halkın mühendisi olcay abalay, halk İçin mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/eoky019.pdf ·...

58
www.yuruyus-info.org [email protected] [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 19 18 Haziran 2017 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus-info.org AKP'nin Bu Politikası, İçeriden ve Dışarıdan Direnenlerin Güçlü İradesiyle Bozuldu Nuriye ve Semih, Açlık Grevini Kararlılıkla Sürdürürken, Yüksel, Bir Tek Gün Bile Boş Bırakılmadı Nuriye ve Semih Tutuklandı, Acunlar Devam Etti... Semih'in Eşi ve Annesi Açlığa Yattı... Nazifeler Geldi Yüksel’e, Türkiye'nin Onlarca Şehrinde, Nuriye ve Semih'e Destek Eylemleri Örgütlendi! "Arkadaşlarımızı serbest bırakıncaya kadar bizi her gün burada görmeye devam edeceksiniz" DİRENİŞ BÜYÜYECEK, DİRENENLER KAZANACAK! Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız! Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik Yaptığı İçin, Tutsak Edildi! HAK GASPLARINA, ONURSUZ ARAMALARA, İŞKENCELERE KARŞI OLCAY ABALAY’IN DİRENİŞİ ZAFERLE SONUÇLANDI! Baskı ve İşkencelerle Halkın Evlatlarını, Halkın Mühendislerini Teslim Alamazsınız! HALKIN MÜHENDİSLERİ; HALK İÇİN ÜRETİYOR, HALK İÇİN DİRENİYOR!

Upload: others

Post on 01-Nov-2019

36 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

www.yuruyus-info.org

[email protected]

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 19

18 Haziran 2017Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

www.yuruyus-info.org

AKP'nin Bu Politikası, İçeriden ve Dışarıdan Direnenlerin Güçlü İradesiyle BozulduNuriye ve Semih, Açlık Grevini Kararlılıkla Sürdürürken,

Yüksel, Bir Tek Gün Bile Boş Bırakılmadı Nuriye ve Semih Tutuklandı, Acunlar Devam Etti...

Semih'in Eşi ve Annesi Açlığa Yattı... Nazifeler Geldi Yüksel’e, Türkiye'nin Onlarca Şehrinde, Nuriye ve Semih'e Destek Eylemleri Örgütlendi!

"Arkadaşlarımızı serbest bırakıncaya kadarbizi her gün burada görmeye devam edeceksiniz"

DİRENİŞ BÜYÜYECEK, DİRENENLER KAZANACAK!

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!

Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik Yaptığı İçin, Tutsak Edildi!HAK GASPLARINA, ONURSUZ ARAMALARA, İŞKENCELERE KARŞI

OLCAY ABALAY’IN DİRENİŞİ ZAFERLE SONUÇLANDI!

Baskı ve İşkencelerle Halkın Evlatlarını, Halkın Mühendislerini Teslim Alamazsınız!

HALKIN MÜHENDİSLERİ; HALK İÇİN ÜRETİYOR,HALK İÇİN DİRENİYOR!

Page 2: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:

Elif ERSOY

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.

Billurcu Sok. No: 20 / 2

Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.

Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /

Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Savaşın sürekliliği, savaşın taraflarınıda sürekli olarak birbirlerine karşı

politika üretmeye, birbirlerininsaldırılarına karşı önlemler almaya,birbirlerinin açıklarını kollayarakdarbeler vurmaya; yani kesintisizolarak savaşmaya, zorunlu kılar.

Savaşta rehavete kapılan, düşmanınıküçümseyen, savaşı kendiliğindenciliğe

bırakan, politika üretmeyen tarafkaybeder. Biz ise; "emperyalizmin

kurbanı değil, celladı olacağız" iddiasıtaşıyoruz. Bu iddia bizi, tüm

yaşamımızı savaşa göre şekillendirmezorunluluğuyla karşı karşıya bırakıyor.

Bu sebeple, hem düşüncede veçalışmada hem de cephede düşmanın

dinlenmeden saldırdığını bilerek,hep tetikte olmalıyız.

“Namluya Sürülmüş CesaretKınından Çıkmış Öfkeler

Çarpışıyor DurmadanÇarpışıyor Bizimkiler...”

(Ümit İlter)

GÜCÜMÜZ İNANCIMIZDA,TARİHSEL VE SİYASAL HAKLILIĞIMIZDADIR!

Page 3: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

ii ç i n d e k i l e r

ve saçları yolunarak işkencegören Betül Varan...

20 Faşizm Zalimin Zulmüdür:İnanç Özkeskin’in katili AKPfaşizmidir

21 Hayatın Öğrettikleri: Halkagüvenip, halkınyaratıcılığından öğrenmeliyiz!

23 Sorunlar-Çözümler:Bürokratlık

24 Halk Meclisleri: Salihler’denkorkun. Çünkü; çürümüşdüzeninizi yerle bir edecekler!

26 Mahalleler: Örgütlenmesorunlarımızın çözümünde,halk vardır

28 Milisler, MahalleninŞahanlarıdır: Kararalmalıyız; faşizme karşısavaşacak ve kazanacağız!

29 Devrimcilik AkılTamirciliğidir: Karşıtlarınhareketlerini gözleyerekanaliz yapmayı; analizüzerinden de çelişkileri çözmeyöntemlerini bulabiliriz

30 İdil Kültür Merkezi’ne AKP’ninkatil polisleri saldırdı!Kavganın kanunu; saldırıvarsa direniş kaçınılmazdır.Direneceğiz!

32 Devrimci İşçi Hareketi: DİSKBaşkanı Kani Beko, yalan

8 Devrimciliğin Köşe Taşları:Sabır, ikinci aklımızdır

9 Ankara Yüksel’den, AlmanyaFulda’ya yasaklanantişörtlerimiz

10 Demokratik kitle örgütlerinin,kurumların Nuriye Gülmenve Semih Özakça içinyaptıkları destek eylemleri veyayımladıkları mesajlar:

13 Sanatçı ve aydınların, Nuriyeve Semih için yayınladıklarıdestek mesajları:

15 Sendika ve direniş

16 İşkenceyi ve işkencecileri“insanlık onuru işkenceyiyenecek” haykırışımızlaboğalım

18 Biz Diyoruz ki: İşkencecilik,faşizmin karakteridir

19 Röportaj: İdil Kültür Merkezibaskınında gözaltına alınan

4 Direniş ateşi bir kez tutuşturuldu.Bu ateşi söndüremezsiniz!Direnişi hapsetme, tecrit etme,kırma politikalarınızı boşaçıkaracağız! “Her günburadayız!” Direniş büyüyecek,direnenler kazanacak!

DİRENİŞ BÜYÜYECEK,DİRENENLER KAZANACAK!

söylemeyi bırak!

35 Kamu Emekçileri Cephesi:KEC’liler, ekmek ve adaletmücadelesindenvazgeçmeyecekler!

37 Gençlik Federasyonu’ndan:Ankara Üniversitesi CebeciKampüsü’ndeki faşist saldırı,AKP’nin devrimci-demokratöğrencileri sindirme politikasınınbir parçasıdır!

38 Liseliyiz Biz: Açlığa, zulme,sömürüye karşı, İnanç Özkeskin,Günay Özarslan, Dilek Doğan,Yılmaz Öztürk için adaletmücadelesini yükseltelim!

39 Ülkemizde Gençlik:

40 Oğullardan babalara... Babalardantüm halka...

41 Umudumuzun Gündeminden:

42 Yalanlarla, katliamlarınızıgizleyemezsiniz!

43 Halkı katlederek bitiremezsiniz!

45 Politikasızlık; uzlaşma ve teslimiyet

politikasının sonucudur

47 Kürdistan’da Tek Yol Devrim:Kahrolsun MİT-CIA-Kontrgerilla

50 Avrupa’da Yürüyüş:

54 Avrupa’daki Biz: İdeolojikgücümüzle, kararlılığımızla yenizaferler örgütleyeceğiz!

56 Yitirdiklerimiz

Page 4: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

“Arkadaşlarımızı serbest bıra-kıncaya kadar bizi hergün buradagörmeye devam edeceksiniz.”

Bu sözler, işten atılmaya karşı İstan-bul’da oturma eylemine başlayıp, Nuriyeve Semih’in tutuklanması üzerine direnişiniYüksel’e taşıyan Nazife Onay’a ait.

“Bizi her gün burada görmeye devamedeceksiniz!”

Bu sözün söylendiği günden bu yanada her gün oradalar.

Her yeni gün, Yüksel’de yeni bir direnişkuruluyor ve Nuriyeler’in, Semihler’in di-reniş bayrağı Yüksel’i dolaşıyor. Polis sal-dırıyor. Biber gazları, tazyikli sular, iş-kenceler, işkenceciler, gözaltılar, bariyerler,bütün bir gün boyunca direnişin karşısınaçıkıyor. Faşizm, direnişi engellemek vebastırmak için, ve daha önemlisi YILDIR-MAK için tüm araç ve yöntemlerini devreyesokuyor. Ertesi gün, gece güne dönüyor;tüm Türkiye ve dünya tanık oluyor ki;KİMSE YILMAMIŞTIR; DİRENİŞ YE-NİDEN BOY VERİYOR YÜKSEL’DE.

“Bizi her gün burada göreceksiniz” di-yenler, İŞTE YİNE BURADALAR!

Direnişi Tecrit Politikası, Halkın SahiplenmesiyleBozuldu

Kamu Emekçileri Cephesi (KEC), hal-kımızın direniş tarihine yeni bir sayfaekledi. Direniş tam bir irade savaşı halindesürüyor. Direniş henüz sonuçlanmış değildir,ancak direniş şu ana kadar da önemli siyasisonuçlar yaratmıştır.

Temel olarak;

1- OHAL koşullarında direnilemeyeceğidüşüncesini yıkmış,

2- Memurlara, akademisyenlere yönelikişten çıkarmaların “FETÖ operasyonu”olarak gösterilmesi oyununu bozup, bununfaşizmin devrimci, ilerici, demokrat güçleritasfiyesi olduğunu göstermiş,

3- Direnmek için, mücadele için idealkoşulların beklenmesinin teslimiyet oldu-ğunu, “tek başına” da olunsa, doğru birpolitikayla direnmenin mümkün olduğunukanıtlamış,

4- Direniş etrafında geniş bir kesimitoplama ve harekete geçirmeyi başarmıştır.

AKP iktidarı, Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın süresiz açlık grevine başladıklarıgünlerde, direnişe SÜREKLİ saldırarak,direnişi yaygınlaşmadan boğmak istedi.Ancak direnen irade, AKPnin saldırı poli-tikasını boşa çıkardı. Direniş çok çeşitlibiçimlerde yayılarak büyüdü, farklı ke-simleri harekete geçirmeye başladı.

Direnişi HapsederekUnutturma Politikası,Yüksel’deki Israrla Bozuldu

AKP faşizmi, defalarca gözaltına, iş-kenceye rağmen, direnişçileri ve direnişindestek güçlerini yıldıramayacağını gördüğünoktada, direnişçileri tutuklayarak, direnişizaman içinde unutturma ve F tipi hapisha-nelerin tecrit hücrelerinde boğma politikasınıyürürlüğe koydu.

AKP’nin bu politikası, İÇERİDEN veDIŞARIDAN direnenlerin güçlü iradesiylebozuldu.

Nuriye ve Semih, açlık grevini kararlı-lıkla sürdürürken, Yüksel bir tek gün bile

DİRENİŞ ATEŞİ BİR KEZ TUTUŞTURULDUBU ATEŞİ SÖNDÜREMEZSİNİZ!

DİRENİŞİ HAPSETME, TECRİT ETME, KIRMA POLİTİKALARINIZI BOŞA ÇIKARACAĞIZ!“Her Gün Buradayız”

DİRENİŞ BÜYÜYECEKDİRENENLER KAZANACAK!

“Arkadaşlarımızı serbest bırakıncayakadar bizi hergün burada görmeye

devam edeceksiniz.”

Dünyanın en cesurları, enyüreklileri, Halk Cephesi’ndemi toplanıyor?

En cesur memurlar, KamuEmekçileri Cephesi’ndeki me‐murlar mı?

Tabii ki hayır. Cüretin kaynağı ideolojik

netliktir. Halk Cepheliler, Kamu

Emekçileri Cephesi’nden me‐murlar, bu netliğe sahip ol‐manın cüretine sahipler.

Cesaret, iddiadır, kararlı‐lıktır, sorumluluk üstlenmek‐tir, bedelleri göze almaktır.

UUzlaşmacılığın, teslimiyet‐çiliğin, işbirlikçiliğin her tü‐rünün meşrulaştırıldığı, “ha‐kim güçler” karşısında boyuneğip onların dümen suyunagirmenin teorileştirildiği birdünyada, Nuriyeler, Semihler,Acunlar, Nazifeler; Malat‐ya’da, Düzce’de direnen kamuemekçileri, direnme çizgisinitemsil ediyorlar.

Dolayısıyla, mesele basitbir “ısrar” meselesi değildir.Yüksel Caddesi’ndeki, Malat‐ya’daki, Düzce’deki, Sincan FTipi Hapishanesi’nin hücrele‐rindeki ısrar, emperyalizmlehalklar, AKP faşizmiyle hal‐kımız arasındaki büyük iradeçatışmasının bir devamıdır.

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!4

Page 5: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

boş bırakılmadı. Nuriye ve Semih gitti. Acunlar

devam etti. Semih’in eşi ve annesiaçlığa yattı. Nazifeler geldi. Türki-ye’nin onlarca şehrinde Nuriye veSemih’e destek eylemleri örgütlendi.Sahiplenme, üniversite öğrencilerindenyoksul gecekondu mahallelerine, Ma-latya’dan Mersin’e, Hindistan’danAmerika’ya yayıldı.

Direnişi YaratanTüm Nedenler, GeçerliliğiniKorumaktadır

Direnişi TECRİT ederek boğmayıamaçladılar.

Nuriye Gülmenve Semih Özakça’yıtutsak aldılar.

Fakat, direnişitecrit etmek ve kır-mak politikası, iflasetmiştir.

Kişiler gidiyor,direniş yerinde du-ruyor.

Çünkü, KHK’lar ortada. OHAL ortada. İşsizlik ortada. Açlık ortada. Ekmek ve adalet

mücadelesi devamediyor.

Her Yerde Olacağız!Hiçbir MevzimiziTerk Etmeyeceğiz!

Polis, direnenleri, direnişi destek-leyenleri, sahiplenenleri, Yüksel’esokmamak için her gün saldırmayadevam ediyor.

Nuriye ve Semih’in direnişiyle öz-deşleşen “İnsan Hakları Anıtı” önünükuşatan polis bariyerleri, AKP FA-ŞİZMİNİN DİRENİŞ KARŞISIN-DAKİ ACİZLİĞİNİN KANITI olarak,haftalardır orada duruyor.

Anıt etrafındaki bariyerler, AKPpolisinin “biz bu kadar saldırıya, göz-altına, işkenceye rağmen, sizi yıldı-

ramadık” itirafıdır. Meydanlar, sokaklar yasaklanamaz. Bir halk, adaletsiz kalmışsa, açsa,

işsizse, direnmenin YOLUNU ve YE-RİNİ mutlaka bulur.

Biz halkız ve bitmeyiz. 780.576 km2 üzerinde direnece-

ğimiz bir değil, bin değil, onbinlerceyer var. 780.576 km2’yi yasaklayabilirmisiniz halka? Gün gelir, tek birsantim üzerinde, tek bir alan üzerindeısrar eder, onun için bedeller öder,gün gelir yayılırız tüm Anadolu’ya.

AKP’nin gücü, bize vatan toprak-

larını yasaklamaya yetmez.

Faşizm Altında DemokratikMücadele, İrade,Emek ve Cürettir

Demokratik mücadele nedir?Demokratik mücadele, düzenin

icazetinde bir mücadele değildir. Demokratik mücadele, polis terörü

karşısında hemen vazgeçilebilen birmücadele değildir.

Demokratik mücadele, risksiz, be-del ödenmeyen bir mücadele değildir.

Reformizm, demokratik mücade-leyi, diz çökerek mücadeleye çevir-miştir.

11 Bin Eğitim-Sen’li atıldı ilkanda. Ardından yüzbini aşkın memur,akademisyen atıldı. KESK ve KESK’ebağlı tek bir sendiki, direniş kararıalmadı, alamadı. Hiçbir siyasi hare-ketin taraftarları, direnmedi, direne-medi. Direnen sadece Kamu Emek-çileri Cephesi’nden memurlar ve aka-demisyenler oldu.

Dünyanın en cesurları, en yürek-lileri, Halk Cephesi’nde mi toplanı-yor?

En cesur memurlar, Kamu Emek-çileri Cephesi’ndeki memurlar mı?

Tabii ki hayır. Cüretin kay-

nağı ideolojiknetliktir.

Halk Cephe-liler, KamuE m e k ç i l e r iCephesi’ndenmemurlar, bunetliğe sahip ol-manın cüretinesahipler.

Cesaret, id-diadır, kararlılık-tır, sorumluluküstlenmektir, be-delleri göze al-maktır.

Bunlarla di-reniyor ve so-nuçlar yaratıyo-

ruz.

AKP, Bedel Ödeterek,“Yıldırmayı” Hedefliyor Yılmayacağız!

Halk Cepheliler, şu anda AKP fa-şizminin ne yapmaya çalıştığını doğrutespit ediyor.

Devrimci mücadeleyi büyütmek,cüret ve kararlılık meselesidir. ÇünküAKP faşizminin tüm saldırıları, psi-kolojik savaşı, kontrgerilla yöntemleri,bizi vazgeçirmek ve yıldırmak üze-rine şekillenmektedir. Tıpkı her gün,her gece Gezi’ye gelenler gibi, tıpkıYüksel’e her gün gelenler gibi, saldı-

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

5Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 6: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

rılacağını bileceğiz ve yine de gel-mekten vazgeçmeyeceğiz. En baştatüm kamu emekçilerine çağrımızdır;vazgeçmeyelim. Her gün Yüksel’edaha da çoğalarak gelelim.

Saldırılardan, biber gazından, göz-altından korkmak, statülere hapsol-mak, bedel ödememek için teorileryapmak, mücadeleyi kaybetmek, ka-zanma ihtimalini yok etmektir.

Vazgeçmek, düzenin bizi un ufaketmesidir. Vazgeçmek her türlü iş-sizliğe, aşağılanmaya boyun eğmektir.

Uzlaşmacılığın, teslimiyetçiliğin,işbirlikçiliğin her türünün meşrulaş-tırıldığı, “hakim güçler” karşısındaboyun eğip onların dümen suyunagirmenin teorileştirildiği bir dünyada;Nuriyeler, Semihler, Acunlar, Nazi-feler, Malatya’da, Düzce’de direnenkamu emekçileri, direnme çizgisinitemsil ediyorlar.

Dolayısıyla, mesele basit bir “ısrar”meselesi değildir. Yüksel Caddesi’nde-ki, Malatya’daki, Düzce’deki, SincanF Tipi Hapishanesi’nin hücrelerindekiısrar, emperyalizmle halklar, AKP fa-şizmiyle halkımız arasındaki büyükirade çatışmasının bir devamıdır.

“AKP laikliği ortadan kaldırıyormu, kaldırmıyor mu?” üzerine soyuttartışmalardan çıkıp, AKP faşizmininülkemizi hangi noktaya getirdiğinigörmek gerekir.

İşkence, tutsaklık, infaz edilmek,gibi bedellerle karşılaşmanız için ge-rilla olmak, halk kurtuluş savaşçısı

olmak, devrimci olmak gerekmiyor. Berkin olup katledilebilirsiniz. Ali

İsmail Korkmaz gibi en demokratikhakkınızı kullandığınız için katledi-lebilirsiniz. “Ayağına galoş giy” diyen,Dilek olup katledilebilirsiniz.

Nuriye ve Semih’in direnişindeçok açık görüldüğü gibi, artık sadece“işi için direnmek” de, bu ülkede iş-kenceyi, tutuklanmayı ve daha büyükbedeller ödemeyi göze almayı gerek-tirmektedir.

Faşizmin şiddeti yükseldiğinde,arada kalmak için yer kalmaz. Faşiz-min şiddeti yükseldiğinde, “dönemikazasız belasız atlatalım” politikalarıişe yaramaz. Faşizm eninde sonundagelip sizi bulur.

Tek yol, tek çare direnmektir.

Zaferin Büyüsü; Yüreklilik: Birken Bin Olmak, Az İkenÇoğalmak, DuranlarınYürümeye Başlaması,Yürüyenlerin FırtınalarKoparması, Mümkündür!

Yazar Goethe, şöyle diyor: “Kişi kendini bir amaca adadı-

ğında, evren onunla işbirliği yapar.Başka türlü asla oluşmayacak güçlerortaya çıkarak kişiye yardım eder.Kişinin verdiği karar sonucunda ken-dini destekleyen bir olaylar zincirigerçekleşir; aklının ucundan bile geç-meyen her türlü beklenmedik

olay ve yardımla karşılaşır. Düş-leyeceğiniz her şey için yola koyula-bilirsiniz. Yüreklilik, içinde zekâyı,gücü ve büyüyü barındırır. Hemen

başlayın!..”Nuriyeler böyle başladılar. Yürek-

lilikle. Sonrası, adım adım yukarıdatarif edildiği gibi gelişti.

Direnenlerin bu kararlılığı sonu-cunda, “kendilerini destekleyen birolaylar zinciri” gerçekleşti.

Tek başına KHK’ya direnme gücübulamayanların direnebileceği bir ze-min oluştu ve o zemin üzerinde onlarcakamu emekçisi, onlarca şehirde ey-lemler gerçekleştirdi.

“Aklının ucundan bile geçmeyenher türlü beklenmedik olayı ve yar-dımla karşılaşır.”

Öyle de oldu. Yüksel direnişininetrafında, halkın hemen her kesimin-den güçler birleşti.

Amerika’dan Hindistan’a, Avus-turalya’dan Çin’e kadar her yerdendestek geldi.

“Yüreklilik, içinde zekayı, gücü vebüyüyü barındırır.”

Barındırdığını gördük. OHAL var deyip kılını kıpırdat-

mayanları, meydanlara çıkardı. “Tekbaşınaydı, onbinler oldu”. Sınıflarmücadelesinde bundan daha büyülüne olabilir ki!

Her Yerde, Her Biçimiyle Direnenleri Sahiplenelim, Direnişi Yaygınlaştıralım

AKP korkuyor. Çünkü son yıllardahiçbir direniş, bu kadar büyük birsiyasi etki yaratmamış, bu kadar genişkesimi etkileyip harekete geçirme-miştir. Yakın zamandaki hiçbir direniş,halkın, memurların, aydınların beyin-lerinde ve yüreklerinde bu kadar yankı

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!6

Page 7: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

yaratmamıştır. Nuriye ve Semih, direniş bay-

rağını hücrelerinde, tecrit altında,artık yürümekte zorlanmaya baş-ladıkları koşullarda, dalgalandır-maya devam ediyorlar.

Nuriye ve Semih’i sahiplen-mek;

1- Onları tecrit hücrelerindemektuplarımızla, kartlarımızla yal-nız bırakmamaktır.

2- Fakat asıl sahiplenme, onlarındirenişini mümkün olan her yerdeve her biçimde yaygınlaştırmaktır.Anadolu’nun onlarca şehrinde otur-ma eylemleriyle, açlık grevleriyle,Nuriye olmak, Semih olmaktır. Birsaatliğine de oturabiliriz, bir aylı-ğına da. Bir kişi de olabiliriz, onkişi de.

3- Yoksul gecekondu mahalle-

lerinde, üniversitelerde, liselerde,işyerlerinde, kamu dairelerinde, ev-lerimizde, araçlarımızda, direnişiakla gelebilecek her biçimde sa-hiplenmeli, yaymalıyız. Eminiz ki,halkın yaratıcılığı, çok çarpıcı ey-lemler, sahiplenmeler ortaya çıka-racaktır.

4- Ankara’da Yüksel Caddesi,şu anda bir simgedir ve orada direnişateşi yanmaya devam etmelidir.

“Her gün, her dakika saldırsanızda, bizi burada görmeye devamedeceksiniz” diyenlerin yanındaolalım.

Zaferin sırrı; direnmek, diren-mek, direnmektir!

Zaferin sırrı, birleşmek ve sa-vaşmaktır!

Hayatın ve kavganın sırrına va-kıfı: Zafer bizim olacak!

Suudi Arabistan'dan Çağrı:Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’yı Yaşatalım

Suudi Arabistan Emekçileri, 8Haziran'da Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça'ya destek amacıyla bir çağrıyaptı. Çağrıda şöyle denildi:

"İnsan demek, vicdan demektir. Nuriye ve Semih! Haksızlık ve

adaletsizlik karşısında büyük acılaryaşadığınız için direniyorsunuz. İyiolmak kolaydır. Zor olan adaleti sa-vunmaktır. Siz de zor olanı başarmakiçin yola çıktınız. Birçok insan ada-letsizlikle karşı karşıyadır.

Açlık grevine sessiz kalanlar, vic-dansızlıkta pay sahibidirler. Haksızlığauğrayan insanlar, Nuriye ve Semih’indirenişine insanca bakmanız yeterlidir.Adalet istedikleri için açlık grevindeler.Adalet istedikleri için de devlet onlarıhapse atarak fiziksel özgürlüklerinikısıtladı. Onların insanca düşünmesinibırakın, onlara insan olmayı bile çokgördüler. Bencillik, duyarsızlık, gözgöre göre insanların ölümlerini sey-retmek hangi dinde, hangi kitapta ya-

zıyor? Kuran-ı Kerim’in özü dürüstlükve adalet değil midir? Dört kitabında özü insan sevgisi değil midir? Ada-let uğruna açlık grevinde ölüme gideninsanları görmezden gelmek günahdeğil midir? Vicdansızlık değil mi-dir?

Nuriye ve Semih’in amacı ölmekdeğildir. Amaçları, AKP hükümetininKHK’larla keyfi bir şekilde görevdenaldığı onbinlerce kamu emekçisininişlerine iadelerini sağlamaktır. Bununiçin de açlık grevi yaparak halkındikkatini çekmek ve halkla beraberhükümete baskı yaparak hükümetinpolitika değişikliği yapmasını sağla-maktır. Burada halkın vicdanlı insan-larına düşen görev adalet, hukuk veeşitlik arayan açlık grevi direnişçilerinekulak vermesidir.

Halkımız!Nuriye ve Semih’in çektiği açlık

duygusu; midelerinin boşluğu olarakgelmesin aklınıza veya ölümü yücelt-tikleri fikri de gelmesin, bedenlerineisteyerek işkence yaptıkları fikri deoluşmasın. Nuriye ve Semih'in ya-şamdan bıktıklarını da düşünmeyin.

Yiyip içmeyi de her insan gibi çokseverler. Fakat bir açlıkları var kibütün bu açlıkları bastırır. O açlıkadalete olan açlıklarıdır. Bu adaleteolan açlık ne işkence dinler, ne mermi,ne gaz dinler ne de dayak. Neden bubaskılar etki etmez biliyor musunuz?Çünkü tarihimizde adalet uğruna ve-rilen canlardan, Mahirler’den, Deniz-ler’den, İbrahimler’den kalan bir ge-lenekten güç alırlar. Bir tek güneşışığı, bir nefes hava almak için, ölümoruçlarında ölümsüzleşen 122’lerdenalmışlardır direniş gücünü.

Açlık grevindeki eriyen Nuriye veSemih’e yiyorlar diyenler, onları kü-çümseyenler, bilerek ya da bilmeyerekçamur atanlar, gidip bir aynaya bakın.Kendinizi zavallı bir yaratık olarakgöreceksiniz. Asıl sizler sefil ve zavallıbirer yaratıksınız. Nuriye ve Semih100 güne yakın açlık grevindeler.Gün geçtikçe sağlıkları daha da kötüyegidiyor.

Halkımıza Çağrımızdır!Açlık grevindeki Nuriye ve Semih’i

yaşatmak için Ankara Yüksel Cadde-si’nde birleşelim!”

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

7Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 8: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Kamu Emekçileri Cephesi:"AKP ve onun polisi, direniş karşısında, haklı

ve meşru taleplerimiz karşısında, çaresizdir." İşleri İçin Direnen Kamu Emekçilerine Saldır-

maktan Vazgeçin!Ankara Yüksel Caddesi'nde direniş devam ediyor.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça tutuklanıp hapseatıldıktan sonra direnişlerini Yüksel Caddesi'nde sür-dürerek, tutuklanan direnişçilerin sesi olmaya çalı-şanlara, AKP'nin katil polisi her gün biber gazlarıyla,plastik mermilerle, coplarla saldırıp alandan uzak-laştırmaya çalışmaktadır. Direnişçiler her gün tek-rarlanan bu saldırılara rağmen direnmektedirler.

Yüksel direnişinin 215. günü açlık grevinin 95.günü olan 11 Haziran'da da İnsan Hakları Anıtı'nınönüne gelen emekçilere polis yine saldırdı.

Kamu Emekçileri Cephesi, bu saldırılarla ilgiliyaptığı açıklamada şunları söyledi: "Ankara YükselCaddesi'nde polis terörü sürüyor. Halk düşmanı faşistAKP iktidarı, kamu emekçilerinin haklı ve meşru mü-cadelesini gazla boğarak bitirmeye çalışıyor. Her güninsanların üzerine kimyasal gazlar atarak zulmünüarttıran AKP ve onun halk düşmanı polisi, direniş kar-şısında, haklı ve meşru talepler karşısında çaresizdir.Direnen Emekçiler Kazanacak."

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça yı Öldürmelerine İzin Vermeyelim...Anadolu'da yapılan açlık grevi, çalışma, direniş ve

açıklamaları yayınlıyoruz.TAYAD’lı Aileler: Ankara Sakarya Caddesi’nde her

hafta Cumartesi günü yaptıkları oturma eylemini bu haftada yaptılar. 10 Haziran günü Sakarya Caddesi’nde birarayagelen TAYAD’lı Aileler “Nuriye-Semih Yalnız Değildir”,“Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız” sloganlarını attılar vebasın açıklaması okudular. Ardından 1 saatlik oturmaeylemi yapıldı. Eylem, halka yapılan Nuriye ve Semih’indirenişine destek çağrısının ardından, bitirildi.

İzmir Halk Cephesi: "Elden gelenin de fazlasını yap-malıyız."Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık gre-vinin 90. günü olan 6 Haziran'da, İzmir Halk Cephesi Al-sancak’ta bir gösteri yaptı. Gösteri sırasında yapılan açık-lamada Nuriye ve Semih'in ölmelerine izin verilmeyeceğive onların serbest bırakılması için, işlerine iadeleri içinelden gelenin fazlasının yapılacağı dile getirildi. Ardın-dan Alsancak Kordon’da dilek feneri uçuruldu.

Mersin Halk Cephesi: "Gülmen ve Özakça SerbestBırakılsın!"Mersin Merkez ve Tarsus ilçesinde 13 Haziran’daHalk Cepheliler tarafından 300 adet “Nuriye Gülmen,Semih Özakça Serbest Bırakılsın, Talepleri Kabul Edilsin”yazılı stikerler yapıştırıldı.

Malatya: Oturma Eylemimiz 118. Günündeİşlerinden ihraç edilen Malatya Kamu Emekçileri 10

Haziran'da yani direnişlerinin 118. gününde yaptıkları ey-lemde, Nuriye ve Semih’in ekmeğe değil, adalete aç ol-duklarını, derhal serbest bırakılarak işlerine iade edilmelerinidile getirdi.

1-Devrimcinin sabrını yaratan ge-leceğe, devrime ve zafere duyduğuinançtır. Yani sabır, hayale değil, so-mut bir gerçeğe dayanır. Devrimcininsabrının kaynağında, siyasal ve ta-rihsel haklılık vardır.

2- Sabrın temelinde devrimci iradevardır.

3- Devrimci irade ile nesnel olanıdeğiştiririz. Sabır boş bir beklemehali değil, bir planlamadır; tarihselve siyasal haklılığına, devrimin bi-limsel zorunluluğuna dayanarak ge-leceğin planlanmasıdır.

4-Sabırlı olmanın en önemli nedeni

ideolojik olarak güçlü olmaktır.5-Düşmanı tanımak, neler yapa-

bileceğini hesap etmek ve en önemliside devrim hayaliyle yaşamaktır.

6-Sabır, emek harcamaktır, vaz-geçmemektir.

7-Sabır emektir. Sevgi, inançişidir. Sabırlı ve kararlı olan elbetkazanır.

8-Dünyayı ve ülkeyi tanımayan,kapitalizmin sömürüsü ve faşizminbaskıları altında ezilen, savaşmak is-teyen ama nasıl savaşılacağını bile-meyen insanları, sabırla eğiteceğiz.

9- Özgür Tutsaklarımız da sabrın

bir örneğidir. Özgür Tutsaklarımız,ödediği bedellerin boşa olmadığınıbilir. Kuşkusuz 7 yıl boyunca, umut-suzluğa kapılmadan, yılmadan, yo-rulmadan direnen Özgür Tutsaklarsonsuz sabrı göstermişlerdir. Bütündünya Özgür Tutsakların sabrına hay-ran kalmıştır. İşte Özgür Tutsaklıkbudur. İradeyle, sabırla olmazlarıolur, yapılamazları yapılabilir kıl-maktır.

10-Devrimci sakin, sabırlı ve uya-nık olmalıdır.

11-Sabırsızlık ve çabuk zafer bek-lemek, sadece büyük hatalara yol açar.

SSabır �kinci Aklımızdır

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!8

Page 9: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

ANKARA VALİLİĞİ TARAFINDAN NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA’NINTİŞÖRTLERİNİN GİYİLMESİNİ YASAKLANDI

Avrupa Emperyalizmi ve Türkiye Oligarşi İçinde Direnişin, Ekmek veAdalet Mücadelesinin Olduğu Herşeyi Yasaklayarak

Yoketmeye ÇalışıyorTİŞÖRTLERİMİZ DE İDEOLOJİK!TİŞÖRTLERİMİZ DE DİRENİYOR!

ANKARA YÜKSEL’DEN, ALMANYA FULDA’YAYASAKLANAN TİŞÖRTLERİMİZ...

ALMANYA’NIN FULDA ŞEHRİNDE 17 HAZİRANDA YAPILACAK OLANIRKÇILIĞA VE YOZLAŞMAYA KARŞI GRUP YORUM KONSERİ

ÇALIŞMALARINDA “GRUP YORUM TİŞÖRTÜ” GİYİLMESİ YASAKLANDI

9

Page 10: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

İşlerine geri dönmek için müca-dele eden ve halkı birleştirip OHALkoşullarında umut olan Nuriye Gül-men ve Semih Özakça’yı sahiplenmekiçin Demokratik Kitle Örgütlerinin,Alevi Dernek ve Federasyonlarının,partilerin ve gençlik örgütlerinin yap-tığı eylem ve açıklamaları yayınlı-yoruz. Birliğin harcı olan NuriyeGülmen ve Semih Özakça’ya sahipçıkalım. İşbirlikçi AKP iktidarı tu-tuklayarak cezalandırmaya ve onlarıkatletmeye çalışıyor. Şimdi seslerinialanlara, her yere daha gür taşamazamanıdır.

Uluslararası Af Örgütü: Ulus-lararası Af Örgütü tarafından KHKile ihraç edilen açlık grevindeki tu-tuklu akademisyenler için imza kam-panyası başlatıldı. Başladığı gündenberi 10000’i aşkın imzaya ulaşankampanya Af Örgütü’nün Acil EylemAğı tarafından yürütülüyor. Kam-panya bitiminde imzaların AdaletBakanı Bekir Bozdağ’a ve AdaletBakanlığı, İnsan Hakları İncelemeKomisyonu’na iletileceği belirtili-yor.

CHP Ümraniye ve AtaşehirGençlik Kolları: CHP Ümraniyeve Ataşehir Gençlik Kolları OHALKHK’sıyla işlerinden kovulan veardından da tutuklanan akademis-yen Nuriye Gülmen ve öğretmenSemih Özakça ile dayanışmak için26 Mayıs’ta Deniz Gezmiş Par-kı’nda açlık grevine başlamıştı.“Bedenler açlıkla sınanıyor, annele-

rimiz yerlerde sürükleniyor! Ölümdeğil çözüm istiyoruz” diyerek aç-lık grevine başlayan gençler, DenizGezmiş Parkı’nda yaptıkları açıkla-mayla 29 Mayıs’ta açlık grevlerinisonlandırdı.

Akdeniz Üniversitesi Öğrencileri:Akdeniz Üniversitesi öğrencileri veaileleri, mezuniyet töreninde 93 gün-dür açlık grevinde olan Nuriye Gül-men ve Semih Özakça’nın sesini du-yurmak için pankart açtı. "NuriyeGülmen ve Semih Özakça’ya Öz-gürlük" sloganın yer aldığı pankartınaçıldığı törende bir grup faşist veÖzel Güvenlik Birimi öğrencileresaldırdı. Buna rağmen Nuriye Gülmenve Semih Özakça’nın sahiplenilmesiniengelleyemedi.

Abdul Hamit Daşti(Eski KuveytMilletvekili): Suudi saldırganlığınıprotesto ettiği için hırpalanan vehapis cezası alan eski Kuveyt Mil-letvekili Daşti, Nuriye Gülmen içinBM'de konuştu. Konuşmasında “Hakkını arayan, Türkiye kadınlarınınsembolü olan Nuriye Gülmen vic-danınıza seslenmek için 90 gündüraçlık grevinde” dedi.

İstanbul Demokratik Kadın Ha-reketi(DKH): Demokratik KadınHareketi (DKH) üyeleri “İşimizi Geriİstiyoruz” diyerek 70 gündür açlıkgrevi yapan Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça ile dayanışmak için 17 Ma-yıs'ta bir günlük açlık grevi yaptı.Açlık grevi öncesi yapılan açıklamada

konuşan Dilşat Canbaz, “Bizler deDKH olarak Ankara Yüksel Cadde-si’nde süren açlık grevine buradanbir ses veriyoruz. Kadın dayanışma-mız ve devrimci dayanışma ruhumuzlases veriyoruz ve tüm kesimleri budirenişi sahiplenmeye çağırıyoruz”dedi.

Kadıköy Tiyatroları Platformu:Kanun Hükmünde Kararnamelerleihraç edilen ve 73 gündür açlık gre-vinde olan Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’ya destek olmak amacıylaKadıköy Tiyatroları Platformu 20Mayıs’ta Kadıköy’deki yürüyüş gü-zergahı üzerindeki Süreyya Operasıönünde ve Mehmet Ayvalıtaş Mey-danı’nda pandomim gösterileri veaçıklamalar yaptı. Açıklamada: "...Biz Kadıköy Tiyatroları Platformuolarak onların haklı taleplerinin, se-sinin duyulması için yetkililere ses-leniyoruz. Onlar yemeğe değil, ada-lete açlar. Biz, Nuriye ve Semih ya-şasın istiyoruz. Biz, onların açlığınases veriyoruz, sizi de bu sesi çoğalt-maya davet ediyoruz.” denildi. BoğaHeykeli önünde yapılan basın açık-lamasının ardından yürüyüş sonlan-dırıldı. “Yaşasın Nuriye ve Semih”ve “Haklı Talepleri Kabul Edilsin”dövizleri ile yürüyen sanatçılar, bil-diride “Nuriye ve Semih Yaşasın”dedi.

Van Eğitim-Sen: Eğitim-Sen VanŞubesi, 70 gündür açlık grevindeolan akademisyen Nuriye Gülmenve Semih Özakça’nın taleplerini içe-ren faksları 17 Mayıs'ta Başbakanlık,MEB ve YÖK’e gönderdi. Gönderilenfakslarla ilgili şube binasında açık-lama yapan Eğitim Sen Van ŞubeEşbaşkanı Bedri Yamaç, “Başta Nu-riye Gülmen ve Semih Özakça olmaküzere hukuksuz şekilde ihraç edilenakademisyenler işlerine iade edil-melidir” dedi.

Haziran Ayaklanması Anneleri:

DDemokratik Kitle Örgütlerinin ve Kurumların Nuriye Gülmen ve Semih Özakçaİçin Yaptıkları Destek Eylemleri ve Yayınladıkları Mesajlar

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, Direnişin Meşalesidir Haklı Taleplerini Sahiplenmek İçin Şimdi Birlikteliğimizi,

Dayanışmamızı Büyütme Zamanıdır

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!10

Sağlık emekçileri eylemde

Page 11: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Haziran Ayaklanması eyleminde polissaldırılarında yaşamını yitiren Aliİsmail Korkmaz’ın annesi Emel Kork-maz ve Ahmet Atakan’ın annesi Em-sal Atakan, işlerine geri dönmek içinaçlık grevinde bulunan akademisyenNuriye Gülmen ve öğretmen SemihÖzakça’ya destek için “AnnelerGünü”nde 1 günlük açlık grevi yap-tılar. 13 Mayıs'ta Antakya Parkı’ndaaçlık grevine başlayan Korkmaz veAtakan, Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın taleplerinin kabul edil-mesini istediler.

Alevi Dernekleri ( Pir SultanAbdal Kültür Derneği, Alevi Bek-taşi Federasyonu, Ankara Demo-kratik Alevi Derneği... vb.):

Ankara’da Alevi kurumları, Yük-sel Caddesi’nde 65 gündür açlık gre-vinde olan Nuriye Gülmen, SemihÖzakça ve Dersim’de oğlunun ce-nazesini alabilmek için 75 gündüraçlık grevinde olan Kemal Gün’edestek olmak amacı ile 12 Mayıs’ta1 günlük açlık grevi yaptı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD), Alevi Bektaşi Federasyonu(ABF), Ankara Demokratik AleviDerneği’nin (ADAD) içinde bulun-duğu Alevi kurumları, Yüksel Cad-desi’ndeki greve destek ziyaretindebulundu. Burada yapılan açıklamadaPSAKD yöneticisi Turgay Özkankonuştu. Türkiye’nin 85 farklı yerindegreve başladıklarını duyuran Özkan,“Gelişmeleri derin bir endişe iletakip etmekteyiz. İfade etmek isterizki ülkeyi yönetenler yaşanacak hertürlü olumsuzluktan birinci derecedesorumludur. Açıklıkla beyan ediyoruzki haksız ve hukuksuz bir şekildehiçbir meşru nedene dayanmaksızınişinden edilen hocalarımızın talepleritereddütsüz bizim de taleplerimizdir.Onur mücadeleleri bizim de müca-delemizdir” ifadelerini kullandı.

Aydın KESK Şubeler Platfor-mu: Aydın KESK Şubeler Platformu

KHK’larla ihraç edilen kamu emek-çileri ve açlık grevindeki SemihÖzakça ve Nuriye Gülmen ile ilgiliaçıklama yaptı. Kent Meydanı’ndayapılan basın açıklamasında konuşanEğitim Sen Aydın Şube BaşkanıKadir Özdemir, Nuriye Gülmen veSemih Özakça’nın sağlıklarından veyaşamlarından endişe ettiklerini be-lirtti.

Marmaris Demokratik KitleÖrgütleri, CHP, HDP: Muğla’nınMarmaris İlçesi’nde, çeşitli sivil top-lum kuruluşları ile CHP ve HDP ilçeteşkilatı üyeleri, Kanun HükmündeKararname (KHK) ile görevlerindenihraç edilen araştırma görevlisi NuriyeGülmen ve öğretmen Semih Özak-ça’nın sürdürdüğü açlık grevine des-tek amacıyla eylem yaptı. KordonCaddesi’nde bulunan Atatürk Anıtıönünde, Pir Sultan Abdal Kültür Der-neği, Kıyılarımızı Koruyalım ve Ya-şatalım Derneği ile CHP ve HDPilçe teşkilatı üyelerinden oluşan yak-laşık 60 kişilik grup, KHK ile gö-revlerinden ihraç edilen araştırmagörevlisi Nuriye Gülmen ve öğretmenSemih Özakça’nın sürdürdüğü açlıkgrevine destek olmak için bir arayageldi. Eğitim Sen’in düzenlediği ey-lemde, Gülmen ve Özakça’nın fo-toğraflarının bulunduğu afişlerin yanısıra “Daha fazla KHK değil, adalethukuk istiyoruz”, “Açlık Grevi KritikDurumda, Bu Sesi Duyun”, “HastaDeğil, Direnişçiyiz, Yasta Değil, Di-renişteyiz” ve “Yemeğe Değil, AdaleteAçlar” yazılı pankartlar taşındı. Ey-leme çevredeki vatandaşlar da destekverdi.

İzmir Pir Sultan Abdal KültürDernekleri(PSKD): Pir Sultan AbdalKültür Dernekleri (PSKD) İzmir Şu-beleri 65 gündür “İşimi geri istiyo-rum” talebi ile açlık grevinde olanNuriye Gülmen ve Semih Özakça’yadestek olmak için Menemen Cem-evi’nde 1 günlük açlık grevi başlattı.Konuyla ilgili açıklama yapan PSKD

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

111Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

CHP Ataşehir Gençlik Kolları

Akdeniz Üniversitesi Öğrencileri

Demokratik Kadın Hareketi

Kadıköy Tiyatroları Platformu:

Haziran Ayaklanması Anneleri

Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri

Page 12: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Genel Başkan Yardımcısı KemalYıldız, ülkenin filli olarakKHK’larla yönetildiğini ifadeederek, KHK’lar ile ihraç edilenbütün kamu emekçilerinin işle-rine iade edilmesi gerektiğinisöyledi.

KESK Antalya ŞubelerPlatformu: KESK Antalya Şu-beler Platformu, 22 Mayıs'tayaptığı basın açıklaması ileOHAL kapsamında çıkarılanKHK ile işlerinden ihraç edilenakademisyen Nuriye Gülmenve Semih Özakça’nın 76 gündürdevam eden açlık grevi direni-şiyle dayanışma için, 2 günlükaçlık grevine başladıklarını du-yurdu. Antalya Eğitim Sen bi-nasında gerçekleştirilen basınaçıklamasında, görevlerindenKHK ile ihraç edilen EğitimSen Antalya Yönetim KuruluÜyesi Mustafa Vakit, SES üyesiVeysel Akboğa ve BES üyesiNihat Akkaya’nın iki günlükaçlık grevine başladıkları belir-tildi. KESK Antalya ŞubelerPlatformu adına basın açıkla-masını okuyan Mustafa Vakit,iki günlük açlık grevinin biruyarı olduğunu, Gülmen veÖzakça’nın sağlık durumlarınınciddi bir boyuta ulaştığını veiki günün ardından yeniden de-ğerlendirme yapılacağını söyledi.

Çanakkale Emek ve De-mokrasi Güçleri: Çanakkale’deEğitim Sen’in çağrısıyla birarayagelen emek ve demokrasi güç-leri, açlık grevlerinin 84. gü-nünde olan ve AKP iktidarı ta-rafından hapse konan NuriyeGülmen ve Semih Özakça’yadayanışma ve destek; OHAL veKHK’ları protesto için 29 Ma-yıs’tan itibaren 5 günlük oturmaeylemi başlattı. Oturma eylemisaat 18.00- 21.00 arasında Kor-don’daki Truva Atı’nın yanındayapıldı. 5 günlük eylem sırasındabasın açıklaması yapıldıktansonra bildiri dağıtımı yapılıp,canlı müzik eşliğinde şarkılarsöylendi.

Mersin Üniversitesi’nde 3Gencin Destek Açlık Grevi:Mersin’de 19 Mayıs’ta FarukAkfırat, Elif Sakman ve DenizÖzdemir adlı 3 üniversite öğ-rencisi, 71 gündür açlık grevindeolan Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın taleplerinin karşı-lanması adına 2 günlük açlıkgrevi yaptı.

KESK Mersin Şubeler Plat-formu ve Mersin Emek ve De-mokrasi Platformu: KESKMersin Şubeler Platformu veMersin Emek ve DemokrasiPlatformu, 66 gündür açlık gre-vinde olan Nuriye Gülmen veSemih Özakça'ya destek vermekamacıyla Özgür Çocuk Parkı’ndabiraraya geldi. “Duydunuz muOHAL ve KHK SaldırılarınaKarşı İşimi İstiyorum Diyerek9 Mart'tan Beri Açlık Grevin-deler”, “Selam Olsun İşi, Ek-meği Ve Onuru İçin Direnenlere”ve “Soma 301 Madenciyi Unut-mayacağız” pankart ve döviz-lerinin taşındığı açıklamada, sıksık “İşimizi Geri İstiyoruz”,“Direne Direne Kazanacağız”sloganları atıldı. Soma katlia-mında katledilen 301 madencininanısına 1 dakikalık saygı duru-şunda bulunulan açıklamada,Ankara Kızılay’da 66 gündürişlerine geri dönmek için açlıkgrevinde olan Nuriye Gülmenve Semih için oturma eylemigerçekleştirildi.

Öğrenci İnisiyatifi:Öğrenciİnisiyatifi üyeleri, ülkenin birçokilinden yayınladıkları video me-sajlarla açlık grevlerinin 75. gü-nünde polis baskınıyla gözaltınaalınan Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça ile dayanışma çağrısıyaptı. Sosyal medya üzerindenyaptıkları açıklamada, “TümTürkiye'den hocalarımıza sesveriyoruz. İşkenceyle gözaltınaalınan Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça yalnız değildir. Onlarişlerine ve öğrencilerine iadeedilene dek, yanlarındayız” dedi.

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!112

Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri

KESK Antalya Şubeler Platformu

KESK Mersin

Mersin Üniversitesinde

Öğrenci İnisiyatifi

Page 13: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’ya Türkiye’den ve dünyadan bilimadamı, akademisyen, sanatçı ve ya-zarlar tarafından destek mesajı gel-meye devam ediyor.

Fransız Müzisyen Manu Chao:“Akademisyen Nuriye Gülmen veilkokul öğretmeni Semih Özakça, 23Mayıs’ta, Ankara’daki Sincan Ce-zaevi’ne götürüldü. Nuriye ve Semih,Türkiye hükümetinin geçtiğimiz ay-larda işinden ettiği binlerce memurdanyalnızca ikisi. Yaptıkları eylemlekendilerinin ve binlerce meslektaş-larının işlerine iade edilmesini talepettiler. Gülmen ve Özakça, işten çı-karılmalarını protesto etmek için baş-lattıkları uzun süreli açlık grevinedevam ediyor. Sağlıkları açısındanaçlık grevini iradeleri dışında bıra-kılmaya zorlanmaları da dâhil çeşitlikorkular var. Kürt nüfusa savaş açanhükümet, artık özgür basına karşı daataklar gerçekleştirmeye başladı. Ga-zeteciler tutuklandı, sendikal özgür-lükler istismar edildi, sendika üyeleritutuklandı. Bu insanlara ‘bahsi edil-meyen’ bir polis şiddeti uygulandı.Erdoğan’ın diktatörlük rejimi, öz-gürlük ve insan haklarına aykırı dav-ranıyor.”

İtalyan yazar Roberto Savia-no:“Hiç nedensiz Türkiye’de hapisyatan üniversitede akademisyen Nu-riye Gülmen ve İlkokul ÖğretmeniSemih Özakça’yla dayanışma için-deyiz, onlara destek veriyoruz. Önceişten atıldılar, daha sonra geçen seneTürkiye’de meydana gelen başarısızdarbe sonrası tutuklandılar. Nuriyeve Semih 96 günden beri tıbbi bakımolmaksızın açlık grevindeler, bu ne-denle hayatları tehlikede” (İnsan Ha-ber- 13 Haziran)

İngiliz Bilimci Prof. Dr. DavidHarvey:“Türkiye’de açlık grevinde

olan arkadaşlarım ve meslektaşlarımladayanışma içinde olduğumu ifadeetmek istiyorum. Türkiye’de ne kadarçabuk demokratik bir sürece girerseko kadar iyi olduğunu düşünüyorum.Bu amaçla yapılan tüm eylemleritüm kalbimle destekliyorum.”

Jehan Barbur( Müzisyen): Mü-zisyen Jehan Barbur, Samsun’da sah-ne aldığı bir konserde 74 gündüraçlık grevinde olana Nuriye Gülmenve Semih Özakça için destek mesajıverdi. Mesajında: “Sesimizi en fazladuyma ihtiyacı olan, açlık grevinin74’üncü gününde olan, sevgili Semihve Nuriye için “Açlığa Ses Ver”Samsun sizinle.” dedi.(Gazete Ka-rınca- 21 Mayıs)

Sezen Aksu: Sanatçı SezenAksu’nun, resmi internet sitesindenaçlık grevindeyken tutuklanan eği-timciler Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça için “Yaşamı Savunmak”başlığıyla açıklama yapıldı. Açıkla-mada duyarlılık çağrısı yer aldı.

Yayınlanan yazı şu şekilde:“Yönetim kademesinde görevlen-

dirilmiş tüm vicdan sahiplerine; Cumagünü, Semih Özakça ve Nuriye Gül-men’in açlık grevlerinde 100. gün.Yani tıbben ölümcül sürecin başlan-gıcı. Yaşamı savunmak için sayılıson günler… Hatırlatmak istedim…İnsanlığa olan tüm inancım ve ümi-dimle…”

Söz Uçar: KHK ile atıldıktansonra işlerine geri dönmek için ver-dikleri mücadele ile ülke gündeminedamgasını vuran Nuriye Gülmen veSemih Özakça için bu kez film çe-kildi.

“Nuriye, Semih, Veli…” diyerekyayınlanan Söz Uçar isimli kısafilmin yönetmeni Tufan Taştan.

Ahmet Rıfat Şungar, Funda Er-yiğit, Özgür Çevik, Rıza Akın, Serdar

Orçin, Serkan Keskin’in rol aldığıfilmin hikâyesi ise Barış Bıçakçı’yaait.

Noam Chomsky, Beyza Üstün,Baskın Oran, Ahmet Telli, AkınBirdal, Ferhat Tunç, Gülsüm Cen-giz, Hakan Tahmaz, Kuvvet Lor-doğlu, Mustafa Köz, Oya Baydar,Orhan Alkaya, Şanar Yurdatapangibi isimlerin aralarında olduğu526 akademisyen, sanatçı, aydınve yazarın imzaladığı destek me-tin:“OHAL ve KHK’lara karşı ül-kenin birçok yerinde protesto ey-lemleri yapılmış, AKP hükümeti isebu protestoları şiddetle bastırmayaçalışmıştır. Ankara Yüksel Cadde-si’nde 189 gündür Nuriye Gülmen,Semih Özakça, Acun Karadağ, VeliSaçılık, Esra Özakça ve MehmetDersulu’nun sürdürdüğü eylem, de-falarca şiddet uygulanarak gözaltıylasonlandırılmak istenmiştir. NuriyeGülmen ve Semih Özakça kendi ira-deleriyle 69 gündür süresiz açlık gre-vini devam ettiriyorlar. AKP hükümeti“İşimi geri istiyorum” gibi dünyanınen haklı talebine kulaklarını kapamışgörünüyor. Metinde hükümete ses-lenilerek şu talepler sıralandı: “İnsanhaklarına, Anayasa’ya ve kanunlaraaykırı biçimde sürdürülenOHAL/KHK uygulamalarına son ve-rilmelidir. Derhal hukukun ve de-mokratik kuralların hayata geçirildiğibir ortam kurulmalıdır. Birçok insanınhayatının mahvedilmesinde payı olanOHAL/KHK uygulamaları tarihekara bir leke olarak geçecektir. NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın “İşimigeri istiyorum” haklı talebi derhalkarşılanmalı ve hayati tehlikeleri or-tadan kaldırılmalıdır.”

OHAL ve KHK’lara karşı yapılanbütün demokratik eylemlerin meşruolduğu ve haklı bir talebi dile getir-diğine vurgu yapılan metinde, de-

Sanatçı ve Aydınların Nuriye ve Semih �çin Yayınladıkları Destek Mesajları: DDirenen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın Sesi Olmak Onurdur

Zulme Sessiz Kalıp Katillerin Borazanlığını Yapanları,Ne Tarih Ne de Halk Affedecektir!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

13Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Page 14: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

mokratik kamuoyuna seslenildi: “Biz-ler kamuoyunun parçası olarak bueylem ve etkinlikleri destekliyor vebundan sonra da bu taleplerin yük-seltilmesinde taraf olduğumuzu bil-diriyoruz. Bu taleplerin sürdürülme-sinde sorumluluk duyuyoruz.

Barış Akademisyenleri: “Birgece yarısı KHK’sı ile işlerindenedilen Akademisyen Nuriye Gülmenve Öğretmen Semih Özakça, işlerinegeri dönme talepleriyle Ankara’nın

ortasında, Yüksel Caddesi İnsan Hak-ları Anıtı önünde 58 gündür açlıkgrevindeler. İşlerini geri isteyen ar-kadaşlarımıza destek olmak için birgrup Barış Akademisyenleri olarakbulunduğumuz yerlerden sesimiziyükseltiyoruz: “Nuriye Gülmen veSemih Özakça Yalnız Değildir!’’ Be-denlerini 58 gündür açlığa yatırmışarkadaşlarımızın sesine ses katmak,açlığına ortak olmak için bulundu-ğumuz kentlerde süreli-dönüşümlü

açlık grevine başlıyoruz.

Grup Adalılar:Adalılar müzikgrubu Solisti Derman Şahin, “Nuriyeve Semih’in direnişi toplumun herkesiminde olduğu gibi bizler için debüyük bir önem taşıyor. Keza dire-nişin başından bu yana gerek destekaçlık grevleriyle gerekse katıldığımıztüm eylemlerle onların sesine ses ol-maya çalıştık. Bu beste de aynı ruhve aynı sorumluluk doğrultusundaortaya çıktı.” dedi.

Katil AKP iktidarı Nuriye Gülmenve Semih Özakça'yı tutuklayarak di-renişi boğmaya ve onları hapse atarakcezalandırmaya çalışıyor. Bir başkaamacı da halkı sindirmek. AKP'ninhalkta korku duvarları yaratmasınaizin vermeyelim. Çünkü haklı olanbiziz ve bunu bildiği için çıkmazadüştüğü için saldırıyor. Şimdi gü-cümüzü birleştirme, daha fazla emekverme zamanıdır. Nuriye Gülmenve Semih Özakçı'yı öldürmelerineizin vermeyelim.

İstanbul'da ve Anadolu'da yapılanaçlık grevi, çalışma, direniş ve açık-lamaları yayınlıyoruz.

İSTANBUL:İstanbul TAYAD'lı Aileler: TA-

YAD’lı Aileler, Galatasaray Lisesiönünde her hafta olduğu gibi buhafta da 10 Haziran’da tüm hakgasplarına, keyfi arama dayatmala-rına, hapishanelerdeki hücre ceza-larına, iletişim ve görüş yasaklarına,infaz yakmalara, baskı ve işkencelerekarşı bir gösteri yaptı. Gösteri sıra-sında yapılan basın açıklamasındaşunlara değinildi:

"İktidar OHAL ve KHK ile ka-zanılmış tüm hakları geri almakta,muhalif her türlü sesi susturmaktadır.Nuriye Gülmen ve Semih ÖzakçaOHAL ve KHK ile işten çıkarılantüm işsizler ve tüm emekçiler içindirendiler ve direniyorlar. Onlar hakarama yolu kapatılmış bu ülkede,direnme haklarını kullanarak 94 gün-dür açlık grevinde ve 18 gündür de

tutuklu bulunmaktadırlar. İşlerinegeri dönmek, haklarını almak için,açlık grevi direnişi yaptıkları içintutuklandılar. Sincan Kadın Hapis-hanesi'nde Nuriye Gülmen’in yanındakalan arkadaşlarına hücre cezası ve-rilmiş, kendisine ise idare tarafındanaçlık grevi yaptığı için soruşturmaaçılmıştır. Yine Sincan F Tipi Ha-pishanesi’nde Semih Özakça hüc-resinde kendisi ile ilgili çıkan ha-berleri panoya astığı için darp edil-miştir."

Eylem “Devrimci Tutsaklar YalnızDeğildir!”, “Nuriye Semih YalnızDeğildir!” sloganları ile bitirildi.

Gazi Halk Cephesi: Nuriye veSemih’in tutuklanarak haklı eylem-lerinin sonlandırılmak istenmesinekarşı Gazi Halk Cephesi iki günlükdestek açlık grevi yaptı. Açlık grevine26 Mayıs'ta Gazi Cemevi’nde baş-landı. Duvarlar, “Nuriye ve Semih’eDestek İçin 2 Günlük Açlık Grevin-deyiz” pankartı, Nuriye, Semih veKemal Gün'ün fotoğrafları, Nuriyeve Semih’in işe geri alınmalarını is-teyen dövizlerle donatıldı. İki kişiylebaşladığımız açlık grevi birkaç saatiçinde 10 kişiye ulaştı. Açlık grevinekatılanların dışında iki gün boyuncagece-gündüz yoğun bir şekilde ziya-rete gelenler, ziyarete geldikten sonrahiç ayrılmayan insanlar da oldu.

Bir sonraki gün durakları yıkılan,sürekli polisin saldırılarına uğrayantaksiciler, ekmek teknesi arabalarıylaeylem alanının etrafında kortej oluş-

turarak desteklerini sundular. Nuriye ve Semih’in yaktığı çoban

ateşinin ülkeyi saran, iktidarı korkutanbir yangına dönüştürülmesi, onlarıdesteklemek için yapılması gerekenler,mahallenin sorunları, gelen ziyaret-çilerle konuşuldu. Türküler söyleniphalaylar çekildi. Eylem boyunca, ma-hallede karargah kuran katil polislerintacizleri de vardı. Sürekli açlık grev-cilerin etrafında dolaşarak, laf atarak,silah göstererek, fotoğraf çekerek hal-kın sahiplenmesini engellemeye ça-lıştılar. Her geldiklerinde “Katil PolisMahallemizden Defol!” sloganlarıylakarşılandılar.

Her açıdan olumlu ve etkili geçeneylem, 28 Mayıs'ta basın açıklama-sıyla sonlandırıldı. Basın açıklama-sına 100 kişi katıldı.

Avcılar: Avcılar Merkez Parsellerve Firizköy bölgelerine 9 Haziran'daNuriye Gülmen ve Semih Özakça'nınresimlerinin olduğu ve üzerinde"Ölümlerine Sessiz Kalmayalım"yazılı pullamalar yapıldı. 12 Hazi-ran'da ise Avcılar üst geçidine “Nu-riye ve Semih’in Talepleri kabulEdilsin! – Halk Cephesi” yazılı pan-kart asıldı.

Esenyurt Halk Cephesi: Esen-yurtta 13 Haziran'da Nuriye Gülmenve Semih Özakça’nın taleplerininkabul edilmesi ve serbest bırakılmasıiçin “Seslerine Ses Ol” kuşlamalarıyapıldı. Aynı akşam yine mahalleninçeşitli bölgelerine yazılamalar ya-pıldı.

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!114

Hukuksuz Bir Şekilde Tutuklanan Nuriye Gülmen'i ve Semih Özakça'yı Yalnız Bırakmayacağız!

Zulmün Elinden Çekip Alacağız!

Page 15: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Sendika sendika gezdim küçüklüğümdenberi. Bir sendika gördüm bir de Elin Altı’ndaevlatları için oturan anneler. Direnmekneydi ne değildi sendikanın köşesindesatranç oynayan öğretmen amcalardandeğil, soğukta aylarca Elin Altı heykelindebekleyen ana babalardan öğrendim.

Aç kalmak neydi hiç bilmedim için 1gün oruç tutmuştum küçükken açlığı bileyimdiye. Annem sağolsun hiç sefalet yaşatmadıbana. Ama yok denilince susup oturmasınıda hep bildim. Yok denilince susup oturu-lurmuş. Varken yok denilince susulmazmış,bunu da kısacık hayatımda öğrendim. Birilerinde varken bende neden yok diye sormaklazım imiş. Açlığı öğrenmeden bunu öğrendim.

15 yaşımda tanıştım açlık ile. İstanbul'unyoksul mahallelerinde gördüm. Küçükar-

mutlu'da, Gazi'de, Okmeydanı sokaklarındaaçlığa karşı ölüme yürüyenleri görünce ta-nıştım açlıkla. Ölüme su taşıyanları da gör-düm, açlığı ateşle örtenleri de gördüm.

Açlığa karşı açlıkla savaşanlarla tanıştımsonra. Açlığa karşı açlıkla savaşılması ge-rektiğini de sendikaya bedava çay içmeyegelip, saatlerce satranç oynayan öğretmenamcalardan değil de annem ihraç edilinceöğrendim.

Sendikanın yıkılan binasının temelinebaktım, sendika depreminden sonra. Anababaların Elin Altı heykelindeki aylarcasoğuğa karşı bekleyişi çıktı. Yüksel Caddesiİnsan Hakları Anıtı’nın önünde 204 gündüremeği için tek koluyla direnen Veli Saçılık,astımıyla direnen Esra Özkan Özakça, kalppiliyle direnen Acun Karadağ, direnmenin

cezasını ev hapsinde ödeyen Mehmet Der-sulu ve Türkiye'nin dört bir yanında emeğiiçin direnenlerin haykırışları çıktı binanıntemelinden. 84 gündür açlık grevinde olanNuriye Gülmen'in sızısı ve Semih Özak-ça'nın ağrısı ile F tipinde gün gün incelenbilekleri çıktı o temelden.

Sendikal hakları bu kadar yıl ayaktatutan sendikada saatlerce çay içip satrançoynayan öğretmen amcalar değilmiş, bunuanlayarak baktım uzun uzun emek ile çizileno temele. Direnenlerin simaları belirdi yı-kıntının altından İnsan Hakları Anıtı okuduğubeyannameyi uzattı göğe dedi ki; "sırtımdabir sızı var incecik... çıkar yüreğime ve ezertaşlarını vakitlerin..."

(Direnişteki KEC’li Eğitimci Acun Ka-radağ’ın Kızı İpek Moral)

Ankara Tabipler Odası (ATO), 8 Ha-ziran’da bir açıklama yaparak, NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın istedikleridoktoru seçme hakları olduğunu söyledi.Ankara Tabip Odası’nda düzenlenen açık-lamaya ATO Başkanı Dr. Vedat Bulut,Genel Sekreter Dr. Mine Önal, YönetimKurulu üyeleri Dr. Onur Naci Karahancı,Dr. Benan Koyuncu ve ATO İnsan HaklarıKomisyonu Başkanı Dr. Aysel Ülker veüye Dr. Can Pençe katıldı.

ATO’nun resmi web sitesinde yayın-lanan açıklamada, Dr. Vedat Bulut kısacaşunları söyledi: “Nuriye Gülmen veSemih Özakça’nın işlerine geri dönmetalepleriyle başlattıkları açlık grevi son17 günü Sincan Cezaevi’nde olmak üzere92. güne girdi…

Ancak iki haftayı aşkın süredir Oda-mızca muayeneleri yapılamadığı için kötüyegiden sağlık durumları hakkında bilgi alı-namamaktadır. Gülmen ve Özakça’nınsağlık kontrollerini yapmak üzere odamıztarafından Adalet Bakanlığı’na yapılanbaşvuru reddedilmiş bulunmaktadır..."

Açlık grevlerinde tıbbi araştırmalar so-nucunda 90 gün sonra ortaya çıkabilecekgenel durum hakkında da bilgi veren Dr.

Vedat Bulut şunları söyledi: “Şiddetli karınağrısı, yüksek riskli ve ilerleyici kilo kaybı,kas doku yıkımı, böbrek fonksiyonlarındabelirgin bozulma ve buna bağlı kan elektrolitdeğerlerinde dengesizlik, kan elektrolitdeğerlerindeki bozulmaya bağlı kas kont-rolünün ortadan kalkması, kalp ritmindedüzensizlik, kalp kası yıkımı, kas ve kemikağrıları, vücut ısı kontrolünün bozulmasınabağlı hipotermi, kan hücre sayısında belirgindüşme, bağışıklık sisteminde ciddi zayıf-lama ve ölümcül enfeksiyonlara karşı düş-kün hale gelme, çoklu organ yetmezliğigibi durumların ortaya çıkabileceğini vegeri dönüşümü mümkün olmayan sekelleringelişebileceğini ortaya koy-maktadır… Bu aşamada ce-zaevi koşullarında bulundu-rulmaları, açlığa ek olarak tu-tuklu olmanın fiziksel ve psi-kolojik stresini yaşamayamahkum edilmeleri tıbbi açı-dan kabul edilemez bir du-rumdur. Diğer yandan Gül-men ve Özakça’nın sağlıkdurumlarında her an çok dra-matik bir değişiklikle tedavisiimkansız sekel veya ölüm

meydana gelmesi riski olduğu gün gibiortadadır… Ancak iki haftayı aşkın süredirOdamızca muayeneleri yapılamadığı içinkötüye giden sağlık durumları hakkındabilgi alınamamaktadır. Gülmen ve Özak-ça’nın sağlık kontrollerini yapmak üzereodamız tarafından Adalet Bakanlığı’nayapılan başvuru reddedilmiş bulunmak-tadır… Bizim hekim duyarlılığı ile yaptı-ğımız önerileri ve uyarılarımızı dinleme-yenler; açlık grevcilerinin de en doğalhakkı olan “bireyin kendi doktorunu seç-mesi” talebini reddedenler; ciddi sağlıkrisklerine ilişkin sorumluluğu üstlenecekmidir?”

Ankara Tabib Odası Nuriye Gülmen ve Semih Özakça İçin Açıklama Yaptı: “Ölümlere İlişkin Riskleri Üstlenecek misiniz?”

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

15Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

SENDİKA VE DİRENİŞ

Page 16: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

İstanbul'un göbeğinde bir kültürmerkezi basılıyor, çalışanları gözaltınaalınıyor. Saatlerce işkenceye maruzkalıyorlar. Özel olarak "EN İYİ" iş-kencecilerden oluşturulmuş bir ekiplesaatlerce işkence görüyorlar. Bergün'ünsaçlarını koparıyorlar. Grup Yorumüyelerinin kulak zarlarını patlatıyor,kollarını kullanamaz hale getiriyorlar.Devletin işkencecileri mehter marşıeşliğinde saç yolup, sonra o saçlarımendil yapıp halay çekiyorlar. Aklın,insan aklının alamadığı bir ahlaksızlık,bir saldırganlıktır bu. Bu ne hastalıklıbir ruh hali, ne "dozunu, amacını,aşan şiddet"tir. Bu kopkoyu faşizmdir.Bu faşizmin ülkemizi yönetme biçi-midir. Bu faşizmin karakteridir. Bubilinçli, planlı halk düşmanlığıdır.

İşkence İnsanlık OnurunaYapılan Bir Saldırı, Faşizmin Ayakta KalmaYoludur

Adaletin, eşitliğin, örgütlülüğün, ba-ğımsızlığın olmadığı bir düzende halklarısömürüye, talana, bağımlılığa razı etmekonu bir yandan yalanlarla aldatarak,diğer yandan da baskıyla, zulümle kor-kuyla boğarak mümkündür. İşkencehalkları susturmanın, onu zulme karşısavaştan alıkoymanın başlıca yoludur.İşkencelerden en büyük pay elbettehalkın başkaldırısına önderlik eden dev-rimcilere düşer. İşkence ile devrimcileri

asıl olarak düşüncelerinden ve müca-delelerinden vazgeçirmek hedeflenir.Ancak işkence sadece halkın öncülerineyönelik bir politika değildir. İşkencehalkı korku illetiyle çürütüp, mezaragömmenin yoludur. En ufak bir baş-kaldırıda, en küçük bir muhalefette, zul-me karşı çıkmada işkenceyle karşılaşa-cağını düşündürüp uygulanan tüm ah-laksızlıklara, tüm onursuzluklara boyuneğdirmektir amaç. Halk sömürü vezulüm düzeni karşısında işkence ve kat-liam korkusuyla ses çıkarmayacak vefaşizm bu adaletsiz düzeni rahatça sür-dürecektir.

Mantar toplamaya gitmiş köylülerikan-revan içinde bırakmalarının, pik-niğe gitmiş halkı Kobra helikopterlerile katletmelerinin, TAYAD'lı İnançÖzkeskin'i annesinin, babasının gözleriönünde gecenin bir vakti uykusundanuyandırıp kurşuna dizmelerinin nedenibudur. Her gün Yüksel Caddesi'ndeeylem yapan birkaç emekçiyi gazaboğmaları, yerlerde sürüklemeleri, vü-cutlarını yara-bere içinde bırakmalarıve yine Bergün'ün, gencecik bir kızınsaçlarını yolmaları da aynı nedenledir.Çünkü işkence bir devlet politikasıdır.Ne bir öfke, sinir tutulması, ne münferitne de sadece devrimcilere uygulananbir politika... İşkence tepeden tırnağamilyonlarca insanımızı korku dağlarıaltına gömüp, onu onursuz bırakmakiçindir. Ancak nafile.

İnsan, Onuruyla İşkenceyeDirenecek ve "İnsanlıkOnuru İşkenceyi Yenecek"tir

12 Eylül Cuntası ile sokaklar birerişkencehane olmuştur. Hapishanelerişkence merkezleri. Her gün yemekyer gibi işkence görür tutsaklar. Mah-kemeler adaletin değil zulmün mer-kezleridir. Mahkemeler faşizmin mi,devrimin mi kürsüsü olacaktır. İradesavaşı işkence ve ona karşı direnişlesürer. Devrimci Solcular komandolarınsaldırısı altında "Cunta 45 MilyonHalkı Teslim Alamaz" savunması ya-parken aynı zamanda insanın onurunusavunmaktadırlar. İşte bu savunma birslogana döner mahkeme salonlarında:

İnsanlık Onuru İşkenceyiYenecek!

Ve yener onur, işkenceyi. İnsanınonuru, bir halkın onuru 12 Eylül mah-kemelerinde de, işkencehaneye dönensokaklarda da, örgütlenme çabalarıcop saldırısı altında olan üniversitelerdede, grev önlükleriyle işyerlerinde, fab-rikalarda da işkenceyi yener. O günbugündür insan onuruna, kişiliğineyönelik işkence saldırısına karşı halkındilinde bir direniştir “İnsanlık Onuruİşkenceyi Yenecek haykırışı. “

İşkence YapmakŞerefsizliktir! Şerefsizliği Alt etmek İçinHalk Olmanın OnuruylaAyağa Kalkıyoruz

Yüksel'in ortasında haykırıyor buonuru Acun öğretmen... Bir orduyla,gaz ile, bombayla üç kişiye saldıranlardeğildir yiğit olanlar. Ellerinden, göz-lerinden, dövizlerinden ve yürekle-rinden başka silahları olmayıp orduyakarşı direnenlerdir yiğit olanlar.

İşkenceden çıkmış Bergün'ün yü-zündeki gülümseme haykırıyor buonuru... Özel eğitimlerle genç kızla-rımızın saçlarını söküp , bunu mendilgibi sallayan kadın müsvettelerininşerefsizlikler karşısında Bergün'ün gü-lümsemesidir halkın onuru.

İŞKENCEYİ VE İŞKENCECİLERİ "İNSANLIK ONURUİŞKENCEYİ YENECEK" HAYKIRIŞIMIZLA BOĞALIM

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!16

Page 17: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

acı ağlasın, çakallar ulusun gülümse ve geç bunca acıya rağmen gülümsemek ne muhteşem iştir ki kahreder zalimi koy yüreğini dudaklarına ve gülümse gülümse ki ağız dolusu gülebilelim suratına düşmanın ve kahkalar atabilsin halkımız...(Ümit İlter, Karanfil Halayı)

NURİYELER GİBİ, BERGÜN-LER GİBİ ZULMÜN KARŞISINDAKAHKAHALAR ATABİLMEK İÇİN,BU AHLAKSIZ DÜZENİ KABULETMEYECEĞİZ!

İşkence yapmak ahlaksızlıktır. İş-kence yapıp, bunu halka seyrettirmek,gencecik kızlarımızın halk nezdindenamus bilinen saçlarını sökmek ah-laksızlıkların en büyüğüdür. Bir genç

kızın saçı bu halkın mahremidir, buhalkın dokunulmazıdır, bu halkın na-musudur. Bergün'ün saçlarını sökenlertüm bir halkın namusuna, mahremineel uzatmışlardır. Bu ahlaksızlığı kabuledemeyiz, bu namussuzluğa boyuneğemeyiz. Eğmeyeceğiz!

Ahlaksızların ahlaksızca yönettiğibir düzeni, kabul etmek onurumuzuyitirmektir. Onurumuzu korumak içinfaşizmin iktidarını kabul etmeyelim.Gece yarıları 18'indeki Sıla’mızı, 50'siniaşkın İnanç'ımızı katledenlerin iktidarızulmün, sömürünün iktidarıdır.

Bu iktidarın temsilcileri ve onunsavunucuları zulüm ve adaletsizliküzerine kurulu düzenlerini koruyacakşerefsizler, ahlaksızlar yetiştirir ki Ber-gün'ün saçlarını yolanlar, mantar top-layan köylülere işkence edenler vetüm zulmü yapanlar, bu ahlaksızlardır.

Çünkü bir avuçturlar ve bir avucunmilyonları susturup, sindirmesi ancakişkence, baskı ile korkutarak mümkündür.

Anadolu halkları olarak bu ahlak-sızlığı, soysuzluğu kabul edemeyiz.

Emperyalizmin işbirlikçisi bir avuçazınlığın iktidarı karşısında onmilyon-larız. Halkız. Haklıyız. Güçlüyüz.

Protesto etmek, şikayet etmek, gözyaşıdökmek de yetmez bu devlet politikasınıboşa çıkarmak için... Demokratik, meşru,açık-gizli her türlü mücadele aracıylasavaşmak insanlık onurunu, halk olmanınonurunu korumak için zorunludur.

Unutmayalım ki, bu ahlaksızlarındüzenini, işkencelerle onurumuzu tes-lim almaya çalışan bu düzeni kabuletmek onurumuzu kaybetmektir. Onu-rumuzu işkence yapan şerefsizlerekarşı korumak için birleşelim, sava-şalım, kazanalım!

Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça'yı Yalnız Bırakmayacak,Direnişlerini SahiplenmeyeDevam Edeceğiz!

Okmeydanı Halk Meclisi, AnkaraYüksel Caddesi'nde işi, onuru, öğren-cileri, ekmeği için direnirken, açlıkgrevlerinin 75. gününde işkencelerlegözaltına alınarak tutuklanan akade-misyen Nuriye Gülmen ve öğretmenSemih Özakça için 7 Haziran'da halktoplantısı düzenlendi. Yaklaşık 20 kişininkatıldığı toplantıda sağlık durumlarıkritik seviyede olan Nuriye ve Semihiçin birlikte nelerin yapılabileceği ko-nuşuldu, kararlar alındı.

Bu toplantıda alınan kararlar şun-lardır:

– Dikilitaş Parkı’nda bulunan trafoya"İşi Ekmeği Onuru İçin Direnen Nuriyeve Semih İçin Sen de Birşey Yap!" yazılıafiş asılarak duyurusu yapılacak.

– Her gün saat 21.00’da DikilitaşPark trafo önünde toplanılarak halka"Nuriye ve Semih İçin Sen de Bir şeyYap!" çağrısı çerçevesinde konuşmalaryapılıp, düdükler çalınacak.

���

Mahallelerimizde Yozlaşmayı,Uyuşturucuyu Örgütlü Müca-delemizle Engelleyeceğiz!

Okmeydanı Halk Meclisi üyeleri, ma-hallede nöbet tutarak uyuşturucu satıcı-larının gelip halkı ve gençleri zehirleme-lerine izin vermiyor. Halk Meclisi üyeleri,3 Haziran'da Şark Kahvesi’nde nöbet-teydiler. Okmeydanı Halk Meclisi, uyuş-turucuya karşı tam 37 haftadır nöbette.

Nöbete toplam 10 kişi katıldı. Özel Okmeydanı Hastane Sokağı’nda

ise 5 Haziran’da gerçekleştirilen uyuş-turucuya karşı nöbette, 25. hafta geridebırakılmış oldu. Nöbete 16 kişi katıldı.

���

Mahallemizin Sorunları Bizimdir Sorunlarımızı Daha FazlaÖrgütlenerek Çözeceğiz

Gazi Mahallesi Sondurak Bölge-si’nde 11 Haziran'da halk toplantısı ya-pıldı. Mahalle sorunlarının konuşulduğuhalk toplantısına 110 kişi katıldı.

Kısa bir açılış konuşmasından sonrasöz halka bırakıldı. Söz alanlar; enyakıcı sorun olarak son aylarda mahal-

lede uyuşturucu satıcılarının artmasınıdile getirdiler. Ve bu sorunu sadecedevrimcilerin, Cepheli’lerin çözebile-ceğini söylediler.

Daha önce mahallede uyuşturucu so-rununun Cepheli’lerin müdahalesiyle çö-züldüğünü, şimdi birçok devrimcinin tu-tuklanması ve mahallede polis yoğunlu-ğunun, baskısının artmasıyla uyuşturucuçetelerinin de tekrar ortaya çıktığını anlattılar.

Gazi Halk Meclisi, halkın onlara duy-duğu güven için teşekkür ettikten sonra“mahallenin bizim olduğunu, mahalledekisorunların da bizim sorunlarımız olduğunu,bunları ancak halkla devrimcilerin hepbirlikte çözeceğini" belirterek, halkın ör-gütlenmesinin dışında bulunacak yön-temlerin kalıcı olmayacağını anlattı vehalktan öneriler istedi.

Toplantının bu bölümünde, bundansonra daha sık toplantı yapılması vesokak komiteleri kurulması önerildi.Toplantı sonunda 3 hafta sonra tekrartoplanılması, 3 hafta sonraki toplantınındaha kitlesel olması için ev ziyaretleriyapılması, daha çok insana ulaşılmasıve sokak komitelerinin kurulması içinisimler belirlenmesi kararlaştırıldı.

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

117Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 18: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

�� Biz diyoruz ki; faşizm baskıdır, işkencedir, yasaklardır, katliamdır. Faşizm yalan,terör, demagoji ile yönetir. Faşizm meşruluğunu “kanun devleti” olmasından alır. Bunedenle baskı ve yasaklarla yönetmek zorundadır. Fakat biz faşizmin doğasında var olanyasakçılığını tanımıyoruz.� Biz diyoruz ki; faşizm, ülkemizde “olası bir tehlike” değildir, tam aksi somut bir

gerçektir. Faşizm, mevcut devlet biçimidir, dolayısıyla faşizme ve faşist örgütlenmelerekarşı mücadele, iktidar perspektifiyle ele almamız gereken zorunlu bir mücadeledir.� Biz diyoruz ki; yeni-sömürgecilik ilişkilerinin bir sonucu olarak tekelci burjuvazi en

baştan beri emperyalizme bağımlıdır. Bu nedenle çarpık ve zayıftır. Emperyalizme bugöbekten bağımlılık yüzünden tekelci burjuvazi kendi ayakları üzerinde tutunamadığındankapitalist öncesinden kalan toprak ağaları ve tefeci tüccarlarla ittifak halindedir. Bununsonucu olarak, ülkemizde sürekli bir siyasi, ekonomik ve sosyal kriz yani “milli kriz” sür-mektedir. Katmerli bir sömürü vardır yeni sömürgelerde ve halkın çelişkileri en üstsınırdadır. Ve egemenler yönetmenin derdindedir, halkın en ufak bir hak talebine tahammülleriyoktur. Sömürü ve iktidar ancak faşizm yoluyla sürdürülebilir.� Biz diyoruz ki; faşizm, can çekişmekte olan emperyalizmin eli kanlı halidir, halk ço-

cuklarına düşman, direnen emekçilere, öğrencilere… tüm halka düşmandır. Kendince ıslahetmek, hizaya getirmek, yönetebilmek için katliam dışında yöntemi yoktur. Katliamın adını“Hayata Dönüş” koyar diri diri yakar, kimi zaman saçları koparır, halay çeker, 18 yaşındadirenen Sıla Abalay’ı, 53 yaşında direnen nice bedeller ödeyen İnanç Özkeskin’i katleder.Özünde hepsi fiziki olduğu kadar, ideolojik saldırılardır. İnsan onurunu hedefler, gözdağıvermeyi ve halkı mücadeleden koparmayı hedefler.� Biz diyoruz ki; faşizm, halkın en ileri kesimlerini teslim almak için teröre başvurur.

Baskı ve terör kurumları devlette somutlanır. İster devlet eliyle, ister onun beslemeleri sivilfaşistler eliyle uygulansın, faşist terör tek bir amaç için uygulanmaz. Temel amaç herzaman için, halkın en ileri kesimlerini teslim almak ve halkı susturmaya yönelik olur.Özcesi; faşizm gözdağı vermeyi, sindirmeyi ve giderek yozlaştırmayı hedefler. Halkaboyun eğdirmek için her türlü fiziki ve ideolojik saldırıyı gerçekleştirir.� Biz diyoruz ki; faşist terör, katliam ve işkence, hiçbir dönem halkı teslim alamamış,

devrimcileri sindirememiştir. Faşist terörü etkisizleştiren, halkın direnişi, mücadelesidir.Bu direniş ve mücadele tarihi binlerce şehidin verildiği onurlu bir tarihtir. Ve verilen bumücadele sonucunda faşizmi tarihin çöplüğüne atacağız.� Biz diyoruz ki; faşist işkenceci katilleri durdurmanın yolu, devrimcilerin yanında

faşizme karşı mücadele etmekten geçiyor. Çünkü faşizmi yenmenin onuru sadece ve sadecedevrimcilere yani sosyalistlere aittir. Bir kuvvet ancak ondan daha üstün bir kuvvettarafından durdurulabilir demiştik. Bu kuvvet ise halkın devrim saflarındaki örgütlü gücü-dür.� Biz diyoruz ki; faşizm halka hesap verecek. Halk çocuklarını katleden faşizmden

hesap soracağız! Tüm halkımızı, başta gençlerimiz, geleceğimiz öldürülmesin diye faşizmekarşı mücadele etmeye çağırıyoruz. Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez. Faşizmidöktüğü kanda boğacağız!

İŞKENCECİLİK, FAŞİZMİN KARAKTERİDİRBiz diyoruz ki;�

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

18

Page 19: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

YÜRÜYÜŞ:İdil Kültür mer-kezine polis sal-dırdı ve siz degözaltına alındı-nız. Gözaltındasaçlarınızı kopa-rıldı. Nasıl oldu,başka hangi iş-kencelerle karşı-

laştınız...

BERGÜN VARAN: Biz hep bir-likte bir odada bekliyorduk. Yangınçıktığı için baya duman olmuştu heryer... bu dumandan astım hastası olanarkadaşlarımız baya etkilenmişti. Bizde daha fazla etkilenmemek için buodaya çekildik. Bir süre sonra özelharekatçılar oda girdi ve bize silahdoğrultarak bizi odada işkenceyle sü-rükleyerek odanın dışına yere fırlattı.Hepimiz üst üste yığılmıştık. Dahasonra zaten bizi işkenceyle ağzımızıniçine bibergazı sıkarak çevik otosunagötürdüler. Çevik otosunda ise 2 saatboyunca hiç durmadan işkence yaptılar.Gerçekten hiç durmadan iki saat bo-yunca çevik otosunu idil kültür mer-kezinin önünde beklettip bize işkenceyaptılar. Yani herşey planlıydı, bizeişkence yapmak için gelmişlerdi.

Kadın çevik kuvettin eli sürekli sa-çımdaydı. Saçım yüzümüne önüne gel-diği için sürekli saçımı çekiyordu. 30- 40 defa saçımı çekti. Bu süreklilikyüzünden zaten saçımı bu kadar ko-parttı. Bir süre sonra kel olduğumugördü ama çekmeye devam etti. Hattabaşka bir kadın çevik; "Biraz da bençekeyim kanka" dedi. Ve geldi önümesaçlarımı çekmeye başladı. Daha sonrabaşka bir kadın çevik arkama geçiparkadan da saçlarımı çekmeye başladı.Yani sürekli farklı biçimlerde saçlarımıçektiler. Sivil giyimli amirleri kafamınsağ tarafına telsiziyle çok sert birşekilde vurdu. Onun dışında gözümü

yumruklayarak, gözümü morarttılar.

YÜRÜYÜŞ: Sizin dışınızda gözaltınaalınan ve tutuklanan arkadaşlarınıza netür işkenceler yapıldı? İdil Kültür Merkeziçalışanlarına yapılan bu saldırının, iş-kencenin nedeni nedir?

BERGÜN VARAN: Tabi sadecebana işkence yapılmadı... Grup Yorumüyesi olan Sultan Gökçek'e ise sürekliyüzüne vurdular. Onunda saçlarını çektilerama saçları yüzünün önüne gelince, saç-larını yana atarak yüzüne vuruyorlardı.Yüzüne daha iyi vurabilmek için yapı-yorlardı bunu. Yüzünün ortasında süreklidarp ettiler. Yumruklar, düz eliyle vs.Her türlü vuruyorlardı. Hatta Sultan'ındudağı 7 cm (doktor sonucu bunu öğ-rendik) şişmişti. Alnı şışmıştı. İki gözüdemorarmıştı ve şişmişti. Sultan'ın da sürekliyüzüne vurdular. Bir ara bütün çevikkuvvet delirmiş gibiydi. Sultan ile benimsaçlarımı tutarak kaflarımızı bir birinevuruyorlardı. Onun dışında Dilan Ekin'inbeli kırıktı, bunu çevik kuvvet biliyorduama bunu bilmelerine rağmen bilerekbeline vuruyorlardı. Grup Yorum üyesiolan Dilan Poyraz'ın ise kulak zarınıpatlattılar. Grup Yorum üyesi olan ÖzgürGültekin'e ise sürekli ensesine vuruyorladı.Özgür bundan dolayı kendinde geçiyordu.Bilerek ensesine vuruyorlardı ki darpizleri belli olmasın. Çünkü biliyorlarkiyüzüne vururlarsa işkenceleri ortaya çı-kacak. Bu korkuyla yöntem geliştiripensesine vuruyorlardı. Grup Yorum üyesiolan Fırat Kıl'ın ise kollarını büküyorlardı,kollarına vuruyorlardı. Fırat'ın zaten ön-ceden kolları rahatsız olduğunu bildikleriiçin bunu yapıyorlardı.

Yani her şey bilinçli bir şekilde yapı-lıyordu. Hazırlanıp gelmişlerdi. Benimsaçlarım belki çok açık bir şekilde iş-kencelerini gösteriyor olabilir ama he-pimize işkence yaptılar. Baskında 11 kişialındık ve 11 kişiyede işkence yaptılar.Benim onlardan bir farkım yok.

YÜRÜYÜŞ: Saçlarınızın koparıl-ması, açıktan yapılan bunca saldırıişkenceyi de teşhir ediyor. Bunca iş-kencenin tarihsel olarak, halka birgözdağı olarak hayata geçmesini nasıldeğerlendiriyorsunuz?

BERGÜN VARAN: Halk korku-sudur diyorum. İktidar korkusudur.AKP iktidarı yönetemiyor. Halkı yö-netemediği için, azgınca saldırıyor.Ondan olmayan herkesi terörist ilanedip bu şekilde baskı uyguluyor, işkenceyapıyor. İşkence yaparak bizi susturmakistiyor. Susturmak istiyor, çünkü halkınayaklanmasından korkuyor. İktidarınıkaybedeceğinden korkuyor. Evet AKPiktidarı artık yönetemiyor, derin birkriz yaşıyor. Siyasi, ekonomik, kültürel,politik her açıdan derin kriz içerisindeve bunların içinden çıkamıyor. Çıka-madığı için tek çare baskı ve zulümile yani işkenceyle halkı korkutaraksusturmak. Bana yaptıkları gibi yani.Benim saçımı çekerek halka gözdağıvermek istiyor. Yani diyor ki "kimseİdil Kültür Merkezine gitmesin, GrupYorum dinlemesin, hep birlikte halaylarçekip, türküler söylemesin. HALKBİRLEŞMESİN" diyor. Kimse AKP'yekarşı gelmesin, onun dediklerini yapsınistiyor. Yani AKP iktidarı ondan ol-mayan herkesi düşman ilan edip azgıncasaldırıyor. Bu şekilde ancak tahtini ko-ruyabileceğini düşünüyor.

Tarihsel olarakta hep gördük bunu.İktidarlar yönetemediği yerde katli-amlara, işkencelere başvurmuştur. Ço-rum katliamı, Dersim katliamı, Maraşkatliamı, Gazi Katliamı, 19 Aralık kat-liamı bunların örnekleridir. Hatta sonsüreçte gördüğümüz Nuriye Gülmen-lerde bunun örneğinidir. Nuriye ve Se-mih'i tutuklamasının nedeni halk kor-kusudur. Halkın ayaklanmasından kork-tuğu içindir. Bundna dolayı Nuriye veSemih'i tutukladı, halkı susturmakistedi.

İdil Kültür Merkezi Baskınında Gözaltına Alınan ve Saçları Yolunarak İşkence Gören Bergün Varan:

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

19Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Röportaj

Page 20: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

FAŞİZM, ZALİMİN ZULMÜDÜR...

FAŞİZMİ DÖKTÜĞÜ KANDA BOĞACAĞIZ!İNANÇ ÖZKESKİN'İN KATİLİ AKP FAŞİZMİDİR!

Faşizm, zalimlerin halka uzanan kanlıelidir. Faşizm, hak arayan dilleri susturannamert düşmandır. Faşizm, iyiyi, güzeli,doğruyu, haklıyı yok eden emperyalizminişbirlikçileridir.

Saltanatları sürebilsin diye, halktançaldıklarıyla sefa sürebilsinler diye halküzerinde baskı uyguluyorlar. İşçisinden,memuruna, öğrencisinden emeklisine va-rıncaya kadar halkın her kesimi faşizmdennasibini alıyor. Çünkü faşizm burjuvazininsınıfsal çıkarını temsil eder. Burjuvazininyağma ve talan düzeni devam edebilsindiye devrimcileri katlederler. Çünkü dev-rimciler halkın en korkusuz, en yiğit,ölümü göze almış, hak savaşçısı, halk

çocuklarıdır. Çünkü devrimciler faşizminkanlı elini sıkmaz, o eli kırarlar.

Faşizm bu nedenle devrimcilere düş-mandır. TAYAD'lı İnanç Özkeskin'i kendievinde, anne babasının gözleri önündekatledenler, AKP faşizminin katilleridir.Dilek Doğan'ı bir gece yarısı kendi evinde,uykusundan uyandırıp katledenlerle aynıkatillerdir bunlar. Kan, uyku, infazlar içinkapılar çaldığında, gelenin faşizm olduğunubiliyoruz.

Nasıl ki, bugüne kadar boyun eğme-diysek, bundan sonra da faşizm, karşısındaboyun eğmiş bir devrimci göremeyecek.

TAYAD'lı İnanç Özkeskin'in hesabınısoracağız!

FAŞİZM, TUTUKLAMA TERÖRÜ İLEHAYATTA KALAMAZ;FAŞİZMİN ÖLÜMÜ HALKIN ELİNDEN OLACAK

Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Gizem Yerik,attığı tweet mesajı nedeniyle gözaltına alınarak, tutuklandı. İlk duruşmadaYerik'e 4 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası verildi.

Faşizm, tweet mesajlarını dahi cezalandırıyor. Kimse görüşlerini, dü-şüncelerini açıklayamasın diye baskı uyguluyor.

Bunun en yakın örneklerinden birisi Gizem Yerik'in yaşadıklarıdır. Yerik, okuldayken, ders sırasında sınıfı Terörle Mücadele Şubesi

polisleri tarafından basılarak gözaltına alındı. Cumhurbaşkanı TayyipErdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan Yerik'e twitterdaattığı "Kahrol T.C." mesajı da soruldu.

Erdoğan'la ilgili yazdığı mesajda, "Beddular sözlüğü yazdım. 5 vakitel açıp dua ediyorum: Zalimleri Kahret Ya Rab..." demişti.

Yerik'e, cumhurbaşkanına hakaret suçundan 11 ay 20 gün, “terörörgütü propagandası yapmak” suçundan da 3 yıl 9 ay olmak üzeretoplam 4 yıl 8 ay 20 gün hapis cezası verildi.

Faşizm, haksız tutuklama demektir. Faşizm, adaletsizliktir. Yerik tekil bir örnek değildir üstelik. Daha yeni Hürriyet gazetesi eski

genel yayın yönetmeni Enis Berberoğlu hakkında IŞİD'e mühimmattaşıyan MİT tırlarının haberini yaptığı için 25 yıl hapis cezası verildi.Berberoğlu hakkında "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasalve askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan ceza verildi.

Düşüncelerini açıklamak, gerçekleri yazmak suç değildir. Faşizmekarşı mücadele etmek zorunludur.

Burjuvaziye hizmet ediyor olmak da kurtaramamıştır Berberoğlu'nu.Oligarşinin kendi içindeki çelişkiler faşizmin zulmüne uğratmıştır Ber-beroğlu'nu. Habercilik yapabilmek için dahi, düşüncelerini iki kelime ileaçıklamak dahi faşizme karşı mücadele etmeyi gerektirir. Faşizme boyuneğmeyelim, haklarımızı alana kadar mücadele edelim.

* Faşizm finans kapitalin ik-tidarının, ta kendisidir.

* Faşizm işçi sınıfı ve köylü-lüğün devrimci kesiminin ve ay-dınların şiddetle ve kanla ezil-mesinin örgütlendiği düzendir.

* Faşizm, dış siyasette diğerhalklara karşı hayvanca nefretikörükleyen şovenizmin en vahşibiçimidir.

* Faşizmin durumunun özel-likle zorlaştığı zamanlarda, ta-lanını genişletmek ve sınıfsal özü-nü değiştirmeksizin açık terörcüdiktatörlüğünü kabaca sahteleş-tirilmiş bir parlamentarizmle bir-leşmesi için çaba harcamasınaengel değildir.

Neyok edebilirSavaşan halktakidayanışmayı?Hangi savaşçalabilirBir halkın vatanınıBuradan-Unutmuşa benzerler-Bin işgalci geçtiEriyip giderekKar gibi.(Tevfik El Zeyyat, Kar)

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!20

Page 21: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

- 2013'teki Avrupa büyük Grup Yorum konserininçalışmalarını yapıyorduk. Çalışmalara başlamadan önceönümüze bulunduğumuz bölgenin haritasını koyduk, ne-relere gideceğiz, gittiğimiz yerlerde tanıdığımız kimlervar, hangi kurumlar dernekler var vs. listesini çıkardık.Buna göre çalışma yapacağımız ve otobüs kaldırmayıhedeflediğimiz şehirleri belirledik.

- Aynı zamanda internet üzerinden sürekli konserinduyurusunu yapıyor ve iletişim numaralarımızı bırakı-yorduk. Bir gün bir telefon geldi, arayan kişi bulunduğuşehri söyledi ve konsere gelmek için 3 bilet istediğinisöylemişti. Arayan kişinin bulunduğu şehri biliyordukama hiç çalışma programına aldığım bir şehir değildi vetanıdığımız hiç kimse yoktu. En yakınında bildiğimiz vegideceğimiz yer yaklaşık 1 saat uzaklıktaydı. Bir aragider 3 bileti veririz diye düşündük ve listemize yapılacakişler arasına ekledik.

- Aynı gün aynı kişi tekrar telefon açarak bilet sayısının7'ye çıktığını söyledi biz de yine bir ara gideriz düşün-cesiyle listemizdeki 3 bilet sayısını 7'ye çıkardık. Özelbir program çıkarmamıştık oraya gitmek için, oralardaolduğumuzda bir ara gider verir diye düşünmüştük ilkbaşta. Ertesi gün bir telefon daha geldi ve bilet sayısınıyine artırdıklarını söylediler, konsere 13 kişi geleceklerinibelirtiler. Biz daha o bölgeye gitmeden halkımız konserçalışmasını yapıyordu bile. Ellerinde ne bilet var ne deafiş var ama konser çalışmasını yapıyorlardı.

- Durum böyle olunca biz de programımızı bunagöre değiştirip iki gün içerisinde geleceğimizi belirttik.Ve iki gün dolmadan tekrar aradılar yaklaşık 30 kişiyeçıktıklarını söylediler. Biz tabi ilk başta şaşırmıştık, yo-

ğunlaştığımız bölgelerde bu kadar hızlı sonuç alamıyorduk,insanları ikna etmek için bir sürü konuşup tartışıyorduk.İkna edemeyince de sinirleniyorduk. Kendi insanlarımızbilet dağıtmak istemiyor, “kimse gelmez buradan” di-yorlardı ama daha hiç tanıdığımız birisi sadece 4 keretelefonda konuştuğumuz birisi, çalışma yapıyor ve 30kişi ile konsere geleceklerini söylüyordu.

- Tanışma ve biletleri teslim etme günü geldiğindesayıları yine artmıştı. Biraz sohbet ettik, konser çalışma-larının nasıl ilerlediğini, neler hedeflediğimizi anlattık.Bunları duyduktan sonra işlerine de daha da sıkı sarıldılarve oturduğumuz yerden birkaç kişiye daha telefon açarakkonsere gelme sözünü almışlardı. Yine kendi insanlarımızlayaptığımız tartışmalarda konser sürecini ve hedeflerimizianlattığımızda, bunu yapabileceğimize inanmıyorlardı.

- 50 bilet vererek ayrıldık bu ailenin yanından veotobüs tutacağız diye kararlaştırdık. Birkaç gün sonrasayıları 70'i de geçmişti. Biz de otobüsü iki katlı otobüseçıkartıp 50 bilet daha bırakmıştık.

- Konser günü geldi ve bütün şehirlerden otobüslerhareket ediyordu, her şehirde birkaç fire vermiştik.Sadece bir yerde fire verilmemişti, 88 kişilik otobüs tut-muştuk ve tam olarak 88 kişi geldiler otobüsle. Bu yenigittiğimiz şehirden. Bunun üstüne kendi arabasıylagelenler de olmuştu yine buradan. Ayrıca otobüs dolduktansonra en yakın şehirdeki kalkacak olan otobüse deinsanları yönlendirmeye başlamışlardı.

- Biz bu bölgede kendimiz çalışma yapmaya gitseydikulaşacağımız çevre çok dar bir çevre olurdu. Zaten tanı-dığımız kimse yoktu ve nereden başlayacığımızı da bi-lemezdik belki. Oranın yerlisi olan sevilen sayılan biraile, bütün çalışmaları yürütmüştü, daha ellerinde materyalyokken başlamışlardı çalışmalara.

- Sorunlarımızın çözümü halkta. Biz halka gittiğimizdesorunlarımızı çözebiliriz. Halkımız büyük olanaklarasahip ve emekçidir.

- Bu aile ile bir sonraki görüşmemiz konserden birkaç hafta sonra oldu, hepimizde buraya devamlı gelmeliyizdüşüncesi oluşmuştu ama bu yanını eksik bıraktık. Ancakbir dahaki konserde tekrar görüşebildik. Konser hazırlıklarısüresince yüzlerce insanla karşılaşıyoruz, tanışıyoruz,konserlerimize binlerce insan katılıyor, bu ilişkilerimizikalıcılaştıramıyoruz. Çünkü onlarla ilişkimizi konserlesınırlı tutuyoruz. Asıl işimizin konser sonrasında tanıştı-ğımız bu ilişkilere gidip örgütleme yapmak olduğunu,pratik içinde boğularak unutuyoruz.

HALKA GÜVENİP HALKINYARATICILIĞINDAN ÖĞRENMELİYİZ!

Cephe, Halkımız İçin Her Türlü Bedeli Göze Alırken Halkımız Da Cephe’yi Bağrına Basmaktadır

Hayatın Öğrettikleri

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

21Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Londra

Page 22: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

- Sonuç olarak; Birincisi, devrimin temel gücü halktır diyoruz, bu konserde

halkın nasıl bir güç olduğunu pratik içinde gördük. İkincisi; Bu çalışmada halkın yaratıcılığını gördük. Halkı

çalışmalarımıza kattığımızda, halkın ne kadar büyük olanaklarasahip olduğunu gördük.

Üçüncüsü; Halkın yaratıcılığını gördük. Bizim kafamızda"büyüyen" birçok işi halkımızın kendi deney ve tecrübeleriyleçok basit bir şekilde çözebildiğini gördük.

Dördüncüsü; Cephe politikalarının bizim ulaşamadığımız,hiç ilişkimizin olmadığı, çok geniş kesimler üzerinde etkisininolduğunu, bizi tanıdıklarını, bizi sahiplendiklerini gördük.

Beşincisi; Sınırlı dar ilişkilerden çıkıp geniş halk kesimlerineulaştığımızda çok büyük bir potansiyele sahip olduğumuzu

gördük. Altıncısı; umut Cephe'de, umut halkta... Bunu bir kez

daha halka giderek gördük. Halktan öğrenmeliyiz diyoruz.Kendi gücümüzün, ideolojik ve politik gücümüzün büyük-lüğünü yine halka giderek gördük.

Yedincisi; Bu ilişkileri süreklileştirmediğimizde yinegünlük işler içinde boğulup kalacağımız kesindir. Konser,festival gibi yoğun kitle çalışması yaptığımız bu tür etkin-liklerden sonra, tanıştığımız yüzlerce insan ile ilişkilerimizisüreklileştirmeliyiz. Tanıştığımız bu kişileri ancak böylekalıcı ilişkiler haline dönüştürebilir, örgütleyebiliriz.

Bunun için iradi, somut bir programımız olmalıdır. Yap-tığımız kitle çalışmaları, verdiğimiz yoğun emeğimiz ancakbunu yaparsak sonuç verecektir.

9 Haziran, sabah 09.00 saatlerinde,İdil Kültür Merkezi baskınında gözaltınaalınıp tutuklanan Musa Kurt’un görüşüne,Metris Hapishanesi’ne giden kardeşleriBahar, Merve ve annesi Nagehan, görüşhakkı engellenerek işkenceyle zorladışarı çıkartıldı. Engin Çeber'in katillerininyönettiği Metris'te yaşanan bu saldırıüzerine Tutsak Aileleri YardımlaşmaDerneği (TAYAD) ve Grup Yorum ta-rafından açıklamalar yayınlandı.

TAYAD tarafından 10 Haziran'dayapılan açıklamada şöyle denildi:

“… Aile görüşe gittiğinde, kayıtesnasında hapishane idaresinin keyfiliğibaşlamıştı. 4 kişiye aynı anda görüşyaptırmayarak, tecrit içinde tecrit uy-gulayarak acizliğini gösterdi AKP fa-şizmi. Aile kayıt olduktan sonra birsürü aramalardan, kayıtlardan geçerekidarenin soktuğu açık görüş alanındabeklemeye başladı. Sonrasında gardi-yanlar gelip aileyi normalde tutsağınaçık görüş hakkı varken ve ailenin dı-şında görüşe gelen PKK’li, adli bütüngörüşçüleri açık görüş alanına sokarkenMusa Kurt’un ailesini kapalı görüşalanına gönderdi. Buna itiraz eden,açık görüş hakkının engellenemeye-ceğini ifade eden aileye verilen cevapşuydu: 'OHAL kapsamında tutsak Te-rörle Mücadele kapsamında görüldüğüiçin açık görüş hakkı bulunmamaktadır.'

Uzun tartışma sonunda 15-20 kadargardiyan bir anda ailenin çevresini kuşattı.İşkenceye geldikleri, saldıracakları çoknet görülüyordu. O kadar aciz, alçaklardı.3 kişiye 15-20 kadar kişi gelmişlerdi.

Bu tartışmalardan sonra aile kapalı görüşalanına gidip Musa Kurt’un gelmesinibeklemeye başladı. O sırada hapishanemüdürü gelip 'Tutukluyla görüş yapıl-mamasına karar verilmiştir. Tutsağı burayagetirmiyorsunuz. Gelenleri de dışarı çı-kartıyorsunuz.' diyerek parmağını uzataraktalimatı verdi kendi katillerine. Ve gar-diyanlar gelip aileye 'Size 10 dakikamühlet veriyoruz. Saygısızlık yapmayındaha fazla, çıkın buradan. Çıkmazsanızgerekli işlem yapılacaktır. Size gözaltıişlemi uygulayacağız.” dediler.

Aile; görüş yapmadan hiçbir yeregitmeyeceklerini, görüş hakkının en-gellenemeyeceğini söyleyerek birbirinekenetlenerek oturma eylemi yaptı.

Önce Bahar 5-6 gardiyan tarafındankardeşi ve annesinden kopartılarak, saç-larından sürüklenerek, tekmelenerek,boğazı sıkılarak… kısacası her türlü iş-kencenin en koyusu uygulanarak göz-altına alınmaya çalışıldı. Aynı zulümanne ve diğer kardeşi için de uygulandı.

Hapishane Müdürü ağzından sal-yalar akıtarak bağırıyordu: 'Gözaltınaalın, gözaltına alın…' Hapishane’ninen dış kapısına gidene kadar sürdü iş-kence. Dışarı çıkana kadar işkencecigardiyanların sayısı 40’ı bulmuştu. İş-kence sonucu Musa Kurt’un annesininkafasını demir turnikelere vurmalarısonucu kafası şişti. Kardeşi Merve’yiyere fırlatmaları sonucu avucundan vedirseğinden yaralandı. Bahar’ı tekmelerisonucu belinde ağrılar var. Aile gözal-tına alınmadı ama çıkışta kimliklerinialmak için bile keyfi şekilde 15 dakika

kadar tutuldular.Hapishane idaresini uyarıyoruz! Çe-

kin kanlı ellerinizi çocuklarımızın veailelerinin üzerinden! Biz sizi EnginÇeber’e yaptığınız işkencelerinizdentanıyoruz. Ne yaparsanız yapın tutsaklarasahip çıkmamızı engelleyemeyeceksiniz.Onların sesi olmaya ve sizin işkencele-rinizi, alçak yüzünüzü teşhir etmeye,halkımızı, halk çocuklarını örgütlemeyedevam edeceğiz.”

Grup Yorum tarafından 11 Ha-ziran'da yapılan açıklamada ise şun-lar belirtiliyordu:

“… İşkenceci Metris Hapishanesi’niuyarıyoruz. Tüm Türkiye sizi EnginÇeber’in katilleri olarak tanıyor. 80cuntası yıllarında devrimcilere yaptı-ğınız işkencelerden, 'Sibirya' adı verilenişkence hücrelerinden tanıyor. Siz Tür-kiye halkları tarafından lanetlendiniz.80’li yıllarda tutsaklar Metris’in içinde,aileleri Metris’in dışında direne direneyıktılar zulüm kalelerinizi. Apo, Fatih,Hasan, Haydar oldular. Güneşin bileyasaklandığı zindanınızda 'Güleycan'oldular. Baş eğmemenin adı Engin ol-dular. Apolar’ın, Enginler’in türküsünüsöylemek yeri geldiğinde Engin ola-bilmektir. Geçin bu eskiden kalma iş-kence yöntemlerinizi. Anladığınız dilancak kaba kuvvet, tehdit, işkencedir.Sizin dayatmalarınıza boyun eğmeye-ceğiz. Yaptığınız işkencelerin hesabınıvereceksiniz. İşkenceciliğinizi herkeseduyuracağız. Yediğiniz ekmek, içtiğinizsu haramdır size. OHAL’inizle beraberyok olup gideceksiniz.”

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!222

Metris Hapishanesi’nde Musa Kurt’un Görüşüne Giden Ailesine İşkence Yapıldı“Görüş Hakkı Engellenemez! OHAL’inizle Beraber Yok Olup Gideceksiniz!”

Page 23: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

SORUN: BürokratlıkÇÖZÜM: Emekçilik, Yaratıcılık“Tarihsel olarak ilk kez, İlkçağ'da Mısır'da ortaya çık-

mıştır. Mısır'da devlet memurları, okullarda yetiştirilir vebüro denilen yerlerde çalışırlardı. Bürokrat sözcüğü deburadan gelmektedir.”

Yani bürokratizm, bürolarda çalışan devlet memurlarındangelen bir tanımlamadır. Devrimci mücadelede bürokratizmekarşı da savaşıyoruz. Neden?

Çünkü, bürokrat bir devrimcilik, devrimin önündeki en-gelleri kaldıran bir dervimcilik değildir. Neden?

Çünkü, bürokrat yönetici, kendine öğretileni, iyi kötüuygulayan bir memur gibidir. Yaptıkları işin sonuçlarıylailgili değildir bürokrat. Yaptığı işin başarısızlığından dolayıda sorumluluk taşımak istemez.

“Ben elimden geleni yaptım ama sonuç alamadım” diyedüşünür. Sonuç almak için yaratıcılığını kullanmaz, sonuçalmak için koşulları ve kendini zorlama gereği duymaz.

Bürokrat yönetici, ikinci olarak da emekten kaçınır.Devrimi örgütlemek için emek harcamaz. Sorumluluğu al-tındaki yoldaşlarına talimatlar vererek devrimin görevlerininyerine getirilmesini bekler. Bunun doğrudan sonucu, devrimcimücadelenin geliştirilmemesi, var olanların da geriletilmesidir.

Bürokrat yönetici, iş örgütlemez.Bürokrat yönetici, kadrolaşma yapmaz.Bürokrat yönetici, devrim için olanaklar yaratmaz.Bürokrat yönetici, devrimin önündeki engelleri kaldırmaz,

devrimi geliştirmez.Bürokrat yönetici, statülerle, konformist yaşam alışkan-

lıklarıyla hareket eder. Devrim için ne uykusundan ne degünlük alışkanlıklarından fedakarlık yapar. Kişisel yaşamalışkanlıklarına devrimin görevlerini feda eder.

Bürokrat yönetici, devrim için üretmez.“Bürokrasi ve tepeden inmecilik, toplumsal kökler ba-

kımından, gerçi hakim sınıfların halk karşısındaki gericiçalışma tarzının, partimiz ve hükümetimiz içindeki biryansıması olarak kendini göstermektedir.” diyor Mao.

Evet, bürokratizm halka ait değildir. Halk, büyük biremek ve yaratıcılıkla üretir. Üretmek zorundadır, çünkü,kapitalist sömürü düzeni altında, ancak emeğiyle, üretken-liğiyle var olabilir.

Peki, devrim saflarında, bürokratlık eğilimlerine karşıne yapacağız?

Bürokratizm, devrimci saflardaki küçük burjuva, burjuvaideolojisinin yansımaları olarak ortaya çıkmaktadır. Bununsonucu, devrimin, burjuva ideolojisinin ve yaşam alışkan-lıklarının sonucu olarak zayıflaması, güçsüzleşmesidir.

Buna engel olmak için, öncelikle ideolojik mücadele

yürütmek gerekir. Burjuva ideolojisinin tüm yansımalarınıdevrim saflarından silmek ve yerine devrimci ideolojiyikoyabilmek için, ideolojik mücadele yürütmek gerekir.

Peki bürokratizmin yerine neyi koymalıyız?Bürokratizmin karşıtı emekçiliktir, üretkenlik ve ya-

ratıcılıktır.O halde, devrimci saflarda bürokratizm eğilimlerinin

yerine; emekçilik, üretkenlik ve yaratıcılık konulacaktır.Bir devrimci emeğiyle var olmalıdır. Saflarımızda asalak

eğilimlere izin verilemez. Asalaklık, emek harcamadan varolmaya çalışmak, devrimci safları çürüten bir sonuç ortayaçıkaracaktır. Çok konuşan, çok laf üreten, ama pratikte işüretmeyen sözde bir devrimcilik anlayışının gelişmesineneden olacaktır. Buna izin vermemek için, devrimci çalışma,sürekli olarak emeğe ve üretkenliğe yönlendirilmeli, de-ğerlendirme ölçüsü emek ve üretkenlik olmalıdır.

Gerek kendi kendimizi gerekse de yoldaşlarımızı değer-lendirirken, ne kadar laf ürettiğine değil, ne kadar devrimciiş ürettiğine bakarak değerlendirme yapacağız.

Bürokratlığın yerine yaratıcılığı koyacağız.Bürokrat eğilimin ortaya sık çıkan biçimlerinden biri,

en küçük engelde geri adım atmak, pes etmek, devriminönündeki engelleri kaldırmak için savaşmamaktır.

Oysa devrimci, tersine savaşmalıdır. Devrimci, devrimin önündeki engelleri bin bir emekle,

üretkenlikle, yaratıcılıkla ortadan kaldıran, devrim ırmağınınakmasını sağlayan kişidir.

Faşizmin saldırıları nedeniyle dergi dağıtımcılarımız tu-tuklanmıştır. Kimi dergi dağıtımcılarımızda korku ortayaçıkacaktır.

Ama gerçekten devrimci bir yönetici varsa, bunlarateslim olmaz. Bunlar, faşizm koşullarındaki savaşımızındoğal gelişmeleridir. Faşizmin halka karşı savaşı, bir lafdeğil, gerçektir. Bunlar da savaşın sonuçlarıdır. Ama devrimciyönetici, bu nesnelliğe teslim olmaz, mücadele eder, savaşır;engelleri yaratıcılığıyla, emeğiyle, üretkenliğiyle ortadankaldırarak, devrimin akışını hızlandırır.

Dergi dağıtımını halka yayar. Dergi dağıtımını illegalörgütler. Değişik biçimler bulur ama dergi dağıtımının ak-samasına izin vermez.

Burada devrimcinin yol göstericisi ve en büyük gücü,doğru düşünmedir. Doğru düşünmek, bize her sorunun birçözümü olduğunu gösterir. Doğru düşünmek, devrimciye,sorunlara teslim olmamayı öğretir. Doğru düşünmek, bizihalktan uzak, konformist yaşam alışkanlıklarından kurtarır,halkın emekçi ve dinamik yaşamına götürür.

Sonuç olarak; devrimci saflarda bürokratizm eği-limleri, devrimciliğin çürümesidir.

Devrim saflarında; bürokratizm eğilimlerinin her bi-çimine karşı ideolojik mücadele yürütmek zorunluluktur.

Devrimci saflardaki bürokratizm eğilimlerini; emek-çilik, üretkenlik ve yaratıcılıkla yeneceğiz.

SSORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

23Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Page 24: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Salih Kanza, Hasan Ferit GedikUyuşturucuyla Savaş Ve KurtuluşMerkezi (HFG) çalışanı olduğu içintutuklandı.

Salih, faşizmin uyuşturucuyla çü-rütme, yozlaştırma politikalarına teslimolmayıp, bu politikalara karşı savaştığıiçin tutuklandı.

Nedir, faşizmin Hasan Ferit GedikUyuşturucuyla Savaş ve KurtuluşMerkezi’ne düşmanlığının temeli?

Faşizm, başta gençlik olmak üzerehalkı zehirleyerek, devrimci dinamik-lerini, faşizme karşı mücadele ve direnişdinamiklerini öldürerek, iktidarını gü-venceye alıyor.

Bir yandan uyuşturucudan büyükrantlar elde edilirken, diğer yandan uyuş-turucu ile halkı teslim alıyor. Değilse,uyuşturucu kullanım yaşının 10’lu yaşlarakadar düşmüş olması açıklanamaz.

“Uyuşturucuyla tanışma yaşı 13'ekadar düştü.”

“Ürküten verilerde, 12 yaşındakibir çocuğun bile uyuşturucu tedavisialtında olduğu açıklanırken...”

“Alkol ve madde kullanım yaşı

10'a düştü!”“Dünyada ve Türkiye’de alkol ve

madde kullanımına başlama yaşı git-tikçe düşüyor.”

Bunlar, basında sıkça rastlayabil-diğimiz haberlerdir.

Faşizm zehirliyor ve tüm Türki-ye’deki sözde uyuşturucu bağımlılarıtedavi merkezlerinin sayısı, gerçek an-lamda iki elin parmaklarını geçmiyor.Bu merkezlerde uyuşturucu bağımlılarıtedavi edilmiyorlar, tersine aşağılanıyor,cinsel tacize uğruyor, iradeleri dahada zayıflıyor, kişilikleri daha fazlatahrip ediliyor.

Bu tablonun karşısında, HFG Uyuş-turucuyla Savaş ve Kurtuluş Mer-kezi’nde, 2 yıl içinde tedavi edilenhasta sayısı 400’ün üzerindedir. Fa-şizmin, HFG’lere düşmanlığının te-melinde de bu vardır.

Faşizm, yozlaştırıyor, uyuşturucu ilezehirliyor; HFG’ler, uyuşturucu hasta-larını tedavi ediyor, faşizme karşı saf-laştırıyor. HFG, kişilikleri, iradelerifaşizm tarafından tahrip edilmiş uyuş-turucu bağımlılarını alıyor, kişilik veirade kazandırıp, faşizme karşı saflaştı-

rıyor.Yani, faşizmin uyuşturucuyla ze-

hirleme ve teslim alma politikasınıboşa çıkarıyor. Emperyalizmin, faşiz-min, uyuşturucu ve yozlaştırma poli-tikası karşısında, dünya genelinde sayılıpolitika üreten ve hayata geçiren, sonuçalan merkezlerden biri oluyor. HFG,emperyalizmin ve faşizmin halkı ze-hirleme politikasının önündeki temelengellerden biri durumundadır.

Bugün sadece sayısı bir tane olanbir merkezdir HFG. Ama HFG, sadecebir merkez değil, bir politikadır. HFGpolitikasının tüm mahallelere, tüm ül-keye yayılmasını engellemek için sal-dırıyor faşizm.

Bunun için Salih’i tutukladılar, bu-nun için Gazi Mahallesi Büyük ŞehirParkı'nın içindeki Eski Nikah Salo-nu'nun, Gazi Mahallesi halkı tarafındanişgal edilerek 15 Temmuz 2014 tari-hinde açılan tedavi merkezi, 31 Ağustos2016 tarihinde polis tarafından işgaledilerek kalekola çevrildi.

Halka hizmet eden, uyuşturucu ba-ğımlılarını tedavi eden bir kurum, faşistdevlet tarafından işgal edilerek, halka

Salihler’den KorkunÇünkü;

Çürümüş DüzeniniziYerle Bir Edecekler!

- Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’nın direnişi 100. gününde. NuriyeGülmen diyor ki hapishaneden yazdığımektubunda; “Bizi unutmayın! Açlığases olmayı, ekmek davamızda tarafolmayı, anıtımızın önünü çiçeklen-dirmeyi unutmayın. Sakın ha, Yüksel’isahipsiz bırakmayın!

Sizleri çok seviyoruz!Ve elbette biz kazanacağız! Nuriye”AKP faşizmi kazanamayacak, çünkü

haklı değildir. Çünkü, direnen halkhaklıdır. Faşizme karşı direnişlerindehaklıdır. Faşizmi yenme kararlılığında

haklıdır. Çünkü, faşizmin zafer ka-zanması demek, halk olarak hepimizinkaybetmesi demektir. Faşizmin zaferkazanması demek, bu ülkede gelece-ğimizin olmaması demektir. Bu ne-denle biz, kazanmak zorundayız. Bu-nun için Nuriyeler’in sesi olmalıyız.Bulunduğumuz her yerde, Nuriye veSemih’in sesi olmalıyız.

Bulunduğumuz her yerde, açlıkgrevlerinden pankartlara, duvar ya-zılarına kadar değişik biçimleri kul-lanarak Nuriyeler’in direnişini bü-yütmeli ve faşizme bir yenilgi de bu

alanda tattırmalıyız. Biz kazanacağız.Kazanmak için, faşizme karşı Nuriyeve Semih’in taleplerinin gerçekleşti-rilmesi için başlattığımız direnişimizdesen de yer almalısın.

- Faşizme karşı her alanda direnelim,yozlaştırma politikasına karşı, HFGUyuşturucuya Karşı Savaş ve Kurtuluşmerkezlerimizle, faşizmin ideolojik sal-dırılarına, demagojilerine karşı Yürüyüşdergimizi her eve ulaştırarak, faşizminbaskı ve terörüne, kitlesel direnişlerimizve Halk Meclislerimizle, Birleşelim,Savaşalım, Kazanalı!

Nuriye ve Semih’in Talepleri Kabul Edilsin

Atasözü:Taşıma su ile

değirmen dönmezÇat Kapı, Her Eve Girmektir!Çat Kapı, tüm halkı devrime katmaktır!

Haftanın Çat KapıGündemi

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!24

Page 25: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

karşı savaşın merkezi haline getirildi.Devrim, halkın çıkarlarını koruyor,

halkı koruyor; faşizm, halka karşı savaşmerkezleri kuruyor. Ve HFG binası,devrimle düzen arasındaki farkı anlatanbir resim gibi orada duruyor.

Salih, Faşizmin KorkusudurSalih, Faşizmin HalkıYenemeyeceğini AnlatıyorSalih’e Mektup GöndermeKampanyasına Katılalım!

Bu nedenle tutuklanmıştır Salih.Çünkü Salih ve HFG, halkın fa-

şizme karşı kurumsal direniş iradesinianlatıyor,

Çünkü Salih ve HFG, devrimcilerinhalk ve vatan sevgisini anlatır.

Çünkü Salih ve HFG, devrimcilerinhalka güvenini, inancını anlatır.

Çünkü Salih ve HFG, faşizmin halkıyozlaştırma, apolitikleştirme politikasıkarşısında, halkın politik zaferini anlatır.

Faşizm, bunun için HFG’ye veHFG çalışanlarına saldırıyor.

Salih’i sahiplenme-liyiz. Salih’i sahiplen-mek, faşizmin yozlaş-tırma ve uyuşturucuylazehirleme politikasınakarşı evlatlarımızı sa-hiplenmektir. Salih’i sa-hiplenmek, çocukları-mızın geleceğini sahip-lenmektir.

Faşizm, Salih’i tutsak ederek, halkagözdağı vermek istemiştir. Salih’i sa-hiplenmek, faşizmin gözdağı politikasınakarşı tavır almak, yozlaştırma politikasınakarşı mücadelede ısrar etmektir.

Salih’i nasıl sahipleneceğiz?Salih’i sahiplenmek için mektup ya-

zalım Salih’e. Salih için HFG Uyuştu-rucuyla Savaş ve Kurtuluş Merkezi’ninbaşlattığı mektup kampanyasına katıla-lım.

Salih’i sahiplenmek, HFG’yi sahip-lenmektir. HFG merkezleri uyuşturucuyakarşı halkın kendi çözümüdür. Bu mer-kezleri, İstanbul’un tüm mahallelerine,Anadolu’nun tüm illerine yayalım.

Salih’i sahiplenmek, halk olarak ör-gütlenmek, faşizmin saldırı politikalarınakarşı direnmek, teslim olmamak, ço-cuklarımızı faşizme teslim etmemektir.

Sonuç olarak diyoruz ki;Salih’i sahiplenmeliyiz. Çünkü,

faşizme karşı mücadele, tutsak düşenher devrimci halkın onurudur. Fa-şizme karşı mücadelede tutsak düşendevrimcileri sahiplenmeliyiz.

Salih, HFG çalışanı olarak, uyuş-turucuyla savaştığı için tutsak edil-miştir. Salih’i sahiplenmeliyiz. Fa-şizmin, uyuşturucuyla zehirleme po-litikasına karşı savaşmak için Salih’isahiplenmeliyiz.

Kürt milliyetçiliği ve Kürt milliyetçiliğinin kuyruğunatakılmış oportünizm ve reformizm faşizmle barışa-caklarını söylüyorlar.

Oysa rakamlar ne diyor?Yoksulluk sınırı 6732 TL'ye çıktı.Peki, Türkiye’de kaç aile var bu kadar geliri olan.

Ancak çok çok küçük bir kesimin evlerine aylık olarakbu büyüklükte bir rakam girebiliyor.

O halde diyebiliriz ki, bizim halkımız, açlık ve yok-sulluk içinde yaşama mahkum edilmek istenmektedir.

Durum buyken, emperyalizmle, oligarşiyle barışmakne demektir?

Bu açlık ve yoksulluk tablosu sürsün demektir.Bu açlık ve yoksulluk tablosunu yaratan, emperya-

lizmin, ülkemizde kurduğu yeni sömürgecilik ilişkileridir. O halde, emperyalizmle ve faşizmle barışmak

demek, yeni sömürgecilik ilişkileri sürsün demektir.Ülkemizin emperyalizm eliyle işgali sürsün, bu çiftesümürü altında, halkımız açlık içinde yaşama mahkumolsun demektir.

Bu yalınlıkta düşünmeliyiz. Bu yalınlıkla düşündü-ğümüzde göreceğiz ki, reformizmin, oportünizmin, Kürtmilliyetçiliğinin barış politikası hiç de masum değildir.

Mahallelerimizden burjuva ideolojisini silip atmalıyız.Bunun için yöntemlerimiz, birinci; ideolojik mücadeledir.

İdeolojik mücadelenin bütün araçlarını kullanabiliriz. Bildiriyazmak, afiş asmak, duvar yazıları yazmak, ozalitler yapmak,halk toplantıları örgütlemek. Yani halka, devrimci ideolojiyianlatabilecek bütün biçimleri kullanarak, burjuva ideolojisinekarşı ideolojik mücadele yürütebiliriz.

İdeolojik mücadele, burjuva ideolojisinin halktaki etkilerinisilmek ve bunun yerine devrimci ideolojiyi yerleştirmektir.

Devrimci ideoloji, halkın, kapitalizmin çürümüşlüğü kar-şısında, devrim için saflaştırılmasını hedefler. Halkı bu çerçevedebilinçlendirmeyi ve eğitmeyi hedefler. Devrimci ideoloji, halka,faşizm ve emperyalizm gerçeğini anlatır, bunun karşısındahalkın iktidarını alternatif olarak gösterir. Halkı, halkın iktidarıiçin örgütlenmeye ve savaşmaya yönlendirir.

Mahallelerdeki düzen partilerinin bütün propagandalarınacevap vermek, bütün pratikleri üzerinden halka, düzen vedevrim arasındaki farkı anlatmak da halkı, burjuva ideo-lojisinin etkisinden kurtararak, devrimci ideoloji çerçevesindeşekillendirmeye hizmet eder. Özet olarak diyebiliriz ki,halka, siyasi gerçekleri anlatacak tüm biçimler, ideolojikmücadelenin araçları olarak kullanılabilir.

ideolojik mücadele yöntem ve araç 18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

25Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Salih Kanza

Page 26: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Halka götürüp çözemeyeceğimiz,çözemediğimiz bir sorun yoktur. Fa-kat, halka gitmek, sadece sorun çözmekamacıyla değil, halkı örgütlemek içinde zorunluluktur.

Devrimi, sadece kadrolarla yap-mayacağız. Devrim demek, halkın ik-tidarı demektir. Halk, ancak örgütlenip,savaşarak iktidar olabilir. Bu nedenlediyoruz ki, devrimi sadece kadrolardeğil, halk yapacaktır. Devrimi ancak,örgütlü halk yapar. Bunun için halkıörgütlemek zorunludur.

Burada yanlış eğilim, amaçla aracıbirbirine karıştırmakta ortaya çıkmak-tadır.

Örneğin dergi dağıtıyoruz. Bu biramaç değildir, dergi dağıtmak araçtır.Ne için? Halkı bilinçlendirip, örgüt-lemek için araçtır.

Bu durumda amaç, halkı bilinçlen-dirmek ve örgütlemektir.

Biz ancak araçlarımızı, amacı-mıza hizmet edecek şekilde kulla-nıyorsak, devrimci bir çalışmayı ha-yata geçiriyoruz demektir. Amaç,halkı örgütlemekse, o halde pratiği-mizi de buna uygun şekillendirmekdurumundayız.

Yani Ne Yapacağız?Yanlış bir eğilim, mahallelerde

kimi sorumlularımızın, tek başlarınatüm işlere yetişmeye çalışmalarıdır.Dergi dağıtmak gerekiyor; dergiyi,yanında halk olmadan birkaç kişiylebirlikte alıp eline dağıtmaya çalışıyor.

Bunun, yapılan iş açısından sonucu;dağıttığımız dergi sayısı, o mahallededergimizi bekleyen potansiyelimizinsayısına bile ulaşamıyor. Kaldı ki, bizimpotansiyelimizin de üzerinde, yeni yeniinsanlara gitmemiz, dergimizi, bizi hiçtanımayan, hatta önyargılı kesimlerebile götürmemiz gerekir. Ama potansi-yelimize bile dergi dağıtmaya yetişe-mediğimiz, daha geniş kesimlere der-gimizi götürme hedefimiz de ancakkağıt üzerinde kalmaya mahkum olur.

Ya da diyelim ki, uyuşturucuya karşımücadele için HFG merkezleri kura-cağız. Sorumlumuz, HFG’nin yerini

tutmak için, kuruma gerekli materyalleribulmak için, HFG çalışanlarını bulmakiçin, yani herhangi bir adımda halkagitmiyorsa, bu durumda HFG yerimiz,halkı örgütlemede, halkın kendi sorun-larını çözmek için örgütlenmesinde ge-rekli işlevi görmüyor demektir.

Bu durumda uyuşturucuyla müca-dele merkezlerinin işlevi nedir?

Bugün için uyuşturucu bağımlısıgençlerimizin, uyuşturucu bağımlılığın-dan kurtulmasında bir işlevi olur. Ancak,bu sınırlı bir işlevdir. Ve faşizmin sal-dırıları altında bu işlevini sürdürebilmeside halkın sahiplenmesine bağlıdır. Ancakhalk, gücünü ve olanaklarını birleştirirse,bu kurumların, faşizm koşullarında var-lığını sürdürmesini sağlayabilir.

Oysa, biz sadece bir HFG değil,tüm mahallelerimizde HFG merkezlerikurmalıyız. Bunu ancak halkın örgütlügücüyle başarabiliriz. Biz, halkın sadecebir iki sorununu çözmek istemiyoruz,biz, halkın tüm sorunlarına çözüm üret-mek istiyoruz. Ve bunu ancak, örgütlübir halk gücü ile başarabiliriz.

Halkta, Kendi SorunlarınıÇözmek İçin ÖrgütlenmeBilinci Oluşturmalıyız

çözüm insana göre iş ayarlayamayız, işe göre insan

yetiştirmeliyiz.Sorunlarımızın temelini kadro sıkıntısı, iş örgütleyecek insan sıkıntısı

oluşturuyor. Peki, nasıl çözeceğiz bu sorunlarımızı?Yetişmiş, istediğimiz özelliklere uygun insanarın kendiliğinden gelerek bizleri bulmasını

beklemeyeceğiz. Görevlerimiz kadrolaşmak, organlaşmaktır. Kadrolarımız nereden gelecekler?Kadrolarımızı bulacağımız başka bir yer yoktur, kadrolar yetiştirmek için gerekli insan malzemesini

bulabileceğimiz tek yer halkın içidir. Halkın içine gireceğiz. Devrimin kadrolarını halkın içinden çıkaracak vedevrimin ihtiyaç duyduğu görevler için bu kadro adaylarını eğiterek yetkinleştireceğiz. Yani devrimimizin

görevlerini esas olarak kadrolar eğiteceğiz. Kadro adaylarımızı belirleyeceğimiz yer de halk olacaktır.O zaman kadrolaşma sorunumuzu çözmek için halka gideceğiz.

Denilebilir ki, mahallede herhangi bir taraftarımızı kısa sürede nasıl eğitip kadrolaştırabiliriz?Temel nokta, halka güvendir. Halka güven duymalıyız. Halka saygı göstermeliyiz. Halka değer vermeliyiz.

Halka inanırsak ve emek harcarsak, halkı eğitebiliriz. Ve bunu yaptığımızda göreceğiz ki, bizimtereddütle yaklaştığımız konularda, halktan eğittiğimiz insanlarımız çok yaratıcı ve üretken

olabiliyorlar. Temel nokta, ikna etmek, neyi nasıl yapacağını net köşelerle kavratmak,kurallarımızı, ilkelerimizi anlatabilmektir. Bunları anlatmak için bırmadan

emek verebilmek, değişime ve dönüüşüme inanarak, değişim,dönüşüm için mücadele etmektir.

soru

n

iş ço

k in

san yo

k

Örgütlenme SorunlarımızınÇözümünde, Halk Vardır

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!226

Page 27: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Amacımızı unutmamalıyız. Ama-cımız, örgütlü bir halk gücü oluştur-maktır.

Bunun için, devrimimizin, tüm so-runlarımızın çözümü için halka gitme-liyiz. Halkı biraraya getirmeli, örgüt-lenme bilincini, birlikte sorunlarına çö-züm üretme bilincini geliştirmeliyiz.

Bunun için halka güvenmeliyiz.Halk, sorunlarının çözümü için birarayagelebilir, sorunlarının çözümü için ör-gütlenebilir. Burada yapılması gereken,burada yol gösterici olabilmektir.

Yapılması gereken, halkın örgüt-lenmek için ihtiyaç duyduğu, ideolojik,pratik önderliği yerine getirmektir.

Halkı ÖrgütlemekEmek İster

Kimi zaman, bir işi kendimiz yap-mayı daha kolay ve pratik görebiliyoruz.Ama bu doğru değildir. Tümüyle biryanılgıdan ibarettir. Kendimizin bir işiyapmaya çalışması günü kurtarmaktır.

Oysa, halkı örgütlemek için emekharcamak, bir zaman ve emek gerek-tirir, fakat kısa vadede sonucunu gö-remeyeceğimiz bu emek, örgütlü birhalk gücü ortaya çıkaracak ve gerek

faşizmin etkisizleştiremeyeceği kadargüçlü bir örgütlenme olacak, hem deonlarca kişinin emeğiyle başarılan birpratik ortaya çıkacaktır.

Bugün tek başımıza 10 dergi dağıtı-yorsak, halkı örgütlediğimizde bu dergisayısını 100’e çıkaracağız demektir.

Bu, aynı zamanda birkaç kişininemeğinin yerine, onlarca kişinin eme-ğini koymak olacaktır. İşlerimizi vemücadelemizi de birkaç kişinin eme-ğinin kapasitesinden çıkararak, halkınkolektif emeğinin kapasitesi kadarbüyütecektir.

Fakat, halkı örgütlemek sadece bu-nunla sınırlı bir yarar getirmez. Aynızamanda, kolektif bir iradeyi de ortayaçıkarır.

Halkın iradesi güçlüdür. Halk dev-rim için harekete geçirilebildiğinde,çok güçlü bir irade de ortaya çıkar.Bu irade, Vietnam gibi bir ülkede,dünyanın en büyük emperyalist gü-cünü, neredeyse tüm Vietnam’ı yeraltıt ü -

nelleriyle birleştirip devrim yapacakbir iradedir.

Bu irade, devrime inanıp, devrimiçin harekete geçtiğinde, devrimi yoktanvar ederek elde edecek bir iradedir.

Bu irade, bugün AKP faşizminekarşı direnen, kazanan Kemal amca-nın, Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’nın iradeleridir.

Bu irade, faşizmin hemen her güngözaltı ve işkencelerine, 90’lı gün-lerdeki açlığa, tutuklamaya direnen,teslim olmayan, halkı harekete geçiren,yakınlarını harekete geçiren, faşizmekarşı halkın elinde direniş meşalesinedönüşen iradedir.

Sonuç olarak;Halkı örgütlemeliyiz. Devrimi-

mizin tüm sorunlarını, halkın ör-gütlü gücüyle çözmeliyiz.

Halka güvenmeli ve inanmalıyız.

Eğitim: Devrimci bir eğtim için, devrimci birruh ve coşku gerekir. Devrimci bir ruh ve coşkuyoksa, eğitim, biçimsel olarak hayata geçirilse bile,işlevli olmayacak, amacına ulaşmayacaktır.

Eğitimin hedefi, sadece kişilere bilgi vermek değildir.Binlerce, onbinlerce sayfa kitap okumak da eğitiminhedeflerine ulaşmasının sırrı değildir. Eğitim, devrimciruhun ve coşkunun bir görevidir. Devrimci bir ruhve coşku varsa, o eğitim hedefine yönelecek, devrimingörevlerini yerine getirebilecek bir kadrolaşmayahizmet edecektir.

Aldığımız kararların, kitaplarımızdaki bilgilerin,yaşamdaki eylemlerimizden tutalım da halkımızınsözlerine kadar hepsinin bir eğitim haline dönüşe-bilmesi için, devrimci bir ruha ve coşkuya sahipolmak gerekir. Bilgi sadece bir bilgi olmaktan öte,devrimcilikte bir ruh, bir coşku ve vatanseverlik duy-gusudur. Bunları taşımayan için, ne Marksizm’in,ne diyalektiğin ilkelerinin, ne de halk kültürününbir anlamı olmaz.

O halde eğitimimizde, bilgiyi, devrimci ruh vecoşkuyla birleştirerek, devrimci bir kişilik yaratacakşekilde kullanabilmeliyiz.

Ajitasyon-Propaganda:AKP faşizmi, 5 milyon zeytin ağacını kesme kararı aldı. Köy-

lülerin tepkileri nedeniyle, şimdilik geri adım atmak zorundakaldı, ama yeniden saldırıya geçecektir.

Çünkü, kurdun kan kokusu aldığı gibi, AKP faşizmi de rantkokusu almıştır. Ellerinden gelse, bu ülkenin tüm köylerini,tüm tarlalarını, sahillerini, madenlerini, para eden ne varsahepsini satacak ve ranta çevirecekler.

Halkın yaşamı, yoksulluğu, açlığı, AKP faşizminin umurundadeğildir.

Fakat, bu sadece AKP’nin doğası değildir, bu, kapitalizmindoğasıdır. AKP iktidarı da kapitalist sistemin, emperyalizminişbirlikçisi partilerinden biridir.

Tam yetenekleri, halkı aldatarak, alternatifsizliğe ikna ederek,oylarını almak ve Anadolu topraklarını iğnesinden ipliğinekadar emperyalist tekellere peşkeş çekmekten ibarettir.

Tüm emperyalizmin işbirlikçilerinin bulundukları durum ay-nıdır. Peki ne yapacağız?

Emperyalizmi ve işbirlikçilerini, ülkemizden atmaktan başkayolumuz yoktur. Emperyalizmi ve işbirlikçilerini durdurmakiçin, halkın iktidarı için, birleşmekten ve savaşmaktan başkayolumuz yoktur. Faşizme karşı tepkilerimizi, öfkelerimizi, gü-cümüzü birleştirmeliyiz. Birleşelim, Savaşalım, Kazanalım!

Devrimci Kişilik:Devrimin sorunlarını halkın örgütlü

gücüyle çözen kişiliktir. 18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

227Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 28: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Mahallenin Şahanları olmak, kararalmaktır.

Karar almalıyız.Adaletsizliği bitirmek için, karar

almalıyız.Açlığı bitirmek için, karar almalı-

yız.Yoksulluğu bitirmek için, karar al-

malıyız.Faşizmin zulmüne son vermek için,

karar almalıyız.Kendimizi, ailemizi, mahallemizi,

halkımızı savunmak için, karar alma-lıyız.

Fakat öncelikle, her türlü adaletsizliğe,yoksulluğa, açlığa karşı savaşmak içinkarar almalıyız. Çünkü, tüm bu sorun-larımızın tek bir çözüm yolu vardır; si-lahlanmak ve savaşmak.

Öncelikle karar almalıyız. Kararalırsak başarırız.

“Süleyman Soylu’ya karşı silahlıve bombalı saldırı hazırlığındaydı”diyor faşizm, katlettiği devrimci İnançÖzkeskin için.

Nedir bu korkuları?Karar almış devrimcilerden korku-

yorlar. Cephe, Soysuz Süleyman’danhesap sorulacağını açıkladığından buyana emin olun ki, Soysuz Süleyman’ıngözlerine uyku girmiyordur. Çünkü,onlar bilirler ki, bir devrimci karar aldı-ğında, artık tüm koşullar, onunla birlikteolup, faşizme karşı savaşmaya başlar.Sokaklarımız faşizme karşı savaşmayabaşlar, evlerimiz, bodrumlarımız, dağ-larımız, sığınaklarımız, toprağımız, or-manımız, dedelerimiz, bebeklerimiz bilefaşizme karşı savaşmaya başlar.

Düğüm noktası, bir kez karar al-maktır.

Çünkü, karar almak, elimizin ucuyladevrim için çalışmak değildir. Kararalmak, tüm enerjimizle, tüm dinamik-lerimizle, devrim için savaşmak de-mektir. Çevremizde oluşturduğumuzenerjiyle, etkileyebildiğimiz her yeri,devrim için harekete geçirebilmektir.

Çünkü;"Kişi kendini adayana

kadar -geri çekilme olasılı-ğını içeren karasızlık hüküm sürer.Bu her zaman verimsizliğe yol açar,girişimciliği ve yaratıcılığı olumsuzyönde etkiler. Temel bir gerçek vardırki, bunun yadsınması sayısız düşün-ceyi ve harika planı öldürür; kişikendini bir amaca adadığında, evrenonunla işbirliği yapar. Başka türlüasla oluşmayacak güçler ortaya çı-karak kişiye yardım eder. Kişinin ver-diği karar sonucunda kendini des-tekleyen bir olaylar zinciri gerçekleşir;aklının ucundan bile geçmeyen hertürlü beklenmedik olay ve yardımlakarşılaşır. Düşleyeceğiniz her şey içinyola koyulabilirsiniz. Yüreklilik, içindezekâyı, gücü ve büyüyü barındırır.Hemen başlayın!..” Goethe

Çünkü; karar almak, kendini ada-maktır ve topraktan taşa, yaşlıdan gen-ce, düşünceden duygulara her şeyi veher yeri, bu karar doğrultusunda hare-kete geçirmektir.

Çünkü, karar almak; saflaşmaktır.Çünkü, karar almak, saflaştırmak-

tır.Halkı, faşizme karşı saflaştırmak

için de karar almalıyız.Karar aldık, “Dünyanın Türki-

ye’sinde Devrim Yapacağız” dedik.Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cep-hesi olduk.

Karar aldık, Kızıldere’nin yolundadevrim yürüyüşümüzü sürdürmek için,Devrimci Sol olduk.

Karar aldık, “Cunta 45 MilyonHalkı Teslim Alamaz”dedik.

Karar aldık, “tek tipelbiseyi giymeyeceğiz,inançlarımızdan soyun-mayacağız” dedik. Öldük,ama inançlarımızı büyü-terek, geleceğe taşıdık.

Karar aldık, “silahlımücadeleyi şehirlerde vekırlarda örgütleyeceğiz”dedik, Atılım gerçekleş-

tirdik. Onlarca irili ufaklı silahlı pro-paganda eylemini hayata geçirdik. Fa-şizmin korkusunu, halkın umudunu,şehirlerde ve kırlarda büyüttük.

Karar aldık, darbecilik ihanetiniezip geçtik, Devrimci Halk KurtuluşPartisi-Cephesi olduk. Türkiye HalkKurtuluş Partisi-Cephesi, DevrimciHalk Kurtuluş Partisi-Cephesi ile ye-niden yoluna, partili savaşla devam etti.

Karar aldık, emperyalizmin vefaşizmin, Türkiye’de devrimci hareketitasfiye ve hapishanelerde devrimcileriteslim alma saldırısına, bedenlerimiziölüme yatırarak barikat ördük.

Karar aldık, emperyalizm ve fa-şizm, Türkiye topraklarında da silahlımücadeleyi tasfiye etme programınıuygulamaya koyarken, şehirlerde vekırda silahlı savaşı büyüttük, tekellericanevinden vurduk. Çok sayıda silahlıeylem gerçekleştirdik. Silahlı müca-delede ısrarımızı koruduk. Hapisha-nelerdeki saldırıya, ölümü sıradanlaş-tırarak cevap verdik.

Karar aldık, “ülkemizin bütündağlarında olacağız dedik. Kararaldık”, şehirlerde, faşizmin silahlı,silahsız güçlerini mahallelerimizdensürüp, şehirlerin merkezlerine hap-sedeceğiz” dedik.

Faşizm, adı gibi biliyor ki, bukararımızı da hayata geçireceğiz.Faşizm, adı gibi biliyor ki, bu ülkeninbütün dağlarında olacağız, şehirle-rimizden faşizmi söküp atacağız.Karar aldık ve faşizm biliyor ki,devrimi adım adım büyüterek, halkıniktidarını kuracağız.

Karar Almalıyız;Faşizme Karşı Savaşacak

ve KazanacağızMİLİSLER MAHALLENİN

ŞAHANLARIDIR

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!28

Page 29: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Burjuvazi halkı aşağılar, halka güvensizdir, halkı kişi-liksizleştirmek için elinden geleni yapar.

Devrimcilik ise bize kişiliğimizi, armağan eder. Dev-rimciler, dünyanın en soylu işini yapmaktadırlar. Çünküyüzünü bile görmedikleri insanlar için ölmek dahil hertürlü bedeli göze alırlar ve doğruyu söylemek, gerçekleriyaşatmak için savaşırlar. Bireyi değil, kolektivizmi savu-nurlar. Özel mülkiyet düzenini yıkıp,toplumsal üretim ve paylaşım sisteminikurmaya çalışırlar. Devrimciler; hırsızın,yalancının, ahlaksızın, sahtekarın, do-landırıcının, sömürücünün, asalağın, iş-kencecinin baş düşmanıdır.

Ve biz, idealizmin gölgesini bile is-temeyiz. Ve idealizm hastalığını bün-yemizden kazımak için elimizden geleninfazlasını yaparız. Fakat yine de hatasızolmayacağımızı biliriz. Çünkü biz ma-teryalistiz. Materyalizm, madde demektir.Madde, bizi gerçeğe götürür.

Şuna inanıyoruz ki, aklımız diyalektikolmalıdır. Diyalektik demek, 4+3 ile dü-şünmek demektir. Yani diyalektiğin 4 ilkesi ile materyalizmin3 temel ilkesi... Bunları bilirsek eğer, çözümsüz görünen herşeyin mutlaka açık bir kapısı olduğunu görürüz.

Felsefenin Temel İlkeleri kitabı 543 sayfadır. Biz bukitabı tek sayfaya indirerek, 4+3 şeklinde özetliyoruz.Bunlar ise kısaca şöyle:

A- Diyalektiğin 4 Temel İlkesi:1- HER ŞEY BİRBİRİNE BAĞLIDIR.2- HER ŞEY DURUM DEĞİŞTİRİR.3- NİCEL BİRİKİM, NİTEL DEĞİŞİME SEBEP

OLUR.4- ZITLAR, SAVAŞIM HALİNDEDİR.

B- Materyalizmin 3 Temel İlkesi:1- DÜNYA MADDİDİR.2- MADDE, BİLİNÇTEN ÖNCE GELİR.3- DÜNYA TANINABİLİR.Bunların en temelinde ise ZITLARIN BİRLİĞİ İLKESİ

vardır. Karşıtların Birliği: Biri, diğerine dönüşerek çelişkiçözülecek. Kötü iyiye, yanlış doğruya dönüşecek.

Biliriz ki, iyi ile kötü bir-aradadır. Korku da cesaretde aynı insanda buluşabilir.Yalan ve doğru da biraradabulunabilir. Birbirine karşıtolanlar, birarada bulunurlar.Burjuvazi olmadan proletar-ya, proletarya olmadan bur-juvazi olmayacağı gibi...

Diyalektik görüş öğrenil-diğinde, her şeyi açıklayabilirve çözebiliriz.

Diyalektik, karşıtların ha-reketlerini gözlemleyerektahlil etmeyi ve bu tahlile

dayanarak çelişkileri çözme yöntemleri bulmayı öğretir.Bu düşünce bize neyi öğretir; mükemmel insan yoktur.

Ama devrimcilik yapan insandan daha ileri bir insan dayoktur. Çünkü devrimciler, akıl tamircisidir. Çünkü dev-rimciler, özel mülkiyete dayanan, halkın emeğini çalıpzenginleşen bu düzeni yıkmak için çalışırlar. Devrimciler,yeniyi, ileri olanı temsil ederler.

Mükemmelliyetçilik bir hayaldir. Umutsuzluğun, inanç-sızlığın, değersizleştirmenin yolunu açar. Mükemmelli-yetçilik, idealizmin hastalığıdır.

Mükemmelliyetçilik değil, emekçilik... İdealizm değil,materyalizm bizim klavuzumuz olmalı.

KARŞITLARIN HAREKETLERİNİ GÖZLEYEREK, ANALİZ YAPMAYI; ANALİZ ÜZERİNDEN DE ÇELİŞKİLERİ ÇÖZME YÖNTEMLERİNİ BULABİLİRİZ

Parti bir yandan yanlış ideolojilerekarşı savaşırken, bir yandan da hata

yapanlara hatalarını düzeltme fırsatı verir.Ama hatada ısrar edilirse, bunlar uzlaşmaz

karşıtlık haline gelir.Uzlaşmaz karşıtlık ile çelişki farklı

şeylerdir. Öneğin; sosyalizmde uzlaşmazkarşıtlık yoktur ama çelişki vardır.

Karşıtların birliği, doğanın vetoplumun temel yasasıdır. Bundan dolayıdüşüncelerinin temel yasasıdır. İnsanın

bilgi tarihinde büyük bir devrimdir.

Devrimci Sanat Üzerindeki Baskılara Son!Ankara’da, Fotoğraf ve Sinema Emekçileri (FOSEM)

çalışanı İsmail Cengiz Mumcu’nun, Tuzluçayır’da ailesiylebirlikte yaşadığı apartmana giden polisler, apartman sa-kinlerine, kendisi hakkında sorular sorarak bilgi almayave Mumcu’yu suçlu göstermeye çalıştı. Hakkında herhangibir yakalama ve tutuklama kararı olmayan Mumcuhakkında apartman sakinlerine; “Onu soruşturuyoruz,siz, onun kim olduğunu biliyor musunuz, ne işler yaptığınıbiliyor musunuz?” türü sorular soran polisler, apartman

sakinlerinden “Nereden bilelim biz sizin polis olduğunuzu?Önce kimliğinizi gösterin. Ayrıca biz, onu tanıyoruz, iyibir insan. Ailesiyle birlikte yaşayan, işine gidip gelen bi-risi…” cevabını aldı. Apartman sakinlerine bir süre dahasorular soran polis ekipleri, daha sonra apartmandanayrıldı. Konu ile ilgili FOSEM 10 Haziran’da kısa biraçıklama yayınladı:"… Daha önce de defalarca kez göz-altına alınan ve tutsaklıklar yaşayan arkadaşımızın başınageleceklerden, Ankara Emniyeti sorumludur. Baskılarınız,gözaltılarınız, tutuklamalarınız vız gelir. Bizler devrimcisanat yapmaya devam edeceğiz!”

aklımızdİyalektİk

materyalİzmdİrDEVRİMCİLİK AKIL TAMİRCİLİĞİDİR

4+3

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

29Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 30: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Halktan ve hayattan öğreniyor,kavganın suyunda çelikleşiyoruz. Nicesınavlardan geçtik, yendik-yenildik.Can verdik, umut olduk. İdil'in, AyşeGülen'in ayak izlerinden yürüyoruz.

30 Haziran Salı günüydü; saat11.00 civarlarında, oturduğumuz ma-sanın başında günlük işlerimizi prog-ramlıyorduk. Arka kapı tarafındantelsiz sesleri gelmeye başladı. Nö-betçimiz, kameralardan, telsiz sesiningeldiği tarafı kontrol etmeye gitti. Buarada, kafe bölümüne giden kapınınzorlandığını gördük.

Gelenler davetsizdiler, hoş gelme-mişlerdi. Bizim kapılarımız, halkımızaardına kadar açıktır ama düşmanları-mıza karşı, geçilmez bir barikattır.

Barikatın Ardı Vatandır;Vatan Korunacaktır

İlk defa karşılaşmıyorduk katilpolislerin baskınlarıyla. Günay'ı, Di-lek’i ve Sılamız'ı sırtından vuran ka-tiller, sokaklarımızı kana bulayanlar,gençlerimizin beynini asfaltlara akı-tanlardı. Katil sürüsü kapımıza da-yanmıştı; vatan savunulacaktı.

Çok sakiniz. Tıpkı kuşatıldıklarıüslerinde, kurşun yağmurlarına, slo-ganlarıyla karşılık veren ve kanlarıyladuvarlara umudunu işleyenler gibi.Kurumumuzda 11 kişiyiz. Herkes neyapacağını biliyor. Kavganın kanunu,saldırı varsa direniş kaçınılmazdır,direneceğiz!

Kapılarımızı kilitledik, pencere-lerimizi kapattık. Sloganlarımızla,marşlarımızla cevap veriyorduk iş-kenceci katillere.

Pencere demirlerini kesmeye baş-ladılar. Demirleri keserken, kaynakmakinesinin çıkardığı kıvılcımlar yan-gına sebep olmuştu. Çıkan yangınnedeniyle bir an düşman da panikledi;öfkemiz karşısında geri çekilip, sonrayangını söndürmeye çalıştılar. Kültürmerkezimizin içini yoğun bir dumankaplamış, nefes alamaz duruma gel-miştik. Dumanın daha az olduğunudüşündüğümüz, arkadaki kadınlarodasına çekildik. Yaklaşık 45 dakikasonra katil sürüleri buraya da girdi.

Ellerindeki kana bakmadan pa-

pazlık yapıyorlar;“devletin polisiylebaşa çıkılmayaca-ğını, kendimizi ez-dirmememiz gerek-tiği”ni anlatıyorlar-dı.

Çok geçmedenyüzlerindeki maskedüştü ve vahşice sal-dırmaya başladılar.Bizi birbirimizdenkopartıp, sürükleye-rek, mutfak bölümü-ne atmaya çalışıyor-lardı. Bizler de birbirimize kenetlenip,haykırıyorduk slo-ganlarımızı katillerinyüzlerine; İşkenceYapmak Şerefsizlik-tir, Yaşasın HalkınAdaleti... diye.

İçimizden ilk kopardıkları arka-daşımızı otobüse götürmüşlerdi. Gerikalanları da mutfak bölümünde üstüste atarak ters kelepçe vurmaya baş-ladılar. Üzerlerimize oturuyor, beli-mize, kafamıza vuruyorlardı. Buradansürükleyerek arabaya götürmeye baş-ladılar. Bizi susturabilmek, sloganla-rımıza engel olabilmek için de ağzı-mıza biber gazı sıkıyorlardı.

İşkenceciler, kalıcı yaralar bırak-mamak, bir yerlerimizi kırmamak içinözel olarak "dikkat" ediyorlar, iz bı-rakmayacak şekilde vuruyorlardı. Bukonuda amirlerinin uyarısı da dikka-timizi çekmişti. Görünür yaralar açıp,teşhir olmak istemiyorlardı.

İşkence, çevik kuvvet otobüsündeve yol boyunca devam etti. Sultan'asaldırıyorlardı, yüzünde morluklar,yaralar oluşmuş, dudağı 7 cm kadaraçılmıştı. Bergün'ün saçlarından çe-kiyorlar, tutam tutam saçlarını kopa-rıyorlardı. Kafalarımıza sürekli yum-ruklarla vuruyorlardı...

İşkenceler, gözaltına aldıkları andan,bırakılıncaya kadar aralıksız sürmüştü.

Bizi hastaneye götürüp, otobüs-lerden indireceklerinde; içeri giriphepimizin saçını-başını, üstünü dü-zeltmeye çalıştılar. Bergün'ün saçlarını

çekerek kopardıkları için, kelleşenbölümleri görünmesin diye montununkapşonunu başına çektiler.

Öyle pervasızlardı ki; “toparlanın,kendinize çeki-düzen verin, basın siziböyle görmesin” diyorlardı. Hasta-nedeki işlemler bittikten sonra bizi,Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne götür-düler. Yol boyunca ters kelepçeli hal-deyken yaptıkları işkencelerden dolayıbayılan arkadaşlarımız oldu.

Otobüslerdeki işkence şube giri-şinde, üst aramasıyla devam etti. Keyfibir şekilde soymaya çalışıyorlardı.Bazı arkadaşlarımızın gömleğini, ti-şörtünü, bazı arkadaşlarımızın dabütün elbiselerini soydular. Bu işken-celere, sloganlarımızla, direnerek ce-vap verdik. Daha sonra hepimizi hüc-relere attılar.

Biz, beş kadın aynı hücredeydik.Başımıza aldığımız darbelerden dolayıhemen hepimizde yoğun bir baş ağrısıvardı. Sultan'ın yüzü tamamen şiş-mişti.

Keyfi bir şekilde gözaltına alın-mamızı, yapılan işkenceleri protestoetmek için açlık grevindeydik. Göz-altına alınışımızın ve açlık grevimizin5. gününde, su ve şeker almayı dakestik. Çünkü hücrelerde de keyfiyetve işkence devam ediyordu. Kapıla-

İdil Kültür Merkezi’ne AKP’nin Katil Polisi SaldırdıKavganın Kanunu; Saldırı Varsa, Direniş Kaçınılmazdır. Direneceğiz!

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!30

Page 31: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

rımızı açmıyorlar, tuvalete bile bı-rakmıyorlardı. Bizi, suçlu psikolo-jisine sokup, her yaptırımlarına uy-mamızı istiyorlardı. Nafile bir ça-baydı. Çünkü bu hücreler ilk defadevrimcilerle tanışmıyordu. İşken-cede direnmek bir görevdi. Biz, gör-evimizi yapıyor, onurumuza sahipçıkıyorduk. Haklı ve meşru olmanıncoşkusuyla, geleneklerimizden al-dığımız güçle, biz de direndik.

Hiçbir şey bizi değerlerimizdenkoparamazdı; 3 Haziran '63'ü unut-madık. Hücrede yaptığımız bir et-kinlikle, Nazım Hikmet'i ve onurluaydınlarımızı andık.

Hiçbir yaptırımlarını kabul et-medik. Faşizmin işkencehanelerinde"Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Müca-delemiz", "Grup Yorum Halktır, Sus-turulamaz", "Bizi Yenemiyeceksiniz"sloganlarımız, türkü ve marşlarımızhiç susmadı.

Gözaltına alınışımızın son ikigünü, parmak izi işkenceleriyle geçti.Hücreden alıp, sürükleyerek götü-rüyorlar, 5-6 kişi üzerimize oturuyorve ellerimizi tutarak, zorla parmakizi alıyorlardı. Bu işlemler bittiktensonra karakola götürüp ifadelerimizialmak istediler. Hiç kimse ifade ver-medi. Ertesi günü adliyeye çıkardılar.Bu işlemlerin her aşamasını işken-ceye çeviriyorlar, ters kelepçe iş-kenceleri sürüyordu. Adliyedeki ifadeişlemleri sürerken, yaklaşık 4-5 saatboyunca, ters kelepçeli bir şekildearaçlarda bekletildik.

Neyle suçlandığımızı merak bileetmiyorduk; çünkü “minareyi çalankılıfına uydurmaya” çalışacaktı. İdil

Kültür Merkezi’mizin ça-lışmalarına engel olmak,Grup Yorum'un sesini sus-turmak için, nasıl olsa bir"suç" bulacaklardı. Fakatbu kez tüm akıl dışı zor-lamalarına rağmen bir şeybulamamışlardı. Bir GrupYorum üyesine "İdil Kül-tür Merkezi'ne gidiyormusun" diye soruyorlardı.

Gittiğimizi, gitmeye devam edece-ğimizi, sesimizi susturmaya kimseningücünün yetmeyeceğini haykırdık.

Sekiz günlük işkencelerin ardından7 arkadaşımız keyfi bir şekilde tutuk-landı. Şaşırmıyoruz, "nasıl olur" de-miyoruz; faşizmin yasaları böyle işliyor.Bunu biliyoruz ve bu yüzden faşizmekarşı mücadele etmeye devam ediyo-ruz. Faşizmi yenme onuru devrimci-lerindir. Onurumuza sahip çıkacağız.

Rant İçin Değil, Halk İçin MühendislikYaptığı İçin Tutuklanan Olcay Abalay'ıSahiplenmeye Devam Edeceğiz!Halkın Mühendis Mi-marları (HMM), tut-sak yoldaşları OlcayAbalay için 10 Hazi-ran’da, 10. kez İstan-bul Kadıköy’deydi.Alana girildiğini ilkbaşta fark etmeyenAKP’nin katil polis-leri, HMM üyelerinigörünce koşarak gelipsaldırdı ve işkence ile zorla kaldırımınkarşısına götürdüler. Polis, HMM üye-lerinin işkence ile götürülmesine tepkigösteren halktan kişilere saldırarak ba-ğırdı. Aynı zamanda basın açıklamasısırasında ilçe emniyet müdürü gelerek,alandaki sivil ve özel tim po-lislerini“kaç kişisiniz, nasıl 2 kişiyi tutamıyor-sunuz, alana sokup bu kadar ses getir-mesine bir şey yapamıyorsunuz, 2 kişiyebu kadar arbede çıkarmalarınıa izin ve-riyorsunuz” gibi cümlelerle azarladı. Ar-dından HMM, Olcay Abalay için basınaçıklamasını okuduktan sonra, fotoğrafve dövizlerden oluşan sergiyi hazırlayıpoturma eylemine başladı. Yanı başında,işleri, ekmekleri için eylem yapan kamuemekçileri ve desteğe gelen devrimci,demokrat dostları ile halaylar çekti.Eylem sırasında, Olcay Abalay’ın haksız,hukuksuz tutuklanmasını teşhir eden150'ye yakın bildiri dağıtıldı. Eylem saat16:00’da sloganlar ile bitirildi. Yaşananolay üzerine de açıklama yapan HMM,kısaca şu sözlere yer verdi: “Buradanbir kez daha söylüyoruz: Alanları, mey-danları halka yasaklayamazsınız. Keyfiolarak, karşıya geçin orada açıklama ya-pın, diyemezsiniz. Her geldiğimizde, bizhep Boğa’da olacağız. Faşizme karşı bumücadeleyi her zaman sürdüreceğiz.Gözaltı, tutuklama ve işkence tehditleriniz,bize asla geri adım attıramaz. Çünkübiz o meydanlara, tüm bunları gözealarak çıkıyoruz. Sizin gözaltınızdan daişkencenizden de tutuklamanızdan dakorkmuyoruz. Çünkü meşru olan biziz,haklı olan biziz.”

Tutuklamalar, Tiyatro Oyunumuzu HalklaBuluşturmaya EngelOlamadı, Olamayacak!

İdil Halk Tiyatrosu, 3 Hazi-ran’da İstanbul Kartal Uğur MumcuKültür Merkezi’nde “Şeyh Bed-rettin’den Berkin’e Hakikat SavaşıSürüyor” isimli tiyatro oyununusergiledi. Oyuncularının tutuklu,kadronun eksik olmasına rağmentiyatro oyununa ilgi vardı ve 70kişi katılım sağladı. Son olarak,açıklama yapan İdil Halk Tiyatrosukısaca şu sözlere yer verdi: “30Mayıs'ta İdil Kültür Merkezi’neyapılan baskında gözaltına alınaniki oyuncumuz çıkamasalar da,oyun engellenemedi ve tüm coşkusuile sahnelendi.”

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

31Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 32: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

DİSK Genel Başkanı Kani Beko,5 Haziran 2017 tarihinde, Cumhuriyetgazetesinden Kemal Göktaş'la rö-portaj yaptı.

“K. GÖKTAŞ: İhraç edilen Nu-riye ve Semih açlık grevine ceza-evinde devam ediyor. Yüksel’de di-renen Veli Saçılık da sendikalardanşikayetçiydi. Sizin oraya desteğinizniye olmuyor?

Kani BEKO: Türkiye’de birçokbölgede arkadaşlarımız basın açık-lamaları yaptı. Yüksel Caddesi’nede KESK, TTB, TMMOB hepbirliktekoordineli biçimde yaptık. Çok dayalnız bırakmadılar. Ama şöyle birşey var. Türkiye’nin her yerinde kor-kunç sorunlar var. Soma’da sendi-kamıza üye olan arkadaşlarımızıDİSK’ten istifa ettirdiler. Baskı,baskı, baskı...”

AKP faşizmi, 150 bin civarındakamu emekçisini, İŞ HAKLARINIVE ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜKLERİ-Nİ GASP EDEREK İŞTEN ATTI.Emekçilerin işten atılmalarına tavıralması, direnişlerine katkı sunmasıgereken DİSK’in direnişe “desteği”200’lü günlerde geldi. Ölümün eşi-ğine gelmiş iki direnişçi için DİSK’in yaptığı basın açıklaması, bir da-yanışmadan, sahiplenmeden çok, ze-vahiri kurtarmaktı. Kemal Göktaş’ınsorusu karşısında suçüstü yakalananKani Beko, çareyi yalan söylemektebuluyor. Desteklerinin, tek bir basınaçıklaması ile sınırlı kalmadığını,desteklerinin, değişik yerlerde yap-tıkları açıklamalarla sürdüğünü söy-leyerek, direniş kaçkınlıklarını giz-

lemeye çalışmak için alenen yalansöylüyor. Nuriyeler’in direnişi içinyaptıkları ikinci bir açıklama yoktur.Ardından “bizim de üzerimizde baskıvar” diyerek, soruya cevap vermek-tense savuşturmayı seçiyor.

Neden böyledir DİSK ve onun gibidüşünen KESK, TTB, TMMOB ?

Binlerce üyesi olan, solcu geçinenbu kurumlar, neden direnişlerdenyana olmazlar?

Neden bu OHAL’le karşı, tek birdireniş örgütlemezler?

Bu, tamamen onların ideolojiktercihleri ile ilgilidir. Nedir bu tercih?Reformizm, düzeniçilik. Reformistideoloji ile düşünen, yaşayan birinin,var olan düzene, onun politikalarınakarşı cepheden tavır alması, ne di-renişler örgütlemesi ne de bu tür di-renişleri desteklemesi söz konusuolabilir.

Tercihlerini reformizmden yanayapan DİSK ve diğerleri, bu tercih-lerinden dolayı işçilerin, emekçilerinyanında değil, düzenin yanında yeralırlar.

Nuriye ve Semih için basın açık-laması yapan kurumların, OHAL'den bu yana yaptıkları hiçbir şeyyoktur. Kani Beko, kendi ağzı ileitiraf ediyor. "Soma’da sendikalarınaüye olan işçiler, işinden atılmış."Bir tepki var mı, bir açıklama varmı DİSK’ten? Yok.

Bugün AKP faşizmi, OHAL' denbu yana 5 grev erteledi. Bunlarınhangisine DİSK bir açıklma yaptı,fiili destekte bulundu. Direnen, bedelödeyen, işten atılan emekçiler için

kılını bile kıpırdatmadılar.DİSK de, KESK de sendika olarak

çürümüştür. Artık işçilerin, emekçi-lerin sendikası olma işlevlerini yi-tirmişlerdir derken, bu gerçeklerden,yani onların pratiklerinden yola çı-karak diyoruz. Geçmişlerine bakaraksöylüyoruz.

2000-2007 yıllarında hapishanelerdeyapılan ölüm oruçlarında da tercihlerinioligarşiden ve emperyalizden yanayaptılar, tutsakları yalnız bıraktılar.Oysa o gün tecrite karşı mücadele et-mek, işçilerin, emekçilerin de müca-delesinin büyümesi, onların da haklarınısavunmak anlamına geliyordu. O gündirenme hakkını savunmayanlar, bugünde ekonomik-demokratik haklarınasahip çıkamıyorlar.

Kimse kör değil!Bugün DİSK'in de KESK'in de

ne yaptıkları, ne yapmadıkları gö-rülüyor. Emekçiler, işçi sınıfının ta-rihinde ilk kez direnişe çıkan işçiler,"kahrolsun sendika" diye slogan at-mışlardır.

Bugün; ayrılar ayrı yerde, aynılaraynı yerde durmaktadır. Saflar be-lirginleşmiştir. Biz direnmeye, boyuneğmemeye devam ederken DİSK’e,KESK' e görevlerini ve sorumluluk-larını hatırlatmaya devam edeceğiz.

Yüzlerini, direnişlere dönmeleriniistemeye devam edeceğiz. Direnişleridesteklerken, fırsatçılık yapmama-larını anlatmaya, yaptıklarını eleş-tirmeye devam edeceğiz. Devrimci-liğimizden gelen görev sorumluluk-larımızı yerine getirmeye devamedeceğiz.

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!332

DİSK BAŞKANI KANİ BEKO,

YALAN SÖYLEMEYİ BIRAK!

Tercihini Düzenden Yana Değil,Direnenlerden Yana Kullan!

Page 33: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

333Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

DİH’li VAZGEÇMEYENDİRDİH’li, sorunlar karşısında vazgeçmeyendir. Bir

sorunu çözmek için on yöntem denedik ve çözemediysekon birinci yöntemi bulmamız demektir.

Sorun çözme, yöntemi aramaktan vazgeçmemektir. Vazgeçmek ise tek kelime ile inançsızlıktır. Çünkü vazgeçmek, devrimden vazgeçmektir. Sorun çözmek, emek ve sabır gerektiren bir iştir. Sorun çözmek için harcanan emek, gösterilen sabır,

ilkin kendi devrimciliğimizi geliştirecek mücadelemizibüyütecektir.

Vazgeçmemek, bir devrimcinin kendini yenilemesini,hatalarından ders çıkarmasını, sürekli kendine dönüp

bakmasını, sorunları sahiplenmesini sağlayacaktır. Sorun ne olursa olsun, çözme çabamız, bize birçok

şeyi de pratikte öğretecektir.Yani vazgeçmemek, aynı zamanda kendi eğitimimizdir. Sorunlar karşısında vazgeçmek, pes etmek, yenilgiyi

kabullenmek, devrimciliğimizi geriletecektir. Gerekli emek ve sabrı göstermediğimiz her sorunun

bizi götüreceği yer, uzlaşma olacaktır. Örneğin, bir dergidağıtımından bir eylem örgütlemeye veya herhangi birsorun çözme karşısında bahaneler bulmak, gerekçeler üret-mek, uzlaşmacı bir pratiğin sonuçlarıdır. Oysa bahaneler,gerekçeler üreteceğimize, sorunu çözmeme nedenleriniaramamız, bizi sorunla uzlaşmaya değil, çözüm noktasındayeni yol ve yöntemler bulmaya götürecektir.

Toplantı Nedir: “Birden çok kişinin, bir sorun, olay veya olgu

üzerinde görüşme yapmak amacıyla biraraya gelmelerinetoplantı denir.”

Toplantıları üç temel başlıkta ele alabiliriz:- Sorunlarımız, - İhtiyaçlarımız, - Olanaklarımız, Bu üç noktayı enine boyuna konuşup, her birinin

çözümünü bulmalıyız. Bu çözümleri hayata nasıl taşıyacağız, işte burada

yöneticiliğimiz devreye girecek, en küçük ayrıntıyı bilekonuşacağız. Yani aldığımız kararları biz yapacakmışızgibi tüm toplantıya katılanlara anlatabiliyor muyuz, ba-şarımız buradadır. Bizim yönetici olarak başarımız da,toplantının siyasi başarısı da buradadır.

Yoksa “gidin şu kadar bileti satın gelin, şu toplantıyaşu kadar insan getirin” demekle olmaz. Kendimiz yapa-cakmışız gibi düşünecek ve yollar bulacağız.

Toplantılara, mutlaka hazırlıklı gitmeliyiz; toplantıyakatılan herkes mutlaka hazırlıklı olmalı, yani elinde,kafasında bir planı olmalı toplantı ile ilgili.

Toplantılarda sorunlarımızı tartışmaktan korkmama-lıyız; sorunlarımızı tüm çıplaklığı ile tartışmalıyız kiçözüm bulabilelim.

Toplantılarımızda kolektivizmi işletmeliyiz; herkesinyaratıcılığını bir noktada toplamalı ve zenginliğimizin,bu kolektivizmden çıkacağına ikna etmeliyiz katılanları.

Toplantılarda doğru bilgiye ulaşmaya çalışmalıyız.Doğru bilgi, doğru eylem demektir.

Doğru bilen, doğru davranır. Bu konuda yoğunlaşırsak, toplantılarımız çok verimli

hale gelebilir, gelecektir. Ve bu toplantılarda düşünülerek, yoğunlaşarak yapı-

labilir hale getirdiğimiz kararları, kitlelere çok daharahat taşıyacağızdır. Ve bu toplantılar, bizim kitlelerleyapacağımız, yaptığımız yüzlerce-binlerce kişinin katıldığıtoplantılara daha güçlü katılmamızı, kitleleri daha kolayikna etmemizi sağlayacaktır.

Ve ustalarımızın söylediğini aklımızdan çıkartma-malıyız. “DEVRİMCİ İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY, SIRA-DAN GÜNLÜK ÇALIŞMAYI BAŞARABİLMEK,PRATİK HAYATIN HER GÜN, HER SAAT ÖNE ÇI-KARDIĞI KOŞULLARDA DEVRİMİN-ÖRGÜTÜNYÜKSELİŞİNİ ENGELLEYEN ŞEYLERİ AŞABİL-MEKTİR.”

(Lenin)

DİH’lilerin Toplantı Kuralları Olmalıdır1- Toplantılarımızın başlama ve bitme sürelerini be-

lirlemeliyiz.2- Toplantının gündemi belirlenmeli ve o gündemi

takip etmeliyiz.3- Toplantılara eğitimle başlamalıyız.4- Toplantılardan erken çıkmamalıyız.5- Toplantılara telefonla gelmemeliyiz.6- Toplantılara zamanında gelmeliyiz.7- Toplantılarda, su dışında bir şey yememeli ve iç-

memeliyiz.8- Toplantılarda söz almadan, söz verilmeden ko-

nuşmamalıyız.9- Her toplantıdan sonra, bir sonraki toplantının

gününü ve saatini belirlemeliyiz.10- Toplantı disiplinini bozanları uyarmalıyız ve bir

daha aynı şekilde davranmasını engellemeliyiz.

TOPLANTILARIMIZI C�DD�YE ALALIM

Page 34: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

İİşçilerin Sorunlarını Yazmaya, Dinlemeye ve Çözümler ÜretmeyeDevam Ediyoruz

Devrimci İşçi Hareketi, 7 Haziran’daİstanbul Kıraç’ta İşçi Hareketi gazetesinidağıttı.

İnşaat işçileri ve tekstil işçileri ilesohbette, çalışma koşullarının zorluk-larını anlatan işçiler, asgari ücretin dı-şında bir ücreti hayal bile edemediklerinisöylediler. 10 gazetenin dağıtıldığı ça-lışma 2 saat sürdü.

10 Haziran’da Esenyurt Kuruçeşmemahallesinde yapılan dağıtımda 5 gazetedağıtılırken DİH’liler her çaldıkları ka-pıda işçiler ile sohbet etti. Çalışanişçiler arasında asgari ücretin üstündebir ücret ile çalışan işçi hemen hemenyok gibiydi.

EkmeğimizeGöz DikenlerdenHesap Soracağız!

Kadıköy Belediyesi’nin evini yıktığıİlhami Karakoç, evinin yıkılmasınıprotesto etmek ve haksızlığı-adaletsizliğiteşhir etmek için, 10 Haziran’da daKadıköy Belediyesi’nin düzenlediği,

Haydarpaşa Tren Garı’nda gerçekleşenKitap Fuarı’nda döviz açarak eylemyaptı. Eylem sırasında önce güvenlikgörevlileri, daha sonra da bizzat gü-venlik amiri eylemi sabote etmeye,taciz etmeye başladı. Eylemin olduğusırada çevrede Halk TV’ye röportajveren CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ada, bir insanın evinden atıldığı, evininbaşına yıkıldığı, sokakta bırakıldığı an-latıldı. İlgilenip ilgilenmeyeceği soruldu,fakat Mahmut Tanal durumu geçişti-rerek, birkaç metre yanında eylemyapan İlhami Karakoç’u görmezdengeldi. Özel güvenliğin sürekli tacizi,halkın tepkisiyle son bulduktan sonra,İlhami Karakoç, eylemini daha önceplanladığı saatte, iradi olarak bitirdi.

Devrimci İşçi Hareketi, barınma veçalışma hakkı için direnen İlhami Ka-rakoç ile ilgili 11 Haziran'da bir açık-lama yaptı. Açıklamada: "Yıllardır Ka-dıköy’de oturan, tezgahıyla ekmek pa-rası kazanan İlhami Karakoç’un barı-nağı, Kadıköy Belediyesi tarafındanyıkıldı. İlhami Karakoç, barınma so-runu çözülünceye ve tezgâhı, eşyalarıona teslim edilinceye dek Kadıköy Be-lediyesi önünde direnişe devam edecek.İlhami Karakoç'un haklı direnişini des-tekleyelim. Ekmeğimize göz dikmelerineizin vermeyelim." denildi.

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!34

���R:

Feda Destanı’ndan...Bir camdan kulenin 35.

Katındaydı

Dinç Payda� Bey'in ofisi

Dinç mi dinç oldu�u bir sabahta,

aç gözlerle

�ehri tarıyordu gözleri

beyefendinin

“Gözün gördü�ü ve görmedi�i

her�ey

benim olsa” diye iç geçirdi Dinç

Payda�

Gökdelenler üzerine

dü�ünüyordu bir süredir

Ne yalısı, ne villası... Hiçbirinde

yok

bu ofisin tadı

Yukarı çıktıkça çıkası geliyor

insanın

Dünyaya en tepeden bakası

geliyor

Tepeden bakmayı oldu bitti

severdi Dinç Bey

Adı gibi dinç olsun demi�lerdi,

öyle de oldu...

Do�du�undan beri, 1118 çe�it

peynirle beslemi�lerdi

Damarlarında dola�an kan,

daha bir kırmızıydı

haliyle, Dinç Payda� Bey'in

Peder Payda�... Nam-ı di�er

“Sanayimizin kıymetli devi”

Üç 'S' ye dü�mandı

“Sendika, Sigorta, Sözle�me”

denildi�ini

duyunca kıymetli dev

Kırmızı görmü� kızgın bo�aya

dönerdi

Saldırının 'S'sine güvenirdi

Sindirmenin 'S'sini pek severdi

Hayalleri vardı peder Payda�' ın

“Bir fabrika kurulacak, içi-dı�ı

pırıl pırıl parlak

Kapıda kart basma makinası

olacak

Gereksiz mahlukat zinhar içeri

alınmayacak

Trik trak, kartı tak, bırak...

Mavi mavi tulumlar kartı

takmaya uzanacak

(Gülnihal Yılmaz

Fatma Tokay Köse)

Kıssadan HisseSavaşçı, Çalışmaktan

Asla Vazgeçmez Artık faal konumda olmayan bir

savaşçı şöyle dedi: "Hayatımız boyuncaçeşitli düzeyde becerilere sahip olu-yoruz. Başlangıçta, henüz yolun ba-şında olduğumuz ve pek bir şey bil-mediğimiz için etrafımızdaki insanlarında kendimizin de beceriksiz olduğu-muzu düşünürüz. Bu aşamada hiçbirişe yarayamayız, sadece öğrenmeyedevam ederiz.

Biraz kavramaya başladıktan sonrabile hala uygulama için hazır olmayız,ama kendimizin ve etrafımızdakilerineksikliklerini görmeye başlarız.

Yavaş yavaş ustalaşmaya başlayın-ca, başarılarımızla gurur duyar, yakı-nımızdakilerin eksikliklerini fark ederve onlara yardımcı olmaya çalışırız.Bu aşamada işe yaramaya başladığımızı

hissederiz. En yüksek seviyeye eriştiğimizde

hiçbir şey bilmiyormuş, çabalarımız işeyaramıyormuş gibi görünür. İşte aydın-lanma bu noktada gerçekleşir, sonsuzsırlar artık avucumuzdadır. Aydınlanmayolu ve ustalığın sonsuz olduğunu an-layınca, sonuca ulaşma telaşı olmaksızınyolu takip etmekten memnun oluruz,çünkü yolun sonu olmadığını fark ederiz.Her gün daha iyi olmak için gayret ederve öğrendikçe aslında hiçbir şey bilme-diğimizi anlarız".

Yagyu Sensei ise, "Şimdiye kadarbaşkalarını alt etmeyi öğrenmedimama en iyi durumdayken kendimi altetmeyi öğrendim" dedi.

Her zaman daha iyi olmaya çalış-malıyız. Daha iyi bir anlayışa sahipolmak için her gün çaba sarf etmelive asla vazgeçmemeliyiz.

("Hagakure Savaşçının Yüreği" adlıkitaptan alıntıdır)

Page 35: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

KKEC’LiLER, EKMEK VE ADALETMÜCADELESiNDEN VAZGEÇMEYECEKLER!

KEC’liler olarak, engüçlü halkayı tutacağız

ve sonuna kadar çekeceğiz.Başladığımız işi bitireceğiz.Ne polisin copu, ne biber

gazı, ne kalkanı, ne işkencesi, ne gözaltısı, ne tutuklamasıbizi korkutamaz.

KEC’liler olarak, her gün “Nuriye ve Semih’in ta-lepleri kabul edilsin” diye haykırıyoruz.

Her gün; dayanışmanın, sahiplenmenin, yoldaşlığınen hasını, canımızı dişimize takarak gösteriyoruz.

KEC’liler, haklılıklarına, meşruluklarına inanıyorlar. Polislerin saldırısı karşısında yere oturup, direnişin

haklılığını, meşruluğunu anlatmaya devam eden Nazife’nintavrında; Acun'un, polis kalkanlarının arasında tek başınaverdiği mücadelesinde; Abidin'in, onlarca polisin arasındaelleri cebinde sakin duruşunda...

KEC’liler, kamu emekçilerin onurudur.KEC’liler yaptıkları direnişleriyle, ödedikleri bedelleri

ile kamu emekçilerinin hem onuru hem de umutlarıdırlar.’90’larda ayağa kalkıp yürümeye başladıklarında, geriye

somut bir kazanımla döndüler. İlk grevli toplu sözleşmelisendikayı KEC’liler kurdu.

Bugün de OHAL kararnamelerine karşı sürdürdükleridirenişleri ile, olmazı olur kılıyorlar. “Birşey yapılamaz”denen ortamda, AKP faşizminin herkesi hizaya soktuğubir ortamda boyun eğmenin onursuzluk, direnmenin iseonur olduğunu gösteriyorlar.

Tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz.Ayağa kalkalım! Atalım üzerimizdeki yorgunluğu, silelim aklımızdaki

korkuyu.Ödenen bedeller, yenilen coplar, yerlerde sürüklenmeler

senin için.80 milyon halkımıza sesleniyoruz;Bir avuç işbirlikçi ve hain dışındaki onurlu halkımıza

sesleniyoruz. Bu direnişe omuz vermelisiniz, el vermelisiniz.

Direnişin büyümesi için meydanlara çıkmalısınız, eli-nizden gelenin fazlasını yapmalısınız.

Esnafsan, dükkanın camına Nuriye ve Semih resimleriasmalısınız ev kadınıysanız, akşamları Nuriye ve Semih’induyacağı sesleri çıkartmaya devam etmelisiniz; gençsen,açlığını Nuriye ve Semih'in açlıklarına katık etmelisiniz;

İşçiysen, üretimden gelen dev gücünüzü, bir süreliğineNuriye ve Semih' in direnişine destek olmak için durdurmalısınız.

Sendikalar, demokratik kitle örgütleri biraraya gelerek“Nuriye ve Semih’in talepleri kabul edilsin” diye sürekli,düzenli, sistematik eylemler yapalım, yapılanları yaygınlaş-tıralım.

Nuriye ve Semih’e;sizi sahiplenmeye,sizin için her gün eylem yapmaya,sizin için her gün bedel ödemeye,sizin için bugün daha fazla ne yapabiliriz diye düşünmeye

devam edeceğiz.Onurumuzu, namusumuzu, geleceğimizi, her şeyimizi

sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.Nuriye ve Semih'in talepleri kabul edilene kadar, di-

renmeye devam edeceğiz.

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

35Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

KEC’Lİ KİMDİR?İdeolojik olarak sürekli güçlenendir.Bunun için sürekli, düzenli ve sistematik olarak okuyandır.

Okuyarak öğrenen ve bilinçlenendir.Teorik olarak kendini geliştiren, öğrendiklerini uygula-

yandır. Teorik olarak öğrendiklerini hayata uygulayarak,edindiği deneylerle ideolojisini sürekli güçlendirendir.

Eleştiri-özeleştiri silahını kullanarak, hatalarından dersçıkartandır.

Hayatın her alanına ilişkin politika üreten, ürettiği poli-tikalarla ideolojik olarak güçlenendir.

Uzlaşmazdır. Düzene ait hiçbir politika ile uzlaşmaz.Uzlaşmazlık, ideolojik güçlenme aracıdır.

Page 36: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!336

KESK, Yüzünü Düzene Değil,Direnişe Dönmelidir

AKP faşizmi, OHAL ilan edeli onbir ay geride kaldı. Bu sürezarfı içerisinde, FETÖ bahanesiyle çıkarılan KHK’larla yüzbindenfazla kamu emekçisi, tüm hakları, kazanımları ellerinden alınarak,işsiz, çaresiz bir şekilde bırakılarak sokağa atıldı. İçlerinde çoksayıda KESK üyesi olmasına rağmen, yaşanan haksızlığa, adaletsizliğedenk düşen bir direniş örgütlenmedi. Ne OHAL ne de başka nedenler,direnmenin önüne engel teşkil etmiyor halbuki… İşte Nuriye veSemih, direnişte 216. günü geride bıraktılar. Açlık grevinde 96 ,tut-saklıkta 20 günü doldurdular. Bugün, ülkemizin ve dünyanın birçokyerinden insanlarımız, onlarla dayanışmak için eylemler düzenliyor.Onların açlığına ortak oluyor. Hal böyle iken KESK ne yaptı, ne yapıyor?

Kendisine “devrimci-demokrat” misyonu biçen, emekçinin haklarıiçin mücadele etme” iddiasını taşıyan, bir sendikanın, en asgari olarakyapması gereken bir direniş örgütlemektir. Ne yazık ki KESK, bırakalımbir direniş örgütlemeyi, sürmekte olan direnişlere dahi alabildiğine uzaktır.Bu uzaklık, KESK’e hakim olan reformist ideolojinin bir sonucudur.Uzun zamandır direnmeyi gündeminden çıkarmış, AKP’nin koltuk değneğiolma görevini üstlenmiştir. Dönem dönem, tabandan gelen zorlamalarlaeylemler yapmak zorunda kalsa da, bunlar sonuç alıcı bir mücadele hattıyaratmanın çok uzağında olan ve var olan kitleyi oyalama, aldatmaamaçlıdır. Böyle olduğu içindir ki Trabzon’da ve Bursa’da bulunanKESK’e bağlı sendikalar, aylardır açlık grevinde olan, her gün gözaltınaalınan, işkence gören ve en nihayetinde AKP faşizmi tarafından tutuklananNuriye ve Semih için, destek açlık grevi dahi yapılmasını engellemişlerdir.

Her sözlerine, direnme ve teslim olmama ile başlayan, sürekli direnişprogramları çıkaran KESK, direnişe destek vermediği gibi, direnişle da-yanışma içerisinde bulunmak isteyenlere dahi tahammülsüzdür. Bu ta-hammülsüzlük, kendi aczinin ortaya çıkmasındandır. Kendi sarı sendika-cılığından, reformizm batağına saplanmasından, icazet almadan hareketedemeyecek duruma gelmesindendir.

OHAL’den sonra Ankara’ya yürüme kararı aldı. Ancak daha ilk en-gellenmede “otobüslere şuradan biniliyor” diyerek, KESK’lilere geridönüş yolunu gösterdiler. Kurultay düzenlediler, ancak OHAL’e karşı birdireniş programı çıkaramadılar. Üyelerinin baskısıyla yer yer eylemleryapsalar da bunlar da sonuç alıcı bir mücadele pratiğinden uzak kendili-ğindenci eylemler olarak kalmıştır.

KESK, kazanmaya odaklı, sonuç alıcı hiçbir direniş örgütleyememiştir.Bunu yapmadığı gibi, var olan direnişlere de uzak kalmış ve Trabzon,Bursa gibi yerlerde, Nuriye ve Semih için yapılmak istenen destek ey-lemlerine izin vermemiştir. Trabzon’da çocukları yaşındaki Dev-Genç’lileresaldıracak kadar, gözleri dönmüştür.

Bu, devrimci bir sendikanın pratiği değildir ve olamaz da. KESK,yüzünü düzene değil, devrime dönmelidir. Trabzon ve Bursa’da yaşa-nanlardan dolayı özeleştiri vermelidir. Bunu yapmadığı taktirde, buolumsuz pratik, KESK’in ayaklarına bağlanan taş olarak, onu daha fazladüzenin bataklığına çekecektir. Yüzünü devrime dönmeyenler, düzeninçamurunda boğulmaya mahkumdurlar.

KESK, tercihini direnişten yana yapmalıdır. Bunu Nuriye ve Semih’indirenişlerini sahiplenerek göstermelidir. “Nuriye Semih’in talepleri, bizimde taleplerimizdir” diye meydanlara çıkmalıdır.

Varolan direnişlere katılmalıdır.

Kıssadan Hisse

BiRLiKTEN KUVVET DOĞAR Bir baba, son günlerinde hasta yatağında

iken, beş oğlunu yanına çağırır. Onlarader ki: “Hepiniz aynı boyda ve aynı ka-lınlıkta ikişer sopa kesip getirin.” Oğullarsopaları getirince, baba: “Şimdi sopaları-nızın birer tanesini bana verin, diğerlerisizde kalsın.” Çocuklar öyle yaparlar.

Baba, kendinde toplanan beş sopayı,daha önce hazırlattığı bir sicimle büyükoğluna sımsıkı bağlatır ve o bağlı sopalarıtekrar eline alır. Oğullarına, büyüktenküçüğe sırayla “elinizde kalan tek so-paları kırın” der. Oğullar sırayla elle-rindeki sopaları kolaylıkla kırarlar. Beşibir araya bağlanmış sopaları baba, önceen büyük oğula verir: “şimdi bunu kır!..”der. Büyük oğul kıramaz. Sırayla diğerdört oğul da dener, hiçbiri kıramaz.Baba, bu öğretici uygulamadan sonra,alınacak dersi dile getirir: “Görüyorsu-nuz, tek sopalarınızı hepiniz kolaylıklakırdınız. Ama beşi bir arada bağlı sopalarıhiçbiriniz kıramadınız. Siz de tek tekolursanız, sizi kolayca alt ederler. Amabeşiniz birlikte, birbirinize bağlı, tutkunve birbirinize destek olursanız, sizikimse yenemez. Siz, birlikte daimagüçlü olursunuz. Birliğinizin harcı; sevgi,yardım ve hoş görmektir. Birbirinizekızmayacaksınız, affedeceksiniz. Kim-senin, sizin birliğinizi bozmasına izinvermeyeceksiniz. Birbirinizin değerinihep görecek, hep söyleyeceksiniz. Bir-likte yücelecek ve mutlu olacaksınız.Birlikten kuvvet doğduğunu herkesegöstereceksiniz. Sizlerden son dileğimbudur.”

Page 37: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde faşist birgüruh, kampüs içinde devrimci, demokrat öğrencilere sal-dırdı. Edinilen bilgilere göre, son süreçte faşistler tarafındantacizlerin olduğu ve o gün saldırmak için bahane olarak“Ramazan’da yemek yiyemezsiniz” olmuştur.

Olaylar sonrasında İF (İletişim Fakültesi)'de gerçekleşensaldırıda, yaralı 3 öğrenci ambulansla hastaneye kaldırılırken;saldırıya uğrayan 33 öğrenci de gözaltına alındı.

Bu faşist güruhu tanıyoruz. AKP’nin, üniversitelerde OHALile beraber artan baskılarını fırsat bilerek türeyen it sürüleridir.Güçlerini faşizmden alıyorlar. Ellerini kollarını sallayıp üni-versiteye giriyor, özel güvenliğin karşısında tespih, palasallayarak devrimci-demokrat öğrencileri tehdit ediyorlar.

AKP faşizminin, Ankara Üniversitesi'nde muhalif öğ-rencileri sindirme politikaları, ne ilk ne de sondur. AnkaraÜniversitesi, uzun yıllardır devrimci, demokrat öğrencilerin,faşizme karşı koruduğu mevzilerden biridir. Hiçbir zamanfaşistlere teslim edilmedi bu kampüs. Gün geldi birçoköğrenci okuldan atıldı. Gün geldi öğrencilere destek verendemokrat akademisyenler, KHK’larla ihraç edildi. AncakAnkara Üniversitesi'nde devrimciler, tek başlarına dakalsalar faşizme teslim olmadılar.

AKP, özellikle OHAL ile birlikte, hem öğrenci hem deakademisyenlere dönük kitlesel tutuklama ve atılma ka-rarlarıyla faşistlere alan açmaya çalışıyor. Ama bu süreçlergeçicidir. Baskı varsa direniş de vardır, var olacaktır.

Öğrenci gençlik, yıllardır koruduğu bu mevzileri terketmeyecek. Bunun için üniversitelerde, faşizme karşı engeniş kitleleri bir araya getirme hedefiyle çalışmalıdır.Gençlik, ülkemizde devrimci mücadelenin serpilip boyverdiği zemin olmuştur. 1970'li yıllarda, devrimci önderlerin,üniversite ve yurtlarda ne kadar büyük emekleri olduğunu,askere-polise ve faşistlere karşı uzun soluklu mücadelelerini,okulda tek kişi de olsalar, faşistleri okuldan kovduklarınıve şehitlerimizi aklımızdan çıkarmamalıyız.

Faşizm; baskı, katliam, yolsuzluk, rüşvet, hücreler, iş-

kenceler, kayıp-lar, toplu mezar-lar, mahkemelerdemektir. Yasalve yasa dışı türlüyollarla halkı, zu-lüm düzenine başkaldıramaz halegetirmenin adıdır.Halk düşmanı budüzene, devlet te-rörüne karşı halkın kullandığı her yol meşrudur. Bizler deokullarımızda, yurtlarımızda, kantinlerde, mahallelerimizde...hiçbir yerde faşistleri barındırmamalıyız.

Tek kişiysek bile, en yakınımızdakine; saldırıları,ÖGB'lerin ve polisin tavrını anlatmalıyız. Meşruluğumuzladirenmeli ve onlara yaşam hakkı tanımamalıyız. Bildiri,afiş, kuş, pul vb. materyallerle sivil faşistlerin misyonunuanlatmalıyız. “Terör-terörist” demagojilerini boşa çıkar-malıyız. Saldırıların, ne milliyet ne de inançla ilgisi olma-dığını, aksine Ramazan orucunu, saldırı malzemesi yap-tıklarını, saldırıya uğrayanları anlatmalıyız.

Sadece devrimcilere sempati duyan, demokrat öğrencileredeğil, herkese gidebilir, anlatabiliriz. Öğrencilere, akade-misyenlere, üniversite çalışanlarına gidelim. AKP, kendindenolmayan herkese “terörist” diyerek savaş açmıştır. Nuriyeve Semih'i anlatalım, yarın her birinin onlar gibi ihraçedilmeyeceğinin, tutuklanmayacağının bir garantisi olma-dığını bilmelerini sağlayalım.

Aklı başında hiçkimse, faşizmi veya faşistleri destek-lemez, AKP'nin saldırılarını haklı bulmaz. Yeter ki doğrubir tarzda anlatalım. Bu davanın, hepimizin olduğunu kav-ratalım; ki “biz de varız” diyebilmeliler. Çünkü ara yolyoktur. Ankara'daki gibi; faşist saldırıya sessiz kalmanın,saldırıları desteklemek ve ortak olmak olduğunu anlatalım.Saldırılara karşı; Birleşelim, Savaşalım, Kazanalım!

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın Sesi

Munzur Üniversitesinde

Dersim Munzur Üniversitesi’nde, 9 Haziran’da mezuniyettöreninde Dev-Genç’liler, açlık grevi direnişinde olan NuriyeGülmen ve Semih Özakça için “Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın Talepleri Kabul Edilsin!” yazılı pankart açarak

yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte “Nuriye İçin Adalet, Semihİçin Adalet İstiyoruz!” sloganları atıldı. Bir süre sonra AKP’ninkatil polisleri, yürüyüş yapanlara, destekleyenlere ve pankartasaldırdı. Pankartı parçalayan polisler “gözaltına alırız” teh-ditlerinde bulunarak uzaklaştı. Son olarak, tehditlere vesaldırılara rağmen sloganlar atıldı. Nuriye ve Semih’in talepleribir kez daha anlatılarak eylem, iradi olarak sonlandırıldı.

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’ndeki Faşist Saldırı, AKP’nin, Devrimci-Demokrat Öğrencileri

Sindirme Politikasının Bir Parçasıdır!

Ülkemizde Gençlik

Gençlik Federasyonu’ndan

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

37Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 38: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Liseliyiz Biz

Emperyalizmin yeni sömürgesi fa-şizmle yönetilen bir ülkeyiz. İşbirlikçioligarşinin; devrimcilere ve emekçihalka uyguladığı baskı, OHAL ilebirlikte farklı bir boyut kazanmıştır.

Onyıllardır bize uyguladığı şiddet,bugün AKP'li olmayan herkese yö-nelmiştir. Yüzbinlerce kamu emekçi-sinin işten atılması, kitlesel tutukla-malar, uygulanan işkence, ‘FETÖ ilemücadele’ adı altında terör estirilmesi,bugüne kadar düzenin savunuculuğunuyapmış gazetecilerin, Enis Berberoğ-lu'nun bile tutuklanması, AKP'ninacizliğini göstermektedir.

Bir av hayvanını düşünelim. Ölme-den önce tüm gücünü toparlayıp sonbir hamle yapmak ister. İşte AKP'ninhali tam da budur. Kaçınılmaz sondankurtulmak, korkuyu büyütmek, saltanatıdevam edecekmiş gibi nüfuzunu koru-mak için, baskı ve saldırıları tırmandır-maktan başka çaresi yoktur.

AKP'nin özel harekat polisleri, 52yaşındaki TAYAD'lı İnanç Özkeskin’i,gecenin bir vakti kendi evinde katletti.Aynı Dilek Doğan gibi, anne babasınıngözü önünde silahla katledildi. GünayÖzarslan, Yılmaz Öztürk, Sıla Abalaygibi infaz edildi.

Nuriye ve Semih Hoca, açlık grevinin100. gününde hala hapishanedeler. Yeniyasal düzenlemelerle, işkence altındakiinsanlar, avukatsız bırakılarak uzunhapis cezalarına çarptırılıyorlar. Yol-suzluğun, yozluğun ardı arkası kesil-mediği, günde ortalama 4 kişinin çalı-şırken öldüğü yerdir ülkemiz. İşte AKP,böyle ayakta kalmaya çalışıyor.

Baskının olduğu her yerde direnişde büyür ve kazanan mutlaka halklarolur. Daha 18'ine girmeden, gençle-rimizin umudu kuşanması, halkınınkurtuluşu için sorumluluklar alması,bu baskının sonucudur.

Bizler Liseli Dev-Genç’lileriz. Ül-kemizde ve dünyada yaşanan her so-runda, kendi safımızdayız, duyarsız

kalamayız.Bahtiyar'ın, Sıla'nın yoldaşları ola-

rak; ‘terörle mücadele’ denilerek dev-letin terör estirmesine sessiz kalama-yız.

Ölüm mangaları tarafından katle-dilen İnanç abimiz için adalet istiyoruz.Evinin ortasında panzerle ezilen kar-deşler için adalet istiyoruz. Berkin,Uğur, Enes ve devletin katlettiği tümçocuklar için adalet istiyoruz. İşi, ek-meği, onuru için direnen Nuriye veSemih hoca için adalet istiyoruz. Hergün direnme hakkını koruduğu içinsokaklarda saldırıya uğrayan kamuemekçileri için adalet istiyoruz.

Faşizmin adaleti, halka adaletsizliktir.Bu yüzden tüm liselileri, adaleti sağlamamücadelesine katılmaya, Liseli Dev-Genç saflarına katılmaya çağırıyoruz.

Açlığa, Zulme, Sömürüye Karşı,İnanç Özkeskin, Günay Özarslan, Dilek Doğan, Yılmaz Öztürk İçin

Adalet Mücadelesini Yükseltelim!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Bi̇z Li̇seli̇ Dev-Genç’li̇leri̇z

� Çürümenin içindebüyümek istemiyoruz.

� Uyuşturucu bataklığın-da büyümek istemiyoruz.

� Üniversite kapılarındaadaletsizlik istemiyoruz.

� Büyüdüğümüzde işsizlikbataklığında boğulmakistemiyoruz

� Bunun için, demokratikbir lise istiyoruz.

� Demokratik bir lise için,özgür, bağımsız bir ülkeistiyoruz.

� Bunun için, bu yaşta,

BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

� Liseliyiz biz... Genciz,çok genç... Ama yürekleri-miz büyük.Erken olgunlaşıyoruz biz.Bu ülke, bu düzen erkenbüyümek zorundabırakıyor bizi.

� İşte bu yüzden,BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

Bu Kavgada Biz de Varız!

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!38

Page 39: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

İzmit'te Grup YorumÇalışması:

"Grup Yorum’un girmediği ev,sokak yoktur."

Kocaeli Dev-Genç 8 Haziran’da GrupYorum’a yapılan baskılara karşı çatkapı,yazılama ve pankart asma çalışması yaptı.Yapılan çalışmada sokak sokak, kapıkapı dolaşılarak “Grup Yorum sizin içinne anlam ifade ediyor? Grup Yorumkimdir?” soruları soruldu. Verilen ce-vaplardan birkaçı şu şekilde idi:

“Grup Yorum Halktır”, “Çocuklu-ğumdan ya da gençliğimden beri GrupYorum dinlerim, hatta bazı şarkılarıda ezberimdedir”.

Dev-Genç’liler, bu cevaplar karşı-sında düşüncelerini şöyle ifade ettiler:“Evet, öyledir, her yoksul mahalledeaynı hisse kapılıyorsunuz. Grup Yo-rum’un girmediği ev, sokak yok. So-kakta yürüyorsunuz, kaldırımlarda otu-ran bir grup genç muhakkak ya GrupYorum'dan bir şey söylüyordur ya dasohbet esnasında telefondan çalıyordur.Siz böyle, halk için müzik, sanat yapanbir grubu bitirebilir misiniz? Grup Yo-rum 5-10 kişiden değil binlerce yoksulhalktan oluşmaktadır. Her sokak, herev birer Grup Yorum’dur.”

Son olarak yapılan çalışmalarda İzmitmerkezde duvarlara 5 ayrı yere “GrupYorum’a Özgürlük", "Grup Yorum Halk-tır Susturulamaz", "Türküler SusmazHalaylar Sürer!” sloganları yazıldı.Ayrıca Derince Erzurum Mahallesi’nde“Grup Yorum Halktır Susturulamaz!Dev-Genç” yazılı pankart asıldı.

Konya Dev-Genç:

"Direnenlerin Sesin

Duymayan Kulak,

Görmeyen Göz Kalmayacak"

Konya Dev-Genç’liler 11 Hazi-ran’da, Konya Kule AVM alt geçidineaçlık grevi direnişinde olan NuriyeGülmen ve Semih Özakça'yı destek-leyen bir pankart astılar ve orada yap-tıkları konuşmayla direnişe destek

çağrısında bulundular. Ayrıca Konya Özal Kent Parkı’nda

Grup Yorum’a destek amacıyla “GrupYorum Halktır Susturulamaz!” yazılıpankart asıldı.

Federasyon Binamızdaki

Pankartlar, Dev-Genç'in

Teslim Olmama �radesidirDev-Genç’liler 8 Haziran’da, İstanbul

Okmeydanı’nda bulunan Gençlik Fe-derasyonu binasına, “Parasız Eğitim,Bağımsız Türkiye Mücadelemiz Bas-kılarla Engellenemez, Dev-Genç’i Bi-tiremezsiniz!” ve “Nuriye ve Semih’inTalepleri Kabul Edilsin!” yazılı iki pan-kart astılar. Ayrıca Dev-Gençliler, herbaskında katil polislerin kırdığı “Dev-Genç’i Bitiremezsiniz!” yazan duvaratekrar aynı yazılamayı yaptılar.

Dev-Genç: TerörDemagojileriyle HalkıKatletmeyiMeşrulaştıramazsınız!Soysuz Süleyman’lardanHesap Sorma NedenlerimiziÇoğalttınız!

İstanbul Kadıköy’de, 12 Hazirangecesi, İçişleri Bakanı katliamcı Sü-leyman Soylu'nun emrindeki Özel Ha-rekat polisleri, TAYAD’lı İnanç Öz-keskin'i katlettiler. Bu olayın ardındanDev-Genç 13 Haziran’da bir açıklamayayınlayarak şunları belirtti:

“… Katliamdan sonra burjuva medya“Suikast hazırlığındaydı, silahlı bombalıeylem yapacaktı” gibi yalan haberleryaparak katliamın üzerini örtmeye çalıştı.

Her gün yeni bir katliam haberiyleuyanıyoruz, her gün bir halk çocuğuAKP’nin katliamcı Özel Hareket polisleritarafından katlediliyor. Yönetememekrizi derinleşen AKP faşizmi krizineçare bulmak için her gün bir halk çocu-ğunu katledip halkın üzerinde korkuimparatorluğu kurmaya çalışıyor. Sadeceson 2 ayda Sıla Abalay, Kemal Kurkut,Barış Kerem, Oğuzhan Erkul, Furkan

ve Muhammed başta olmak üzere birçokhalk çocuğu AKP’nin katliamcı ÖzelHarekat polisleri tarafından katledildi.İnanç Özkeskin de bu halk çocuklarındanbiridir. İnanç, faşizmin gerçek yüzünüçok öncelerden görmüştür. Kardeşi İlginçÖzkeskin hapishanelerdeki tecrit ve tes-lim alma politikasına karşı 1996 ÖlümOrucu Direnişi’nde şehit düşmüştür.İnanç Özkeskin de kardeşinden aldığıbu bayrağı yıllardır TAYAD içerisindemücadele ederek taşımaktaydı. YıllardırÖzgür Tutsakların dışarıdaki sesi soluğuolmaya adamıştı kendini. Kardeşi gibieşit, özgür bir dünya için mücadele etti,onurlu bir şekilde yaşadı ve şehit düştü.Halk düşmanı AKP iktidarı katliamlarıylabizi bitirebileceğini sanıyorsa yanılıyor.Evet, belki daha çok katledileceğiz amateslim olmayacağız. Bağımsız, demo-kratik, sosyalist bir Türkiye’yi kuracağız.Çünkü biz 80 milyon halkız. İnancımızabiçtiğimiz paha ölmek, ama dönme-mektir. Dönmeyeceğiz. Ya adaletsizliğiyok edeceğiz, ya yok olacağız. Katil-lerden hesap soracağız!”

Bahçelievler: Düzenin Yoz FilmlerineKarșı Alternatif Filmlerimizi İzliyoruz

Bahçelievler Halk Cephesi tara-fından 8 Haziran'da film gösterimiyapıldı. 9 kişinin katıldığı film gös-teriminde İrlanda gerillalarını anlatan"Özgürlüğün Bedeli" adlı film izlendi.2 saat süren film sonrası değerlendirmeyapıldı ve gelenlerle sohbet edildi.

Umudun Taşıyıcısı DergimizHalka Ulaşmaya,Umut Olmaya Devam Ediyor

Mersin şehir merkezi ve Kazanlı'da 6 Ha-ziran'da yapılan dağıtımda 75 Yürüyüş dergisihalka ulaştırıldı. Esnaflarla yapılan sohbetlerdeson dönemlerde Suriyeliler üzerinden yaratılmakistenen ırkçılık politikalar, üzerine konuşuldu.Sorunun AKP’nin işbirlikçi ve katliamcı Or-tadoğu politikası olduğu ve tepkilerimizi, Su-riyeli göçmenlere değil, ABD ve işbirlikçisiAKP’ye yöneltmek gerektiği vurgulandı.

Ülkemizde Gençlik

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

339Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 40: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

İstanbul'un birçok mahallesinde,polis, "narkotik operasyonu", "huzuroperasyonu" adı altında baskınlar dü-zenleyerek, kimlik kontrolleri yaparakhalka saldırıyor. Sarıgazi'de de son gün-lerde mahallede polis tarafından narkotikadı altında yapılan üst aramaları vekimlik kontrolleri, doğrudan devrimcilereyönelik bir saldırıya dönüşmüştür.

İstanbul Sarıgazi Halk Cephesi, busaldırılarla ilgili 9 Haziran’da yazılı biraçıklama yaparak şunları belirtti:

“… Halkın tepkisiyle karşılaşmakistemediklerinden uyuşturucu satıcılarınıarıyoruz bahanesiyle devrimcileri rahatsızetmeye çalışıyorlar. Tıpkı diğer mahal-lelerde derneklere yapılan operasyonlardayaptıkları gibi insanlarımızı yıldırmayaçalışıyorlar. Sarıgazi halkına sözümüzdür:Mahallemizde polis terörüne ve uyuş-turucu çetelerine geçit vermeyeceğiz.Çocuklarımızı katleden ve uyuşturucusatarak zehirleyen bu alçaklara, izinvermeyeceğiz!

AKP faşizmi OHAL bahanesiylederneklerimizi basıyor ve içeride ne varne yok yağmalıyor... 6 Haziran’da GrupYorum üyeleri Sultan Gökçek, Fırat Kıl

ve Dilan Poyraz ile birlikte gözaltınaaldıkları Alişan Gül, Umut Şener, MusaKurt ve İlyas Kazan’ı tutukladılar. Sav-cılıktan serbest bırakılan Bergün Varan’ayoğun işkence yapıp, saçlarını kökündenkopardılar. AKP’nin işkenceci polislerigün geçtikçe daha büyük çirkinlikleryaparak halkı teslim alacağını düşünsede bizler gerek mahallelerimizde, gerekcezaevlerinde cüretimizle bir adım öneçıkacak ve direnişi büyüteceğiz…

... Ayrıca, mahallemizde ve diğer ma-

hallelerde sol kurumlar tarafından yü-rütülen hiçbir çalışma yoktur. NuriyeGülmen ve Semih Özakça cezaevindeaçlık grevindeyken diğer sol kurumlarbuna tepkisiz kalıyor, günden güne on-ların eriyen bedenleri karşısında ses-sizliklerini koruyorlar. Tarih bu direnişive bu direniş karşısında sessiz kalanlarıyazacaktır. OHAL bahanesiyle çalışmayürütmeyenler ve kendi kabuklarına çe-kilenler çürümeye ve yok olmaya mah-kumdurlar! Mahir Çayan’ın çizgisindemilyonlar olup devrime yürüyeceğiz!..."

Oğullardan Babalara...Babalardan Tüm Halka...

Dersim Şehitleri Çayan ve Murat Gün’ün Babası ile Onur ve Umut Polat’ın Babası

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!40

Sarıgazi Halk Cephesi: "Mahallemizde Polis Terörüne veUyuşturucu Çetelerine Geçit Vermeyeceğiz."

Grup Yorum, TürküleriniHalk İçin Söylemeye DevamEdecek, Susturamazsınız!

Tutuklanan Grup Yorum üye-leri için Bahçelievler Halk Cephesitarafından 8 Haziran'da Bahçe-lievler'de pankart asıldı. Pankartta“Grup Yorum Üyeleri Derhal Ser-best Bırakılsın-Halk Cephesi" ya-zılıydı.

Grup Yorum’u Tutuklamalar

Susturamadı

Korolarımızla Daha Çok

Örgütlenece�izİstanbul Gazi Mahallesi Grup

Yorum Gazi Korosu, 11 Hazi-ran’da Çayan Mahallesi’nde ta-ziyeleri kabul eden gerilla şehidibabası Kemal Gün’ü ziyaret etti.Önce Gazi'de biraraya gelip, 10kişinin katılımıyla koro çalışmasıyapan koro üyeleri, çalışmadansonra, Kemal Gün’ün yanına gi-derek Kemal amcanın direniş üze-rine anlatımlarını dinlediler veKemal amcaya türküler söyledi-ler.

Page 41: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Kazova Bülteni Çıktı:Kazova Bülteni'nin 4. sayısı çıktı. Kazova Bülteni'nin Haziran 2017 tarihli bu sayısının

kapağında İş Cinayetleri ve Kıdem Tazminatı'na saldırıvar. Her iki konuda da derginin iç sayfalarında ayrıntılıyazılar yer alıyor.

Kazova Bülteni'nde yer alan bazı yazılar şunlar: - AKP iktidarı döneminde ölen işçilerin sayısı, 15 bin

971'e ulaştı. - Tarihe İz Bırakan Direnişlerimiz: 15-16 Haziran- Diren Kazova Dayanışma Yemeği- Yunanistan'da Bir Direniş ve Zafer Örneği: BİOME

Bizim AnadolumuzSavura savura karanlığıYürüdükçe bu yoldanÇoğalta çoğalta adımlarınıYürüdükçe umutlaKuşanacaktırYarına da bir gün mutlaka...***Halkın Hukuk Bürosu :Acun

hoca sesleniyor: Siz belinizde silah,elinizde gazla geliyorsunuz. Bak eli-mizde hiçbir şey yok, yiğit olan biziz,korkaklar.

***Bizim Anadolumuz"Amirim Nazan yine anıta girdi" İnsanlık anıtı çiçeksiz kalmaya-

cak!***TAYAD’lı Aileler:Acımız kadar

öfkemiz de büyüktür.Büyüyen, yük-selen öfke selimizin önünde yok ola-caksınız.

İnanç Özkeskin ölümsüzdür.***Dev-Genç:Faşizme karşı silahlı

mücadeleden başka yol yok.KAHROLSUN FAŞİZMYAŞASIN MÜCADELEMİZ!***Defne HalmanDayanışmaMücadeleUmutİsyanKararlılıkİnatOnurCesaretAçlık

KazanacakEsraSultanAcunVeliİsmailNazifeAlev***Mehmet Özer:Kazanmak için kal-

dırdığımızda başlarımızı, kazanırız.***Nihat Berham"Can zulüm bağlarında En güzel çağlarında Alevlenmiş kuşum benim Özgürlük dağlarında ***Semih-Esra ÖzakçaSemih' ten Zeytin ağacı şiiri:kimse yok mu, ses olan, ışık olan

korkuluk olan isyan eden yok mu?"***Kamu Emekçileri CephesiÖzgürüzNuriye, Semih, gazeteciler aka-

demisyenler ve haksızlığa uğrayanherkes için dünyanın en büyük dilek-çesi hazırlanıyor.

***Halkın Sesi TVBiz her gün geleceğizSiz varın saldırın defalarcaBiz en sonunda mutlaka kazana-

cağız.***Veli Saçılık Muzaffer İlhan ErdostNuriye ve Semih mektup yazmış.Yüreğimiz sizinle çarpıyor,

Gönlümüz sizinle kanıyor.Yaşamak için olduğu kadar, ya-

şatmak için de yaşamanızı istiyoruz.İlhan’la yaptığımız kardeşlik adına,

İlhan ve kardeş olarak sizi bağrımızabasmak istiyoruz.

İlhan’la yaşattığımız kardeşlik adı-na,

İlhan ve kardeşi olarak sizi bağrı-mıza basmak istiyoruz.

Zor biliyorum, söylenmesi bilezor, nicedir söylemekte zorlanıyorum.İnsanın değil insanlığın övüncüsünüz.Bu övüncü, sizinle birlikte yaşamakve yaşamak istiyoruz...

***Halkın Sesi TVZalimlerden elinizde, şapkanızla

değil, silahla adalet isteyin.Ve eviniz yıkılırsa yeniden yapın,Tahılınız yakılırsa yeniden ekin,Çocuklarınız öldürse daha çok

doğrun,Sizi ovalardan kovarlarsa, dağlarda

yaşayın.Ama yaşayın.Hep liderler arıyorsunuz, hatasız

güçlü adamlar hiç yok. Sadece sizin gibiler var, yaşarlar,

değişirler, bırakırlar, ölürler.İşten aynen böyle... (ZAPATA)***"Bir umudum sendeAnlıyor musun ?!***Yürüyüş Dergisi:İşkence yapmak

şerefsizliktir!

Direni lerin Belirledi i Gündemimize li kin nternette Yayınlanan Mesajlar...

Umudumuzun Gündeminden

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

41Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 42: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

13 Haziran günü sabah saatlerindebir haber düştü ajanslara. Haberde “Ka-dıköy’de bir eve düzenlenen operasyondapolise silahla karşılık veren bir teröristetkisiz hale getirildi.” deniyordu.

Neler yaşandığını, katliama ilişkingerçeği bir de bizden dinleyin, okuyunistedik.

Müvekkilimizin katledildiğini öğren-dikten hemen sonra katliamın yaşandığıeve gittiğimizde, evin mühürlü olduğunugördük. Yani “olay yeri” kapalıydı, giri-şimize izin verilmiyordu. Olay yaşanıpbittikten, bütün incelemeler tamamlan-dıktan, “deliller” toplandıktan saatlersonra “olay yeri” neden kapalı olabilir-di?

Elbette gerçekler açığa çıkmasın diye.“Gerçek ne kadar geç açığa çıkarsa okadar iyi olur” düşüncesiyle. Çünkü birkez yalanlar sıralandıktan ve bunlar her-kesin inanmasına yetecek kadar tekrar-landıktan sonra gerçeğin açığa çıkmasınınbir önemi yoktu. Çünkü yalan ne kadarbüyük olur ve ne kadar sık tekrarlanırsao kadar çok inanan olurdu. Bunu öğret-menleri Göbels’ten biliyorlardı.

Ama biz de vazgeçecek değildik ger-çeği araştırmaktan ve anlatmaktan. Ger-çeğin yalandan güçlü olduğunun ve erya da geç galip geleceğinin bilinciylegörevimizi yerine getirdik.

Katliamın yaşandığı sitede oturanhiçkimse katliam sırasında oraya yak-laştırılmamış, pencerelerden bakmalarınadahi izin verilmemişti. Ancak yine desesleri duyabilecek durumdaydılar vehiçkimse ne polisin “teslim ol” çağrısıyaptığını, ne de polisin ateş etmesindenönce ya da sonra başka bir silah sesiduymuştu. Yani polisten başka ateş edenolmamıştı. Katliamın yaşandığı sıradaevde bulunan anne ve baba da polisi veonların kanlı el havlusu iktidar medyasınıyalanlıyordu.

Katliamın tanığı annenin anlatımınagöre polis gece 00.30 sıralarında kapıyıdahi çalmadan, doğrudan kapıyı kırarakeve girmişti. Üstelik anne “durun, neyapıyorsunuz, neden kırıyorsunuz, açı-yorum kapıyı” diyerek kapıyı açmayaçalıştığı halde kapıyı kırmışlardı. Busırada İnanç Özkeskin uyuyordu ve gü-rültü ile uyanmıştı. Annenin “ne oluyoroğlum?” sorusuna, “bilmiyorum anne,anlamadım” diye cevap vermişti. Kapı

kırılıp katiller içeri girdiğinde önce anne,“neden kırdınız kapıyı, açacaktım zaten”diye sormuş, karşılığında “içeri geç, içerigeç” denilerek ve silah doğrultularak birodaya sürüklenmişti ve 91 yaşındakibaba da silah dipçiği ile vurularak darpedilmişti. Bu sırada koridorda bulunanİnanç Özkeskin “ne oluyor, ne yapıyor-sunuz?” diye bağırmış, tam bu sıradasilah sesi duyulmuştu…

Her şey birkaç dakika hatta saniyeiçinde olup bitmişti. Yani ne defalarcateslim ol çağrısı yapılmıştı ne silahlakarşılık verilmişti. İçeri giren katliambirlikleri “işlerini bitirmiş”, İnanç Öz-keskin’i katledip çıkmışlardı.

Sorumsuz bir şekilde polisin servisettiği haberleri gerçekmiş gibi yayınla-yanlar, delilleri kararttıklarının farkındadeğiller mi? Hayır, hepsinin yayın hayatıdevletin katliam politikalarını hatırlamakiçin yeterli. Hepsi Günay Özarslan’ın,Sıla Abalay’ın nasıl katledildiğini gördüler.Hepsi Dilek Doğan’ın katliam görüntü-lerini izlediler. “Etkisiz hale getirilen”kişinin kim olduğu, olayın nasıl olduğuvb. ayrıntılara yer verilmemekle birlikte,tek elden servis edildiği aşikar biçimdebirbirinin aynı cümlelerle, birçok haberajansında ve onları kaynak alan birçokhaber sitesinde olaya yer verildi.

Öldürülen kişinin terörist olduğu,canlı bomba olduğu, eylem hazırlığındaolduğu, teslim ol çağrılarına ateşle karşılıkverdiği, polisle çatışmaya girdiği… vs.vs. Ayrıntıları değişmekle birlikte özüdeğişmeyen daha pek çok yalanı birbiriardına sıralıyorlardı.

Dilek Doğan’ı, Küçükarmutlu’da bu-lunan evinde, annesinin dizlerinin dibindekatlettiklerinde böyle oldu. Dilek için“canlı bombaydı, aranıyordu, polisle ça-tışmaya girdi…” dediler. Gerçeğin böyleolmadığı açığa çıktı. Dilek’ten aylarsonra, aynı mahallede oturan ve işteneve dönen Yılmaz Öztürk’ü katlettikle-rinde de “karakola bomba atarken öldü-rüldüğü” yalanını söylediler…

Çok değil bir ay önce, Sıla Abalay’ıkatlettiklerinde de, 17 yaşındaki Sıla için“örgütün üst düzey sorumlusu”, “en te-pedeki isim” diye yalanlar söylediler…

Çok geçmeden yine benzer bir se-naryoyla karşı karşıya olduğumuz açığaçıktı. Öğle saatlerine doğru ilk olarakAKP’nin resmi yayın organlarından

Sabah Gazetesi’nde, ardından diğer iktidarmedyasında, öldürülen kişinin DHKP-C üyesi olduğu ve İçişleri Bakanı Sü-leyman Soylu’ya suikast hazırlığında ol-duğu, yapılan operasyon sırasında birçokkez teslim ol çağrısı yapılmasına rağmensilahla karşılık verdiği ve vurularaketkisiz hale getirildiği, ayrıca evde silahve birçok “örgütsel doküman” ele geçi-rildiği yazıyordu. Yani bu ev bir “hücreevi”, İnanç Özkeskin ise bu hücre evindeeylem hazırlığında olan bir “terörist” idibu senaryoya göre…

Oysaki TAYAD üyesi, 53 yaşındakiİnanç Özkeskin, 80 yaşındaki annesi ve91 yaşındaki alzheimer hastası babasıile birlikte yaşıyordu bu evde. Yani İnançÖzkeskin katledildiğinde bu “hücreevi”nde yaşlı ve hasta anne ve babası davardı ve 37 yıldır bu evde yaşıyorlardı.Ama bunun ne önemi vardı. Kanlı elhavlusu olmayı görev edinmişler birkere… Utanmadan, sıkılmadan yalanlarsöylediler. Üstelik katliamın tanıklarıhayattayken yaptılar bunu.

Evet, gerçek bu kadar açık ve yalın.Ne eylem hazırlığı vardı, ne bu ev birhücre eviydi, ne teslim ol çağrısı yapıl-mıştı, ne silahla karşılık verilmişti… 53yaşındaki İnanç ÖZKESKİN ailesi ilebirlikte kaldığı evde, bir katliam birliğiolan Özel Harekat Birlikleri tarafındankatledildi.

Peki, katliam birlikleri bu cüreti ne-reden alıyor? Nasıl bu kadar rahat katliamyapabiliyorlar? Elbette bu katliam birdevlet politikası olduğu için. Elbettemedyasıyla, yargısıyla bütün devletinarkalarında olduğunu, iktidarın yargısıönünde dokunulmazlık güvenceleri ol-duğunu, yargılanmayacaklarını, yargı-lansalar bile cezalandırılmayacaklarınıbildikleri için...

Ancak ne olursa olsun biz gerçeğianlatmaktan ve adalet istemekten vaz-geçmeyeceğiz. Yalnızca İnanç Özkeskiniçin değil, polisin katlettiği bütün halkçocukları için adalet istemeye devamedeceğiz. Adaletin halkın ellerinde ol-duğunu biliyor, halkın birlikte mücade-lesiyle adaletin sağlanacağına inanıyo-ruz.

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!442

Halkın Hukuk Bürosu Açıklama No: 538 14 Haziran 2017

YALANLARLA KATLİAMLARINIZI GİZLEYEMEZSİNİZ!

Page 43: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

AKP’nin katil polisleri 12 Hazirangece yarısı İstanbul Kadıköy Koşu-yolu Mahallesi Betül Sokak’ta bireve baskın düzenledi. Yıllardır aile-siyle birlikte aynı evde yaşayan İnançÖzkeskin, katliamcı Özel Harekatpolislerince katledildi. Katiller suç-larını bildikleri için, cenazeyi kal-dırdıkları Yenibosna’da bulunan AdliTıp Kurumu girişini yine zırhlı araç-ları ve çevik kuvvet polisleriyle ko-rumaya aldılar. Katil polisleri aklamakiçin sayfalarından kan akan medyada hemen harekete geçti… Yine hal-kın evlatlarının kendi evinde polistarafından katledilmesini meşrulaş-tırmak için türlü yalanlarını piyasayasürmeye başladılar.

İnanç Özkeskin, 1996 Ölüm Oru-cu’nda şehit düşen İlginç Özkeskin’inağabeyi, bir TAYAD çalışanıydı.

İnanç Özkeskin’in katledilmesininardından pek çok demokratik kurumtarafından katliamı lanetleyen açık-lamalar yapıldı. 13 Haziran günü ya-pılan bu açıklamalardan derledikle-rimizi aşağıda yayınlıyoruz:

TAYAD'lı Aileler: "13 Haziran2017'de, yıllarca annesiyle birlikteoturduğu evinde faşist AKP’nin elikanlı katilleri özel hareket polisleriTAYAD’lı Ailelerimizden İnanç Öz-keskin’i katletti. Dün Sıla Abalay’ıkatledenler bugün İnanç Özkeskin’ievinde katlederek, katliamlarını sür-düreceklerini, halkı yıldıracaklarınısanıyorlar. Halkı açlık, yoksulluk,baskı ve işkence, katliamlar yaparaksindireceğini sanan bu iktidar ancakacımız kadar öfkemizi büyüteceğinibilmelidir. Bilesiniz öfkemiz büyüktür.Dünya tarihinde faşizm ne zamankazandı ki siz kazanacaksınız. Halkbir gün bu yaptıklarınızın hesabınısizden soracak!.. Çırpınışlarınız bo-şunadır, büyüyen, yükselen öfke se-limizin önünde yok olmaya mah-kumsunuz. Yok olacaksınız!"

Halkın Mühendis Mimarları:“İnanç Özkeskin… Yıllarca tutsak

devrimcilerin hakları için yapılanbasın açıklamalarına katılmış, bildiridağıtmış, tutsak devrimcilerin ihti-yaçları için canını dişine katmış birdevrimcidir. Faşist AKP iktidarı, 'Sü-leyman Soylu’ya suikast hazırlığın-daydı' yalanının arkasına gizlenerekİnanç Özkeskin’i katletmiştir. Sü-leyman Soylu tescilli bir halk düş-manıdır. Anadolu halklarının kanınabulaşmıştır elleri. Tarih defalarca kezgöstermiştir ki hiçbir halk düşmanınınyaptığı, yanına kar kalmamış, er yada geç adalet yerini bulmuştur. Buönüne geçilemez bir gerçekliktir.AKP iktidarı ve tüm halk düşmanlarıgelecekten ve katlettikleri halk ço-cuklarının hesabını vermekten ka-çamayacaktır. AKP iktidarı iyi bil-melidir ki halka karşı verilen savaştazafer kazanılamaz. Halkları katlederekbitiremez, faşizmle yönetilen bir ül-kede halkın adalete susamışlığınıdindiremezsiniz.”

Devrimci İşçi Hareketi:KatilAKP öyle korkmuş ki her yere sal-dırıyor. Gün geçmiyor ki bir insanıkatletmesin veya tutuklatmasın. Hergün kurumlar basılıyor o da yetmiyorinsanlarımızı evinde katlediyor. Anneve babasının önünde öldürüyor. AKPyaptığının yanına kar kalacağını sa-nıyorsa yanılıyor. Hesap soracağız.Her ağızlarını açtıklarında katliamkusanlar kendi sonlarını da getirir.AKP de sonunu hazırlıyor. Ve in-sanlarımızı yok şunu yapacaklardı,yok bunu yapacaklardı gibi yalanlarlakatletmek onları kurtarmayacaktır.Burada AKP'ye ve itlerine sesleni-yoruz. Sizin katletmeniz ile korkacaksinecek değiliz. İnanç Özkeskin'inhesabını soracağız." (14 Haziran)

Suriye Halk Cephesi: "AKP’ninkatilleri, yine, korkak, yine aciz veyine pervasızca gecenin bir yarısıev bastılar. 13 Haziran gecesi Kadı-köy’de yaşlı annesi ve babasıyla bir-likte yaşayan TAYAD’lı İnanç Öz-

keskin’in evini basan AKP’nin katilpolisleri, İnanç Özkeskin’i annesininve babasının gözleri önünde katlettiler.Sorgusuz, sualsiz, işledikleri suçunüstünü örtmek ve katliamı meşru-laştırmak için de İçişleri Bakanı Sü-leyman Soylu’ya yönelik suikast ha-zırlığında olduğu ve çatışma çıktığıyalanını yaymaya başladılar. Katillerinkalemşörleri de hiç zaman kaybet-meden bu yalanlara çanak tuttular.Dilek Doğan’ı, Yılmaz Öztürk’ü,Günay Özarslan’ı ve Sıla Abalay’ıkatlettiklerinde söyledikleri yalan-lardan farklı değildi. Aradan yıllarda geçse, onlarca halk çocuğu dakatledilse Soysuz Süleyman’ın sonuda farklı olmayacaktır. Halkın adaletimutlaka gelip onu ve onun gibi halkdüşmanlarını bulacaktır."

ANADOLU:Ankara Halk Cephesi: İnanç

Özkeskin, annesinin yanı başındakatil sürüsü özel harekatçıların kur-şunlarıyla kalleşçe katledilmiştir.İnanç, 1996 yazındaki Ölüm OrucuDirenişi’nde şehit düşen İlginç Öz-keskin’in abisiydi. Kardeşinin şehitliğionu mücadeleye en çok bağlayan et-kenlerden biriydi. Onun bıraktığı de-ğerlere sahip çıkmak için mücadeleyesahip çıktı ve TAYAD’a katıldı. De-falarca gözaltına alındı, işkence gördü.Ülkemizin tarihi katliamlar tarihidir.Osmanlı’dan bu yana hakkını arayan,iktidarların zulmüne boyun eğmeyenher kesim katledilmiştir. Bu toprak-larda devletin tarihi her şeyden öncekendi halkına düşmanlığın tarihidir.AKP iktidarı işte bu devlet anlayışınınbugünkü uygulayıcısıdır. AKP iki-yüzlüdür, yalancıdır, katliamcıdır.Kendinden olmayan herkese her şeyedüşmandır. Emperyalizme uşaklıkederken kendi halkına karşı zulme-dendir. İşte İnanç’lar bu zulme durdedikleri için katlediliyorlar. İnanç’la-rın, İlginç’lerin mücadelesine sahipçıkacak, halkımızı katledenlerdenhesap soracağız!”

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

443Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Halkı Katlederek Bitiremezsiniz. Katliamlarınızı Yalanlarınızla Gizleyemezsiniz!

Bu Savaşı Ahlaklı ve Namuslu Olan Kazanacaktır...

Page 44: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!444

Dersim Halk Cephesi:“… Katliamlarını meşrulaştırmak

için her türlü yalanı söyleyenler,İnanç Özkeskin’in, 'Soysuz SüleymanSoylu’ya' suikast düzenleyeceği id-diasında bulundular. Dilek Doğan,Günay Özarslan, Sıla Abalay ve dahanice halk çocuklarını 'canlı bomba','en üst düzey militan' yalanlarıylanasıl katlettilerse İnanç Özkeskin’ide kendilerinin dahi söylerken inan-madığı bir yalanla katlettiler. AKP’ninbu katliamcı ve bir o kadar yalancıyüzü halkların gözleri önünde teşhirolmuştur. Halkını, vatanını seven vekardeşi, yoldaşı İlginç Özkeskin’denaldığı mirasla devrimci bir mücadeleyürüten İnanç Özkeskin’in katledi-lişini meşrulaştırmaya çalışanlaraizin vermeyecek, tarihimizden aldı-ğımız güçle katledenlerden hesapsoracağız!”

Mersin Halk Cephesi:"Yönete-meme kriziyle birlikte AKP katli-amlardan, infazlardan medet ummayabaşladı. Halkı katlederek bitiremez-siniz. Açlığın, yoksulluğun, işsizliğinsorumlusu şu an iktidarı olduğunuzsistemdir. Çözüm İnançlar’ın, Sıla-lar’ın devrim inancıdır. Halk ve vatansevgisidir. Bu savaşı ahlaklı ve na-muslu olan kazanacaktır. Ahlaksız-sınız! Alçaksınız! İnsanları kendi ev-lerinde katledip çatışma çıktı diyecekkadar pisliksiniz! Bu katliamlarınüstünü örtemeyeceksiniz. Mutlakahesabını soracağız. İnanç ÖzkeskinÖlümsüzdür!" (14 Haziran)

Ankara TAYAD:“… İnanç, tutsak ve şehit ailelerinin

mücadelesine gönül vermiş, bu uğurdamücadele eden bir insanımızdı. Katilpolis katliamını meşrulaştırmak için'suikast yapacaktı', 'çatışma çıktı' ya-lanlarına sarıldı. Ama biz biliyoruz kiDilek’i, Berkin’i katlettikleri gibi, Si-lopi’de 6 ve 7 yaşlarındaki Furkan veMuhammed’i evlerini yıkarak öldür-dükleri gibi İnanç’ı da aynı şekildekatlettiler. Devlet katletme “özgürlü-ğünü” kullanıyor. Biz şehit ve tutsakaileleri olarak İnanç’ın ve devlet tara-fından katledilen, sakat bırakılan ev-latlarımızın, kardeşlerimizin hesabını

soracak ve mücadelelerini sürdürece-ğiz.”

İSTANBULArmutlu Halk Cephesi:Daha

Sıla Abalay’ın kanı kurumadanAKP’nin katil sürüsü Özel Harekatçıpolisleri bir insanımızı daha katlettiler.İnanç Özkeskin ve ailesi TAYAD’lıAilelerden biridir, bu hem polisinhem de tüm çevresinin bildiği apaçıkbir durumdur. Bu gerçeklere rağmen,İnanç Özkeskin bilerek katledilmiştir.Bunun başka hiçbir açıklaması ola-maz. İnanç Özkeskin’in katledilme-sinin gerekçesi olarak ileri sürülenSüleyman Soylu’ya suikast girişimiiddiası ise bu ülkede önüne geçil-meyecek bir gerçeğin korkusundanbaşka bir şey değildir. Gerçek şu-dur:

Süleyman Soylu denen aşağılıkhalk düşmanını cezalandırmak içinyanıp tutuşan on binlerce halk çocuğuvardır, Süleyman Soylu’yu bir kaşıksuda boğmak isteyen onbinlerce acılıana vardır. Yarın güneşin doğacağıne kadar kesin bir gerçeklikse bu dao derece gerçek bir durumdur. Sü-leyman Soylu da Özdemir Saban-cı’nın, Mehmet Topaç’ın, NihatErim’in kaderini paylaşacaktır. Meselebunu engellemekse bunu engellemekiçin bütün bir halkı katletmeleri ge-rekecektir. Ve bütün bir halkı katle-derek bitiremezler. İnanç Özkeskin’inbir damla kanı, saçının teli kadardeğeri yoktur Süleyman Soylu’nun.Onu ve diğer tüm halk çocuklarınıkatledenler bunun hesabını verecek-lerdir.”

Avcılar-Bahçelievler Halk Cep-hesi:“… Hergün yeni katliamlarlauyanıyoruz. AKP faşizmi insanları-mızı katletmeye devam ediyor. Halkısindirme korkutma amaçlı yapılankatliamlarına bugün bir yenisini ek-lediler… Tutsakların sesi olan İnançÖzkeskin demokratik alanda demo-kratik mücadele yürüten biridir…Dün Sıla’yı DHKP-C’nin üst sorum-lusu ilan edenler bugün İnanç Öz-keskin için de aynı haberleri servisedecekler. Ne derseniz deyin, katilolduğunuz gerçeği değişmeyecek.Halkın kanını dökmenin bedelini

ödeyeceksiniz. Elbette ki sümüklüSüleyman Soylu ve AKP’nin katil-lerinden hesap sorulacak, halkın ev-latlarını katleden katil polisten hesapsorulacak! Katledilen her insanımızınhesabı misliyle sorulacak. Söz olsunonlara, dökülen kanları yerde kal-mayacak!”

Esenyurt Halk Cephesi:"Dün Dilek Doğan’ı katleden katil

sürüsü bugün İnanç’ımızı katletmiş-lerdir. AKP ve onun paçavra medyasıhalka yalan söylemeye devam ediyor.Halk çocuklarını katlederek SoysuzSüleymanlar, sorulacak hesaptan kur-tulacaklarını sanıyorlarsa yanılırlar.Aradan yıllar da geçse, onlarca halkçocuğu da katledilse Soysuz Süley-man’ın sonu da farklı olmayacaktır.Halkın adaleti mutlaka gelip onu veonun gibi halk düşmanlarını bula-caktır."(14 Haziran)

Gazi Halk Cephesi: "Faşizminev basmak, kırıp dökmek, katletmekiçin nedene ihtiyacı yok. Yasal da-yanaklara ihtiyacı yok. Sisteme,AKP’ye muhalif olmak, soru sormak,sorgulamak, düşünmek, namuslu, dü-rüst bir insan olmak yetiyor işsizkalmak, aşağılanmak, hapsedilmek,katledilmek için… Korkuyla susturupsindirmek istiyorlar koskoca bir halkı.Korkudan deliye dönenler ve salta-natlarıyla saraylarını korku üzerinekuranlar ellerindeki tek silaha sarılı-yorlar. O yüzden daha İnanç toprağaverilmeden Dersim’de piknik yapan-ları bombaladılar, Ankara’da faşistlerbir inşaatı basarak Bingöllü işçileresaldırdı ve bir işçiyi 3. kattan aşağıattı. Her zaman olduğu gibi gerçekleriters yüz ederek ölüm mangalarına'barış gücü' adını verdiler. 19-22 Ara-lık Hapishaneler Katliamı’nda 28devrimci tutsağı katlettikleri operas-yonun adını 'Hayata Dönüş' diyeaçıklamaları gibi. Ne derlerse desinler,hangi yalanları uydururlarsa uydur-sunlar gerçekler inatçıdır. Ve gerçeklerdevrimcidir. Mızrak olup çıkar gö-müldükleri yerden ve yalanlarla birhalkı kandırmaya çalışanları iki ka-şının ortasından vurur…"

Page 45: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

15 Temmuz darbe girişiminin ar-dından, AKP iktidarı, "FETÖ ope-rasyonu" adı altında halkın örgütlütüm kesimlerine saldırmaya başladı.Saldırı, OHAL ilanı ve Kanun Hük-münde Kararnamelerle, daha da yo-ğunlaştırıldı.

Bu saldırıların bir parçası olarakda Kürt milliyetçi hareketin yasal,demokratik alandaki kurumlarına sal-dırıldı.

HDP'li belediyelerin elindeki 70'iaşkın belediyeye, kayyum atandı.Belediye yönetimleri açık biçimdegasp edildi.

Ancak onlarca belediye yöneti-mine el konulması, hiç direnişsiz ka-bul edildi.

Bir tek belediyede faşizmin önünebarikatlar kurulmadı, bir tek belediyeönünde, mesela oturma eylemi gibihaklı, meşru, yasal, demokratik bireylem yapılmadı.

Onbinlerce, yüzbinlerce insanınoylarıyla seçilen belediye başkanları,ve eşbaşkanları, sessiz sedasız dire-nişsiz tutuklandılar. Arkalarından on-lara sahip çıkılmadı. Tablo buydu.O belediyelerdeki seçilmiş yüzlercebelediye meclisi üyesinin bile birprotesto, bir sahiplenme eylemi gö-rülmedi.

İlk birkaç belediye başkanının tu-tuklanmasında oldukça ihtiyatlı olanAKP faşizmi, Diyarbakır BelediyeBaşkanı'nı günlerce gözaltında tu-tarken bile, tek bir protestonun ol-

madığını görünce, o "nabzı" aldıktansonra, tutuklamalarda alabildiğinepervasızlaştı.

Bu sessizlikten aldığı cesaretle,hızla HDP Meclis Grubu'na yöneldi.Gözaltılar, tutuklamalar birbirini izledi.

HDP Grubu ilk başta, "Meclistençekilme" tavrından söz ederken, budemokratik tepkiyi bile süreklileşti-remeyip, birkaç gün içinde bundanvazgeçip, sudan bir bahaneyle yenidenmeclise döndü.

AKP iyice pervasızlaştı. HDP Genel Başkanı ve Eşbaşkanı

tutuklandı. Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliği

düşürüldü.HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen tu-

tuklandı.Selahattin Demirtaş'a 142, Yük-

sekdağ'a 83 yıla kadar hapis isteniyor. Şu anda tutuklu milletvekili sayısı

13... Ancak bu satırlar yayınlandı-ğında, rakam değişmiş de olabilir.

Çünkü AKP iktidarı, karşısındasusan, en küçük bir tepki gösterme-yen, tek bir demokratik direniş ör-gütlemeyen bir parlamenter grup bul-muş, oynuyor.

Emperyalizmden,AKP'den Hala "Çözüm",Hala "Barış" BekleyenPolitika, Siyasi KörlüktürKörlüğün Nedeni, Teslimiyettir

Gerçek şu ki; dış görünümüylebir politikasızlık olsa da, bu durum,bir politikasızlık olmayıp, tam tersine,uzlaşma, teslimiyet ve ABD emper-yalizmiyle işbirliği politikasının birsonucudur.

Bütün bu saldırılar karşısında, kim-senin kaale almadığı Meclis Grubukonuşmalarında, hala AKP'den "barış"politikasına, "Dolmabahçe mutabaka-tına dönmesi" istenebilmektedir.

Selahattin Demirtaş, referandum-dan sonra yaptığı açıklamada, "genişbir blok oluşturulması" çağrısı ya-parken, "evet" verenler de dışlan-mamalılar diyor.

Sadece "Hayır"cıların bir blokunusavunmak da zaten demokratik mü-cadele açısından temelsizdir. AncakDemirtaş bunun ötesinde, hala evet-çilerle, yani AKP ve MHP ile "ittifak"peşindedir.

Peki bu neyin bloku olacak BayDemirtaş? Kimden yana, kime kar-şı?

2003'ten bu yana gerçekleştirilenkatliamlar bir yana, sadece Sur'labaşlayan süreçte 5 bin insanımızıkatleden, o günden bu yana, Kürtmilliyetçi hareketine karşı da en yay-gın tutuklamaları gerçekleştiren, Kürthalkına karşı her türlü şovenist aşa-ğılamayı yapan bir iktidarla, halanasıl aynı masaya oturacaksınız?

Bu politikasızlık, direnişsizliktablosu, 15 Temmuz sonrasında baş-lamış değildir. Kürt halkının yaşadığı

""POLİTİKASIZLIK" UZLAŞMA VE TESLİMİYET POLİTİKASININ SONUCUDUR

-BDP-HDP; Belediyelere, Parlamenterlere yönelik saldırılar karşısındatavırsızdır.

-Kürt halkına yönelik katliamlar, tutuklamalar, yıkımlar karşısında tavırsızdır. - Bir tek direniş ve direnişe çağrı yoktur.-Tüm bu saldırılar karşısında adeta politikasızdır.

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

45Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Page 46: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

en büyük katliamlardan biri olan Sur,Cizre, Nusaybin katliamları sürerkende, katliamı durdurmak için bir direnişörgütlenmemiştir. Ne ellerindeki be-lediyeler, ne parlamenterler, sıradanbirkaç tepkinin ötesinde, o katliampolitikasının karşısına dikilmediler.

Neden? Sur'da aylarca katliam sürerken,

neden öyle bir politika izlenmiştir? Bunun cevabını herkes bekliyor.

Tarih bekliyor. Kürt halkı bekliyor. Bu tavırsızlığın nedeni, "güç ol-

maması", "şehirde olağanüstü baskılarolması", "kitlelerin korkması" değildir.

Kürt milliyetçi hareket, Sur'dainsanlar sokak sokak, ev ev katledi-lirken, hala "Dolmabahçe mutabakatı"nakaratını tekrarlayıp duruyordu.

Hala Suriye'de Amerikan emper-yalizmiyle birlikte "ortak operasyon-lar" içindeydiler.

Hala "parlamento grubu"nun çö-züm için "muhatap" olabileceği teo-risini yapıyorlardı.

Sorun, Kürt milliyetçi hareketin,ne olursa olsun, nasıl olursa olsun,faşizmle "çözüm" masasına oturmakistemesi ve Amerikan emperyaliz-miyle Güney Kürdistan'daki işbirli-ğidir.

Bugün Kürt milliyetçi hareketininher alandaki politikası "AKP'DENBEKLENTİ, ABD'YLE İŞBİRLİĞİ"üzerine şekillenmekte ve bu nedenleher türlü saldırı karşısında tavırsızlıksürekli bir politikaya dönüştürülmüşbulunmaktadır.

"AKP'DEN BEKLENTİ,ABD'YLE İŞBİRLİĞİ"Politikasına Son Verin!Kürt Halkının Çıkarı, Emperyalizme ve FaşizmeKarşı Mücadelededir!

Kürt halkının ulusal ve sınıfsalçıkarlarını savunmanın, demokratikalanda hakları ve özgürlükleri sa-vunmanın başka bir yolu yoktur.

Güney Kürdistan'da Amerikanemperyalizminden ağır silahlar alarak,başka halkların yaşadığı yerlere ABDadına askeri operasyon yapmak, Kürthalkını ulusal haklarına, bağımsızlı-ğına mı kavuşturacak?

AKP'yle "ipleri koparmama", "ge-rilimi tırmandırmama", "barış ve çö-zümde ısrar etme!" politikaları, KİMEve NEYE hizmet ediyor Suskunluk,tavırsızlık, Kürt halkına ne kazandı-racak?

Sur'da binlerce insan kuşatılmışkatledilirken, bir "oturma eylemi"bile örgütleyemeyen, bir "platform"oluşturamayanlar, şimdi "Sur'un tarihievlerini korumak için" platform oluş-turmaya kalkıyorlar. Bu nasıl bir"politika"dır?

- HDP'li veya onun çevresindebinlerce demokrat, ilerici öğretmen,memur, işten atılıyor. Tek bir direnişyok.

- 2 yılda 218 kez sokağa çıkmayasağı ilan ediliyor; her sokağa çıkmayasağının sonucunda, bir katliamoluyor. Tek bir direniş yok.

- Yüzlerce gerillanın cenazesi ve-rilmiyor. Sahiplenme yok.

- Belediye başkanları tutuklanıyor,parlamenterler tutuklanıyor. Direnişbir yana, bir protesto yok.

Bu "politika", terk edilmelidir. 1- "barış" bir aldatmacadır; 2- kürt halkı için akp faşizmi al-

tında bir "çözüm" yoktur. 3- Amerikan emperyalizmi ile iş-

birliği, hiçbir gerekçe ile savunula-maz! Emperyalizm-halklar çelişki-sinde, emperyalizm cephesinde yeralmaktır.

4- Saldırılar Karşısında Tavırsızlık,Teslimiyettir.

5- Doğru tavır, AKP'ye her alandave her biçimde direnmek, ABD vetüm emperyalistlerle her türlü işbir-liğine derhal son vermektir.

Bizim savunduğumuz "doğru"nunölçüsü;

ABD emperyalizmine karşı ba-ğımsızlıktan, AKP faşizmine karşıdemokrasiden yana olmaktır.

Bizim savunduğumuz "doğru"nun ölçüsü; Zulme karşı DİRENMEKTENTÜM emperyalistlere ve işbirlik-

çilerine karşı HALKLARDANYANA olmaktır.

Sınıflar mücadelesinde DOĞRUTEKTİR.

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!446

Duyuru:Kamu Emekçileri Cephesi Dergisi 3. Sayısı Çıktı!Son Sözü Direnenler Söyler!Kamu Emekçileri Cephesi dergisinin

3. sayısı, Nuriyeler'in, Semihler'in direnişinianlatıyor. 100 sayfa çıkan bu sayıda, dire-nişçilerle röportajlar, direnişçilerden mek-tuplar, Yüksel'de nöbeti Nuriye ve Se-mih'ten devralanların anlatımları var.

KESK'in OHAL ve direniş karşısındakitavrının değerlendirildiği bir yazının dayer aldığı dergide, eğitim, sağlık, sinema,sınıf sözlüğü gibi sabit bölümler de devamediyor.

İçindekiler:* DİRENİŞLER VE KESK’E DAİR:* Son KEC’li Kalana Kadar Direnece-

ğiz, Teslim Olmayacağız* ESRA ÖZAKÇA ANLATIYOR: Tut-

saklık ve Direniş* RÖPORTAJ: Açlık Grevi Direnişçileri

Direnişlerini Anlatıyor* NURİYE GÜLMEN VE SEMİH

ÖZAKÇA’DAN MEKTUP VAR* RÖPORTAJ: Direnen Kamu Emek-

çileri Direnişlerini Anlatıyor* ODTÜ’LÜ EMEKÇİLER DESTEK

AÇLIK GREVİNİ ANLATIYOR* YÜKSEL DİRENİŞÇİLERİ’NDEN

MEHMET DERSULU’NUN GÜNLÜK-LERİNDEN GÖZALTI SÜRECİ

* SEMİH ÖZAKÇA’NIN ANNESİSULTAN ÖZAKÇA AÇLIK GREVİNİANLATIYOR

* RÖPORTAJ: Gazeteci-Yazar Erk Aca-rer ile OHAL’de Gazeteciliği Konuştuk

* KONUK YAZAR: OHAL Basın veSansür-Dövüşenler de Var Bu Havalarda

* SINIF SÖZLÜĞÜ: Açlık Grevi* DÜNYA HALKLARINDAN: Ve An-

lamak Halka Düşer Katillerin Güçsüzlü-ğünü

* SİNEMA: Amiral: Kükreyen Dalgalar* EĞİTİM: Psikolojik Danışman Ve

Rehber Öğretmenler* SAĞLIK: Sağlıkta Ticarileşme* DENEME: Korkuları Geride Bırak-

madan* BASINDAN-HABERLERDerginin PDF’si için:

https://drive.google.com/file/d/0B_lBRsCNV0whVTZlVFNSSEZlM3M/view?usp=sharing

Page 47: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Bir halk deyişi şöyle der: "Düşmanın iyisi kötüsü yoktur,

düşman düşmandır."Dünya halklarının ulusal ve sosyal

kurtuluş savaşları, haklı ve meşru sa-vaşlardır.

Haksız savaşlarla haklı savaşlar,birbirinden ilkeleriyle, kurallarıyla,ahlakıyla, ideolojisiyle ayırt edilir.

Dost ve düşman ayrımı da bukesin ayrım çizgilerinden biridir.

Bu hatırlatmadan sonra, bir süreönce basında yayınlanan bir haberebakalım:

"HDP Diyarbakır Milletvekili İdrisBaluken hakkında açılan davaya, Di-yarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndedevam edildi.

Hakkında DTK (Demokratik Top-lum Kongresi) toplantılarına katıldığıyönünde suçlamalar olduğunu belirtenBaluken, "Demokratik özerkliğin tar-tışıldığı bir DTK toplantısına eskiMİT Müsteşarı ile birlikte katıldım.Toplantı arasında karşılıklı yemekyedik, tartıştık. Bu eski MİT Müsteşarı,tüm kamuoyunun bildiği isimdir. Bunasıl bir yasa dışı faaliyettir ki, benMİT Müsteşarı ile toplantıya katıl-mışım." dedi.

(Cumhuriyet, 9 Mayıs 2017)Bu haber, ne HDP tarafından, ne

MİT tarafından yalanlandı. Toplantının "yasa dışı" sayılıp sa-

yılmaması bizi ilgilendiren yanı değil.Ancak Baluken'in "yasa dışı" bir şey

yapmadıklarınıkanıtlamak içinileri sürdüğü"delil", devrim-cilerin, demo-kratların asladüşünemeyece-ği ve asla kabuledemeyeceği birbilginin açığavurulmasıdır.

Evet, yanlışokumadınız.

H D P ' n i n ,DTK çatısı altın-da yaptığı De-mokratik Özerklik konulu toplantıyaMİT Müsteşarı da katılmış.

HDP kim?MİT kim?HDP (ve DTK); Kürt halkının çı-

karlarını savunan, demokrasiyi savu-nan, haklar ve özgürlükleri savunan,kendilerini demokrat, ilerici, yurtseverolarak değerlendiren, onlarca yıllıkmücadele tarihinde üyeleri, taraftarlarıkatledilen, kaybedilen, faili meçhul-lere, yasaklamalara maruz kalan birsiyasal hareket.

MİT; Kürt halkının katledilmesinive asimile edilmesini savunan, bununplanlarını yapan, uygulattıran, demo-kratik haklar ve özgürlüklerin başdüşmanı olan, bugüne kadar binlercedemokrat, ilerici, vatansever, dev-rimciyi katleden, kaybeden, işkence-

lerden geçiren, kontrgerillayı örgüt-leyen, faili meçhullerin, kayıplarınbir numaralı sorumlusu olan faşistbir kurum.

SORUYORUZ: Bu İki Güç, Nasıl ve NedenBir ToplantıdaBiraraya Gelebiliyor?

Baluken'e, HDP'ye, DTK'ya vedemokratik özerklik politikasını sa-vunan PKK'ye tüm halkımızın huzu-runda soruyoruz:

1- DTK toplantısına MİT Müste-şarı hangi sıfatla ve ne amaçla katıl-mıştır?

Siz mi çağırdınız, MİT mi istedi?2- Adında "Demokratik" sıfatı bu-

SORUYORUZ: Demokratik Özerklik Politikası'nın Tartışıldığı Bir Toplantıda, MİT'İN NE

İŞİ VAR?Kendini "demokrat" gören bir kurumun toplantısında MİT'İN NE İŞİ VAR?

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

Sol Olmak, Halktan Yana Olmak, Bu Sloganı Haykırmaya Devam Etmektir:

"KAHROLSUN MİT-CIA-KONTRGERİLLA!"

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

47Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 48: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

lunan bir kurumun toplantısına, katil,kontrgerillacı bir kurumun başkanınınkatılmasını, nasıl açıklıyorsunuz?

3- Bir halkın, bir örgütün politi-kaları, taktikleri, DÜŞMAN bir ku-rumun önünde tartışılabilir mi?

MİT Müsteşarının "söz hakkı" davar mıydı bu toplantıda?

HDP, DTK ve PKK, bu sorularıncevaplarını, bize değil; Sur'da, Nu-saybin'de, Cizre'de demokratik özerklikpolitikasını hayata geçirirken şehitdüşenlere vermelidir. Sur'da, Nusay-bin'de, Cizre'de evleri yakılıp yıkı-lanlara vermelidir.

SORUYORUZ: Dost Kim? Düşman Kim?

Halktan yana olduğunu söyleyenbir siyasi hareketin milletvekili, çıkıpdiyor ki, biz "demokratik özerklik"toplantımızı MİT'le birlikte yaptık."

Bunu, sanki yaptıkları çok nor-malmiş, her zaman yapılan bir şeymişgibi, anlatıyor.

Hayır, yapılanda hiçbir doğallık,normallik yoktur.

Bu toplantı, bugüne kadarki halkkurtuluş savaşlarının yarattığı tüm il-kelerin, kuralların, değerlerin reddive çiğnenmesidir.

Türkiye solunun yıllardır attığı birslogan vardır:

"Kahrolsun MİT, CIA, Kontrge-rilla!"

Halk düşmanlarını net ortaya koyanbir slogandır. Solun temel sloganla-rından biridir.

Türkiye Solu, yıllardır "NATO'ya hayır!" diye haykır-

mıştır. Meydanları, "Kahrolsun Emper-

yalizm" sloganıyla inletmiştir.Bunlar, sol olmanın, halktan yana

olmanın tartışma götürmez ölçülerive sloganlarıdır.

Baluken, bu değerlerin karşısınaçıkıp, "Demokratik özerklik toplan-tımıza MİT Müsteşarı da katıldı"diyor.

Dost kim, düşman kim? Sınıflarmücadelesinin neresindesiniz?

Neresindesiniz ki, MİT Müsteşarı,sizin toplantılarınıza katılabiliyor?

Öyle bir toplantı ki, toplantınıngündemini oluşturan konuda, "De-

mokratik Özerklik" konusunda, kat-liamlar yaşanmış.

Binlerce şehide bu toplantının biraçıklaması yapılmalı.

SORUYORUZ:PKK İçin MİT, CIA, NATO,ABD Ne İfade Ediyor?

Bugünkü adı Milli İstihbarat Teş-kilatı olan MİT, 5 Ocak 1927’de,Milli Emniyet Hizmeti adıyla kuruldu.Adı "milli" olmasına rağmen, AlmanGizli Servisi’nin şeflerinden WalterNikolai’nin eğitim ve organizatörlü-ğünde kurulmuştur. Teşkilatın gerçekpatronu olan Walter Nikolai, Hitler'inde güvendiği bir Nazi'dir; Hitler iş-başına geldiğinde de Nikolai’yi Tür-kiye'deki görevine devam ettirir. Ni-kolai, aynı dönemde NAZİ gizli ser-visinin kuruluşunda da yer alır.

İkinci Emperyalist Paylaşım Sa-vaşı’ndan sonra, MİT'in egemenliğide Almanya'dan Amerika'ya geçer.Yeni patron ABD'dir.

MİT'in yönetimi, ABD'ye götürü-lüp, CIA tarafından eğitilen 6 kişilikbir ekibe devredilir. CIA'nın bir şubesihaline dönüşen MİT personelinin ma-aşları da uzun yıllar, CIA tarafındanödenmiştir.

Biz demiyoruz; Tayyip Erdoğan-lar'ın da çok sevdiği Başbakan AdnanMenderes'in Müsteşarı Ahmet SalihKorur, MAH hakkında hazırladığı ra-porda diyor:

“Amerikalılar, MAH'a hâkimdi.Para veriyor, örgüte ‘nüfuz’ edi-

yorlardı. Millî Emniyetin bütün dos-yaları CIA'nın kontrolündeydi.

İstanbul'da Millî Emniyete ait birokul, servisin İstanbul örgütü ve Ye-şilköy'deki Soruşturma Teşkilatı tü-müyle Amerikalıların emrindeydi."

Bu kadar yeterli sanırız; biçimselbazı değişiklikler yapılsa da, MİThala emperyalist gizli servislerin birşubesi durumundadır. Dolayısıyla EM-PERYALİZMİN ve işbirlikçi oligar-şinin ÇIKARLARINI SAVUNUR.

BURADA ASIL SORUN ŞU: Biz devrimciler olarak, MiT'in asla

yanyana gelinmemesi gereken bir ku-rum olduğunu kanıtlamak için onunEMPERYALİZM İŞBİRLİKÇİSİ OL-DUĞUNU anlatıyoruz.

Fakat, sorun şu ki; Kürt milliyetçihareket, emperyalizmi bir düşmanolarak görmüyor.

Emperyalizm, Amerika, bir düşmanolmadığına göre herhangi bir kurumunonlarla işbirliği yapmasında da, Kürtmilliyetçi hareket açısından bir mahsuryok.

ÇÜNKÜ ZATEN KENDİLERİİŞBİRLİĞİ YAPIYORLAR.

Dolayısıyla, gerçekte şu iki sorubirbirinin içine giriyor:

1- MİT Müsteşarının sizin toplan-tınızda ne işi var?

2- Sizin Rakka'da ne işiniz var?Birincisi doğal karşılandığı için,

ikincisi de mümkün olmaktadır. Veyatersi de geçerlidir; ikincisi doğal gö-ründüğü için birincisi mümkün ol-maktadır.

Fakat biz yine de bu tartışmayıburada noktalamıyoruz.

HDP, DTK, PKK ve bu çizgidekitüm örgütlenmeler, demokrat, ilericiolma iddiasını, Kürt halkının çıkarlarınısavunma iddiasını sürdürdükleri müd-detçe, bunları tartışmaya devam ede-ceğiz.

Bıkmadan, usanmadan yazacağız:MİT HALK DÜŞMANIDIR. SİZ HALKTAN YANAYSANIZ,

MİT'LE İŞBİRLİĞİ YAPAMAZSI-NIZ.

ABD, DÜNYA HALKLARININDÜŞMANIDIR.

SİZ HALKTAN YANAYSANIZ,ABD İLE İŞBİRLİĞİ YAPAMAZ-SINIZ.

1- DTK toplantısına MİTMüsteşarı hangi sıfatla vene amaçla katılmıştır?

Siz mi çağırdınız, MİT miistedi?

2- Adında "Demokratik"sıfatı bulunan bir kurumuntoplantısına, katil, kontrge-rillacı bir kurumun başka-nının katılmasını, nasıl açık-lıyorsunuz?

3- Bir halkın, bir örgütünpolitikaları, taktikleri, DÜŞ-MAN bir kurumun önündetartışılabilir mi?

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!48

Page 49: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

MİT, CIA, ABD, AB, NATO,AKP hepsi, bağımsızlığın, ulusalhakların düşmanıdırlar; halklarakarşı uygulanan asimilasyonunmimarıdırlar. Dünyadaki tümkan ve gözyaşından sorumlu-durlar.

HALKTAN YANA hiçbir de-mokrat, ilerici, yurtsever güç,MİT, CIA, ABD, AB, NATO,AKP ile İŞBİRLİĞİ YAPAMAZ.

HATIRLATIYORUZ: HALKLARIN ÇIKARLA-

RINI SAVUNMAK, TARİHİ UNUTMAMAK-

TIR 6-7 Eylül 1955'te ülkemiz-

deki azınlıklara karşı gerçekleş-tirilen büyük provokasyon vekatliam, MİT'in doğrudan ör-gütlediği bir provokasyondur.

1 Mayıs 1977 Katliamı, 16 Mart 1978 İstanbul Üni-

versitesi Katliamı, MİT'in doğ-rudan rol aldığı katliamlardır.

1970'ler boyunca, binlerceinsanımızı katleden sivil faşisthareket CIA ve MİT tarafındaneğitilip organize edilmiştir.

Bütün bunları HDP bilmiyormu?

Kürdistan'da binlerce insa-nımızı katleden, kaybeden, bin-lercesini "faili meçhul" halinegetiren itirafçı çetelerinin kuru-cusu MİT değil mi?

Kayıpların "merkezi"nde MİT yokmu?

Bu ülkede ilk kayıtsız, gayri-resmigözaltıları yapan MİT değil mi?

HDP ve PKK; bunları unutmuşolabilirler mi?

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1945'ler-den itibaren gerçekleştirdiği tüm kat-liamlarda, Amerikan emperyalizminindoğrudan sorumluluğu vardır.

Ortadoğu halklarının dökülen herdamla kanında Amerikan emperya-lizminin sorumluluğu vardır.

MİT'in DTK Toplantısında,

PKK'nin Rakka'daİşi Yoktur

Kürt halkının yaşadığı tüm acılar-dan Amerikan emperyalizminin so-rumlu olduğu bu kadar açıkken; Kürthalkının çıkarlarını savunduğunu iddiaeden Kürt milliyetçi hareket, Suriye'yekarşı, ABD ile birlikte operasyon ya-pıyor.

PKK'nin Rakka'da ne işi var? Rak-ka'da hangi Kürt halkının çıkarı sa-vunuluyor?

Rakka bir "Kürt toprağı" da de-ğildir. Apaçık ortada, Kürt halkınınçıkarlarının savunulması söz konusu

değildir. Orada ölen Kürt halkının

çocukları, Amerikanın çıkarlarıadına ölmüş olacaktır. TıpkıTürk askerlerinin Kore'de Ame-rikanın çıkarları için öldüğügibi.

Tekrar sorumuza dönersek; Demokratik Özerklik top-

lantısına MİT Müsteşarını kat-manın Suriye'deki karşılığı,Amerikan emperyalizmindenalınan ağır silahlardır.

Tekrar ediyoruz: HALKIN ÇIKARLARINI

SAVUNMAK, EMPERYA-LİZMİ VE İŞBİRLİKÇİLE-RİNİ TÜM KURUM VE KU-RULUŞLARIYLA, TÜMİDEOLOJİSİ VE POLİTİKA-SIYLA REDDETMEKTİR.

OLİGARŞİNİN MİT'İYLE,EMPERYALİZMİN CIA'SIY-LA, NATO'SUYLA, PENTA-GONUYLA İŞBİRLİĞİNEGİRMEK, HALKLARIN ÇI-KARLARINI SAVUNMAK-TAN KESİN BİR BİÇİMDEUZAKLAŞMAKTIR.

TÜRKİYE'DE MİT MÜS-TEŞARIYLA TOPLANTI;

SURİYE'DE ABD ADINAASKERİ OPERASYON YA-PANLAR, BUGÜN BU NOK-TADADIR.

HDP, PKK, bu politikalarınıhangi “teori” ve hangi gerekçeyle sa-vunuyor olurlarsa olsunlar:

EMPERYALİZM VE İŞBİRLİK-ÇİLERİYLE İŞBİRLİĞİNİN TARİHVE HALK ÖNÜNDE İZAHI YOK-TUR.

YAPACAKLARI TEK ŞEY,ONLARI TARİH KARŞISINDA

AKLAYACAK TEK ŞEY; VE KÜRTHALKININ ÇIKARLARINA HİZ-MET EDECEK TEK ŞEY;

MİT'İ DE, CONİLERİ DE RED-DEDİP, ANTİ-EMPERYALİST,ANTİ-OLİGARŞİK SAVAŞ ÇİZGİ-SİNDE YER ALMAKTIR.

Dolayısıyla, gerçekte şu iki soru bir-birinin içine giriyor:

1- MİT Müsteşarının sizin toplantı-nızda ne işi var?

2- Sizin Rakka'da ne işiniz var?Birincisi doğal karşılandığı için, ikin-

cisi de mümkün olmaktadır. Veya terside geçerlidir; ikincisi doğal göründüğüiçin birincisi mümkün olmaktadır.

(.....)MİT HALK DÜŞMANIDIR. SİZ HALKTAN YANAYSANIZ,

MİT'LE İŞBİRLİĞİ YAPAMAZSINIZ. ABD, DÜNYA HALKLARININ

DÜŞMANIDIR. SİZ HALKTAN YANAYSANIZ,

ABD İLE İŞBİRLİĞİ YAPAMAZSI-NIZ.

MİT, CIA, ABD, AB, NATO, AKP,hepsi, bağımsızlığın, ulusal haklarındüşmanıdırlar; halklara karşı uygu-lanan asimilasyonun mimarıdırlar.Dünyadaki tüm kan ve gözyaşındansorumludurlar.

HALKTAN YANA hiçbir demokrat,ilerici, yurtsever güç, MİT, CIA, ABD,AB, NATO, AKP ile İŞBİRLİĞİ YA-PAMAZ.

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

49Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 50: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Grup Yorum Gönüllüleri’ndenFulda’da Eylem17 Haziran Tüm GrupYorum DinleyicileriFulda’da Olacağız

7 Haziran’da Çarşamba günü GrupYorum gönüllüleri saat 19.30’da FuldaUniplatz önünde bir oturma eylemi ger-çekleştirdi. Eyleme toplam 25 kişi katıldıve hep bir ağızdan Almanca sloganlaratıldı. Fulda Meydanı’nda ırkçılığa karşıtek ses tek yürek olunacağı, gerekirsetüm meydanlarda türkülerin söyleneceğidile getirildi. Çağrılarımız yanıtsız kal-madı ve İranlı bir çift önce bilet alarak,daha sonrasında ise oturma eylemimizekatılarak yanımızda olduklarını belirtiler.Polis bu eylemin izinsiz bir gösteri ol-duğunu söylese de bizler oturma eyle-mimizi sürdürdük ve protesto hakkımızıkullandık. Gel ki Şafaklar Tutuşsun tür-kümüzle birlikte alkışlar eşliğinde ey-lemimizi sonlandırdık. Bu tarz eylem-lerimizi festival gününe kadar her güngerçekleştireceğiz. Türkülerimizi en-gelleyemeyecekler, biz tarihimiz boyuncane dediysek yaptık ve 17 Haziran’daFulda’da festivalimizi yapacağız.

����

Grup Yorum GönüllüleriFulda’da Konser ÇalışmasıYaptılar

8 Haziran’da Grup Yorum Gönül-lüleri 17 Haziran’da düzenlenecekolan 6. Büyük Avrupa Grup YorumKonseri için Fulda’da halka bildiridağıtıp afiş astılar, konseri yasaklamakisteyen Fulda Belediyesi’nin engellemeçabalarını ve yalanlarını teşhir edenbildiriler posta kutularına atıldı.

Yaklaşık bir saat süren çalışmaya 4Grup Yorum Gönüllüsü katıldı, onlarcabildiri dağıtıldı ve afiş asıldı. GrupYorum Gönüllüleri tarafından FuldaAKM’de bir toplantı düzenledi.

���

Grup YorumGönüllülerinden

Fulda’da FestivalÇalışması

Grup Yorum Gönüllüleri9 Haziran Cuma günü Ful-da’nın merkezi yerlerinde bil-

diri dağıtımı yaptılar. Evlerin postakutularına bildirimizi atarken Fuldahalkına konserimizi ve Belediyenintutumunu anlattık. Aralarında bizi des-teklediğini ve Festivalimize katılacağınısöyleyenler de oldu.

���

Grup Yorum Gönüllüleri Festival

Çalı�malarını Sürdürüyor10 Haziran Cumartesi Günü Grup

Yorum Gönüllüleri olarak Fulda so-kaklarında halka ve evlerin posta ku-tularına açıklamalarımızı ve bildirile-rimizi dağıttık. İki saat süren çalışmaya5 kişi katıldı ve yaklaşık 200 civarıbildiri dağıtıldı.

���

Almanya’da Festival

Çalışmaları Devam Ediyor

10 Haziran Cumartesi günü akşamıFulda merkezinde Grup YORUM gö-nüllüleri olarak bildirilerimizi dağıtmayaçıktık. Fulda’nın merkezinde bir şenlikolduğundan dolayı, güvenlik bizi en-gellemeye çalıştı ve burada dağıtabil-memiz için izin gerektiğini söylediler.Bizlerin kim olduğunu bilen bu güvenlikgörevlileri t-shirtlerimizi çıkartmamızıistedi. Bizler ise elimizde kalan bildirileride bitirip öyle ayrıldık merkezden. ti-şörtlerimizi ise tabii ki çıkarmadan top-lam 1500 adet bildiri dağıtıldı

���

Fulda’da Festivali EngellemeyeÇalışan Belediye BaşkanınaŞarkılı Cevap

Bildiğiniz gibi Fulda belediyesi 17Haziran’da yapacağımız festivali keyfigerekçeler sunarak engellemeye çalışıyor.Nicolas Miquea’nın katkıları ile yaptı-ğımız Almanca besteyi herkesin dinle-mesini ve paylaşmasını istiyoruz.

���

Almanya Mosbach’ta FestivalÇalışmaları Sürüyor

11 Haziran günü, Almanya Mos-bach’ta halklar festivali için afiş ça-lışması yapıldı. Çalışmada toplam 22

afiş asılırken, esnaflarımız, halkımızfestivalimize davet edildi.

���

Grup Yorum Gönüllüleri FrankfurtÜniversitesi’nde Festival

6 Haziran’da Grup Yorum Gönül-lüleri, Almanya’nın Offenbach veFrankfurt şehirlerinde Grup Yorumfestival çalışması yaptılar. Offenbach’ınşehir merkezinde afiş asıldıktan sonraFrankfurt Üniversitesi’ne gidildi, oradayine afişleme yapıldı. Grup YorumGönüllülerinin katıldığı çalışmada100’e yakın afiş asıldı.

���

Oberhausen, Duisburg ve Dortmund’daFestival Çalıșması Yapıldı

4 Haziran Pazar günü OberhausenAKM’deki (Alevi Kültür Merkezi)kahvaltıya Grup Yorum Gönüllüleride katıldı.

Kahvaltı sırasında söz alıp 17 Ha-ziran’da Fulda’daki halklar festivalinive Grup Yorum’u anlatıp herkesi oradaolmaya çağırdılar. 15 dakikalık ko-nuşma sırasında Fulda’da “söyleye-ceğimiz direniş türkülerinde sizin desesiniz olmalı” diyerek kahvaltıya ka-tılan insanları festivale davet ettiler.Panoya afiş asıldı, el ilanları dağıtıldı,6 bilet satıldı 15 bilet de satılmaküzere bırakıldı.

Yine aynı gün Duisburg Rhein-hausen AKM ziyaret edildi. Grup Yo-rum Gönüllüleri orada da festival üze-rine sohbetler yapıp 10 adet bilet bı-raktılar ve afiş asıldı

6 Haziran’da ise Grup Yorum Gö-nüllüleri Dortmund’un Hüçkarde Böl-gesi’nde çalışma yaptılar. Yapılan ça-lışmada afiş asıldı ve orada bulunanesnaflar festivale davet edildi.

���

Berlin’de Konser ÇalışmasıDevam Ediyor

17 Haziran’da Almanya’nın Fuldakentinde yapılacak olan ırkçılık veyozlaşma karşıtı festival ve konsereilişkin çalışmalar Berlin’de devamediyor.

Avrupa genelinde kendini gösterenırkçılığa ve yozlaşmaya karşı bir arayageleceğimiz festivale ilişkin Berlin’deafişleme çalışması yapıldı.

Av ru pa’da

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!50

Page 51: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Son olarak Cuma günü yapılan 2saatlik çalışmada Henrichplatz, Orai-nenplatz, Skalıtzerstrasse civarına yüz-den fazla afiş asıldı.

����

Grup Yorum Gönüllüleri

Mainz`ta Pikniktelerdi10 Haziran, Cumartesi günü Grup

Yorum Gönüllüleri Mainz AKM`nindüzenlemiş olduğu pikniğe katıldılar.150 kişinin üzerinde insanın katıldığıpiknikte festivalimiz hakkında bilgilerverildi, herkes davet edildi. Pikniktekihalkımızdan otobüs ile katılım sözüalan Grup Yorum Gönüllüleri, söyleşiyihalaylarımızla ve türkülerimiz ile son-landırdı.

Açlık grevinin içeriği ayrıca Türkiyeve Alman basınına, gönderildi.

Düzenlenen etkinlikte cuma gecesiAKP’nin katil polisleri tarafından kat-ledilen 18 yaşındaki Sıla Abalay ola-yına da dikkat çekildi.

Son iki gündür Bilefeld şehrindeAlman faşist partisi AFP’nin seçimçalışmaları nedeniyle çarşı merkezindeaçtığı bilgilendirme standına karşılık,Bilefeld’deki muhalif sol güçler dekarşı bilgilendirme standı faaliyetindebulunuyor. Alman polisi cuma günüalman sol gruba yönelik şiddetli birsaldırı düzenleyip, faşist partinin ko-rumacılığını sürdürüyor.

���

Grup Yorum Gönüllüleri Öz-

guruz.org’da Çıktı

9 Haziran tarihinde Grup Yorumgönüllüleri Hayko Bağdat’ın yönettiğiprogramda ozguruz.org isimli internethaber portalinde canlı yayına çıktılarPeriscope üzerinden yayınlanan prog-ramda 17 Haziran’da Fulda’da yapı-lacak olan festival ve festivali engel-leme girişimi üzerinden konuşuldu.

Yorum’un iki parçasının da söy-

lendiği programda, Grup Yo-rum gönüllüleri Hayko Bağ-dat’ın sorularını cevapladı.

���

Giessen AKM’de GrupYorum GönüllüleriSöyleşisi

Cuma günü yapılan söy-leşi kısa zamanda organize

edilmesine rağmen yoğun bir ilgi vardı.Söyleşide Türkiye ve Almanya’da ya-şanan baskılar ve bu baskılara karşıdirenenler anlatıldı. Fulda Belediye-si’nin festivali engelleme çabalarınakarşın, her şeye rağmen bu festivalihalkla birlikte nasıl gerçekleştirebile-ceğimiz anlatıldı. 150 kişinin üzerindebir katılımla gerçekleşen söyleşiyeilgi başından sonuna kadar çok yo-ğundu. Saat 20.00’da başlayan söyleşiPir Sultan Abdal ve Grup Yorum tür-küleriyle marşlar ve halaylarla devametti. Festivale geleceklerinin sözü alı-narak saat 22.30’da söyleşi sona erdi.

���

Yorum Gönüllüleri Tarafından VelbertAKM’de Söyleși Düzenlendi

Velbert Alevi Derneği’nde, 11 Ha-ziran 2017 Pazar günü, 17 Haziran’daFulda’da Grup Yorum konseri ve halklarfestivali için bir söyleşi düzenlendi.

O gün Alevi Derneği’nde kahvaltıvardı. Kahvaltının ardından 12.30 gibisöyleşi başladı. Önce Alevi Derneğibaşkanı, Grup Yorum’un halkların sesiolduğunu, susturulamadığını anlattı.Ve bu günün özgülünde Alevi Derneğigençlerinin futbol maçı olması ve in-sanların büyük çoğunluğunun maçtaolmasından kaynaklı katılımın yeterliolmadığı için üzgün olduğunu, GrupYorum’un hakettiğinin bu katılım ol-madığını belirtti.

Başkanın konuşmasının ardındansöyleşiye geçildi. Söyleşide öncelikleülkedeki direnişler, Nuriye Gülmen-ler’in, Kemal Gün amcanın direnişlerianlatıldı. Yüzbinlerce kamu emekçisiKHK’larla işinden atıldığı halde birkaçkişinin hatta tek kişinin çıkıp direnmesianlatıldı. Kemal Gün amcanın evladınıncenazesini almak için tam 90 gün Der-sim Seyit Rıza Parkı’nda açlık greviyaparak 165 parça kemikten oluşan

cenazeleri alması ve istediği gibi def-netmesi bir zaferdir. Ülkemizde mezarhakkı için, işi, ekmeği için bile bedellerigöze alarak direnmek gerektiği vurgu-landı. Her türlü hakkımız için neredeolursak olalım direnmekten ve mücadeleetmekten başka yolumuz yoktur. Buiki direnişin gösterdiği de zaferin tekbaşına bile kalsak direnerek kazanıla-bileceğinin de kanıtı olduğu belirtildi.

Avrupa’da 6.sı düzenlenen büyükAvrupa Konseri, iki yıldır Festival olarakorganize edilmeye çalışıldığı ancak en-gellerle karşılaştığı anlatıldı. Türkiye’deolduğu gibi kendine “Demokrasinin be-şiği ülke” olarak gösteren Almanya’daözellikle birkaç yıldır engellerle karşı-laşması anlatıldı. On altı binleri bulankatılımıyla düzenlenen konserlerin ar-dından katılımı düşürmek, kitlesel olarakseslendirdiğimiz taleplerin daha fazlainsana ulaşmasını engellemek için sudanbahanelerle Alman emperyalizmininengelleme çabaları anlatıldı. Bu yıldaFulda Belediyesi’nin engelleme çabalarıve buna karşı yapılan çalışmalardanbahsedildi. Avrupa’daki en büyük prob-lemlerimiz ise ırkçılık ve yozlaşma ol-duğu için bu yıl konserde vurgulayaca-ğımız konuların ülkedeki direnişlerlebirlikte ırkçılık ve yozlaşma olacağısöylendi. Ve “herkes bu direnişleredestek vermek, Grup Yorum’u sahip-lenmek için mutlaka Fulda’da olmalıdır”denildi. Söyleşi Grup Yorum şarkılarıve halaylarla devam etti. Söyleşinin ar-dından hep birlikte “17 Haziran’da Ful-da’dayız, Grup Yorum Halktır Sustu-rulamaz” denilerek video çekimi yapıldı.Sıcak bir ortamda gerçekleşen söyleşininardından sohbetler devam etti. 7 adetkonser bileti satıldı. 15 adet Fulda Be-lediyesi’ne gönderilmek üzere fax metniimzalandı. Söyleşiye 35 kişi katıldı.

���

Grup Yorum GönüllüleriGençlik Kampına Katıldı

Grup Yorum Gönülleri olarak AalenAKM’nin düzenlemiş olduğu gençlikkampındaydık.10 Haziran tarihindegerçekleşen söyleşi akşam 08.00’dabaşladı. Ateş başında gerçekleşen söy-leşide Grup Yorum’un tarihi, GrupYorum’a yönelik baskılar, Türkiye’dekidirenişler ve festivalimizin içeriği an-

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

51Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Page 52: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

latıldı. Ardından hep birlikte türküle-rimizi, marşlarımızı söyledik, halayımızıçektik. Gecenin ilerleyen saatlerindegençlere gerçekleşecek olan gençlikkurultayımızı anlattık. Sonra hep birliktekamplarımızın meşhur oyunu olan kurtoyunu oynandı. Ayrıca kampta BizimGençlik dergisinin tanıtımı yapıldı veyaklaşık 30 dergi gençlere verildi.

����

Grup Yorum Gönüllüleri

Schwabisch Gmünd AKM’de

Söyleşi Verdi

Grup Yorum gönülleri olarak 10Haziran 2017 tarihinde SchwabischGmünd Akm’de söyleşi verdik. Söyleşifestival için hazırlanan bir sinevizyonile başladı. Ardından festivalimiz, iç-eriği, Grup Yorum’a yönelik baskılar,direnişler ve konserimizin içeriği olantemalar ırkçılık ve yozlaşma anlatıldı.En sonunda da hep birlikte türkülerimizve marşlarımızı söylendi.

���

Grup Yorum Gönüllüleri MünihMünih`te bir etkinlikte Ahmet Telli

ile buluşan Grup Yorum Gönüllüleri,kendisine festivalimizden bahsetti vedesteğini aldı.

���

Koblenz AKM’de Halklar

Festivali Söyle�isiGrup Yorum Gönüllüleri 11 Hazi-

ran’da Koblenz AKM’de söyleşi ver-diler. 200 kişinin katıldığı söyleşiyeilgi çok yoğundu. Söyleşide festivalhakkında bilgiler verilirken, ırkçılık,yozlaşma, Halk Meclisleri ve direnişlerkonuşuldu. Koblenz AKM’de ilk kezsöyleşi gerçekleştiren Grup Yorum Gö-nülleri, AKM’den 1 otobüs kaldırmasözü aldı.

���

Grup Yorum Gönüllüleri Hat-tersheim AKM’deydi.

11 Haziran günü Grup Yorum Gö-nüllüleri Hattersheim AKM`de halkımızıfestivale çağırdılar. Birlikte yapılankahvaltının ardından söyleşiye başlayanGrup Yorum Gönüllüleri, İdil KültürMerkezi’ne gerçekleştirilen baskınları,Grup Yorum`un Bağımsız Türkiye kon-serlerini ele aldılar. Ayrıca Almanya’dayaşanan ırkçılık, yozlaşma sorunları tar-

tışılırken, çözüm olarak Halk Meclisle-rinde buluşma çağrısı yapıldı. Söyleşihalaylar ve türküler ile sonlandırıldı.

���

Grup Yorum GönüllülerindenDarmstadt Şehrinde Festival

Bugün Grup Yorum GönüllüleriAlmanya’nın Darmstadt şehrindeDarmstadt Cemevi’nde Irkçılığa veYozlaşmaya Karşı Halklar Festivaliiçin söyleşi yaptılar. Konser hakkındabilgi verildi ve politik içeriği konuşuldu.Daha sonra Grup Yorum’un türkülerisöylendi. Son olarak Darmstadt’ın mer-kezinde afiş asma çalışması yaptılar.İki gruba ayrılan gönüllüler, 200’eyakın afiş astılar. Yaklaşık bir buçuksaat süren çalışmaya 5 Grup YorumGönüllüsü katıldı.

���

Essen’de Halklar FestivaliÇalışmaları Sürüyor17 HAZİRAN’DA FULDA´DAYIZ

Essen Grup Yorum Gönüllüleri ola-rak bugün Essen çarsısında yenidenafişleme yaptık. Toplam 50 adet afiş-leme yapıldı bugün. Ve afişlerin üzerineotobüs kalkış yeri ve saati de yapıştırıldı.Afişlemede 20 adet afis asıldı. 3 adetbilet satıldı.

���

Grup Yorum GönüllülerindenMarburg’da Festival Çalıșması

Grup Yorum Gönüllüleri Pazartesigünü Marburg’da festival çalışmasıyaptılar. Çalışmalar öğlen saat 15.00’dabaşlayıp akşam saat 21.00’e kadar sür-dü. Marburg’daki gençlerin festivaleolan ilgisi yoğundu. Ayrıca Marburg’da-ki tüm esnaflar dolaşıldı ve ırkçılığakarşı olan Grup Yorum Festivali hak-kında bilgilendirildi. Dayanışma biletlerisatıldı ve Philipps-Üniversität afişlemeyapılıp bildiri dağıtıldı.

���

Londra’da Irkçılığa veYozlaşmaya Karşı HalklarFestivaline Hazırlık Sürüyor

13 Haziran Salı günü İngiltere’ninbaşkenti Londra’da Dev-Genç’liler, 17Haziran’da Fulda’da olacak ırkçılığaVe Yozlaşmaya Karşı Halklar festivaliiçin bildiri ve bilet dağıtımı yaptı,

ayrıca afiş ve pullamalar asıldı. Lon-dra’nın pek çok mahallesinde gençlerlesohbet edilerek Irkçılığa ve YozlaşmayaKarşı Halklar Festivali anlatıldı ve du-varlar, otobüs durakları, direkler GrupYorum afişleri ile donatıldı. Konserçalışmasına 8 Dev-Genç’li katıldı vetüm gün süren çalışmada yaklaşık 40adet pullama, 10 adet afiş asıldı veçok sayıda konser bileti dağıtıldı.

���

Grup Yorum Gönüllüleri

Mainz`ta Pikniktelerdi10 Haziran, Cumartesi günü Grup

Yorum Gönüllüleri Mainz AKM`nindüzenlemiş olduğu pikniğe katıldılar.150 kişinin üzerinde insanın katıldığıpiknikte festivalimiz hakkında bilgilerverildi, herkes davet edildi. Pikniktekihalkımızdan otobüs ile katılım sözüalan Grup Yorum Gönüllüleri, söyleşiyihalaylarımızla ve türkülerimiz ile son-landırdı.

���

Fransa’da Grup YorumGönüllüleri Pikniği

Fransa Grup Yorum Gönüllüleri 10Haziran 2017 günü Paris’te, ırkçılığave yozlaşmaya karşı bir piknik düzen-lediler. Piknikte özellikle Grup Yorumüzerindeki baskılara karşı dayanışmave Fulda’daki yapılacak olan festivaledaha fazla katılım, sahiplenme, GrupYorum’un yalnız olmadığını göstermeçağrısı yapıldı. Çünkü Fulda BelediyesiAKP faşizmi ile işbirliği içinde olduğu,bu nedenle yapılacak olan festivali en-gellemek istediği anlatıldı. Paris’te ya-pılan Grup Yorum dayanışma pikniğinde,aynı zamanda 70 yaşında 90 gün dire-nerek Dersim’deki şehit şahanlarımızımezarsız bırakmayan Kemal babamızsaygı ile selamlanırken, hücrelerde di-renen Nuriye ve Semih öğretmenimizyalnız değildir. Onlar zindanlarda, bizlermeydanlarda onların sesi olmaya devamedeceğiz denildi. Pikniğimizde sohbetleredildi, oyunlar oynandı ve hep beraberaynı sofrada yemekler yendi. Pikniğimize60 kişi katıldı.

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!52

Page 53: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Yüksel Caddesi’nin ÇiçekleriBerlin’de de Kokuyor

Gözaltılarla, tutuklamalarla, polis çemberiyle bastı-rılmak istenen Yüksel Caddesi’ndeki direnişin sesi Ber-lin’de yankılandı.

Berlin’de, 10 Haziran Cuma günü yapılan oturmaeylemi ile Yüksel direnişi selamlandı. Kottbüsser Tor’dayapılan eylemde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yadair dövizler ve Almanca “Nuriye Gülmen-Semih ÖzakçaAçlık Grevinde Duydunuz mu” dövizi açıldı.

Yüksel Caddesi’nde gözaltına alınan çiçekler Berlin’dede kokuyordu. Bu bile baskılarının boşa çıkartıldığınıgösterir.

Cuma günü saat 17.00 ile 19.00 arasında yapılan ey-lemde yüz tane Almanca bildiri de dağıtıldı. Bir yandanda Türkçe ve Almanca sohbetler edilerek direniş birebiranlatıldı.

Eylem boyunca marşlar, türküler söylendi.����

Ulm’de Nuriye, Semih ve Meşale İçin EylemUlm’de 09.06.2017 Cuma günü çarşı merkezinde

Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Meşale Tolu’nun öz-gürlüğe kavuşması için eylem gerçekleştirildi. Eylemsaat 18.00’da Ulm’un Münster Kilisesi yakınında başladı.Okunan bildiriler ve atılan sloganla, çarşıda bulunankitleye eylem anlatıldı. Eyleme Alman sol örgütleri,Türkiyeli göçmen kurumlar ve Alman öğretmenler dekatılım sağladı.

���

Brüksel’den Yüksel’e, Selam Olsun DirenenlereBelçika’da “Türkiye’de OHAL’e Karşı Mücadele

Komitesi” tarafından “Sanatımızla açlığa ses veriyoruz”eylemi gerçekleştirildi.

3 Haziran Cumartesi günü Brüksel’in merkezindebulunan Place de la Monnaie Meydanı’nda gerçekleştirileneylem 3 saat sürdü.

Meydanda, Fransızca olarak “Türkiye’de Direnen, AçlıkGrevine Devam Eden Nuriye ve Semih Yalnız Değildir”yazılı bir pankart açıldı. Nuriye ve Semih’in fotoğraflarınınyanısıra, KHK’lara karşı Düzce’de direnen Alev Şahin’in,Malatya’da direnen emekçilerin fotoğrafları da yer aldı.

Karikatürist İsmail Doğan eylem alanında, büyük birbeze Nuriye ve Semih’in portrelerini çizerek, “Sanatımızladireniyoruz” dedi ve çizimin yanına “Brüksel’den”diye ekledi.

���

Yüksel’e, Selam Olsun Direnenlere”Müzisyen Tanar Çatalpınar ise eylem alanında Türkçe,

Kürtçe, Ermenice şarkılar seslendirdi. Çatalpınar’ınezgili türküleri ne dans sanatçısı Nil Görkem eşlik ederekrenk kattı. Meydanda ayrıca direniş türküleri söylendi,halaylar çekildi. Büyük ilgi gören eylem esnasında, birçok insanın sorularına cevap verildi, sohbetler edilerekTürkiye’de süren direnişler anlatıldı.

Berlin’de Halk Cephesi’nden Adalet BakanlığıÖnünde Eylem

DEVRİMCİLİK YAPMAK SUÇ DEĞİLDİR!Aylardır hukuksuzca Hamburg Hapishanesi’nde tutuklu

bulunan devrimci Musa Aşoğlu için Berlin’de eylem yapıldı.Berlin Halk Cephesi 9 Haziran Cuma günü Adalet Bakanlığıönünde devrimciliğin suç olmadığını bir kez daha haykırdı.

Federal Adalet Bakanlığı önünde yapılan eylemde,Almanca “Devrimcilik Yapmak Suç Değildir Musa Aşoğlu’naÖzgürlük” pankartı açıldı. Musa Aşoğlu dövizlerinin deaçıldığı eylemde, bir saatlik oturma eylemi yapıldı. “MusaAşoğlu’na özgürlük, Politik Tutsaklara Özgürlük, DevrimciTutsaklar Onurumuzdur” sloganları Almanca-Türkçe olarakhaykırıldı. Grup Yorum Gönüllüleri Bad Kreuznach’de afişastılar. İki gruba ayrılan Grup Yorum Gönüllüleri Bad Kre-uznach’ın merkezine yaklaşık 250 afiş astılar. 1,5 saat sürençalışmaya 4 Grup Yorum Gönüllüsü katıldı.

Mannheim Halk Cephesi`nden Alzey`de Dayanıșma PikniğiMannheim Halk Cephesi olarak 28 Mayıs Pazar günü

Alzey Bölgesi’nde Alzey`deki ailelerimizin örgütledikleriHasan Ferit Gedik Uyuşturucu İle Savaş ve Kurtuluş Merkeziile dayanışma pikniği düzenlendi.

Saat 14.00`da başlayan Halk Pikniğinde öncelikli olarakhoşgeldin konuşması yapıldı. Konuşmada Türkiye`de; işi,ekmeği ve onuru için direnen Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça`dan bahsedilerek destek çağrısında bulunuldu. Direnişinsadece Türkiye ile kısıtlı olmadığı vurgulanan konuşmada;anadilde iletişim hakkı için direnen ve açlık grevinde kritikaşamalarda olan Yusuf Taş`ın durumu hakkında da bilgiverildi. Konuşmadan sonra ise kurulan sofralarda hep birlikteyemekler yenip çaylar içildi.

Pikniğin sonlarına doğru ise söyleşi gerçekleştirilerek, 17Haziran`da herkes Fulda`ya davet edildi. Söylenen türküler,marşlar davul zurna eşliğinde çekilen halaylar ile akşam geçsaatlere kadar devam eden Halk Pikniği’ne 130 kişi katıldı.

���

Londra’da Dev-Genç’lilerden Bizim Gençlik DağıtımıLondra’nın Wood Green ve White Hart Lane Bölgesi’nde

11 Haziran Pazar Günü Dev-Genç’liler “Bizim Gençlik”dağıtımı yaptılar. Çalışmada gençlerle ve esnaflarla sohbetedilerek 17 Haziran’da Fulda’da olacak Grup Yorum festivalianlatıldı ve halk davet edildi. Onun dışında derginin içeriğive önemi anlatıldı. Yaklaşık 1 saat süren çalışmada gençlerçok iyi tepkiler ile karşılaştı ve yaklaşık 20 adet BizimGençlik dergisi gençlere ve esnaflara ulaştırıldı.

Dergi dağıtımına 4 Dev-Genç’li katıldı.���

Berlin’de Film AkşamıBerlin`de 9 Haziran Cuma günü Yorum Kültür Evi’nde

11. film akşamı yapıldı. Her 15 günde bir düzenlenen YorumKültür Evi film akşamında Vatan Toprağı filmi gösterildi.Katılan dostlarımızla filmin içeriği ile ilgili sohbet edildi.

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

53Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Page 54: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

AVRUPA’dakiBİZ

Yusuf Taş, Almanya'nın HeimsheimHapishanesi’nde 30 Mart 2017 tari-hinde anadilde mektuplaşmasına, ko-nuşmasına yönelik hapishane idare-sinin keyfi ve ırkçı yaklaşımını protestoetmek için, açlık grevine başladı. 64gün süren açlık grevinin sonucundatalepleri kabul edilerek zafer kazandı.

64 gün boyunca bedenini açlığa ya-tıran Yusuf Taş, en haklı ve meşru ta-lepler için bile direnme zorunluluğunuve direnişin emperyalizmin karşısındane kadar meşru olduğunu hepimizegösterdi. İster Avrupa'da ister ülke top-raklarında, ister tek başımıza, ister kit-lesel olsun emperyalizmin ve işbirlik-çilerinin baskı, yasak ve keyfi uygula-maları karşısında tek yolun direnmekolduğunu ve direnenlerin her koşuldakazandığını, emperyalizmle irade sa-vaşında her koşulda devrimci iradeningalip geldiğini bize gösteren bir direnişti.

Alman emperyalizmini dize getirendevrimci irade ve kararlılıktı ve dahadirenişin zaferle sonuçlanmasındanbir gün öncesine kadar, hapishaneidaresinin bir tek geri adım atmamakonusunda ısrar etmesine rağmen, birgünde sanki tüm gerçekler alt üst ol-muş gibi Yusuf Taş'ın tüm taleplerinikabul etmek zorunda kalmaları, elbetteyoldaşımızın iradesi ve direnişi, ta-

lepleri kabul edilene kadar devam et-tireceğine yönelik kararlı tavrına bağ-lıdır.

Yusuf Taş, Avrupa hapishanelerindebir Özgür Tutsak olarak sonuç alanakadar, talepleri kabul edilene kadar,sonuna kadar direnme geleneğini be-denlerini açlığa yatıran, ölümüne di-renen 84'lerde, 96'larda, 2000-2007Büyük Ölüm Orucu Direnişleri’ndeşehit düşen Özgür Tutsak geleneğiniyaratan kültürün, düşüncenin bir in-sanıdır. Özgür Tutsaklık geleneği, 47yıllık bir mücadelenin sonucu oluş-muştur. Özgür Tutsaklık, ölen amateslim olmayan, düşünceleri ve inanç-ları için yaşayanların geleneğidir.

Avrupa'da Özgür Tutsaklığı gelenekhaline getiren Avrupa hapishanelerindedirenerek tek tip elbise giymeyen, baskıve keyfi uygulamalara boyun eğmeyen,yoldaşlarının açtığı yoldan yürüyen birÖzgür Tutsaktır Yusuf Taş.

Ki Almanya ilk defa direnen birdevrimci ile karşılaşmamıştır. Aynıkültürün şekillendirdiği tutsaklarımızher yaptırım karşısında sonuna kadardirenmiş, hiçbir dayatmayı kabul et-memiştir.

Türkiye ya da Avrupa hapishane-lerinde devrimci olarak tutsak olmakve direnmek sadece daha iyi yaşam

koşulları için mücadele olmaktan öte,savaşan bir beyin olmaktır. ÖzgürTutsaklık, devrimci kişiliğe yönelikher saldırıya direnişle karşılık veren,baş eğmeyendir.

Avrupa'nın hapishanelerinde tecritişkencesi ve devrimci tutsaklara yö-nelik saldırılar, yaptırımlar, devrim-cilerin hücrelerinde katledilmeleri em-peryalizmin devrimcileri, devrimciörgütleri teslim almaya yönelik birtavrıdır. Çünkü hapishanelerin bir di-reniş mevzisi, emperyalizme karşı birsavaş alanı olarak görülmediği birdüşüncede örgütler ve tek tek insan-ların beyinleri de teslim alınmıştır.Direnmeyenler yok olmuş, örgüt olarakkendilerini feshetmişlerdir.

Hapishanelerde teslim alınan dev-rimci örgütlenmeler yok edilen beyin-lerin dışarıdaki mücadeleye yansımasıda aynı oranda olmuştur. Hapishane-lerden dışarı teslimiyet ve yılgınlığınteorisi yapılmış, var olan dayanışmave direniş etrafında toplanan örgütlerve kişiler birer birer yok olmuşlardır.Yani dışarısı ve içerisi bir bütün olduğuiçin hapishanelerdeki teslimiyet dışarıyıetkilemiş ve tutsaklarla olan dayanışmayıyok etmiştir.

Bu yanıyla baktığımızda tutsaklarındirenişi her daim dışarıyı da etkileyen,direnişin dışarıda sahiplenilmesinisağlayan ve bu doğrultuda mücadeleyive örgütlüğlü büyüten bir rol oyna-mıştır.

İstedik, İnandık veYaptık. Emek Verdik,Sonuç Aldık...

Yusuf Taş, kararlılığı ile emper-yalizme karşı direnirken kuşkusuz dı-şarıda örgütlenen, onun sesi olan hereylem ve etkinlik, bu zaferde bir etkenolmuştur.

Yaptığımız eylemler tek kişi ilede olsa direnişin duyurulmasını sağ-

BİZ DİRENDİĞİMİZDE,

KAZANAMAYACAĞIMIZ ZAFER YOKTUR!

İDEOLOJİK GÜCÜMÜZLE, KARARLILIĞIMIZLA,

YENİ ZAFERLER ÖRGÜTLEYECEĞİZ...

Yürüyüş

18 Haziran2017

Sayı: 19

Direnişi Hapsetme, Tecrit Etme, Kırma Politikalarınızı Boşa Çıkaracağız!54

Page 55: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

lamıştır. Avrupa'nın pek çok ülkesinde, şe-

hirlerinde onlarca eylem yapılmış,açıklamalar, oturma eylemleri, zin-cirleme eylemleri, bir kişinin elindedövizi ile sokakta oturması, adaletbakanlığı önünde yapılan bir eylem,asılan bir pankart, yapılan açlık grevlerive bu direnişin sadece Almanya ilesınırlandırılmayıp tüm Avrupa'ya ya-yılması verilen emek ve direnişin herkoşulda zaferle sonuçlanacağına, ve-rilen hiçbir emeğin boşa gitmeyeceğinigöstermiştir.

Kazandığımız zafer mütevazi birzaferdir ama bu zaferin en önemlisonucu direnenlerin, ancak ve ancakdirenenlerin kazanacağıdır. Nasıl kiher direniş yeni yeni direnişleri ör-gütlüyorsa bu direniş de yeni direnişleriörgütleyecektir.

Alman EmperyalizmiDevrimcileri Teslim Almakİçin Her TürlüHukuksuzluğu Uyguluyor

Almanya, bir yandan Türkiye oli-garşisinin faşist saldırılarını çıkarlarıtemelinde kullanmaya çalışırken, diğeryandan da devrimcilere saldırıyor, dev-rimcileri teslim almak için her türlühukuksuzluğu, ahlaksızlığı uyguluyor.

Türkiye oligarşisi ile çıkar ilişkilerigereği ve ABD emperyalizminin da-yatmaları sonucunda devrimcilere sal-

dıran Alman emperyalizmi, yineABD'nin direktifleri ile Türkiyeli dev-rimci Musa Aşoğlu'nu tutuklayarakhala tecrit hücresinde tutmaktadır. Yinedevrimcileri hapishanelerde teslim al-mak için devrimciliklerini bitirmek,beyinlerini yok etmek için kendi hu-kuklarını dahi çiğneyerek keyfi dayat-malarda bulunmaktadır. Bu dayatmalar,elbette yukarıda da belirttiğimiz gibidevrimcileri teslim almak için her türlüahlaksızlığı ve hukuksuzluğu pekalauygulayabiliyor. Musa Aşoğlu'nun tu-tuklanması ve Yusuf Taş'a uygulanansaldırılar bunun sonucudur.

Saldırıların hedefi bellidir. Devrimcidüşünceyi yok etmek, devrimcileri bi-tirmektir. Ki bunun en önemli ayakla-rından bir tanesi de tutsakların dışarısıile bağını koparmak, dayanışmayı vesahiplenmeyi engellemek, tutsaklarınkendi aralarındaki dayanışmayı yoketmektir. Yalnızlaştırılan bir beyni dahakolay teslim alacağı teorisi ile hareketeden emperyalizm Yusuf'un dışarıdasahiplenilmesini, tutsaklar arası daya-nışmayı engelleyememiştir. GülaferitÜnsal, Musa Aşoğlu, Özgür Aslan Yu-suf'un haklı talepler için başlattığı açlıkgrevine destek için açlık grevi yapmış,talepleri kabul edilene kadar da devametmişlerdir.

Biz DirendiğimizdeKazanamayacağımız

Zafer Yoktur! Direnmek, her koşulda teslim ol-

mamak, beyinlerimizi teslim etmemek,47 yıllık bir geleneğin yarattığı bir şe-killeniştir, dedik. Bu kültürün bize öğ-rettiği, hapiste de olsak, dışarıda daolsak, zulme ve baskıya karşı direnirsekkazanamayacağımız zafer yoktur. 70yaşında Kemal amcamız olmaz denilenibaşarmış, yoldaşlarımızın cenazelerinifaşizmin elinden almak için direnmişve kazanmıştır. Binlerce insanın iştenatıldığı ülkemizde, bu haksızlığa aylardırdirenen Semih ve Nuriye, "tek de olsakdirenerek kazanacağız" inancı ile sokaktabaşlattıkları direnişlerini bugün hapishanehücrelerinde devam ettirmektedirler.

Sonuç olarak; Direnme gücümüzve zafere olan inancımızın kaynağı el-bette ideolojik gücümüzdür. Bu ideo-lojinin şekillendirdiği her insan da ge-lecekte yeni direnişler örgütleyecek,yeni zaferler kazanacaktır. Çünkü em-peryalizme karşı mücadele her koşuldabedel ödemeyi göze almaktır. Bedelödemek hakkı için direnmektir, tek deolunsa devrimci düşünceyi savunmak,her yaptırım karşısında geri adım atandeğil, emperyalizme ve işbirlikçilerinegeri adım attıran olmaktır.

Londra’da Halk Toplantısı Her pazar günü yaptığımız kahvaltı

ve halk toplantılarımızın bu haftakigündeminde yine Grup Yorum’un Al-manya’nın Fulda şehrinde yapacağı“Irkçılığa ve Yozlaşmaya Karşı HalklarFestivali vardı.

Almanya’nın tüm yasaklama çaba-larına ve baskılarına rağmen, yasaklamayaçalıştıkları konserler nasıl yapıldıysa, buyıl da bu festivalin de hep birlikte el eleçalışarak ve direnerek gerçekleşeceğivurgusu yapıldı.

19 kişinin katıldığı halk toplantısındansonra komiteler; radyo programları, yerelgazete ziyaretleri, poster asma çalışması,stantlar, esnaf ve aile ziyaretlerine devametmek için karar alındıktan sonra, toplantısonlandırıldı.

18 Haziran2017

Yürüyüş

Sayı: 19

55Direniş Büyüyecek, Direnenler Kazanacak!

Dergimizin 19. sayısının yayınlandığı 18 Haziran 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 102. günündeler

*KEC- Malatya direnişi, Ankara Yüksel Caddesi’ne taşındı*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı.

*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 118. gününde

Page 56: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

“Hareket, benim için; sabırlı bir öğretmeni, kaya gibi güçlübir iradeyi ve yeni bir yaşamın yaratılmasını ifade ediyor.Hareket, benim için, saflığı, temizliği ifade ediyor. Halkımızınkurtuluşunu ve bu kurtuluşa giden yolda, tek tek insanların kur-tuluşunu ifade ediyor. Emeği ve alınterini özgürleştirmeye çalı-şırken harcanan emeği ifade ediyor. Hareket, benim için, adaletiifade ediyor.” Eyüp Beyaz

26 Haziran - 2 Temmuz Eyüp BEYAZ: Hapishanelerde süren katliamın sorumlusu,

uygulayıcısı Adalet Bakanlığı’na karşı giriştiğifeda eylemi sırasında, AKP iktidarının emrindekiölüm mangaları tarafından katledildi. ArdahanÇıldır İlçesi Gölbelen Köyü doğumlu Eyüp Beyaz,25 yaşındaydı. Karadeniz Teknik ÜniversitesiGiresun Eğitim Fakültesi mezunu bir öğretmendi.

1999'da henüz öğrenciyken devrim mücadelesine katıldı. Mezunolduktan sonra da halkının öğretmeni olarak devam etti kavgasına.Gençlik örgütlenmesi içinde sorumluluklar üstlendiği dönemde,defalarca gözaltına alınıp işkencelerden geçirildi. Hep başı dikçıktı. Öğrenmeye açık, fedakar, mütevazi yapısı, militan kişiliğiyledaha ileri görevlere hazırdı. Silahlı birlikler içinde istihdamedildi. Oligarşi, onu ele geçirmek için özel ekipler kurmuş,adını, resmini afişe etmişti. Ama o, yeraltı faaliyetlerini, serin-kanlılık ve disiplin içinde sürdürdü. Son üstlendiği görevde, 1Temmuz 2005’te; cüretin, fedakarlığın, adaletin adı olarak hesapsormak için yola çıktı. Zalimlerin en çok korundukları üslerinegirerek, üzerine doğrultulan namlulara meydan okuyarak ölüm-süzleşti.

Sait EROL: Konya’da doğdu. Devrimcileri daha 12

Eylül öncesinden tanıyordu. Liseyi, KonyaGazi Lisesi'nde tamamladı, sonra da SelçukÜniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dilive Edebiyatı bölümüne kaydoldu. Bu dö-nemde DEV-GENÇ saflarında yer aldı. Kon-ya’da geçirdiği bir trafik kazası sonucu, 28

Haziran 1990’da aramızdan ayrıldı.

Sait Erol

Zehra KULAKSIZ:3 Mart 1978 Rize doğumludur. İstanbulʼda

büyüdü. Lise yıllarında mücadeleye katıldı.1997ʼde İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümüʼnegirmesiyle, mücadelesini İYÖ-DER içinde sür-dürdü. Giderek gençlik örgütlenmesinde sorum-luluklar üstlendi. Gençliğin önderlerinden, yolgöstericilerinden biri olarak 29 Haziran 2001ʼde

ölümsüzleşti.

Zehra Kulaksız

Eyüp Beyaz

Perihan DEMİRER: 1973 Çorum doğumluydu. 28 Haziran

1991 tarihinde Beşiktaş’ta bulunduğu evpolis tarafından basılarak katledildi. Perihan,Devrimci Sol'un bir üyesi, Silahlı DevrimciBirlikler’in bir savaşçısıydı. İşçi sınıfı içindengelen bu genç devrimci, devrimci kavgayakatıldıktan sonra da hep bir emekçi gibi

çalıştı, çabaladı. Yaratıcı ve üretken özellikleriyle SDBiçinde başarılı oldu. Kaldığı eve yönelik polis baskınınıfark ettiğinde, o an tek düşündüğü kendisi değil, yoldaşlarınıngüvenliğiydi. Yoldaşlarının, ölüm mangalarının tuzağınadüşmesini engellemek için cüretle direndi. 18 yaşında,katiller sürüsüne karşı kahramanca direnerek şehit düştü.

Perihan Demirer

İbrahimKARAKUŞ,Talip GÜLDAL,Yüksel KARAN

2 Temmuz 1980,“İşkence ve Faşist Te-röre Karşı MücadeleKampanyası”nın son

eylemlerinden biri olarak Topkapı'da geniş katılımlı bir korsanmiting düzenlenir. Bu eylem sırasında polisin ve jandarmanınateş açması sonucu çatışma çıkar. Eylemin güvenliğindensorumlu olan Devrimci Sol militanları, ateşe karşılık verirler.

İbrahim Karakuş ve Talip Güldal, bu çatışmada şehit düşerken,Yüksel Karan da ağır yaralandı. Yüksel, uzun süre komada kal-dıktan sonra şehit düştü.

Turgut AKKAYA,Şükrü SÜLEK:Devrimci saflarda, halkın

bağımsızlık, demokrasi, sos-yalizm mücadelesine katıldılar.27 Haziran 1980’de gece, Zey-tinburnu’nda, faşistler tarafın-dan kaçırılıp işkenceyle katle-

dildiler.

Turgut Akkaya Şükrü Sülek

İbrahim Karakuş Talip Güldal Yüksel Karan

Ali KALKAN:Halkının bağımsızlık, demokrasi, sosya-

lizm mücadelesinde yer aldı. Bunun karşılı-ğında işkencelerden geçirildi. Cunta hapis-hanelerinde tutsak kaldı. Gözaltındayken vetutuklu kaldığı süre boyunca gördüğü işken-celer sonucunda yakalandığı hastalık nedeniyletahliye olduktan kısa bir süre sonra, Temmuz

1986'da onu kaybettik.

Ali Kalkan

Page 57: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

Yüksel MUNZUR1980 öncesi, Liseli Dev-Genç içerisinde yer aldı. Cunta

öncesinde tutsak düşerek Alemdağ Hapishanesi’nde kaldı.Cunta sonrasına da uzanan tutsaklığının ardından, 1984’teİTÜ İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’ne girdi.Bu dönemde, Öğrenci Derneği çalışmalarına katıldı. Gençliğinkitlesel mücadelesinin içindeydi. Devrimci hareketin birtaraftarı idi. Yüksel’i, 1989 Temmuz ayında İstanbul’da

geçirdiği bir trafik kazasında kaybettik.

Halil İbrahim BAYRAKTAR:Dev-Genç saflarında müca-

dele etti. “İşkenceye ve FaşistTeröre Karşı Mücadele Kam-panya”sı çerçevesinde, Çember-litaş’ta düzenlenen bir gösterisırasında, askeri tim tarafındankatledildi.

Halil i. Bayraktar

Yüksel Munzur

Ferhan PEKER:1 Mayıs Mahallesi’nde örgütlü devrimci halkın bir parça-

sıydı. Gecekondu halkının elektrik sorununu çözmeye çalışırken,elektrik çarpması sonucunda, Temmuz 1978’de aramızdanayrıldı.

Ferhan Peker

Ali Arap ÜNVER:Ali, lise yıllarında baş-

layan devrimci mücade-lesini, üniversitede deDev-Genç’li olarak sür-dürdü. Bursa’da, sivil fa-şistler tarafından kurulanbir pusuda katledildi.

MuammerKARAN:

1978 Tem-muz’unda, İstanbulKartal’da faşistlertarafından kurşun-lanarak katledildi.Muammer Karan Ali Arap Ünver

Georgi DİMİTROV:2 Temmuz 1949 – Bul-

garistan halkının, onyıllarcakrallığa, Alman faşizminekarşı sürdürdüğü savaşın ön-deriydi. Ama o, yalnız Bul-garistan halkının değil, dünyahalklarının mücadelesininönderlerinden biri de oldu;çeşitli ülkelerin devrimci ör-

gütleri, 1935’te onu Komintern’in Genel Sekre-terliği’ne seçtiler. 1945’te onun önderliğiyle ku-rulan Vatan Cephesi, Bulgaristan’da iktidarı elegeçirdi. Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nin ku-rucusu, sosyalizmin inşasının başkanı olarak gö-revlerini sürdürdü. Dimitrov, 2 Temmuz 1949’da,muzaffer bir devrimci olarak ölümsüzleşti.

Georgi Dimitrov

Devrimci Sol'un, 1980 yazında başlattığı “İşkence veFaşist Teröre Karşı Mücadele Kampanyası”nın son eylemle-rinden biri olarak, geniş katılımlı bir korsan miting düşünül-mektedir. Bu eylem, aynı zamanda Nihat Erim'in cezalandırıldığıkampanyanın doruğu olacaktır.

Sadece Avrupa yakası mahalli bölgeler örgütlenmesiningerçekleştireceği korsan miting, silahlı bir kitle gösterisi bi-çiminde olacaktı. Mahallelerden geniş bir kitle katılımınınöngörüldüğü bu eylemde, kitle güvenliğini de mahalli bölgelerinFTKSME'leri sağlayacaktı.

Eylem, Topkapı Garajı'nın önünde, büyük bir kitle gösterisiolarak gerçekleştirilecekti. Ancak eylem bununla sınırlı dadeğildir, çok yönlüdür. Gösterinin ana gövdesini oluşturacakolan yaklaşık 1000 kişi, Topkapı'daki dört yolda sloganlarla,konuşma ve devrim andı ile gösteri yaparken, bütün yollartutulup yakılacak, bu sırada Topkapı Surları'na, büyükboyutlarda pankartlar ve Devrimci Sol bayrağı asılacaktır.Ayrıca garaj bölgesi içindeki bütün polis noktaları ve jandarmaenterne edilip, polis noktaları yakılacak ve silahlarına el ko-nulacaktır. Bunlar yapılırken, aynı zamanda eyleme yönelikdışarıdan -özellikle de Edirnekapı Yurdu'na yerleşmiş bulunan

jandarma komandolarından- gelebilecek olan müdahale vesaldırıya karşı, yollarda özel güvenlik alınacaktır. Tüm bunlariçin yaklaşık 40 kişi silahlı güvenlik alacaktır.

Eylemin başlamasına 15-20 dakika kala, eylemi başlatmaklagörevli arkadaş, eylemin başlaması için işaret vermeden önce,eylem alanını son bir kez daha kontrole çıkar. Çevrede herzamankinden çok fazla ekip otosu ve silahlı polis vardır. Birolağanüstülük olduğu açıktır. Bunlar, jandarmayla birliktebölgede önlem almaktadırlar. Gösteriye katılacak kitleninhemen tamamı oradadır. Yer yer kümelendikleri için de dikkatçekmektedirler. Öyle ki, çevredeki esnaf dahi şüphelenmiş,bir şeyler olacağının beklentisiyle dikkat kesilmiştir.

Eylemin başlama işaretini verecek olan arkadaş, bu göz-lemlerini, eylemi örgütleyen mahalli bölgeler üst sorumlusunaaktarır. Ya eylem hemen başlatılmalı ya da iptal edilmelidir.Bu düşüncesini açıklarken, güvenlik alacak yoldaşların birkısmının ve güvenlikten sorumlu yoldaşın henüz gelmediğinive bu nedenle de eylemin iptal edilmesi gerektiğini de belirtir.Üst sorumlu, eylemin başlamasına on dakika kala eyleminiptal edilmeyeceği yönündeki kararını iletir. İletilen kararüzerine eylem başlatılır.

İlk slogan sesiyle birlikte polis ateş açar. Eylemin güvenlikgörevlileri polisin ateşine karşı ateşle cevap verirler. Ancakdaha önceden polis, kilit yerleri tutmuş olmasının avantajıylaçatışmaktadır. Elverişsiz koşullarda çatışmayı kabul etmek

TOPKAPI KORSAN MİTİNGİ (1980)

Anıları Mirasımız

Page 58: Halkın Mühendisi Olcay Abalay, Halk İçin Mühendislik ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY019.pdf · bırakan, politika üretmeyen taraf kaybeder. Biz ise; "emperyalizmin kurbanı değil,

zorunda kalan yoldaşlarımızdan İbrahim Karakuş ve TalipGüldal, ilk çatışmanın şehidi olurlar. Eylemin inisiyatifikaybedilmiştir. Bu da eylem kitlesinin dağınıklığına yolaçmış geride, güvenlikten sorumlu yoldaşlarımızla, polis vejandarmalar kalmıştır. Bu durum karşısında geri çekilmekararı alınır ve uygulamaya geçilir.

Geri çekilenlerden iki yoldaş bir arabaya el koyup,çatışarak uzaklaşmak isterler. Amaçları, bütün dikkatleriüzerlerine çekip diğer yoldaşlarımızın eylem alanından çe-kilmeleri için zaman kazandırmaktır. Arabanın içinden ateşederek Edirnekapı yönüne giden yoldaşlarımıza, EdirnekapıYurdu’na yerleşmiş bulunan jandarma taburundan da ateşaçılır. Polis çemberinin dışına çıkmış bulunan bu yoldaşla-rımızdan Yüksel Karan, G-3 mermileriyle başından vurulur.(Bu yoldaşımız da, aylarca komada kaldıktan sonra şehitoldu.) Diğer yoldaşımız, elinden yaralanmış olmasına karşınAksaray'a kadar arabayı kullanır. Aksaray'da, Yüksel'in öl-düğünü düşünerek arabayı terk eder.

Polis ve jandarmayla eylem bölgesinde girilen diğer ça-tışmalarda, bu üç şehidin dışında halktan bir insan ölmüş,beş kişi de yaralanmıştır.

(...) Polis, bir süredir kitle eylemlerine, gösterilerinekarşı daha vahşi, pervasız bir saldırı taktiği izlemektedir.Topkapı Korsan Mitingi, bir yanıyla da polisin, kitle göste-rilerini, eylem biçimi olmaktan çıkarmayı amaçlayan planınıda bozacaktır. Polis, bu amacına ulaşmak için kitle gösterilerinesilahla saldırırken, yapılacak eylem bu oyunu bozmaktanöte, kitleleri, silahlı gösterilere, çatışmalara da hazırlaya-caktır.

Eylemin olumsuz bitişinin akşamı, İstanbul'un gecekondusemtlerinde, şehit düşen iki Devrimci Sol militanının öfkesiegemendir. Semtlerde o gece meşaleli gösterilerle şehit yol-daşlar anılır, hesaplarının sorulacağına dair ant içilir. Hesabınsorulmasında gecikilmez de...

Eylemin ertesi günü, Devrimci Sol savaşçıları, biri bizzatTopkapı Korsan Mitingi’nde silahla ateş ettiği belirlenen,diğeri de Siyasi Şube'de görev yapan iki polisi cezalandır-mışlardır. Cezalandırılan polislerin üzerine, İbrahim Karakuşve Talip Güldal'ın kanlarının yerde kalmayacağını belirtenbir bildiri bırakılır. Cezalandırmaların duyulmasıyla birlikte,bir gece önce yasa bürünen semtlerde, o günün öğle sonrasındabu kez coşkulu sloganlar yükselmektedir.

Küçükarmutlu: 13 Haziran'da İnanç Özkeskin'in katledilmesiyle ilgili 2 pankart asıldı.Ayrıca mahallenin çeşitli yerlerine afişler asılarak, halka cenazeyi sahiplenme çağrısı yapıldı.

Bahçelievler: Zafer Mahallesi'nde de aynı gün İnanç Özkeskin için yazılamalaryapıldı. “İnanç Özkeskin Ölümsüzdür-Halk Cephesi” imzalı yazılamalar mahalleninbirçok duvarına yazıldı. Bir sonraki gün ise “AKP’nin Ölüm Magandalarına Teslim Ol-mayacağız, İnanç Özkeskin Ölümsüzdür-Halk Cephesi” yazılı pankart asıldı.

İkitelli Halk Cephesi: “… İnanç Özkeskin halkının mücadelesinde her türlü bedellerigöze alarak devrimci mücadelede şehit düştü. OHAL’i bahane ederek devrimci, yurtsever,insanları katlederek, tutuklayarak, işkence yaparak, işten atarak mücadeleyi bitirmeyeçalışan faşist AKP iktidarı, ne yaparsa yapsın hiçbir şekilde halkın mücadelesini bitire-meyecektir. Dilek Doğan, Sıla Abalay, Günay Özarslan ve Kürdistan’da birçok devrimcive yurtseveri katlederek halka gözdağı vermeye çalışan faşist AKP iktidarı, katliamlarlasonuç alamayacaktır. Döktüğü kanda boğulacaktır katiller. Zulmün bir doruk noktasıolduğu gibi, halkın tahammülünde de bir doruk noktası vardır. Zulüm ilelebet sürmez.AKP’den ve onun katillerinden elbet hesap sorulacaktır. Direniş ve mücadelemizsürecektir. Sonuna, sonsuza, sonuncumuza kadar direneceğiz.”

Altınşehir Halk Cephesi: "... AKP’nin katil polisinin yaptığı katliamdır! Bunu hiçbirşekilde meşrulaştıramazlar. İnanç Özkeskin demokratik alanda çalışma sürdüren TAYAD’lıbir abimizdi. Ne bombası, ne silahı, ne eyleminden bahsediyorsunuz? Evet size soruyoruzkatil sürüleri cevap verin! Örgütsel döküman olarak da yaşlı anne ve babasını mı göstere-ceksiniz? Devrimcilerden o kadar korkuyorsunuz ki yaptığınız devrimci katliamı hızkesmeden devam ediyor. En demokratik alanda çalışma yürüten insanlarımızı bilekatlederken tonlarca yalan haber yapıyorsunuz. Bu kadar alçak, bu kadar namussuz, bukadar ahlaksızsınız. Daha 1 ay önce Sıla Abalay’ı örgütün en üst düzey sorumlusudiyerek katlettiniz, sonra kimse size inanmayınca lafı değiştirmeye farklı farklı yalanlarsöylemeye başladınız. Şimdi İnanç Özkeskin için ne yalanlar üreteceksiniz göreceğiz!Göreceğiz ve yaptığınız her pisliğin hesabını soracağız!"(14 Haziran)

İNANÇ ÖZKESKİN ÖLÜMSÜZDÜR!