün teknolojik yenilikle-re ayak uydurabilmesi ancak kendini kanıtlamış, denetlemeleri düzenli ve gerekli durumlarda cezai işlemleri kaldırabilecek sektörün önde gelen firmalarının ürünlerine gösterilen ta-leplerle başlar.

Müşteri portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz?Müşteri portföyümüz ağırlıklı olarak oteller, pastaneler, unlu mamuller, börekçiler, hazır yemek yapan firma-lardır.

Ürün portföyü ve fiyat politikanızdan bahseder misiniz?Firmamız Kestane Şekeri, Meyve Konserveleri, Meyve Püreleri, Mar-melatlar, Soğuk Jöle Çeşitleri, Meyve Dolgu Çeşitleri, Şe-kerlemeler, Doğal Meyve Özleri, Pas-ta Katkı, Kabartma Tozu, Toppingler, Dondurma Sosları ve katkıları, Fon-dan, Reçeller, Kurutulmuş meyve ve Soğan Konservesi ürettiğimiz ürün-ler arasında olup oldukça geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Türkiye’de yılların deneyimi, bilgi birikimi ve hiz-meti ile kurumsallaşarak markalaş-mış olan şirketimiz; tesislerde kalite, düşük maliyet, yüksek verimlilik ve hijyen için uygun ürünleri üretmek-tedir. Bizim görüşümüz; fabrikamızın üretim kapasitesini arttırarak müş-terilerimize daha iyi hizmet sunmak ve sektörde güçlü, üretken, istikrarlı ve güvenilir olma özellikleriyle dikkat çeken firmalarla ortak faydaya dayalı

43

Page 46: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

44

FİRMA

işbirlikleri yaparak, sektörün kalitesi-ni ve küresel pazardaki gücünü arttır-maktır. Ama en önemli ilkemiz, kali-teden ödün vererek kısa sürede çok kazanç sağlamak değil tam tersine kaliteye önem vererek kalıcı ve seçkin olmaktır.

Sizce müşteriler neden firmanızı ter-cih etmelidir?Üretim olarak son derece iyi bir tek-nolojiyle çalışan kadrosuna sahibiz. Bu durum, en az hata ile zamanında üretim yapmamızı sağlıyor. Biz müş-terilerimizin taleplerini zamanında ve sıfır hatayla karşılıyoruz. Kendi üretim tesisimizin olması, bize dünya trendlerine uygun üretim ola-nağı sağlıyor. Çınar olarak hem müş-terilerimiz adına dünyadaki yenilikleri takip ediyoruz, hem de müşterileri-mizden gelen farklı talepleri karşıla-yabiliyoruz. Yine müşteri için önemli bir unsur teşkil eden rekabet edilebi-lir ücret politikasıyla müşterilerimizi memnun ediyoruz. Bu hizmetlerimiz-den dolayı da müşterilerimiz bizi ter-cih ediyorlar.

Çalıştığınız kurumlar en çok hangi ne-denlerle sizinle çalışmak istiyor?AR-GE ve Pazar araştırması olarak sürekli yenilikçi bir firma olmamız. Müşterilerimiz ve kendi iç unsurla-rımızca rutin ve rutin dışı laboratu-var ve AR-GE çalışmaları ile kalite-nin sürdürülebilirliğini amaçlıyoruz. Ürünlerimizde kaliteye önem vere-rek, müşterilerimizin kaliteli ürünlere daha uygun fiyata sahip olabilmesi, Türkiye’deki toptan ve perakende satış yapan firmalarda ürünlerimizin kolayca bulunabilmesi ürünlerimize olan talebi arttırmaktadır.

Sektöre getirdiğiniz yeniliklerden bahseder misiniz? Sürekli olarak AR-GE ve yeni pazar araştırmaları yapmaktayız. Bununla ilgili olarak “Kavrulmuş Soğan Kon-servesi” üretimi ile beraber hem mev-cut ürün kalitesini arttırmak hem de soğanın tüm kullanım alanları için yeni ürünler üretmeye başladık. Bun-lar ev ve işyerleri için Yemeklik Soğan Konservesi, Soğan Sosları, Soğan suyu üretimi ve dağıtımı yapmaktayız.

Pazarda güven ve kalite adresi olmak için yaptığınız çalışmaları anlatır mı-sınız?Firmamız yüksek kalite anlayışını ve müşteri memnuniyetinde ISO 9001-2000 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000-2005 Gıda Güvenliği Yöne-tim Sistemi belgeleriyle de perçin-lemiştir.

Hedeflerimiz arasında değişen tek-nolojiyi, eğitimli personel ile sürekli takip ederek Türkiye ve dünya tüke-ticilerinin sağlığı açısından güvenle tercih ettiği hijyenik kalitede ürünler üretmek ve sektördeki öncü kimliği-ni daima korumaktır.

Önümüzdeki dönem hedefleriniz ne-lerdir?Bugüne kadar ki iş prensiplerimizi hiç değiştirmeden büyümeyi sürdürmek. Bu arada tabi ki müşterilerimize yeni-likçi alternatifler sunabilmek için yeni tatları Türkiye piyasasına sunmak, üretim kapasitemizi ve ihracatımızı daha fazla arttırmak projelerimiz ara-sındadır.

Page 47: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

49

Page 48: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

FİRMA

Kendinizi tanıtır mısınız?1984 İstanbul doğumluyum. Son 4 yıldır aile şirketimiz Vitray’da İş Geliş-tirme Sorumlusu olarak görev yapıyo-rum. FISYAĞ markalı tava spreyimi-zin, dondurma taşıma çantalarımızın, kullan at krem şanti torbalarımızın ve çikolata - şeker ambalajlarımızın bö-lüm yöneticiliğini de yürütmekteyim. Firmamızın pasta süsleme ürünlerinin geliştirilmesi, ihraç edilmesi de sorum-luk alanımdadır.

Şirketinizin kuruluş ve gelişim sü-reci hakkında bilgi alabilir miyiz?Şirketimiz 1984 yılında bir ambalaj şir-keti olarak kurulmuştur. 1999 yılında ise pasta - çikolata süsleme sektörüne adımımızı attık. Yan dekor, dekoratif çikolata kalıpları gibi çikolata transfer ürünlerini üreterek yenilebilir pasta - çikolata süsleri üretimine başladık. Günler geçtikçe ürün gamımızı arttır-dık. Günümüzde pastacılık ve gıda sek-törüne pek çok girdi sağlıyoruz. Amba-

laj ürünleri olarak dondurma taşıma çantaları, kullan at krem şanti torbala-rı, alüminyum, kâğıt ve plastik esaslı çi-kolata - şeker folyoları ile birlikte şeker torbaları üretiyoruz.

Firmamız çikolata ve gıda sektörüne çok katlı ambalajlar ve alüminyum fol-yo ürünler de tedarik etmektedir. Gıda ürünleri olarak ise başta FISYAĞ tava spreyi; sıvı, jel, sprey gıda boyaları; gofret güller, çikolata transfer gibi süs-leme ve yağlama ürünleri üretiyoruz.

Faaliyet sahanız hakkında neler söyleyebilirsiniz?Firmamız gıda ve ambalaj ürünleri üre-timini gerçekleştirmektedir. Ambalaj bölümünde dondurma taşıma çanta-ları, kullan at krem şanti torbaları, çok katlı gıda ambalajları ve çikolata – şe-ker folyoları üretiyoruz. Gıda ürünlerinde ise FISYAĞ tava spre-yi, çikolata ve pasta süsleme ürünleri üretiyoruz.

Gıda sektörüne sunduğunuz ürünle-rin bazılarında bazılarını biraz daha detaylı anlatabilir misiniz?Size pek çok ürünümüzü detaylı anlat-mak isterim. Ancak özellikle FISYAĞ tava spreyimiz, dondurma – çikolata ta-şıma çantamız ve kullan at krem şanti torbamız hakkında bazı bilgiler paylaş-mak istiyorum.

FISYAĞ tava spreyi; yapışmayı engel-leyen, yağ tüketimini çok düşüren, tava yağlama işlemini çok kısa sürede ta-mamlamanızı sağlayan özel bir yağdır. FISYAĞ çok ekonomiktir, yağı tamamen kokusuzdur, en önemlisi ise fırınladığınız ürünleri kesinlikle tavaya yapıştırmaz. Bu sayede ürünlerin görüntüsü çok iyi olur ve tava yıkama, yağlama işlemi yapmanıza gerek kalmaz. FISYAĞ tava spreyi verimliliği ve lezzeti yüksek mut-fakların vazgeçilmezlerinden bir olma yolunda ilerliyor. Pastaneler, tatlıcılar, oteller, pasta fabrikaları ürünümüzü her gün daha çok kullanıyorlar.

VITRAY GIDA VE AMBALAJ ÜRÜNLERI“Ambalaj bölümünde dondurma taşıma çantaları, kullan at krem şanti torbaları, çok katlı gıda ambalajları ve çikolata – şeker folyoları üretiyoruz. Gıda ürünlerinde ise fısyağ tava spreyi, çikolata ve pasta süsleme ürünleri üretiyoruz” diyen İş Geliştirme Sorumlusu Sami Namer sorularımızı yanıtladı.

46

Page 49: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

Dondurma - çikolata taşıma çantamız; dondurma ve çikolata gibi sıcak izolas-yonu gerektiren ürünlerin taşınmasını kolaylaştıran bir perakende çantasıdır. Çantanın ısı izolasyonu strofor köpük kadar yüksektir, ayrıca güneş ışınları-nı geri yansıtır. Bu iki özelliği sayesinde dondurmanın, çikolatanın erimeden ta-şınmasına olanak tanır. Markalara özel tasarımları da basabiliyoruz, dondurma – çikolata taşıma çantamız sayesinde hem onca zahmetle üretilen dondurma-ları, çikolataları ısıdan koruyoruz, hem de markaların reklamını yapıyoruz. Son yıllarda Ramazan ve Kurban Bayra-mı çok sıcak aylara denk geliyor, bu ne-denle vatandaşlar çikolata almaya çeki-niyorlar. Bizim ambalajımızla bayramlık çikolata satan firmaların satışlarının arttığını gözlemliyoruz. Ambalajımız o kadar şık ve sağlam oluyor ki tüketici-ler ambalajı çöpe atmaya kıyamıyorlar. Sıcaktan korumak istedikleri ne varsa bizim çantamıza koyup taşıyorlar, bu da çantamızı tüketicilere veren marka-

larımızın sürekli tanıtımı demek oluyor.Kullan-at krem şanti torbamız; hem am-balajcı hem gıdacı olmamızın getirisi. Biz mutfağı da tanıyoruz, fabrikayı da… Us-talarımız yıllarca patlayan, zar gibi krem şanti torbalarıyla uğraşıp durdu. Aynı markanın bir parti torbası ile diğer par-ti torbası arasında dağlarca fark oluştu. İşletmeler olmayacak fiyatlara ürün aldı, tüccarlar ürün bulmada sıkıntı yaşadı. Tüm yukarıdaki durumlar kullan at krem şanti torbası kullanımının yaygınlaşma-sını engelledi.

Firmamız 2 yıldır kullan at krem şan-ti torbasını Türkiye’de üretiyor. Artık müşterilerimiz için yukarıda yaşanan problemler tarih oldu. Kullan at krem şanti torbalarımız kesinlikle patlamıyor, istenilen kalınlık ve ebatta müşteriye su-nuluyor. İç ve dış piyasada farklı marka-larda ürünlerimiz bulunuyor. Her sarım sayısında, kalınlıkta, ebatta ve renkte kullan at krem şanti torbası üretiyoruz. Firmalara özel maliyet düşürücü çalış-

Firmamız 2 yıldır kullan at krem şanti torbasını Türkiye’de

üretiyor. Artık müşterilerimiz için yukarıda yaşanan problemler tarih

oldu. Kullan at krem şanti torbalarımız

kesinlikle patlamıyor, istenilen kalınlık ve

ebatta müşteriye sunuluyor. İç

ve dış piyasada farklı markalarda

ürünlerimiz bulunuyor.

47

Page 50: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

FİRMA

malarımız da bulunuyor. Firmalara özel ürün çalışmaları yapabiliyoruz. Mesela dünyada ilk defa mini kullan at krem şanti torbası ürettik. Ustalarımızın pas-tanın üzerine yazı yazması kolaylaştıran bir ürün olarak piyasaya tanıttık. Ürü-nümüz çok sevildi. Hijyen ve pratikliği bir araya getirdi. Artık tüketiciler de her şeye dikkat ediyor…

Müşteri portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz? Firmamızın müşteri portföyü çok geniş. Pastacı, tatlıcı, çikolatacı, tüccar, otel, toplu gıda üreticisi, şekerci gibi pek çok alanda faaliyet gösteren müşterilerimiz bulunuyor.FISYAĞ yukarıda bahsettiğim tüm alan-larda faaliyet gösteren müşterilerimizin tercihi. Kullan at şanti torbası, tüccar ve üreticilerin ilgisini çekiyor. Isı koru-malı çantalar ise perakendede satılan tüm ısı korumalı ürünlerde kullanılmaya başlandı. Çikolata ve gıda ambalajları ürünlerimize ise her boydaki üretici ilgi gösteriyor. Bizim için her müşterimizin ihtiyaçları çok önemlidir. Müşterilerimiz için en uy-gun çözümleri getirerek onların işlerine destek olmayı hedefliyoruz. Ticareti en yüksek etik değerde yürütüyoruz. Söz veriyoruz ve arkasında duruyoruz…

Fiyat politikanız hakkında neler söy-leyebiliriz?Firmamızın önceliği en kaliteli ürünü, en uygun fiyata üretmektir. Tüketicile-rin sağlığını riske atmayacak en kaliteli ürünü üretmek, en uygun fiyata satmak bizim önceliğimiz.

Girdilerimiz her zaman en üst kalitedir. Ucuz ürün yapmak için kaliteden ödün vermeyiz, halk sağlığını, gıda güvenliğini riske atmayız. Özenimiz ve sıkı çalışma-mız uygun fiyatlara ürün satmamızı sağ-lıyor. Yaptıklarımızı bugüne kadar takdir eden sektörümüze teşekkür ederiz. He-nüz tanışma fırsatımız olmamış firma-larla tanışmayı diliyoruz.

Sizce müşteriler neden firmanızı ter-cih etmeliler? Firmamız 30 yıldır dürüstlüğü, yenilikçi-liği ve sözünü tutma özelliğiyle tanınıyor. Firmamızın yenilikçi ürünlerini denemek, iyi bir iş ortağı edinmek isteyen müşteri-mizle tanışmak isteriz. Yukarıda bahsettiğim FISYAĞ, dondurma – çikolata taşıma çantası, kulan at krem şanti torbası, gıda ambalajları ile ilgili tüm müşterilerimize hizmet sunmaktan keyif alacağız. Çalıştığınız kurumlar en çok hangi ne-denlerle sizinle çalışmak istiyor?Geçen 30 yılda müşterilerimizle çok kuvvetli güven bağları oluşturduk. Pek çok müşterimize artık müşteri değil iş ortağımız gözüyle bakıyoruz. Bir söz ve-riyoruz ve bir daha sözümüzü bozmuyo-ruz, ürünlerimizin arkasında duruyoruz, sürekli yeni ürünler ve projelerle müş-terilerimizin önünü açıyoruz. Tüm bu ne-denlerden dolayı uzun soluklu çalışma-ları başarıyla yürütebiliyoruz. Sektöre getirdiğiniz yeniliklerden bahseder misiniz?Vitray yeniliklerin firması olarak tanınır. Pek çok ürünün arkasında ya Türkiye’de-ki ilk üretici ya da dünyadaki ilk üretici

olarak adımız bulunur. Örnek vermem gerekirse Dondurma – Çikolata Taşıma Çantası firmamız tarafından patenti alın-mış yenilikçi bir üründür…

Pazarda güven ve kalitenin adresi ol-mak için yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız?Kaliteyi ölçmenin, belgelemenin iki yolu vardır. Biri zaman ve piyasanın takdiridir, diğeri ise sertifikalandırılmış kalite çalış-malarıdır. Firmamız iki yola da çok önem vermektedir. Firmamız ISO 9001 – ISO 22000 gibi pek çok kalite sistemine sa-hiptir. Tüm üretimlerini ve süreçlerini bu kalite sistemlerine uygun ve hatta daha ötesinde gerçekleştirmektedir. Çünkü biz kalite sistemlerini müşterilerimizin koşulsuz memnuniyetine giden araçlar olarak görürüz. Bizim için tüketici sağlı-ğı, iş ve işçi sağlığı, çevreye verilen zarar, gizlilik gibi erdemler asıl kalite kriterler-dir. Hamdolsun 30 senedir tüm bu krite-re uygun olarak üretimimizi sürdürüyo-ruz. Vitray Ambalaj ve Gıda olarak önümüz-deki dönem hedefleriniz nelerdir?Vitray’ın 30 senedir koruduğu kalite, gü-ven, yenlikçilik çizgisinden ödün verme-den dünya firması olmak arzusuyla çalı-şıyoruz. Müşterilerimizin takdiri, Allah’ın izni ile bu hedefe doğru ilerlemeye çalı-şıyoruz. Sözlerime son verirken Firma-mızın 30 senedir gelişmesinde payı olan tüm müşterilerimize, tüketicilerimize teşekkürü borç biliriz. Firmamızla irti-bata geçerek ürünlerimiz hakkında bilgi almak isteyen tüm paydaşlarımıza ka-pılarımızın sonuna kadar açık olduğunu bildirmek isteriz.

48

Page 51: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 52: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

RÖPORTAJ

50

“Türk girişimcilerin, dünya çapında tanınması ve ürün ortaya çıkarması için öncelikle, yerel düşünce tarzından sıyrılmaları gerekir. Geleneksel sanayi ve üretim yöntemleri yerine dünyadaki gelişme ve trendleri yakından takip etmeleri önemlidir. Yani topyekün bir zihniyet değişikliği gereklidir. Sonrasında bu tür girişimciler için teşvik mekanizmaları geliştirmeleri, finansman kaynaklarına dünyadaki rakiplerinin ulaştığı koşullarda erişimi sağlanmalıdır” diyen İTO Meclis Başkanı Şekib Avdagiç sorularımızı yanıtladı.

İTO MECLİS BAŞKANI ŞEKİB AVDAGİÇ

Page 53: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

51

Kendinizi kısacatanıtır mısınız?1959 yılında Zenica (Bosna-Hersek)’da doğ-dum. Almanya-Köln’de başladığım ilköğretimime İstanbul’da devam ede-rek, ortaöğretimimi de İstanbul’da tamamladım. 1982 yılında İstanbul Tek-nik Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden mezun oldum ve İstanbul Üniversi-tesi İşletme Fakültesi İşlet-mecilik İhtisas programını tamamladım.

Otomotiv Sanayinde faali-yet göstermekteyiz. Geç-miş dönemlerde MÜSİAD Genel Başkan Yardımcı-sı, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başken-ti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı görevlerinde bu-lundum. İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanlığımın yanı sıra, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Uluslararası Sarajevo Üniversitesi, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı ile İstanbul Teknik Üniversi-tesi Geliştirme Vakfı Müte-velli Heyeti Üyesi, TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Kompozit Sanayicileri Der-neği Başkanı olarak görev-lerimi sürdürmekteyim.

İTO Meclis Başkanı ola-rak Türkiye ekonomisinin geleceğini nasıl görüyor-

sunuz? Ülke ekonomisinin daha ileri seviyelere gelmesi için yapılması gerekenlerle ilgili önerileriniz nelerdir?Türkiye ekonomisi son on yıl-da önemli sayılabilecek bir performans sergilemiştir. Milli geliri dolar bazında iki kat ar-tarak 800 milyar dolara, kişi başına milli gelir ise 10 bin do-lara çıkmıştır. Ancak özellikle son 4-5 yıla baktığımızda kişi başına milli gelirin 10 bin dolar

seviyelerine takılıp kaldığı görülmekte-dir. Yani Türk ekonomisi orta gelir tuzağı-na düşmüş durumdadır. Dolayısıyla ülke ekonomisinin bundan sonraki yönünün ne olacağı sorusunun cevabı orta gelir tuza-ğından nasıl kurtulunacağı sorusunun ce-vabında yatmaktadır. Bu noktadan itibaren Türkiye katma değeri yüksek sanayi üre-timi, verimlilik artışı, araştırma geliştirme faaliyetleri gibi konulara ağırlık vererek ekonominin geleceğini planlamalıdır, özel-likle eğitim sistemini bu hedeflere yönelik olarak düzenlemelidir.

Türkiye ekonomisinin ve dış ticaret hacminin büyüdüğü son dönemlerde açıkça gözlenmektedir. Sizce Türkiye ekonomi anlamında büyük ülke eko-nomisi olmuş mudur?Büyük ülke ekonomileri kalkınma evresini tamamladıklarından, dış pazarları yanında iç pazarları da önemli bir büyüklüğe ulaş-mış durumdadır. Bu nedenle gelişmiş ülke ekonomileri içinde bazı istisnalar hariç dış ticaretin GSMH içindeki payı nispeten kü-çük olmaktadır. Örneğin ABD’nin dış ticaret hacminin GSMH’ya oranın % 24, Fransa’nın % 50, Japonya’nın % 32, Kanada’nın % 51 ve Almanya’nın % 70 seviyelerindedir. Türkiye’nin ise % 50’ler seviyesindedir. Türkiye’yi kıyaslamamız gereken ülkeler-den olan Güney Kore’ye baktığımızda bu oran % 80’ler düzeyindedir.

Ülkemizdeki sektörel dengeleri na-sıl görüyorsunuz? Sektörel bazda Türkiye’nin ekonomi fotoğrafı hakkın-da neler söylemek istersiniz?Ülkemizde bazı sektörler zaman zaman ön plana çıkmaktadır. Daha önce ihracatın loko-motifi olan tekstil sektörünün yerini son yıl-larda otomotiv sektörü almış durumdadır. İç piyasa açısından baktığımızda son 7-8 yıldır inşaat sektörü ön plana çıkmaktadır.

Sizce Türk girişimcilerinin dünya ça-pında tanınması, ürün-hizmet ortaya koyması için neler yapması gerekir?Türk girişimcilerin, dünya çapında tanın-ması ve ürün ortaya çıkarması için önce-likle, yerel düşünce tarzından sıyrılma-ları gerekir. Geleneksel sanayi ve üretim yöntemleri yerine Dünyadaki gelişme ve trendleri yakından takip etmelidir. Yani topyekün bir zihniyet değişikliği gereklidir. Sonrasında bu tür girişimciler için teşvik mekanizmaları geliştirmeleri, finansman kaynaklarına dünyadaki rakiplerinin ulaştı-ğı koşullarda erişimi sağlanmalıdır.

Page 54: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

RÖPORTAJ

52

Vergi yükünün giderek artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ka-yıp-kaçak konusunda düşüncele-riniz nelerdir?Son yıllarda ekonomide yaşanan ge-lişmelere rağmen vergide kayıp kaçak oranının azaltılması bir başka deyiş-le ekonomik faaliyetlerin kayıt altına alınması ve vergilendirilmesi konu-sunda yeterli mesafe kaydedileme-miştir.

Bunun en önemli göstergesi vergi ge-lirleri içinde dolaylı vergilerin payının giderek azalması beklenirken tam tersine artış kaydetmiş ve son olarak % 70’ler seviyesine ulaşmıştır. AB or-talaması ise % 30’a yakın seyretmek-tedir.

Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek için neler yapma-mız gerekir?Türk ekonomisi Dünyada 18. büyük ekonomi konumundadır. 2014 yılı iti-bariye IMF verilerine göre 10. büyük ekonomi 1,8 trilyon dolar ile Rusya ekonomisidir. Türkiye ekonomisinin büyüklüğü ise kabaca 800 milyar dolar seviyesindedir. Rusya ve diğer ekonomilerin yerinde sayması duru-munda, Türkiye’nin Rusya ekonomisi-ni yakalaması için yıllık % 5 büyüme ile yaklaşık 20 yıla, % 4 büyüme ile yaklaşık 25 yıla ihtiyacı vardır. Dolayı-sıyla mevcut şartlarda, yakın ve orta gelecekte Türkiye’nin ilk 10 ekonomi arasında girmesi için AR-GE ve Üre-tim Odaklı yeni ekonomik açılımlara ihtiyacı olduğu açıktır.

İTO’nun sosyal meselelere bakışı hakkında neler söylemek istersi-niz?İstanbul Ticaret Odası üyelerine hiz-met vermenin yanında bu ülkenin çok önemli bir kurumu olarak sosyal meselelerde önemli hizmetler yap-maktadır. Bu kapsamda kurduğu vakıf aracılığı ile hayata geçirdiği Üniver-site ile eğitim faaliyetlerine katkıda bulunmakta, gerek İstanbul gerekse Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde inşa ederek Milli Eğitime devretti-ği okullar vasıtasıyla orta öğretime önemli katkılar sağlamaktadır. Her yıl 1500 ‘ü aşkın lisans, yüksek li-sans ve doktora öğrencisine burs ver-mektedir.

Türkiye ekonomisi son on yılda önemli sayılabilecek bir performans sergilemiştir. Milli geliri dolar bazında iki kat artarak 800 milyar dolara, kişi başına milli gelir ise 10 bin dolara çıkmıştır. Ancak özellikle son 4-5 yıla baktığımızda kişi başına milli gelirin 10 bin dolar seviyelerine takılıp kaldığı görülmektedir.

Page 55: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

““

Tarihi eserlerin korunması ve resto-rasyonunda yer almak suretiyle, bir-çok Çeşmenin ve Hünkar Kasrı gibi önemli tarihi mekanların restorasyo-nunu bizzat gerçekleştirmiştir.

Mutfağımız hakkında düşünceleri-nizi öğrenebilir miyiz?Geleneklerimizden ve kültürümüzden gelen misafirperverliğimizden dolayı, sosyalleşmeyi, paylaşmayı seven bir toplum olmamızdan ve günümüzde herkesin bir araya geldiği yer sofra olduğundan mutfağımızın çok zengin olduğunu düşünüyorum.

Yemek yemek bizim için sadece bes-lenmek değil. Her türlü meyvenin, sebzenin ve ürünün yetişebildiği bir coğrafyada bulunduğumuzdan mut-fağımızın bu kadar zengin olmasına aslında şaşırmamak lazım. Birçok ürünün lezzetini bildiğimizden damak zevkimizin gelişmiş olması da kaçınıl-maz bence… Ayrıca tarihten gelen do-

ğusundan batısına, kuzeyinden güne-yine yöresel yemeklerimizin zenginliği mutfağımızı daha da değerli kılıyor. Düğünlerimiz, Bayramlarımız tepsi tepsi yardımlaşmayla yapılan bakla-valarımızla ünlüdür.

Yiyecek ve içeceklerle aranız na-sıldır?Sağlımı etkileyecek kadar çok yeme-mek kaydıyla her şeyden ve ölçülü beslenmeye özen gösteririm.

Mutfakla aranız nasıl?Zaman ayıracak fırsatım olmadığın-dan ilgim ve yeteneğim de olamadı.

En çok sevdiğiniz yemek nedir?Rumeli yemeklerini çok severim.

En çok sevdiğiniz tatlı nedir?Sütlü tatlıları tercih ediyorum.

Yemek yapar mısınız?Bu konuda pek yeteneğim yok maalesef.

Türk ekonomisi Dünyada 18. büyük ekonomi

konumundadır. 2014 yılı itibariye IMF verilerine göre

10. büyük ekonomi 1,8 trilyon dolar ile Rusya ekonomisidir.

Türkiye ekonomisinin büyüklüğü ise kabaca 800 milyar dolar seviyesindedir. Rusya ve diğer ekonomilerin yerinde sayması durumunda,

Türkiye’nin Rusya ekonomisini yakalaması için

yıllık % 5 büyüme ile yaklaşık 20 yıla, % 4 büyüme ile

yaklaşık 25 yıla ihtiyacı vardır.

53

Page 56: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

54

RÖPORTAJ

Türkiye’de tatlıcılık sektörünü na-sıl değerlendiriyorsunuz?Tatlıcılık sektörü geleneksel olarak geçmişten günümüze gelen köklü bir geçmişe sahip bir sektördür. Yüz yıllık firmalarımıza baktığımızda bun-ların arasında şekerleme firmalarının (Ali Muhittin, Hacı Bekir, Koska, Hafız Mustafa gibi) yer aldığı görülmektedir. Günümüzde ise sektörde birçok firma faaliyet göstermektedir. Ülkemizde hemen hemen herkesin tükettiği ve kişilerin harcamalarında önemli bir yer tutan ürünleri, yarattığı istihdam ve ekonomiye olan katkısı dolayısıyla önemli bir sektör haline gelmiştir. Sek-törün temel hammaddesi olan şekerin sağlık üzerindeki etkileri konusunda son yıllarda yapılan yorum ve spekü-lasyonlar, faaliyet gösteren firmalar

üzerinde toplumsal sorumluluk ba-kımından ciddi bir yük yüklemekte ve önemini arttırmaktadır.

Yemek ve tatlı konusundaki dü-şüncelerinizi öğrenebilir miyiz?Daha önce de belirttiğim gibi yemek bizim için sadece beslenmek değil. Aynı zamanda sevginin, saygının, ilgi-nin, önemsenmenin, değer kılmanın bir göstergesi. Yemeğin tadı kadar su-numu da servisi de temizliği de bizim için önemlidir biliyorsunuz. Aynı giyim gibi, kendimize ve karşımızdakine gös-terdiğimiz saygının sembolüdür aslın-da. Bir iletişim aracıdır, herkes sofrada bir aradadır. Tatlı bizim kültürümüzde var olan bir gıda maddesidir. Meyvele-rimizin çeşitliliğinden dolayı reçelleri-miz, pekmezlerimiz çok eski tarihlerde

kullanmış olduğumuz yiyeceklerdir. Osmanlı Sarayının lokmaları, reçelleri Türk tatlı tarihinde anlatılır. Sizin daha iyi bildiğiniz gibi sadece şeker kamışın-dan şeker üretimi yapıldığı için şeker pahalıymış ve bal kullanılıyormuş. Şeker pancarından üretim yapıldıktan sonra şeker tüketimi yaygınlaşmış. Kutlamalarda, doğumlarda, düğünler-de, misafirliğe gidildiğinde “Tatlı yiye-lim tatlı konuşalım” söyleyerek tatlı ikram edilir. Ben de tatlının lezzetli, enerji verici ve hatta bazen sakinleşti-rici etkisi olduğunu düşünüyorum. Ta-bii ki abartmadan ve kararında yemek şartıyla. Geleneğimizde yemeklerden sonra tatlı alınır biliyorsunuz. Yani tat-lıyı doymak için değil, yemekten sonra tadımlık olarak ağzımız tatlansın diye yeriz.

Page 57: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 58: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

Caddy Maxi Van işiniz ne olursa olsun keyfe dönüştürüyor. Geniş iç hacmi ve keskin dış hatlarıyla size yakışan iş or-tağınız oluyor. TDI teknolojisine sahip güçlü motoruyla yolların keyfini çıka-rırken, standart olarak sunulan ESP ile güvenliği de elden bırakmıyorsunuz. Caddy Maxi Van ile rahatça çalışıp ra-hatça kazanıyorsunuz. Hıza duyarlı yeni servotronik direksiyon özelliği ile hızı-nız artsa da kontrol her zaman sizde. Caddy Maxi Van, CD-MP3 çalarlı radyo-su ile kulağınızın pasını silerken sayısız konfor özellikleriyle de keyfinize keyif katıyor. Güvenilir bir etki bırakmak sizin için önemliyse, Caddy Maxi Van, Volk-swagen kalitesi ve güçlü görüntüsüyle bunu size en yüksek seviyede sunuyor. Caddy Maxi Van’a baktığınız ilk anda farkını hissediyorsunuz. Caddy Maxi Van teknolojisiyle olduğu kadar görüntüsüy-le de sınıfın çok ötesinde.

Güvenliğinizi sağlayan tüm teknolojiler Caddy Maxi Van’da emrinizde. Standart ESP özelliğiyle, en keskin virajlarda dahi aracınız dengede kalırken, yokuş yukarı kalkış yardımı özelliğiyle en dik rampalarda bile rahat ediyorsunuz.

Günümüzün gittikçe kalabalıklaşan ve araçlar için mevcut yol alan-larının azaldığı şehir içi trafiği göz önünde bulundurulduğunda, Nemo modern şehirlerde seyahat için mükemmel bir hafif ticaridir. Citroën Nemo, kompakt ebatlarına rağmen, 2 buçuk metreküp yük hacmi ve 610 kilogram kapasite özellikleri sayesinde hacimli yükleri taşı-yabilmektedir. Sürgülü ve geniş yan kapılar, 180 derece yana açılır asimetrik arka kapılar, düşük yükleme eşiği gibi özellikleri sayesinde yükleme/boşaltma işlemlerini kolaylaştırır. Nemo, ABS ve sürücü hava yastığına standart donanım olarak sahiptir. Ayrıca, modüler tel ızgara seçeneğiyle de sunulmaktadır. Nemo, manüel vites kutusuyla eşleştirilmiş verimli ve ekonomik HDi 75 dizel motoruyla, şehir içi ve açık yol performansı bakımından yeni standartlar getirmektedir.

Konfor için tasarlanmış ergonomik sürüş pozisyonu, 12 saklama bölmesine sahip olabilecek geniş, aydınlık ve fonksiyonel kabiniyle Citroën Nemo bir binek otomobili kadar konforlu ve sürülebilirdir. Citroën Nemo gündelik kullanımı kolaylaştırıcı çeşitli sürüş yardım-cılarına ve konfor donanımlarına sahiptir. Örneğin yolcu koltuğu bir masa üstüne dönüşebilmektedir.

OTOMOBİL

CADDY MAXI VAN

CITROEN NEMO PANELVAN

56

Page 59: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 60: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

OTOMOBİL

74

İş dünyası değişti. Performans, tekno-loji, güvenilirlik ve sağlamlık mutlak gereklilikler ama esneklik, rahatlık ve stil de onlardan aşağı kalmıyor. Düzenli olarak gelişim gösteren işiniz için ideal araç Yeni Ducato işte bu nedenle bura-da. Kullanması kolay, güvenli ve işinizle birlikte gelişen ihtiyaçlarınıza en iyi şe-kilde uyum sağlayarak her mücadele-nizde yanınızda.

Yeni Ducato ile iş dünyasının yeni nesli şimdiden iş başında.Bugün iş hayatında, kaliteden ödün ver-meden maliyetleri kısmak ve kârları ar-tırmak daha önce olmadığı kadar mut-lak gerekli hale gelmiştir. Ducato pa-zarda, her türlü ticarette ve kullanımda performansı, maksimum esnekliği, yük-sek kapasiteyi, büyük bir verimi ve aza-lan maliyetleri garanti etmektedir. Ara-cın tüm ana bölümlerinde tasarımının ve yapım tarzının etkileri görülmektedir. Gövde ve hareketli parçalar sağlamlık, dayanıklılık ve güvenilirlik anlamında geliştirildiler. Süspansiyonlar gürültüyü zaman içinde en aza indirecek şekilde mükemmel hale getirildiler.

Ford Transit Custom, verimlilik ve yük alanında stan-dartları belirliyor, verimliliğinizi arttırıyor. Müşterileri-niz üzerinde ise kuşkusuz büyük bir etki yaratacak. Bir başka deyişle, prestijli Uluslararası Yılın Ticari Aracı ödülünü tam anlamıyla hak ediyor.

Transit serimizin orta büyüklükteki modeli olan Tran-sit Custom, Otomatik Start-Stop ve Akıllı Şarj Sistem-leri gibi yakıt tasarrufu sağlayan ECOnetic teknolojile-ri sayesinde sınıfındaki en iyi yakıt verimliliğini sunu-yor. Geniş ve dayanıklı yükleme bölümüyle, özellikle bir mobil ofis gibi çalışan sürücü kokpitiyle iş günü-nüzü kolaylaştıracak. Orta tavan seçeneği ile sunulan 8.29 metreküplük değerle yük alanında sınıfının lideri olan Van, Kombi ya da Kombi Van modellerinden han-gisini seçerseniz seçin, Ford SYNC sesle kontrol özel-liği ve MP3/iPod ve telefon bağlantı sistemi gibi pek çok gelişmiş teknolojik özellikten yararlanacaksınız.

FIAT DUCATO VAN

FORD TRANSIT CUSTOM

Page 61: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 62: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

OTOMOBİL

60

Peugeot Bipper, panel van araçlar dünyasın-da her şeyden önce kapladığı alan/faydalı hacim oranı ile eşi olmayan bir araçtır. 3.864 m net uzunluğu, zorlu kullanım koşullarında çok rahatlık sağlayan bir özelliktir. Bipper’in tasarımı modernliği ve gücünü yansıtmak-tadır. Bütün bu özellikler, tüm görevleri ye-rine getirmek üzere daima hazır gerçek bir profesyonelin özellikleridir. İşte bu nedenle Bipper ile siz, yani bir profesyonel arasındaki uyum mükemmel olacaktır. Bipper’de, yük bölmesine erişim 90 derecelik iki yana açı-lır arka kapı ile sağlanır. Akıllıca tasarlanmış katlanır gergi çubuğu düzeneği sayesinde daha üstün bir erişim kolaylığı sağlanma-sı için kapılar 180 derece açılabilmektedir. Yüklemede çok daha rahat bir erişimi sağ-lamak için Bipper, opsiyonel olarak sağ sür-gülü kapı veya çift sürgülü kapı opsiyonları ile donatılmıştır. Peugeot Bipper’in modern, aydınlık ve geniş iç hacmi hem profesyonel, hem de günlük ihtiyaçlarınızı kolaylaştırmak amacıyla üretilmiştir. 2.05 metrelik faydalı yük uzunluğu, Multi-Flex banket koltuğun katlanması ile birlikte 3.25 metreye çıkıyor. Azami iç genişlik 1.50 metre iken tekerlek davlumbazları hizasında genişlik 1.23 m olu-yor ve bir euro-paletin yüklenmesini müm-kün kılıyor. Bipper, 660 kiloya ulaşan toplam yük kapasitesi ile minimum 2,5 metreküplük bir kullanım hacmi sunmaktadır!

Renault Trafic, faaliyet alanları ne olursa olsun, profesyonellerin ihtiyaçlarını karșılamak için özel olarak tasarlandı. Van ve Multix versiyonlarıyla, Renault Trafic size özel geniș ticari çözümler ola-nağı sunarak, tüm ihtiyaç ve beklentilerinizi karşılar. Modern ve şık tasarımı, performanslı ve sessiz motor seçenekleri, teknolojik do-nanımları ve yüksek konfor ve güvenlik düzeyi ile Renault Trafic her alanda üstün nitelikler sergiliyor. Yeni Nesil Elektronik Denge Programı ESP, içerdiği sensörlerle aralıksız olarak aracın hareketini izleyerek, aracın güvenli şekilde istikametini korumasına yardımcı olur. Bunlara ek olarak, sistem aşağıdaki fonksiyonları içermektedir. Yeni Trafic’te zengin pasif güvenlik donanımları sunulmaktadır. Yeni Trafic’te konforu arttırılmış, çok yönlü ayarlanabilir koltuklar ve yük-seklik-derinlik ayarlı direksiyon sayesinde, her sürücü ideal sürüş pozisyonunu bulabilir. Renault R & GO, mobil telefon ve tabletlerini-zin Renault’nuza mükemmel şekilde entegre edilmesi için geliştiril-miş olan pratik ve akılcı bir mobil uygulamadır. Akıllı telefonunuzu veya tabletinizi, taşıyıcı kaidesinin üzerine yerleştirin ve yepyeni bir deneyim yaşamaya hazır olun.

PEUGEOT BIPPER VAN

RENAULTTRAFIC PANELVAN

Page 63: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 64: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

TEKNOLOJİ

62

Razer Naga Epic Chroma

Bir oyundan maksimum zevk almak için performans bilgisayarlarına ihtiyacımız olduğu kadar oyun

boyunca sürekli etkileşimde olduğumuz kaliteli klavye ve fare gibi çevre bileşenlerine de sahip olmanız gerekiyor. Tam bu noktada Razer’in Naga Epic Chroma’sı tasarımıyla ve rahatlığıyla oyunlardan alacağımız hazzı arttırıyor. Aral İthalatın distribütörlüğünü yaptığı Naga Epic Chroma’da baş parmağınızla erişebileceğiniz 12 adet mekanik buton bulunmakta. Özellikle MMO gibi makro derecede kontrol gereken oyun türlerinde kendi oyun stilinizi yaratmada yarar sağlıyor. Chroma serisindeki diğer ürünler gibi çok renkli bir aydınlatma sistemi olan Naga Epic Chroma, sol tuş takımı ve tekerlek için 16.8 milyon renk kombinasyonu ve efektlerinden birisini seçerek kullanmanıza imkan tanıyor. Karanlık bir ortamda oyun oynarken atmosferi tamamlayıcı bir özellik olarak ön plana çıkıyor.32-bitlik gömülü bir ARM işlemci taşıyan Naga Epic Chroma, 4G lazer sensörü ile 8200DPI seviyesine çıkabiliyor, 1000Hz tarama, 50g hızlanma, çok kaygan ayaklar ve fiber USB şarj kablosu şeklinde özellikler sunuyor. Ayrıca Synapse yazılımı ile buton ataması dahil çeşitli ayarlar yapıyor ve bu ayarları bulut ortamında saklayabiliyor. Tasarımı itibariyle avucunuza tam oturması, mekanik tuşlarla oynadığınız oyunda detaylı strateji kurabilmeniz, malzeme kalitesiyle uzun saatler kullanmanıza rağmen konforunu kaybetmeyen Razer Naga Epic Chroma’yı Aral İthalat aracılığıyla satın alabilirsiniz.

Maksimum oyun deneyimi

AOC ve Philips Monitörleri artık27 inçlik ekran SegmentindeAvrupa monitör piyasası,

2014’ün ilk iki çeyreğindeki olumlu ve istikrarlı seyrinden sonra, bazı Doğu Avrupa ülkelerinde durum hâlâ zorlayıcı olduğu için, küçük bir düşüşle karşılaştı. Toplamda ise, 2014 yılındaki Avrupa piyasası geçen seneye kıyasla aynı kaldı.Bazı piyasalardaki bu zorlayıcı koşullara rağmen, Philips monitörlerinin lisans ortağı AOC ve MMD, büyüme stratejilerini başarılı bir şekilde devam ettirerek pazar paylarında daha fazla olumlu ilerleme elde ettiler. Piyasadaki genel başarı, büyüyen 27 inçlik monitör segmentinde de çok olumlu bir gelişme ile birleşti. Geçen yılın üçüncü çeyreğine kıyasla, iki marka birlikte, bir defa daha, 2014’ün üçüncü çeyreğinde pazar paylarını artırdılar. Böylece bu segmentte Philips ve AOC birlikte birinci sırayı paylaştı.

Page 65: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

AOC ve Philips Monitörleri artık27 inçlik ekran Segmentinde

Page 66: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

TEKNOLOJİ

64

Çinli Devden “Dev” Telefon : Xiaomi Mi Note

Dünya cep telefonu pazarında gittikçe büyüyen ve yakın gelecekte dünyanın en büyük ikinci cep

telefonu üreticisi olacağı tahmin edilen Çinli Xiaomi firması, yeni en üst düzey akıllı telefonunu duyurdu. Mi Note ismi verilen yeni modelde yok yok. 5.7 inç ekrana, 1080p ekran çözünürlüğüne sahip olan Xiaomi Mi Note, 4 çekirdekli Snapdragon 2.5 GHz işlemci, 3 GB RAM ve Sony imzalı 13 MP kameraya sahip. Ayrıca 4 MP ön kamera, Gorilla Glass 3 ön cam, 24 bit ses, çift sim kart, 4G desteği ve 3000 mAh batarya da var.

Nokia 215Yalnızca 2G desteği bulunan cihazda 2,4 inç boyutunda 320 x 240 piksel QVGA ekran yer alıyor. 0,3 megapiksel kamera ile birlikte gelen modelde MP3 ve FM radyo özelliği bulunuyor. Bluetooth özelliği de bulunan cihaz böylece diğer cihazlarla bağlantı kurabiliyor ve taşınabilir hoparlörlere de bağlanabiliyor. Telefonun düşük özelliklerinin işe yaradığı en önemli nokta ise pil kısmı. Açıklananlara göre Nokia 215, 29 gün bekleme süresi vadediyor

SamsungGalaxy E7 ve E5E7 ve E5 ile gençleri hedef kitlesine oturtan Samsung Galaxy’nin bu telefonları büyük ekranları ve gelişmiş ön kameralarıyla dikkat çekiyor. Samsung Galaxy E7, gücünü 1.2 GHz dört çekirdekli işlemcisinden alıyor. Bu işlemciyi 2 GB RAM ve 16 GB dahili hafıza destekliyor 13 megapiksel arka kamera, 5 megapiksel ön kamera ve HSPA+ bağlantısı cihazın diğer özellikleri arasında bulunuyor. Samsung Galaxy E5 ise E7’nin bir alt klasmanında konumlanıyor. 5 inç Super AMOLED ekrana sahip cihaz, 1.2 GHz dört çekirdekli işlemci, 1.5 GB RAM, 16 GB dahili hafıza, 8 megapiksel arka kamera, 5 megapiksel ön kamera ve HSPA+ bağlantısı barındırıyor.

Page 67: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 68: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

ÖZEL HABER

66

GIDA KATKI MADDELERİ

!µ Sinan DEMİR • [email protected]

Yediğimiz bazı gıdaların içerisine nelerin katıldığını biliyor muyuz? Bu sorunun cevabını vermek gün geçtikçe zorlaşıyor. Halbuki tüketicilerin gıdaları bizzat ürettiği veya üreticiden doğrudan aldığı zamanlarda bu gıdaların nasıl üretildiği belliydi. Gıdalar o zamanlar katkı maddesi (tuz, sirke gibi asırlardır kullanılanlar dışında) ihtiva etmiyordu. Günümüzde hem artan nüfus sebebiyle gıdaların daha büyük hacimde üretilmesi, hem de uzun süre dayanıklılık gerektirmesi gibi yeni üretim ve tüketim şartları, gıda katkı maddelerinin kullanılmasını zarurî kılmıştır. Gıda katkı maddeleri olmasa, ekmek kısa zamanda küflenir, tuz kümeleşir ve dondurma buz kristallerine ayrılırdı.

Page 69: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

67

çalışan insan sayısının artması, beslen-me alışkanlıklarının değişmesi, yemek hazırlamak için az zaman kalması vb. gibi faktörler, insanları tüketime hazır veya hazırlanması kolaylaştırılmış gıda tüketimine yönlendirmiştir. Gıda sanayi-inin büyük gelişme göstermesi ile gıda üretiminin ve işlenmesinin artmasına paralel olarak gıdaları koruma ve zen-ginleştirme metotlarından olan katkı maddeleri kullanımı da teknolojik ola-rak zorunlu hale gelmiştir.

E kodu nedir, ne ifade eder?Gıda maddelerinin hangi katkı mad-delerini içerdiğinin bilinmesi ve insan sağlığına zarar verecek kural dışı uygu-lamaları önlemek için, bu maddelerin ambalaj üzerinde bildirilmesi uluslara-rası düzenlemelerin getirdiği bir kural-dır. E kodu, her bir gıda katkı maddesini tanımlamak ve bir karışıklığa yer ver-memek için kullanılan ve Avrupa Birliği (EC) simgesi olarak E harfi ve 3 veya 4 basamaklı sayıdan oluşan bir kodlama sistemidir. Şunu belirtmekte fayda var ki; toplumun bazı kesimlerinde “E kodlu maddeler zararlı maddelerdir, E kodlu maddeleri tüketmek zararlıdır” şeklin-deki tamamen yanlış bir kanaat bulun-maktadır. Oysa bu, tamamen, gıdanın bileşimine giren maddeleri uzun adıyla yazmak yerine AB tarafından uzun ince-lemelerden sonra kullanımına izin veri-len katkı maddelerinin belirlenmiş kod numarası ile beyanından başka bir şey değildir.

Katkı maddeleri sınıfları nedir?Gıda katkı maddeleri işlevlerine göre şu şekilde sınıflanabilir; koruyucular, tatlandırıcılar, antioksidanlar, renklen-diriciler, tatlandırıcılar, kekleşmeyi ön-leyiciler, stabilizeler, emülgatörler, taşı-yıcılar, taşıyıcı solventler, asitler, asitliği düzenleyiciler, aroma arttırıcılar, emül-sifiye edici tuzlar, hacim arttırıcılar, itici gazlar, jelleştiriciler, kabartıcılar, kıvam arttırıcılar, köpük oluşturucular, köpük-lenmeyi önleyiciler, metal bağlayıcılar, modifiye nişastalar, nem tutucular, pa-ketleme gazları, parlatıcılar, sertleştiri-ciler, stabilizörler, taşıyıcılar, topaklan-mayı önleyiciler, un işlem maddeleri.

Gıda katkı maddelerinin kullanım amaçları ve kullanımda göz önünde tutulması gereken kurallar nelerdir?Yukarıda da belirtildiği gibi hepimiz bi-liyoruz ki, bugün gıda sanayiimiz çok büyük bir gelişme göstermiş ve ürün çeşitliliği de büyük bir hızla artmıştır. Bu gelişmede, teknolojik gelişme yanında katkı maddelerinin rolünü de inkar ede-meyiz. Mamul gıdaların bozulmadan en taze ve en sağlıklı bir şekilde tüketiciye sunulmasını sağlamak, besin değerleri-ni korumak ve arttırmak, fiziksel yapı-larını korumak, düzeltmek, iyileştirmek veya geliştirmek, tat ve aroma katmak ve geliştirmek, vb. amaçlarla gıda mad-desinin özelliğine göre katkı maddeleri, aromalar ve yardımcı maddelerin katıl-ması teknik açıdan zorunlu bulunmak-tadır. Yukarıda sayılan amaçlarla kulla-

Gıda katkı maddeleri en geniş anlamıyla gıdalara ilave

edilen maddelerdir. Istılahtaki tanımı ise “Dolaylı veya dolaysız olarak bir yi-yeceğin bir bileşeni haline gelmesi veya özelliklerini etkilemesi amacıyla kasıtlı olarak kullanılan maddelerdir”. Bu ta-nım yiyeceklerin üretim, işlenme, mu-ameleye maruz bırakma, paketleme, taşıma ve depolanma süresince kul-lanılan maddeleri içermektedir. Şayet bir madde bir yiyeceğe özel bir amaçla eklenmiş ise bu katkı maddesine direk katkı maddesi denir. Mesela, içecek, puding, yoğurt, ciklet ve diğer gıdalarda kullanılan düşük kalorili tatlandırıcı olan aspartam bir direk katkı maddesidir. Birçok direk katkı maddesi gıdaların etiketinde içindekiler kısmın-da belirtilir. İndirek gıda katkı maddeleri ise gıdanın paketlenme, depolanma ve diğer işlemleri esnasında çok az mik-tarda gıdalara karışan maddelerdir.

Gıda katkı maddelerinin kullanımı ge-rekli midir?Gıda katkı maddelerinin kullanımı son zamanlarda çok tartışılır bir hale gel-miştir. Doğaldır ki; bu tartışmanın teme-linde sağlık risklerinin önde gelmesi yat-maktadır. Sıkça ve her zaman tükettiği-miz işlenmiş gıda maddelerinin hemen hemen tümünün içinde bulunan gıda katkı maddeleri, bugün artık yaşadığı-mız toplum şartlarının gerekliliği haline gelmiştir. Çünkü günümüz ekonomik ve sosyal şartları gereği olarak ev dışında

Page 70: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

ÖZEL HABER

68

nılan gıda katkı maddelerinin kullanı-mında göz önünde tutulması gereken bazı kurallar vardır, bunlar;

❐ Mutlaka Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınmış üretim izni ol-malıdır,❐ Kullanılabilirliği uluslararası kuruluş-lar ve ülkemiz yetkili makamlarınca ka-bul edilmiş ve kullanımına izin verilmiş olmalıdır,❐ Gıda saflığında ve gıda maddelerinde kullanılmaya uygun olmalıdır,❐ Kullanılmasına izin verilen gıdalarda kullanılmalıdır,❐ Kullanılacağı gıdaya özgü olarak belirlenmiş izin veri-len miktarlarda kullanılmalı-dır. Bu kurallara uyulması ve uygulanan teknolojiye uygun şekilde kullanılması durum-larında, gıda katkı maddeleri sakıncası olmayan veya sağ-lık riskleri en aza indirgenmiş maddelerdir.

Gıda katkı maddelerinin kul-lanımına izin nasıl verilir?Gıdalarda kullanılabilecek bir katkı maddesinin çeşit ve miktarının belirlenmesi ulus-lararası boyut arz eden pek çok araştırma ve inceleme-den geçtikten sonra kesinlik kazanmaktadır. AB-Avrupa Birliği (EC) ile en-tegrasyon ve Gümrük Birliği çalışmalarına paralel olarak Türk Gıda mevzuatımız da 1995 yılından başlayarak bü-yük gelişme göstermiştir. İşte bu mevzuatın en önemli parçası olarak hazırlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetme-liğinde kullanım amacı, kullanılabilece-ği gıda maddeleri, kullanım miktarları ayrı ayrı listelerde belirtilen tüm katkı maddeleri, yukarıda açıklanan ulusla-rarası kademelerden geçtikten ve ola-bildiğince ülkemiz koşullarına adapte edildikten sonra ve hatta toleransları daha kısarak kodeksimizde yerini al-maktadır.Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği pozitif bakış açısı ile hazırlanmış bir yönetme-liktir. Yani kodekste, kullanımı yasak olan maddeler değil, kullanılmasına izin verilen katkı maddeleri belirtilmiş olup bu da bir anlamda kodekste bulun-mayan maddelerin kullanımının yasak

olduğu gerçeğini dolaylı olarak ifade etmektedir. Çeşitli kaynaklarda da ifade edildiği gibi her kimyasal madde, hatta tuz, şeker gibi gıdalar dahi doza bağım-lı olarak toksiktir. 16. yüzyılda yaşamış Paracelsus tarafından söylenen “Her madde zehirdir, zehir ile zehir olmayanı ayıran dozdur” ifadesi yukarıda açıkla-nan toksikolojik araştırmaların temelini oluşturmaktadır. Gıda katkı maddeleri kullanılan kimya-sal madde grupları içerisinde en etkin gözetim altında olan gruptur. Toplumun her ferdinin doğuştan ölüme kadar, bilgi ve tercihleri dışında maruz kalabildikle-ri maddeler oldukları için, Dünya Sağ-

lık Örgütü’nden (WHO) ulusal sağlık ve gıda otoritelerine kadar çok sayıda kuruluş gıda katkıları ile ilgili güvenli kullanım ilkelerini belirler. Bu sitemi bilmeden, gıda katkı maddeleri konu-sunda bilgi sahibi olmadan toplumun asılsız bilgilerle korku ve paniğe sevk edilmelerine sıkça rastlamaktayız. Örneğin, belki de yüzyıllardır kullanı-lagelen ve limon tuzu olarak bilinen, hepimizin mutfağından eksik olmayan e-330 kod numaralı Sitrik Asit ne ga-riptir ki, bazı yerlerde “en kanserojen madde” olarak yer almaktadır. Burada, şu açıklamanın yapılması, o listelerin ne derece ciddi olduğunu göstermek açısından önem arz etmektedir. Şöyle ki; E-330 kodlu sitrik asit limon, porta-

kal vb. turunçgillerde bol miktarda bu-lunan bir organik asittir. Sitrik asit aynı zamanda insan organizmasınca da üre-tilebilen bir asittir. Bütün bu açıklamalardan sonra şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Bugün artık gıda sanayiinde vazgeçilmezliği ve kurallarına uyulması halinde güve-nilirliği mutlak kabul edilen E kodlu katkı maddelerinin kullanılabilirliği ile ilgili tartışmalar yerine, bundan sonra bu maddelerin doğru oranlarda, doğru seçimlerle, doğru ortamlarda ve “gıda saflığında” kullanılıp kullanılmadığının denetlenebilirliği tartışılmalıdır.

Katkı maddelerinin üretiminde ve kulla-nımında uyulması ge-reken yasal prosedür nedir?Kullanılabilirliği ulus-lararası kuruluşlar ve ülkemiz yetkili makam-larınca kabul edilmiş tüm katkı maddeleri ile yardımcı maddeleri tek başına veya karışım olarak üretilmeleri ile işlenmiş gıda madde-leri üretiminde kulla-nımları kesinlikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının izin, de-netim ve bilgisi altında yapılmak zorundadır. Bu gereklilik 560 sayılı K.H.K. ile getirilen ya-sal bir koşuldur.Mevzuatla belirlenmiş koşullara uygunluğu

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından belgelenip gıda siciline kayıtlı ve ürettiği ürünleri için üretim izni almış tesislerde kodeks, yönetmelik ve tebliğlere uygun olarak üretilen tüm katkı maddesi, katkı mad-desi karışımları, yardımcı maddeler ve aromaların yine aynı mevzuata uygun şartlarda kullanılması da zorunlu bu-lunmaktadır. Her şeyden önce insan sağlığına saygıyı ön planda tutup tüm yasal prosedürleri yerine getirerek üre-tilme koşulu bulunan bu maddelerin; yine aynı şekilde tüm yasal prosedür-leri yerine getirmiş, uygunluğu tescil edilmiş gıda sanayii kuruluşları veya gıda üretim tesislerinde izin verilen miktarlarda kullanılması ve bunların

Page 71: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

69

etiketlerde usulüne uy-gun bir şekilde deklare edilmesi de büyük önem arz etmektedir. Burada kullanıcı ve tüketiciye dü-şen görev satın alacak-ları veya kullanacakları ürünler üzerindeki etiket beyanlarının yapılıp yapıl-madığı ile üretici firmanın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından üretim izni alıp almadığının ve bunun etiket üzerinde açık olarak beyan edilip edilmediğinin kontrolü olmalıdır.

Her katkı maddesinin kullanım miktarı sınır-landırılmış mıdır?Bazı katkı maddelerinin kullanım miktarı iyi tek-nolojinin gerektirdiği mik-tar (Good Manufacturing Processes=GMP) olarak tanımlanmaktadır.

Bu durumda kullanım miktarı kolonunda (mak-simum doz) QUANTUM SATIS (herhangi bir maksimum seviye-nin belirtilmediğini gösterir) ifadesi yer alır. Bununla beraber; bir katkı maddesi özgün bir gıda maddesinde QS maksi-mum miktarı ile izin verilirken aynı katkı maddesi farklı bir gıdada miktarı sınır-landırılmış olabilir. Örnek; alfatokoferol (E307) rafine zeytinyağında maksimum 200 mg/l maksimum dozuna sahip iken, emülsifiye edilmemiş hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlarda QS dü-zeyinde izin verilir.

Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine göre sayılarla gıda katkı maddeleriTürk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde, kullanım amaçlarına göre; birden çok fonksiyonlu gıda katkı maddeleri, koru-yucular, tatlandırıcılar, antioksidanlar, kükürt dioksit ve tuzlar, renklendirici-ler, tatlandırıcılar, taşıyıcılar ve taşıyıcı solventler olmak üzere toplamda 400’e yaklaşan sayıdadır. Bunların çeşitli gıda maddelerinde maksimum dozları QS düzeyde %17-20 oranındadır. Ayrıca gıda aroma maddeleri sınıfında; yapay aroma maddeleri yaklaşık 400 ve doğa-la özdeş aroma maddeleri ise yaklaşık 1800 adettir.

Gıda Katkı maddesinin toksik etkileri nasıl araştırılır?Bir katkı maddesinin toksisitesi; kanser, doğum kusurları, sinir sistemi ya da diğer organlar üzerinde olumsuz etki-leri laboratuar hayvanları üzerinde de-neylerle araştırılır. Bu çalışmalar; kısa (akut) ve uzun (kronik) süreli testleri içerir. Yapılan testler çok çeşitli olup, fetus testlerini, nörotoksisiste testle-rini, en az iki jenerasyon takip edilerek yapılan testleri de içerir. Kanser hariç uzun süreli etkiler için laboratuar hay-vanlarında hiçbir olumsuz etkinin gö-rülmediği (NOAEL:no observed adverse effect level) düzeyini tayin etmek için test hayvanları farklı dozlara maruz bırakılır. Bu düzey güvenlik faktörü ile (100) çarpılarak günlük alınabilecek miktar (ADI=Acceptable Daily Intake) belirlenir. Eğer insan üzerinde bir veri mevcut de-ğilse, ayrıca bireylerin duyarlılık fark-lılıklarını dikkate alarak xl0 faktörü de kullanılabilir (toplam faktör 1000). ADI değeri bir bireyin vücut ağırlığı esas alınarak tüm yaşamı boyunca bir sağ-lık riski olmaksızın tüketebileceği katkı maddesi miktarının tahminidir.

Gıda Katkı Maddelerinin Kullanım Amaçları Nedir?Gıda katkı maddelerinin kullanım nedenleri çok fazladır;❐ Gıdanın besleyici değe-rini korumak için kullanı-labilirler.❐ Özgün diyet ihtiyaçları olan insanlar için özel bir gıda üretiminde kullanıla-bilirler❐ Gıdanın dayanıklılığını artırmak için kullanılırlar, böylece gıda maddeleri daha uzun bir raf ömrüne sahip olurlar.❐ Gıdanın dokusal özel-liklerini geliştirmek için kullanılabilirler.❐ Gıdanın lezzetini ve rengini çekici hale getire-bilir veya koruyabilirler.❐ Yağın acılaşması gibi reaksiyonları önleyerek lezzet kayıplarını önlerler ve besin öğelerini korur-lar.❐ Gıdanın işlenmesi sıra-

sında çoğu zaman tekno-lojik gereklilik olarak kullanılırlar.❐ Gıdada hastalık yapıcı mikroorganiz-maların gelişmelerini önlerler.❐ Gıda çeşitliliği sağlarlar.

Gıda katkı maddelerinin kullanılma miktarlarına kim karar verir? Kim de-netler?İkinci dünya savaşından sonra gıdada homojen kalite ve standartları belir-lemek amacıyla Avrupa’da Codex Ali-mentarius olarak adlandırılan stan-dartlar seti hazırlanmaya başlanmıştır. Amaç ülkeler arası ticareti kolaylaştır-mak için uluslararası terminolojiyi ve kuralları geliştirmekti. WHO ve FAO’nun ortak komitesi Joint Expert Committee in Food Additives and Contaminants (JECFA) maksimum kullanma düzeyle-rine karar verir, tüm toksikolojik çalış-maları değerlendirir. ADI değerlerinin güvenli olup olmadığını inceler. Böylece gıda katkılarının üründe bulunabileceği miktarlar belirlenir. Ülkemizde ise Av-rupa Birliği standartları esas alınarak ve ülkesel koşullarımız da dikkate alı-narak Türk gıda mevzuatımız hazırlan-maktadır. Türkiye’de bu tür toksikolojik çalışmalar pek çok diğer ülkede olduğu

Page 72: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

70

ÖZEL HABER

gibi yapılmamakta olup, kullanma mik-tarları ve ürünlerin tanımları için ulus-lararası standartlar uygulanmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ait Katkı ve Kontaminant Laboratuarla-rında çeşitli sıklıklarda ürünlerin katkı maddeleri içerikleri incelenmektedir.

GMP Nedir?GMP, bir katkı maddesinin istenen tek-nolojik etkiyi oluşturacak iyi üretim ko-şulları altında gerekli miktardır. Genel olarak quantum satis (QS) “teknolojinin gerektirdiği miktar” miktarında kullanı-lırlar.

Gerçek düzeyler maksimum dozdan yüksek olabilir mi?Ürünlerdeki gerçek düzeyler ise maksi-mum dozdan daha az olmak zorundadır, bunun nedenleri de şöyle açıklanabilir;❐ Aynı etkiyi verebilecek birden fazla sayıda katkı maddesine izin verilmekte-dir (Örneğin; Koruyucular 32 adet, Tat-landırıcılar 12, Antioksidanlar 15 adet, Renklendiriciler 43 adet). Dolayısıyla sinerjik (birlikte tek tek olduklarından daha kuvvetli etki) etki yaratmak üzere benzer katkılar birlikte kullanıldığında aslında daha az miktarda kullanılır.❐ Katkı maddeleri kullanımında sanayi-ci için maliyet önemli bir faktördür.❐ Sanayici maksimum teknolojik etkiyi sağlamaya çalışır. Ancak son zaman-

larda medya programlarıyla ortaya çı-kan önemli soru bazı üreticilerin GIDA SINIFI (Food Grade) katkı maddelerini kullanılıp kullanılmadığıdır. Zira yö-netmeliğimizde aynen uluslararası standartlarda olduğu gibi GIDA SINIFI katkı maddelerinin saflık kriterleri ve taşıması gereken özellikler de çok net tanımlanmıştır. Genel olarak ülkemiz-de katkı maddeleri üretilmemekte ve ithal edilmektedir. Bu nedenle ithalatçı firmalar bu ürünleri ülkemize getirirken gerekli analizleri yaptırtmak zorundadır ve üretici sertifikalarını da beraberinde sunmak durumundadır.

Tüketicilerin gıda ile ilgili riskleri al-gılamaları farklı mıdır?Risk yönetiminde bilimsel ve ekonomik bilgilere ilave olarak teknik olmayan faktörlerin dikkate alınması gereklidir. Tüketicilerin riskleri algılamalarında etkili olan faktörler geleneksel risk de-ğerlendirmesinden farklıdır.

Örneğin bazı faktörler çok büyük önem kazanır; çocukların etkilenip, etkilen-mediği, halkın mevcut tehlikeye aşina olması, çevreye etkilerinin ne olduğu gibi... Bilimsel ve sosyal faktörleri den-gelemek gereklidir ve risklerin mutlaka toplumla iletişimi yapılmalıdır. Halkın gıda katkı maddeleri hakkındaki görüş-leri genelde yanıltıcıdır. Sıklıkla insanlar

doğal gıdaları, kimyasal katkılar ve ko-ruyucular içeren gıdalara tercih etmek-tedir.

Aslında aynı bireyler, daha besleyici, daha elverişli, taze, güvenli gıda madde-lerini istediklerini belirtmektedir. Oysa bu nitelikler, gıda maddelerinin katkı maddeleri içermesini de gerektirmek-tedir. Gıda katkı maddeleri hakkındaki yanıltıcı algılamalara yol açan bilgiler sıklıkla medya ve popüler basın kana-lıyla ve son yıllarda dünyada olduğu gibi Internet aracılığı ile insanlara ulaşmak-tadır. Bu bileşiklerin işlevleri ve kaynak-ları hakkında anlama karmaşasına yol açmaktadır. Bu korkular, toplumun toksikoloji bili-mini anlamasındaki yetersizlikleri, doz- ile vücudun metabolize etmek kapasi-tesi ve insanların maruz kaldıkları gıda bileşenlerinin pek çoğunu detoksifiye etmelerini anlamamalarından kaynak-lanmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar:Prof.Dr.Dilek Boyacıoğlu, 2003, İTÜ Gıda Müh. Böl. Web sitesi www.food.itu.edu.tr Prof.Dr.Tomris Altuğ, 2001, Gıda Katkı Maddeleri, İzmir Türk Gıda Kodek-si Yönetmeliğiİ. Erdinç Topal, 2004, Gıda Katkı ve Yar-dımcı Madde Sanayicileri Derneği, Bül-ten No:2

Page 73: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 74: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

72

İki büyük İmparatorluğa beşiklik yapmış olan İstanbul’un bir zamanlar çevresi kara ve denizden surlarla çevriliydi ve İstanbul’a giriş ve çıkışlar surlarda açılmış kapılardan yapılıyordu. İstanbul’u çepeçevre sarmış görkemli savunma yapılan olan surlarıyla ve kapılarıyla korunabiliyordu. Bu şehre girmek ise özel bir teşrifat ve izin gerektiriyordu. Tarih boyu birçok düşmana göğüs geren, İstanbul’u koruyan ve törenlerle açılıp kapanan bu sur kapılarının birçoğu bugün adını verdiği semt isimlerinde yaşıyor.

KÜLTÜR

TARİHİN AYNASIİSTANBUL KAPILARI!µ Sinan DEMİR • [email protected]

Page 75: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

73

Bizans ve Osmanlı döneminde açı-lan Marmara surları üzerindekikapılar şöyle:‘’❍Yedikule’de sahil yolu üzerindeki ‘Mermerkule Kapısı’.❍Çevresindeki nar ağaçlarından adını alan ‘Debbağ Kapı’ da denilen‘Narlı Kapı’.❍Bizanslıların ‘Porta Psamatia’dedikleri ‘Samatya Kapısı’.❍’Davutpaşa Kapısı’.❍Bizans döneminde ‘Blanga veya Vlan-ga Kapısı’, Osmanlı döneminde önce ‘Yeni Langa Kapısı’ denilen ‘Yenikapı’.❍Piri Reis’in ‘Bab-ı Kum’ adını verdiği, bir iskeleye ve kumluğa açılan ve günü-müzde olduğu gibi 18. yüzyılda da ‘şen meyhaneler’in yer aldığı ‘Kumkapı’.❍Küçük Ayasofya Kilisesi’ne gidenlerin kullandığı, Osmanlı zamanında adı ‘Ka-

dırga Limanı Kapısı’ olarak değiştirilen ‘Sofia Kapısı’.

❍Bizanslıların ‘Porta Ferrata’ ve ‘Porta Marina’ dedikleri, Osmanlı dönemindeki adı ‘Çatladısu Kapısı’ olan ‘Çatladıkapı’. Osmanlı zamanında kapının adı 1532 yılında yaşanan depremde burçlarından birinin çatlaması üzerine ‘Çatladıkapı’ olarak değiştirildi. Kapının önünde Türk cündileri cirit oynar, halk da alanın çev-resini hıncahınç doldurup müsabakaları izlermiş.Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde, Çatladıkapı civarında Bizanslılar dev-rinde 4 köşe bir dev sureti olduğunu, Akdeniz’den düşman gemileri görün-düğü zaman bu dev suretinden ateş çıktığını ve düşman gemilerini yaktığını öğreniyoruz.

Bir zamanlar çevresi surlarla çevrili olan İstanbul’a giriş ve

çıkışların yapıldığı yaklaşık 60 kapının bazıları, zaman içinde bulunduğu sem-te adını verirken, birçoğu da sadece ta-rihin tozlu sayfalarında kaldı. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul’u çevreleyen ‘’Marmara’’, ‘’Haliç’’ ve ‘’kara’’ surlarındaki kapılar, sabah saatlerinde açılır, akşam kapa-tılırdı. Kentte yıllarca hizmet veren ta-rihi kapıların birçoğu günümüze kadar ayakta kalamazken, bazıları bulundu-ğu bölgeye verdiği isimle yaşamaya devam ediyor. Adı yaşanan bir olay sonrasında oluşan ve bir dönem yoğun olarak kullanılan, günümüzde ise sa-dece tarih kitaplarında anılan kapılar, İstanbul’un görülmesi gereken yerlerin de başında geliyor.

Page 76: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

KÜLTÜR

❍ Bizans Sarayı’na açılan‘Bukoleon Sarayı Kapısı’.❍ Topkapı Sarayı’nın ahırlarına açılan ‘Ahırkapı’. Burada ahırların bulunduğu kaynaklarda yer alsa da kimi İstanbul-lulara göre bu kapının adı ‘ahir (son)’ kelimesinden geliyor.

❍’Balıkhane Kapısı’❍Sepetçiler Kasrı’nın yanında olduğu var sayılan ‘Hasırcılar Kapısı’. Kapının sur penceresinden sarayda boğdurulanların cesetleri de-nize atılırmış.

❍’Ayia Maria HodegetriaKapısı’Adını Bizans döneminin Man-gana Sarayı’ndan alan ve artık kapalı bulunan ‘Mangana Ka-pısı’.❍Adını Bizans’ın azizlerinden Ayios Yeoryios’ten alan ‘Aya Yorgi Kapısı’.❍Osmanlı döneminde açılan ‘Demirkapı’❍Osmanlı döneminde büyük olasılıkla değirmene açılan ‘Değirmen Kapısı’.❍Topkapı Sarayı’nı korumak için yerleştirilen toplardan adını alan ‘Top Kapı’. Kapı, Fa-tih Sultan Mehmet’in yaptırdı-ğı ‘Saray-ı Cedid-i Amire’ adlı saraya da ‘’Topkapı Sarayı’’ olarak adını verdi.’’

Haliç KapılarıMarmara’dan Haliç’in içine doğru uzanan surlar üzerinde bulunan ve çoğu günümüze ulaşama-yan kapıların isimleri de şunlar:

❍’Kentenarios Kapısı’.❍Osmanlı döneminde açılan‘Uğrakkapı’.❍Fatih Sultan Mehmet’in açtırdığı ve bir zamanlar kıyıdaki yalıya gidilen ‘Yalı Köşkü Kapısı’.❍Sirkeci’deki ‘Porta Veteris Rectoris’ ya da ‘Porta Bonu’.❍Türklerin ‘Bahçekapısı’ veya ‘Cıfıt/Cü-hut Kapısı’ da dedikleri ‘Tersane Kapısı’. Bu kapı mezbahaların bulunduğu alan-daydı ve her gün burada yüzlerce hay-van kesiliyordu. Bahçe Kapısı’nın 1850 yılında yıktırıldığı rivayet edilir.

❍’Yeni Cami Kapısı’.

❍Mısır Çarşısı cümle kapısının tam karşısına düşen ‘Balıkpazarı (Perama) Kapısı’.❍Fetih’ten önceki adı ‘Porta Saint Jean de Cornibus’ olan ve yanında borçlarını veremeyenlerin hapsedildiği bir zindan bulunmasından adını alan ‘Zindan Ka-pısı’.❍Osmanlılardan önce işkence yapılan bölgede bulunan ‘Odun Kapısı/Porta Droungarion Viglae’.

❍’Ayazma (Agisma) Kapısı’. Eskiden, altından kentin lağım suları Haliç’e aktı-ğından buradaki iskele de ‘Bokluk İske-le’ olarak adlandırıldı.❍Bizanslıların ‘Porta Platea’ dedikleri ‘Unkapanı’ veya ‘Dakik Kapanı’ kapısın-dan kente giren her türlü zahirenin içe-rideki kapan denilen toptancı pazarına taşındığı biliniyor.❍Osmanlılar zamanında açılan ‘Yeni Cami Kapısı’.❍’Tüfenkhane Kapısı’. Evliya Çelebi, İs-tanbul’daki 5 baruthaneden birinin bu-rada olduğunu yazmaktadır.❍’Cibali Kapısı’. Mısır Sultanı Kladon’un şeyhi olan ve at kılından bir cübbe giydi-ği için ‘Cebe Ali’ olarak adlandırılan ki-şinin, İstanbul’a saldırdığı kapıdır. Fatih Sultan Mehmet, ordusu ile İstanbul sur-

larını sardığı zaman ekmekçi başı olan ve askerlere ekmek yetiştiren Cebe Ali vefat ettiğinde de kapı civarına gömülür.

❍Aya Kapısı’, şehrin fethi sırasında ‘Ayadede’ namında birinin 300 Nakşi-bendi ile buradan kaleye hücum eder-ken şehit düşmesi ve kapının civarına gömülmesi nedeniyle bu adla anılır.❍’Profitu Prodorumu Kilisesi Kapısı’.❍Bizans döneminde olmayan, Kanuni

Sultan Süleyman’ın açtırdığı ‘Ayakapı’.❍Geride kapısı kalmasa da ‘Porta Petrion’, ‘Porta Sidera’, ‘Pili Petriou’ adlarını bırakan ‘Petri Kapısı’ndan içeride eski zamanlarda Rum beyzadele-rin görkemli konakları bulu-nuyordu.❍’Porta Faros’ ve ‘Porta Fe-nari’ diye adlandırılan ‘Fener Kapısı’. Kapının iç ve dış ta-raflarında Rum evleri, pat-rikhanenin ve metropolitlerin ikametgahları vardı.

❍’Diplofaros Kapısı’.❍Bizans döneminden kalan ve ‘İmparatorluk Kapısı’ da denilen ‘Basileos Kapısı’.❍Bizans dönemindeki adı ‘Ki-negion Kapısı’ olan ‘Küngoz Kapısı’.❍Rumca saray anlamındaki ‘palatiyon’ kelimesinin Türk-çede ‘Balat Kapusu’na dö-nüşmesinden oluşan ‘Balat Kapısı’, Blahernai Sarayı’na

açılıyordu.❍Adını II. Beyazıt’ın sadrazamlarından olan ve Yavuz Sultan Selim’in öldürt-tüğü Atik Mustafa Paşa’dan alan ‘Atik Mustafa Paşa Kapısı’, Bizans dönemin-de ‘Ayia Anastasia Kapısı’ olarak bilini-yor.❍Adını ‘Ayvan Saray’dan alan ‘Ayvansa-ray Kapısı’. Osmanlı döneminde Bizans surlarındaki mahzenlere hayvan konul-duğu ve bu yüzden semte ‘Hayvan Sa-rayı’ denildiği söyleniyor. Osmanlı, bu-radaki Bizans sarayına kemerli yüksek bina anlamında ‘Eyvan’ denildiği için ‘Eyvan Saray’ adı ortaya atılıyor. Kapı-nın Bizans dönemindeki adı ‘Kliomenes Kapısı’.❍’Dideban Kapısı’, Bizans dönemindeki ‘Ksiloporta Kapısı’. Haliç surlarının en uç noktasındaki bu kapı bir ara ‘Eyyub

74

Page 77: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

75

el-Ensari Kapısı’ adıyla da anılıyor. Osmanlı’nın Farsçadan aldığı dideban, nöbetçi karakol, bekçi anlamına geli-yor.’’

Kara surlarındaki kapılarİstanbul’un Haliç kıyısından Marmara kıyısına doğru olan kara surlarındaki kapılar ise şöyle:

❍’Blahernai Kapısı’.❍’Porto Regia’ veya ‘Regia Kapısı’.❍Adını eğriliğinden alan ‘Eğri Kapı’dan Tekfur Sarayı’na giriliyor. Eğrikapı ile ilgili olarak tarihe geçen bir vaka da Topkapı Sarayı hazinelerinin en değerli objelerinden olan Kaşıkçı Elması’nın buradaki çöplükte bulunması.❍Eğrikapı ile Edirnekapı arasında ‘Sa-

Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethi sırasında ordularını konuşlandırdığı ‘’Topkapısı’’ ve ‘’Edirnekapısı’’, günümüzde de kentin önemli merkezlerini oluşturuyor. Bizans dönemindeki adıyla ‘’Porta Charsius’’ ve ‘’Porta Myriandron/Mezarlık Kapısı’’ adlarıyla bilinen ‘’Edirnekapı’’, şehrin 7 tepesinin en yükseğinin (86 metre) üzerinde bulunuyor.

Page 78: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

KÜLTÜR

ray Kapısı’ ve ‘St. Callini-que Poternası’ adlı örül-müş ve gömülü kalmış iki küçük kapı bulunuyor.❍Bizanslıların ‘Pempton Kapısı’ dedikleri ‘Sulukule Kapısı’ adını mahallede sa-kalarla yapılan su kavgala-rından aldı.❍Bizans dönemindeki adı ‘Rhesium Kapısı’ olan ‘Mevlevihane Kapısı’, ‘İçeri Yeni Kapı’ veya ‘Cibali Yeni Kapısı’, günümüzde ‘Mev-lana Kapı’ olarak biliniyor. Adı Osmanlı döneminde buradaki Mevlevi tekkesin-den gelen kapı, İstanbul’un fethinden sonra açıldı.

❍Bizansların ‘Porta tou Kalagru’ olarak adlandır-dıkları ‘Kalagru Kapısı’.❍’Silivri Kapısı’na Bizans döneminde ‘Pege Kapısı’ denilirdi. Kapının Grekçe kitabesinde ‘Hayat verici kaynağın tanrıca korunan bu kapısı, dindar impara-tor İoannis ile İmparatoriçe Maria Paleologos’un ortak hükümdarlıkları dönemin-de 1438 (veya 1433) yılı-nın Mayıs ayında Manuel Bryennios Leontari’nin emeği ve harcamaları ile yapılmıştır’ yazılı.

Balıklı Ayazması’nın kar-şısında bulunması dola-yısıyla Bizanslılar zama-nında Silivrikapı’nın ayrı bir önemi vardı. İmparator Mihail Paleologos’un ge-nerali Alexios Stategopu-los, 1261 yılında bu kapıyı zorlayarak şehre girmiş ve Latin İmparatorluğu’na son vermişti. 1422’de 2. Murat İstanbul’u kuşattığı zaman çadırını bu kapının karşısın-da, Balıklı Ayazması sahasına kurdu. Fatih’in kuşatmasında da bu kapı kar-şısına 3 top yerleştirildi. Silivrikapısı, 1509 depreminde zarar görüp 2. Beya-zıt tarafından onarıldı.

❍Bizans döneminde ‘Ksilokerkos Kapı-sı’ olarak bilinen ‘Belgrad Kapısı’.❍Bizanslıların ‘Porta Auera/Güzel Kapı’

dedikleri ‘Yaldızlı Kapı’ veya ‘Altın Kapı’ bugün Yedikule Surları’nın içinde ve ayakta duruyor. ‘Yaldızlı Kapı’, Bizans döneminde seferden dönen imparato-run şehre büyük bir törenle giriş yaptığı kapı olarak biliniyor.

İstanbul’un fethindeki 2 önemli kapıOsmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethi sırasında ordularını konuşlandırdığı ‘’Topkapısı’’ ve ‘’Edirnekapısı’’, günümüzde de kentin

önemli merkezlerini oluş-turuyor. Bizans döneminde-ki adıyla ‘’Porta Charsius’’ ve ‘’Porta Myriandron/Me-zarlık Kapısı’’ adlarıyla bi-linen ‘’Edirnekapı’’, şehrin 7 tepesinin en yükseğinin (86 metre) üzerinde bulunuyor.

Osmanlı zamanında Edir-ne yönünden gelen sultan, Edirnekapı’dan içeri girer, çarşı meydanından başla-yan ulu yol kentin en büyük caddesi olarak Ayasof-ya Meydanı’na ve sarayın ‘’Bab-ı hümayun’’ denilen kapısına ulaşırdı. Bizans imparatorları gibi Osmanlı padişahları da sefere çıkar-ken askeri ve dini törenler-de zafer alaylarında daima bu yolu ve bu kapıyı kulla-nırdı.

2. Mehmet, kuşatma sı-rasında karargahını Bi-zans’taki adı ‘’Ayios Roma-nos Kapısı’’ olan ‘’Top Kapı-sı’’ önüne kurdu. En ağır top atışları da buradan yapıldı.

‘’Topkapı’’ ve ‘’Edirnekapı’’, İstanbul’un fethinde önemli rol oynadı. Yeniçeriler, şeh-re bu 2 kapı arasında açılan gediklerden girdi. Fetih gü-nünün şiddetli savaşların-da Edirnekapı yakınındaki Antemiyus surunun son kule kapısından geçen ye-niçeriler, iç surun üzerine çıktı. İç ve dış sur arasın-daki yeri müdafaa eden Bi-zans askerleri geriye bakıp Türkleri görünce kaçmaya çalıştı, fakat kalabalıktan

Edirnekapı’dan içeriye giremediklerin-den birbirlerini çiğneyip ölü olarak yı-ğıldılar.

Son Bizans imparatoru Konstantin’in de Topkapı’nın iç taraflarında yapılan çar-pışmalarda öldüğü biliniyor.

Bu arada, Galata’daki Azapkapı ve Üs-küdar’daki Paşakapısı da İstanbul’un kapılı semtleri olarak hala varlıklarını koruyor.

76

Page 79: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 80: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 81: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 82: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

SANAT

FARKLI BİR SANAT DALI

TAŞ BOYAMA! Sinan DEMİR • [email protected]

Füsun Aydınlık oğluna oyun olsun diye boyamış ilk çakıl taşını. Bugün 5 yıldır yaşadığı Ayvalık’ta çakıl taşlarını boyadığı bir atölyesi var. Ortaya çıkardıkları, ayağımızın altındaki taşa başka gözle bakmanıza neden olacak cinsten. “Arkadaşlarım gittikleri yerlerden boyamam için taş getiriyorlar bana” diyen Füsun Aydınlık konu ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Page 83: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

81

ama 5 sene önce emekli olup Ayvalık’a ta-şındıktan sonra hobi, ardından da yarı iş ha-line geldi. Her gidişimde Assos civarından taş toplardım, bir gün oğluma oyun olsun diye üstlerine desenler çizmeye başladım... Arkası geldi.

Desenlerinizi taşa geçirirken hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?Önce grafik kalemleri ve akrilik ile başladım, zamanla pek çok malzeme ekledim: Arşiv mürekkebi, akrilik mürekkep, mimar kalem-leri vs… Kahve bile malzemelerim arasına girdi. Desenler inceldikçe daha ince ve pig-ment yoğun mürekkepler gerekti. Şimdi de en çok onları kullanıyorum.

Ruh kattığınız taşları genelde nere-lerden topluyorsunuz?Hâlâ yoğun olarak ilk baştaki gibi Edre-mit Körfezi taşlarını boyuyorum. Arka-daşlarım gittikleri yerlerden taş getiri-yorlar ve Yunan adalarının, Karadeniz’in, Akdeniz’in taşlarını da boyuyorum. Be-yaz ve gri taşlarını Ayvalık’ın sahillerin-den topluyorum. İstediğim formda bula-mayınca da sabah atlıyorum bir Midilli feribotuna ve karşı sahillerde bütün gün taş arıyorum. Midilli - Ayvalık arası feri-bot ile sadece bir buçuk saat ve vizeniz varsa, bir saatte feribota yetişebilirsiniz. Orada çok sevdiğim arkadaşlarım var ve ilkbaharla sonbahar arasında sık gidiyo-

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?1960 İzmir doğumluyum. Ankara TED Koleji’nden mezun olduktan sonra, Bo-ğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. Daha sonra 7 yıl ulus-lararası bir şirkette çalıştım. 30 yaşında arkadaşlarımın kurduğu yapım şirketine ortak ve yapımcı olarak katıldım. 15 yılın ardından kendimi emekli ederek Ayvalık’a taşındım. 5 yıldır yazın Adatepe, kışın Ayva-lık, tatillerde İstanbul, Midilli, Hindistan’da yaşıyorum.

Taş boyamaya nasıl başladınız, ne za-man işiniz haline geldi? Taş boyamaya 7-8 sene önce başladım

Page 84: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

SANAT

rum. Şimdiye kadar en çok Pulomari ve Sigri’den taş topladım. Gri ve pürüzsüz taşlarım hep oradan, bu kıyıdakiler ge-nelde beyaz.

Desenleriniz çok size özgü… Nasıl çıktılar birden ve sizin kimliğinizle örtüştüler?Desenleri aklımdan çiziyorum, Hint kına desenlerini, mandaları çok seviyorum. Onları daha yalın hale getirmeye çalı-şıyorum. Balık, yelkenli, güneş, yaprak, ağaç desenleri de yaşadığım bölgeden. Şu ana kadar en çok balıklı taşlar boya-dım ama aralarında Hint sembolleri de var. Balık, her kültürde şans anlamına geldiği için en çok tercih ettiğim sem-bol. Sembollerin taşa yerleşebilmeleri aslında işin en önemli kısmı. Bir tüy çiz-

mek için uzun taşlara ihtiyacım var, ama bu tür taşları az bulabiliyorum. Yuvarlak ya da elips taşlara ise desen yerleştir-mem daha kolay. Bir de Hint mehdilerini seviyorum. Bunlar folklorik kına-baskı desenleri aslında ve her birinin anlamı var. Örneğin paisley, yani şal deseni, aslında mango yaprağıdır ve bereketi, şansı temsil eder. Yuvarlak mandalar ise güneşin sembolüdür.

Taşların biçimleri sizi çizeceğiniz desen konusunda yönlendiriyor mu? Hangi bi-çimdeki taşları seviyorsunuz? Evet, taşların biçimleri beni yönlendiri-yor. Hatta baktığımda içimden ‘kuş taşı,’ ‘balık taşı,’ ‘güneş taşı’ diye kategorize ettiklerim bile var, ki bunlar çok sık bo-

Şu ana kadar en çok balıklı taşlar boyadım ama aralarında Hint sembolleri de var. Balık,

her kültürde şans anlamına geldiği için en çok tercih ettiğim sembol. Sembollerin taşa

yerleşebilmeleri aslında işin en önemli kısmı. Bir tüy çizmek için uzun taşlara ihtiyacım var,

ama bu tür taşları az bulabiliyorum.

82

Page 85: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

ları bir yerde biriktiriyorum. Bir gün bir sergi açmak umudum var. Duvar boyamayı düşünme-dim, taşlara hayranım. Bir de benim detaycılı-ğımla duvar boya boya bitmez sanırım.

Edremit dışından gelen taşlara geldik-leri yerleri yazıyor musunuz?Arkalarına yazıyorum. Gerçi herkes bana benim boyadıklarıma benzer çeşit taşlar getirmeye çalıştığı için bir zaman sonra ka-rışacak hepsi.

Elinde taşıyla gelip ‘bana şunu çiz’ di-yenler var mı? Yani özel isteklerle taş boyuyor musunuz?Elinde taşıyla gelen olmadı henüz, ama bir toplantı, yemek, özel gün için toplu işler yapıyorum. Geçen yıl çok sevdiğim bir arkadaşımın mümessillik şirketi Paskalya Bayramı’nda yabancı müşterilerine benim yaptığım taşları yolladı. 100 küsur taşa nazarlı paskalya yumurtalarını andıran desenler çizdim,

yadığım desenler. Ama doğanın tambur-ladığı ve düzelttiği taşların da iyileri (sert ve pürüzsüz olanları) genelde oval ya da yuvarlak. Farklı şekillere ilham verenler çok değerli oluyor benim için.

Çoğunlukla küçük ve orta büyüklükte çakıl taşları boyuyorsunuz. Daha bü-yük taşlar, kaya yada duvar boyamayı düşünüyor musunuz?Büyük taşlar da boyuyorum aslında, ama on-

83

Page 86: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

SANAT

her biri birbirinden farklıydı ve ortaya çok sevdiğim bir koleksiyon çıktı.

Taşlarınız artık sadece de-senli taş değiller. Bir süredir yüzük kolye ve küpe de yapı-yorsunuz. Takı yapma fikri nasıl doğdu?Taşları çok beğenen ama ‘boyalı taş ne işe yarar’ di-yenlerin baskısıyla bazı taşlarımı takılacak hale getirmeye başladım. Ar-tık kolyeler ve yüzükler de yapıyorum. Takılar aslında boyadığım taşların takıla-bilir hale getirilmiş olanla-rı. Malzemelerimin çoğu-nu yurtdışından alıyorum. Boncuklarımı da genelde Hindistan’dan getiriyorum, zira burada el işine, sanata yönelik malzeme bulmak biraz zor.

Sanat eğitimi aldınız mı?Almadım. Mühendislik okudum, yıllarca ulusla-rarası bir şirkette kimyevi hammadde ticareti üzerine çalıştım. Sonra 15 yıl rek-lam prodüksiyonu yaptım. Sanat altyapım olmadığı için malzeme, desen ko-nusunda zorlanabiliyorum. Çizdiklerimi basitleştirmeyi öğrenmem 2-3 yılımı aldı.

Taş boyamalarınız ya da taş takılarınız nerelerde bulunuyor?İstanbul Kuzguncuk’ta ‘Bir Kuzguncuk Dükkanı’ ve Çukurcuma’da ‘Kare Deri’de, internette de ETSY’de satıyorum. Yakın-da Foça ve Midilli’de bir iki yerde satılmaya başlaya-caklar.

5 yıl önce beni ilk destekle-yen arkadaşlarım, Edremit Küçükkuyu’daki Adatepe Zeytinyağı Müzesi de ürün-lerimi alıyor. Atölyem Ayva-lık Barbaros Caddesi, 102 numarada.

Hâlâ yoğun olarak ilk baştaki gibi Edremit Körfezi taşlarını boyuyorum. Arkadaşlarım gittikleri yerlerden taş getiriyorlar ve Yunan adalarının, Karadeniz’in, Akdeniz’in taşlarını da boyuyorum.

84

Page 87: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

SAĞLIK

85

süreli ve ilaç tedavilerine dirençli ağrıların kaynaklandığı ağrı yolaklarını belirlemek ve bu ağrı tiplerine göre ilaç ve ilaç tek-nik tedavi yöntemlerini uygulayarak ağrıyı kontrol altına almak hedefindedir. Genel bir anlatımla ağrı nedir ve yaşanan bir ağrıda hemen tıbbi yardıma başvurulmalı mıdır? Ağrı, sık olarak bir takım hastalık-lar sonucu ortaya çıkan ve genellikle bazı

şeylerin yolunda gitmediğine dair vücudun bir uyarısıdır. Bazı insanların, baş ağrıları ya da menstrüel kramplar gibi tekrarla-nan ağrıları bulunur ve söz konusu kişile-re bu ağrılar rahatsızlık verse de ağrının bir tehdit oluşmadığını bilirler. Ancak, ağ-rılar olağan dışı bir şekilde şiddetli ise ve ağrının sebebi konusunda emin değilseniz bu tür ağrılar ciddiye alınmalı ve en kısa

Hocam ilk olarak “Ağrı Bi-lim Dalı” şeklinde

hizmet veren birimler ülkemizde kaç yıldır var ve bu birimler neler yapar? Bu birimler ilk kez 1986 da İstanbul Üni-versitesinde kuruldu ve halen bilim dalı olarak ağrı tanı ve tedavisi konusunda hizmet vermektedir. Hizmet alanı olduk-ça geniş olan bu birimler, özellikle uzun

AĞRI: BAZI ŞEYLERIN YOLUNDA GITMEDIĞINE DAIR VÜCUDUN BIR UYARISIDIRNedene yönelik bir tedavi yapılmadığı sürece alınan ilaçlar ve çekilen ağrılar sorunu giderek ağırlaştırır. Sürekli ilaç kullanımına bağlı gelişen farklı bir baş ağrısı formu tedaviye daha dirençli olarak karşımıza çıkarken, uzun süre ağrı çekmenin oluşturduğu psikolojik çöküntü de bunun üzerine eklenmektedir. Ağrı tedavi dönemi uzadıkça hafıza pekişmekte ve dolayısıyla ağrı tedavisi daha da güçleşmektedir. Şeker hastalarındaki sinir harabiyetine bağlı ağrılar, travma veya damar tıkanmalarına bağlı bacağın kesilmesi sonrasında olmayan bacakta, olmayan parmakların şiddetli ağrıları bunlara örnek olarak verilebilir.

Prof.Dr. Avni BABACAN

Page 88: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

SAĞLIK

86

bağlı şiddetli ağrılar. Zona (sinir iltihabı ile seyreden cilt hastalığı). Nevraljiler (Ta-nımlanan en şiddetli ağrıdır. Özellikle yüz sinirleri kaynaklıdır). Kanser ağrıları ola-rak sayabiliriz.

Ağrı tedavisi için ne tür tedavi seçenek-leri bulunmaktadır? Ağrı tedavisi içinde çok çeşitli tedavi se-çeneklerini barındırmaktadır. Bu tedavi seçeneklerini; İlaç tedavisi, Enjeksiyonlar, Elektrik stimülasyonları, Diğer yöntemler, Psikolojik destek olarak sıralayabiliriz. İlaç tedavisi Zayıftan güçlüye birçok ağrı kesici ilaç bulunur ilaçla ağrı tedavisinde genel kurallar; ilaçları ağrı başladığında değil düzenli aralıklarla almak, en az yan etkiyle sürekli ağrı kontrolü sağlamak ve etkili olan en düşük dozu ayarlamaktır. Bazı şiddetli ağrılı durumlarda (kanser ağrısı gibi) opioid grubu (morfin benze-ri) ilaçların kullanımı gerekebilir. Uygun şekilde kullanıldığında ve doktorunuzun önerisine sadık kalındığında bu ilaçlar gü-venlidir ve bağımlılık riski taşımazlar.

Enjeksiyonlar Bazı ilaçlar ağrı duyusunu taşıyan sinirle-rin geçtiği bölgeye enjekte edildiğinde çok

daha etkilidir. Özel bazı durumlarda tek-rarlayan ilaç enjeksiyonları için bir plastik tüpün (kateter) yerleştirilmesi gerekebilir. Uzun süreli ağrı tedavisinin gerekli olduğu durumlarda bu kateter cilt altına yerleş-tirilen küçük bir pompa sistemine bağla-nabilir.

Elektrik stimülasyonları Bazı bölgelerdeki ağrılar elektriksel sti-mülasyon uygulamalarıyla azaltılabilir. Bazı stimülasyon aygıtları cilt üzerine uygulama ile etkili olurken, diğer bazı ge-lişmiş aygıtların direkt olarak sinir sistemi üzerine uygulanır olması(örneğin direkt olarak omuriliğe yada beyin dokusuna uy-gulamak) gerekebilir. Daha büyük girişim gerektiren bu yöntemler diğer basit yön-temler ağrıyı kontrol altına almada başa-rısız olunduğunda kullanılır.

Diğer yöntemler Birtakım ağrılarda ağrı duyusunu ileten sinirlerin işlevini engelleyecek girişimler yapmak gerekli olabilir. Bir iğne ile ilgili sinire ulaşmak ve geçici yada kalıcı blok uygulayarak ağrı iletisini kesmek, özel de-neyim gerektiren bir işlemdir. Bu amaçla kullanılan radyofrekans termokoagülas-

sürede tıbbi yardım alınmalıdır. İlk kez yaşanan ağrılar genelde akut ağrısı olup, değerlendirilmesi gereken uyarılardır. Ancak, kronik ağrı başlı başına tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Uzun süre devam eden kronik diye adlandırdı-ğımız ağrıların olduğunu biliyoruz. Peki, bu ağrılar ne gibi sorunlara yol açar? Bu tür ağrılar, sıklıkla çalışmayı, zevk alma-yı, katta insanın kendi kendisine yeterli olmasını engeller. Kişi, tedavi geciktikçe kişi içine kapanır ve depresyona girer. Ai-lesine, arkadaşlarına ve beraber çalıştığı insanlara ilgisi azalır, yalnızlık ve sosyal izolasyon gelişir. Ağrı ile ağrıya neden olan hastalık arasında orantısızlık oldu-ğunda hastanın yakınları aldatıldığını ve kullanıldığını hissedebilir. Sonuçta, tıbbi bir sorun olarak başlayan ağrı hastayı ve çevresini etkiler hale gelir.

Peki, kronik ağrılı durumlar nelerdir? Boyun ve omuz ağrıları. Göğüs ve sırt ağrıları. Bel ve bacak ağrıları (Bel fıtığı, kas ağrıları, kemik yapılarına bağlı, sinir sıkışmaları, damar hastalıkları, iç organ ağrılarının yansıması). Şeker hastala-rında ayak ve ellerdeki ağrılar. Çeşitli travmaların yaptığı sinir yaralanmalarına

Page 89: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

87

yon cihazları, günümüz teknolojisinin en ileri ürünleridir. Psikolojik destek Ağrı in-sanın psikolojisini değiştirebileceği, ileti-şim ve ilişkilerini etkileyebileceği için, ağ-rınızı kesmeye yönelik tedaviye ek olarak psikolojik destek almanız da önerilebilir. Profesyonel bir danışman ya da psikolog ile konuşmak, ağrınızın aktiviteleriniz, sosyal yaşantınız ve ilişkileriniz üzerinde oluşturduğu negatif etkilerle başa çıkma-nızı kolaylaştırabilir. “Gevşeme” ve “Bio-feedback” ağrıyla baş etme konusunda sıklıkla kullanılan psikolojik yöntemlere örnektir.

Ağrının zamanında tedavi edilmesi ne-den önemlidir? Bu çok önemli bir konudur. Çünkü ağrılı uyarılar, beyindeki bazı bölgeleri sürekli huzursuz ederek ağrı hafızası oluştur-maktadır. Ağrı tedavi dönemi uzadıkça hafıza pekiş-mekte ve dolayısıyla ağrı tedavisi daha da güçleşmektedir. Şeker hastalarındaki si-nir harabiyetine bağlı ağrılar, travma veya damar tıkanmalarına bağlı bacağın kesil-mesi sonrası, olmayan bacakta olmayan parmakların şiddetli ağrıları bunlara ör-nek olarak verilebilir.

Toplumumuzda baş ağrısı olarak en çok migren ağrısı yaşandığına ilişkin bir kanı var. Bu doğru mudur? Gerçekte migren baş ağrısı toplumda ta-nımlandığı kadar sık değildir. Baş ağrısı, baş ve boyun bölgesinin kas dokusu, bu böl-gedeki sinirlerde sıkışma, boyun omurlarının bağlantı yerlerindeki sorunlar ve daha birçok hastalığa bağlı ortaya çıkabilir. Ancak, baş ağrısı yakınması olanların büyük kısmının dok-torundan, bir tanıdığından veya kendisinin ben-zetmesi sonucu bir migren tanısı aldığı ve mig-ren ilacı kullandığı dikkati çekmektedir. Fakat nedene yönelik bir tedavi yapılmadığı sürece alınan ilaçlar ve çekilen ağrılar sorunu giderek ağırlaştırır. Sürekli ilaç kullanımına bağlı ge-lişen farklı bir baş ağrısı formu tedaviye daha dirençli olarak karşımıza çıkarken, uzun süre ağrı çekmenin oluşturduğu psikolojik çöküntü de bunun üzerine eklenmektedir.

Kanser de ağrının yoğun olarak yaşandığı bir hastalık. Peki, bu ağrılar kontrol edile-bilir mi? Bu hastaların ağrıları ancak hasta çok yakın iz-lendiğinde kontrol altına alınabilir. Kanser ağrı-ları hastalığın bulunduğu bölge ve orana bağlı değişik şiddetlerde olabilir. Kanser ağrıları sürekli artarak ve değişerek kendini gösterdi-

ği için zaman kaybetmeden tedavi edilmelidir. Bu ağrıların tedavisinde öncelikle ilaç tedavisi tercih edilirken, çeşitli sinir ve sinir paketlerine ilaçla veya farklı teknik yöntemlerle müdaha-le edilmesi ağrıyı hızla ve daimi olarak kontrol altına alabilir. Ayrıca, kanser ağrısı çeken yak-laşık her üç hastadan birinin ağrısı morfin ve benzeri güçlü ilaçlara bile cevap vermeyebilir. İşte bu hastaların ağrıları ancak ilaç dışı tedavi yöntemleri ile kontrol edilebilir.

Bu yöntemler; ağrıyı taşıyan sinirlere ilaç ve-rilmesi sinirlerin özel bazı cihazlarla ısıtılma-sı veya çeşitli ilaçların sinirlerin merkezi olan omurilik bölgesine verilmesini sağlayan özel cihazlar yerleştirilmesi olarak sayılabilir. Ağrı-larla baş etme konusunda kişinin kendi kendi-ne yapabileceği şeyler var mıdır? Bu konuda, fiziksel ve zihinsel aktivitelerinizi korumak çok önemlidir. Bu nedenle günlük egzersizler ve yürüyüş yapılmalıdır. Kişiler kendini formda tutmayı öğrenmeli. Ayrıca, rahat ayakkabılar giymek, düzgün bir duruşa sahip olmak, aile ve arkadaşlar ile görüşerek sosyal yaşantıyı canlı tutmak kişinin ağrıyla baş etmek konusunda kendi kendine yapabilecekleridir.

KAYNAK:http://www.agrivetedavisi.com

Page 90: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

REKLAM İNDEKSİ

88

ÖN KAPAK İÇİ ARKA KAPAK İÇİ ARKA KAPAK

01 02 03 04

05 06 11

27

07 1308

25

15

19 21 312923

33 35 37 49 55

71

39

57

78

7759 61 63 65

45

Page 91: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015
Page 92: TATLI HAYAT SAYI 37 MAYIS 2015

SAYI

37

/ M

AYI

S 2

015

TATL

I H

AYA

T D

ERG

İSİ